> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tarihül-İslam > Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri  (Okunma Sayısı 18425 defa)
23 Nisan 2011, 14:16:00
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Nisan 2011, 14:16:00 »



EFENDİMİZ (S.A.V)'İN DOĞMADAN ÖNCE ŞAM'DA RESİMLERİ İLE DİĞER PEYGAMBERLERİN RESİMLERİ MESELESİ



Çok zayıf bir ravi olan Abdullah b. Şebîb er Rabaî anla­tıyor :

-Bize Muhammed b. Ömer b. Saîd b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut*im, "Bana halam Ümmü Osman, babası Saîd'in. kendi babası Muhammed'den babası Cübeyr b. Mut'ım (r.a.)'ı şöyle derken işittiğini haber verdi:

-Allah, Peygamberi Muhammed (a.s.)'ı gönderip de, dini Mekke'de yayıldığında ben Şam diyarına gitmiştim. Busra şehrine geldiğimiz zaman Hıristiyan'lardan bir grup bana ge­lerek: "Sen Harem'den misin?" dediler. "Evet" dedim. "Sizin aranızda şu peygamberlik iddia eden şahsı tanıyor musun?" dediler. "Evet" dedim. O zaman beni içi resim dolu, onlara ait bir küçük kiliseye soktular ve "bak bakalım, burada onun resmini görebilecek misin?" dediler. Resimlere baktım ama onun resmini göremedim. "Ben burada onun resmini göreme­dim." dedim. Bu defa beni bundan daha büyük bir kiliseye soktular. Etrafa bakındım, bir de ne göreyim. Rasûlüllah'ın (s.a.v) sıfatı ve resmi ile Ebû Bekr'in sıfatı ve resmi durmuyor mu. Ebû Bekir, Rasûlüllah'ın ökçesine yapışmış gibi bir re­sim. Bana "Sen onun sıfatını görebiliyor musun.?" dediler. "Evet" dedim. "Bu o mu?" dediler. "Allah şahit evet. Bunun o olduğuna şahit olurum." dedim. "Peki bu ökçesine yapışanın kim olduğunu da biliyor musun?" dediler. "Evet." dedim. Bu sefer onlar "Biz de bu zatın sizin adamınız olan o zat olduğu­na berikinin de ondan sonra gelecek halife olduğuna şahit oluruz." dediler.[575]

Bu haberi Buharı, Tarih-i Kebîr'inde «nereli ve kim oldu­ğu bilinmeyen Muhammed, Muhammed b. Ömer b. Saîd isna-dıyla buradakinden daha kısa olarak nakleder.[576]

İbrahim b. el Heysem el Beledî, Abdül Aziz b. Müslim b. İdrîs, Abdullah b. İdrîs, Şürahbîl b. Müslim, Ebû Ümâme el Bâhili (r.a.), Hişam b. Âs el Emevî (r.a.) isnadiyla Hişam'm şöyle dediğini anlatır:

-Kendisini İslam'a davet etmek üzere ben ve Kureyş'ten bir arkadaşım Rum Kayseri Hiraklius'a gönderilmiştik. Yola çıkıp Şam mmtıkasındaki Govta şehrine kadar gelip Cebele b. el Eyhem el Gassânî'ye konuk olduk. Yanına girdiğimizde Ce­bele tahtında oturuyordu. O bize derdimizi anlatmamız için bir elçi gönderdi. Biz elçiye: "Vallahi biz elçiyle konuşmayız. Zira biz krala gönderildik. Eğer kendisiyle konuşmaya izin verirse  ona  konuşuruz, yoksa  elçiye  söyleyecek  sözümüz yok" dedik. Elçi de geriye dönüp, Cebele'ye vardı ve durumu anlattı. Böylece Cebele bize izin verdi ve "Konuşun bakalım!" detii. Hişâm b. Âs da ona söyleyeceklerini söyleyip onu İslam dinine daVet etti. Üzerinde siyah bir elbise vardı. Hişam ona: "Şu üzerindeki ne?" diye sordu. O da: Ben bunu giyip sonra da "Sizi Şam diyarından sürmedikçe üzerimden bunu çıkar­mayacağım" diye yemin ettim, dedi. Biz de ona; "Fe vallahi! Şu senin oturduğun makam var ya, onu senden alacağımız gi­bi en büyük kralınız Hiraklius'un mülkünü de alacağız inşal­lah! Bunu bize Peygamberimiz haber verdi." dedik. Bunun üzerine Cebele: "O dediğini yapacak olan sizler değilsiniz. Onlar gündüzü oruçla geçirip gece olunca iftar eden bir ka­vim olacak. Sizin oruç tutuşunuz nasıl?" dedi. Biz de oruç şeklimizi kendisine anlattık. Yüzü kapkara kesildi ve bize "Haydi kalkın!" diyerek, bizimle birlikte imparator'a bir elçi gönderdi. Yola koyulup varacağımız şehre yakın bir yere ge­lince beraberimizdeki elçi bize: "Şu bindiğiniz hayvanlarınız imparatorun şehrine giremez. Dilerseniz sizi katır veya yük beygirine bindirelim." diye teklif etti. Biz de: "Vallahi biz bu şehre ancak bunun üzerinde gireceğiz." dedik. Onlar da kra­la bizim tekliflerini reddettiğimizi bildirdiler. Böylece kılıç­larımızı kuşanmış bir halde hayvanlarımızın üzerinde şehre girip imparatora ait bir odaya kadar varıp develerimizi onun duvarının dibine ıhtırdık (çöktürdük). O da bize bakıyordu. Biz "La ilahe illallah vallahu Ekber" diye nida attık. Allah bi­liyor ya, bina öyle bir sarsıldı ki, adeta rüzgarın salladığı hurma salkımı gibi oldu. O bize birini yollayıp, "Bize kendi dininizi açıklamaya hakkımız olmadığını" tembihledi ve hu­zuruna girmemiz için mübaşiri geldi. Biz huzuruna geldiği­mizde o kendi tahtı üzerinde oturmuş, etrafında Rum Patrik­leri vardı. Meclisindeki her şey kırmızıydı. Etrafındakiler de öyle. Üzerinde de kırmızı bir elbise vardı. Kendisine yaklaştı­ğımızda güldü ve: "Beni kendi aranızda birbirinizi selamladı­ğınız selam ile selamlasaydmız size ne zararı olurdu?" dedi. Baktık ki, yanında çok fasih Arapça bilen ve çok konuşan bir adam var. Onu "Bizim kendi aramızdaki selamımızı size ver­memiz helal olmaz." dedik. "Aranızdaki selamınız nasıldır?" dedi. Biz de "aynen bu kelimlerle" dedik. "Ya o sizin selamını­zı nasıl alır?" diye sordu. "Aynen bu kelam ile alır." dedik. Bu­nun üzerine:

-Peki sizin dininizin en büyük kelimesi (cümlesi) nedir?" dedi. Biz de:

-"La ilahe illallahü vallahü ekber," dir. dedik. Biz böyle deyince vallahi o esnada oda yeniden sallandı. Hatta kral başını kaldırıp tavana baktı ve:

-Şu söylediğinizde oda sallanan kelimeyi kendi evleriniz­de de söyleyince sizin evlerinizde de sarsılma oluyur mu?" dedi. Biz de:

-Hayır! Biz bunu sadece senin yanında yaptığını gördük, dedik. O da:

-Bu kelimeyi söylediğinizde etrafınızdaki her şeyin sar­sılmasını ne kadar isterdim. Hatta öyle olsaydı, mülkümün yarısından da çıkardım, dedi. Biz "neye?" deyince:

-Zira öyle olsaydı, anlaşılması kolaydı, böylece bu işin bir peygamberlik olmaması, insanların hilelerinden bir tuzak ol­ması daha uygun olurdu, dedi.

Sonra bize Nebî (s.a.v)'in ne istediğini sordu, biz de an­lattık. Sonra da; "Orucu nasıl tutar, namazı nasıl kılarsınız." dedi. bizde kalktık. Bize çok güzel bir ev ve çok yemek veril­mesini emretti. Orada üç gün eğleştik. Geceleyin bize haber yolladı. Yanma girdik. Önceki sözlerimizi bir daha tekrarla­mamızı istedi, biz de tekrar ettik. Sonra dev gibi sandık biçi­minde bir şeyi getirmelerini istedi. O geldi dışı gayet süslü idi. İçinde küçücük evler ve üzerinde kapıları vardı. Onlar­dan bir evin kapısını ve kilidini açıp siyah renkli bir ipekli bohça çıkarıp açtı. İçinde kızıl renkli bir resim vardı. Baktık ki, iri gözlü, iri baldırlı bir adam. Boynu öyle uzun ki, onun gi­bisi hiç kimsede görülmüş değil. Sakalı da yok. Saçlarında iki beliği var. Allah yaratıklarının en güzeli. Bize: "Bunu biliyor musunuz?" dedi. "Hayır" dedik. "İşte bu Âdem (a.s.) dır." dedi. Baktık ki. insanların saçı en gür olanı o idi.

Sonra bir kapı daha açıp ondan da siyah ipek bir bohça çı­kararak açtı. Baktık ki, onda da beyaz bir resim var. Resim­deki zatın saçları kedi tüyü gibi idi. Gözleri kırmızı, başı büyük, sakalıysa güzel idi. Bize, "bu zatı tanıyor musunuz?" dedi. "Hayır" deyince, "İşte bu Nûh (a.s.)'dır." dedi.

Bir kapı daha açtı. Ondan da siyah bir ipek bohça çıkardı. Açtı ki, orada bembeyaz bir adam resmi var. Güzel yüzlü, açık ve geniş alınlı, uzunca yanaklı, beyaz sakallı, sanki gülümser gibi biri. "Bunu biliyor musunuz?" dedi. "Hayır" de­dik. "İşte bu İbrahim (a.s.)dır" dedi.

Derken bir kapı daha açarak oradan da beyaz ipekli bir bohçayı çıkarıp açtı. Bakınca bembeyaz bir resim. Bir de ne görelim. Vallahi o Rasûlüllah (s.a.v)'in resmiydi. Bize "Bunu tanıyor musunuz?" diye sorunca, "Evet. bu Allah (c.c.)'ün ra-sûlü Muhammed'dir." deyip ağladık. Allah bilir ya, biz böyle deyince o yerinden kalkıp dimdik dikildi, sonra tekrar otu­rup "Allah'a yemin eder misiniz, bu o mu?" dedi. "Evet. ke­sinlikle bu o dur. Sanki biz kendisine bakıyor gibi oluyoruz" dedik. O da bir müddet bu resme bakarak Öylece hareketsiz kaldı ve "Esasen bu en sondaki evde idi. Ama ben sizin bunu görünce ne yapacağınızı merak ettiğimden acele edip önce çı­kardım." dedi.

Sonra bir kapı daha açıp oradan siyah bir ipekli çıkarıp açtı. Esmer benizli bir resim vardı. Saçları kıvırcık, gözleri çukur, bakışları keskin, sert yüzlü, sık dişli, çekik dudaklı sanki öfkeli gibi biriydi. "Bunu tanıyor musunuz?" deyince. "Hayır!" dedik. O da "İşte bu Mûsâ (a.s.) dır" dedi. Yanı başın­da ona benzer bir resim daha vardı. Ancak, başının saçı yağlı gibi. gözleri şaşıya yakın, geniş alınlı idi. "Ya bunu tanıyor musunuz?" dedi. "Hayır." dedik. "Bu İmrân oğlu Harun (a.s.) dır." dedi.

Sonra bir kapı daha açarak beyaz bir ipekli çıkardı. İçin­de esmer, düz saçlı, orta boylu öfkelenmiş gibi duran bir adam daha vardı. "Bunu tanıyor musunuz?" dedi. "Hayır" de­dik. "Bu Lût (a.s.) dır." dedi.

Sonra bir kapı daha açıp beyaz bir ipekli çıkardı. İçinde beyaz hafif kırmızıya çalar benizli, doğan burunlu, düz ya­naklı, güzel yüzlü bir adam vardı. "Ya bunu biliyor musu­nuz?" dedi. "Hayır!" deyince "Bu İshak (a.s.) dır" dedi."

Sonra bir kapı açıp beyaz bir ipekli çıkardı. Orada İshak (a.s.)'a benzeyen ancak alt dudağı üzerinde ben bulunan birisi var. "Bunu biliyor musunuz?" dedi. "Hayır!" deyince "İşte bu sizin Peyğamberiniz'in dedesi olan İsmail (a.s.) dır." dedi.

Sonra bir kapı açarak yine beyaz bir ipekli çıkardı. Orada sanki Âdem'in resmine benzeyen yüzü sanki Güneş gibi olan biri vardı. "Bunu tanıyor musunuz?" dedi. "Hayır!" dedik. "Bu da Yûsuf (a.s.) dır." dedi.

Bir kapı daha açtı ve beyaz bir ipekli çıkardı. Onda kırmı­zı benizli, ince incikli, küçücük gözlü iri karınlı, kılıcını ku sanmış biri vardı. "Bunu tanıyor musunuz?" dedi. "Hayır!" dedik. "Bu Dâvûd (a.s.) dır." dedi.

Sonra bir kapı açıp beyaz bir ipekli çıkardı. Orada kalça­ları iri, uzun dizli, ata binmiş birinin resmi vardı. "Bunu bi­liyor musunuz?" dedi. "Hayır!" deyince, "Bu Süleyman (a.s.) idi." dedi.

Sonra bir kapı açıp siyah bir ipekli çıkardı. Orada beyaz resimler vardı. Bir de genç simsiyah sakallı, gür...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri
« Posted on: 16 Nisan 2024, 09:30:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri rüya tabiri,Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri mekke canlı, Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri kabe canlı yayın, Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri Üç boyutlu kuran oku Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri kuran ı kerim, Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri peygamber kıssaları,Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri ilitam ders soruları, Efendimiz in ve diğer Peygamberlerin resimleri önlisans arapça,
Logged
31 Ağustos 2015, 12:56:42
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 31 Ağustos 2015, 12:56:42 »

Efendimizin ve diğer peygamberlerin Şamda bu şekilde resimleri olduğu bahsini ilk defa duydum ben.ne kadar doğru Allahu alem.
farklı bir konuyu ele almışsınız .Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Ağustos 2015, 15:22:07
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #2 : 31 Ağustos 2015, 15:22:07 »

ve aleykumusselam ve rahmetullah. kiliseye efendimizn ve ebubekir r.a. resimlerini yapmışlar. lailahe illlah vallahu ekber kelimesi nekadr kuvvetli ve kudretliki sarayın odasını sallayarak patisahın gözüzn açılmasına bile vesile olmuş. allahım bizi bu kelimeyle dilimizde olmek nasip et. allahım razı olsun..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
31 Ağustos 2015, 16:42:09
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 31 Ağustos 2015, 16:42:09 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Bende bilmiyordum bu bahsi,öğrenmiş oldum....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

20 Temmuz 2016, 22:06:39
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #4 : 20 Temmuz 2016, 22:06:39 »

Esselamu aleykum
Peygamber efendimiz sav ve can arkadaşı Ebubekir in resminin bir kilisede Sam da olduğunu ilk kez duydum...Rabbim razı olsun inşallah bu ilginç bilgiler için....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes