> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tarihül-İslam > Efendimiz in son hastalıkları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Efendimiz in son hastalıkları  (Okunma Sayısı 1412 defa)
23 Nisan 2011, 14:05:52
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Nisan 2011, 14:05:52 »




EFENDİMİZİN (S.A.V) SON HASTALIKLARI

 

Yûnus b. Bükeyr, İbni İshak'tan naklediyor:

Bana Abdullah b. Ömer b. Rabîa, Hakem'in kölesi Ubeyd. Abdullah b. Amr b. el Âs (r.a.) yoluyla Rasûlüllah (s.a.v)'in azatlısı Ebû Müveyhibe'nin şöyle dediğini anlattı:

-Bir gece Allah Rasûlü beni uyandırdı ve:

«Ya Ebâ Müveyhibe! Ben şu Bakî mezarlığında yatanlara istiğfar et­mekle emrolundum.» buyurdu. Ben de Efendimizle birlikte çıktım. Yürüyerek Bakî'a geldik. Rasûlü Ekrem (s.a.v) ellerini kaldırıp onlara uzunca bir istiğfar duası yaptı ve:

«Ey Bakî ehli! İnsanların erişeceği şu eriştiğiniz şey size mübarek olsun. Fitneler karanlık bir gece parçası gibi hücu­ma geçti, başı sonuna uydu. En son fitne ilkinden çok daha şerli... Yâ Ebû Müveyhibe! Bana dünya hazinelerinin anahtar­ları ve orada çok uzun bir hayat daha sonra Cennet verildi. Ben bu dünya nimeti ile Rabb'ime kavuşmak ve Cennet'ine girmek nimeti arasında muhayyer bırakıldım.» dedi. Ben de. "Ya Rasûlallah! Anam babam feda olsun sana. dünya hazine­lerinin anahtarını, orada uzun süre kalıp sonra Cennet e git­meyi seçsen." deyince bana:

«Vallahi ya Ebâ Müveyhibe! Ben kesinlikle Rabb'ime ka­vuşmayı ve Cennet'i seçtim.» buyurdu. Sonra Bakîden ayrıldı. Sabah olunca Allah'ın onunla ruhunu kabzettiği ağrıları başladı.[607]

Bu haberi İbrahim b. Sad. İbni İshak aracılığıyla Hakem in kölesi Ubeyd b. Cübeyr'den nakleder.

Ma'mer de Tavûs'un oğlu aracılığıyla Tavas'tan Nebinin

(s.a.v):

«Ümmetime nice fetihlerin nail olacağını görünceye ka­dar hayatta kalmak veya acele ölmek arasında tercih yapmam istendi. Ben aceleyi tercih ettim.»[608]

Şavbi. Mesrûk yoluyla Hz. Âişe (r.a.)'ın şöyle dediğini an­latıyor:

-Peygamber (s.a.v)'in yanında hanımları toplandı. Hiç bi­risi gelmemezlik etmedi. Derken Fatıma (r.a.) geldi. Yürüyüşü Rasûlüllah (s.a.v)'in yürüyüşüne ne kadar benziyordu. Efen­dimiz (s.a.v) ona: "Kızım merhaba!" buyurarak onu sağına veya soluna oturttu ve ona gizlice bir şeyler söyledi. Fatıma Dunları duyunca ağladı. Sonra Rasûlüllah ona yine gizlice bir şeyler söyledi, o da güldü. Ben de Fatıma'ya "Rasûlüllah (s.a.v) sadece sana sır veriyor (senin onda özel bir yerin var) sen de ağlıyorsun." dedim. Rasûlüllah (s.a.v) gidince ben Fatıma'ya "Sana verdiği sırrı bana anlatsan." deyince. Fatıma: "Ben onun sırrını ifşa edemem." dedi. Rasûlüllah (s.a.v)'in vefatın­dan sonra ben yine ona: "Sendeki kalan hakkımı şimdi yine istiyorum. Hala bana o sırrı söylemedin." dedim. Fatıma (r.a.) da "Artık şimdi o sırrı söyleyebilirim." diyerek şöyle anlattı;

-Efendimiz bana fısıldayarak:

«Cebrail her sene Kur'an'ı bana bir kere mukabele için arz ederken, bu yıl iki defa arz etti. Ben bunu yalnız eceli­min yaklaştığına bağlıyorum. Allah'tan kork da buna sabret. Ben senin de geleceğin yere senden önce giden ne güzel Se­lefim.» buyurdu. İşte ben buna ağladım. Sonra yine kulağıma:

«Sen Mü'min hanımların, yahut bu ümmetin kadınları­nın, seyyidesi olmaya razı değil misin?» buyurunca güldüm.

Bu müttefekun aleyh bir hadistir.[609]

Hadisin aynısını Urve de Hz. Âişe'den nakleder. Orada şu fark vardır: «Fatıma da güldü... Çünkü (s-.a.v) ona ailesinin içinden arkasından ilk gelecek olanın kendi olduğunu bildir­mişti.»[610]

Abbâd b. el Avvâm. Hilal b. Habbab. İkrime aracılığıyla Abdullah b. Abbas (r.a.)'ın şöyle dediğini nakleder:

«İza cae nasrullahi vel feth» suresi nazil olduğunda Rasûlüllah (s.a.v) Fatıma'yı çağırdı ve:

«Bana öleceğim haberi verildi.» buyurdu. Fatıma önce ağ­ladı sonra güldü ve "Bana ölüm haberinin kendine ulaştırıldı­ğını bildirince ağladım, bana 'Sabret! Zira ailemden bana ilk kavuşacak sensin' buyurunca güldüm." Dedi.[611]

Süleyman b. Bilal, Yahya b. Saîd, Kasım b. Muhammed isnadıyla Hz. Âişe'den nakleder: Hz. Âişe der ki:

-Ben "Vay başım!" demiştim. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v):

Bu dediğin olmuş olduğunda (öldüğünde) ben hayatta ol­muş olsaydım senin için istiğfar ve düa ederdim." buyurdu. Ben de hemen, "Vah anası nı vay! Vallahi öyle sanıyorum ki, benim ölümümü istiyorsun. Böyle olacak olursa sen son gün­lerinde ailelerinden biri ile çok ferah olursun." dedim. Efen­dimiz de:

«Aksine, vay benim başım! Ben karar vermiştim ki, veya arzu ettim ki, Ebû Bekir ile oğluna haber salıp çağırtayım ve (halifelik konusunda söz) söyleyeceklerin söylemelerini, te­menni edeceklerin temmeni etmelerini vasiyet edeyim. Ama sonra düşünüp kendi kendime "Allah (Ebû Bekir'den başka­sını) kabul etmez, Müminler de, reddederler, veya Allah redd eder, Müminler de kabul etmez.» buyurdu.

Hadisi Buharî bu şekilde rivayet etmiştir.[612]

Yûnus b. Bükeyr, İbni İshak'tan nakleder: Bana Yakub b. Utbe, Zührî, Ubeydullah b. Abdillah aracılığıyla Hz. Âişe'nin (r.a.) şöyle dediğini anlattı:

-Bir gün Rasûlüllah (s.a.v) başı ağrıyarak yanıma girmişti. Ben de başımdan şikayetçi idim, "Vay başım!" dedim. Ra­sûlüllah (s.a.v) de:

«Aksine, vay benim başım. Sana ne var, sen benden önce ölmüş olsan, senin işini ben üstlenir, cenaze namazını kıldı­rır ve seni ben defnederdim.» buyurdu. Ben de: "Vallahi, bu dediğin olacak olsa öyle sanıyorum ki, hanımlarından biri ile aynı günün sonunda benim evimde mutlu bir gece geçirirsin." dedim. Peygamber (s.a.v) bu sözüme gülümsedi. Sonra ağrıları devam edip sıklaştı.

Rasûlüllah (s.a.v) hanımlarını (tek tek) dolaşarak Meymûne (r.a.)'m evinde olduğu bir sırada hastalığı son derece arttı. Ailelerinin hepsi yanında toplandılar. Abbas (r.a.): "Ben Ra­sûlüllah (s.a.v)'in Zatül Cenb hastalığına tutulduğunu sanıyo­rum. Haydi gelin de onun ağzıma ilaç koyalım." dedi. Efendimiz'e ilaç koydular. Rasûlüllah (s.a.v) ayılınca: «Bunu kim yaptı.» diye sordu. "Amcan Abbas yaptı, senin Zatül Cenb'e yakalanmandan korktu da." dediler. Rasûlüllah (s.a.v) de «O şeytandandır. Allah (c.c.) bana şeytanı musallat edecek değil­dir. Amcam Abbas dışında ağzına ilaç konulmayan kimse kal­mayacak.» buyurdu. Aile halkının hepsine, hatta o gün oruçlu olan Meymûne'ye bile ilaç verildi. Sonra Rasûlüllah (s.a.v) ha­stalığını  benim evimde  geçirmesi  için  hanımlarından  izin istedi. Sonra Rasûlüüah (s.a.v) Abbas ile bir adamın kolları arasında, ayakları yerde sürünerek benim evime geldi.

Ubeydullah der ki: Bu olayı İbni Abbas'a (r.a.) anlattım da bana: "Hz. Âişe'nin adını söylemediği öbür adam kimdi, bi­liyor musun?" dedi. Ben de "Hayır." deyince, "O Ali (r.a.) idi." dedi.[613]

Buharî, Yûnus, İbni Şihab-ı Zührî, Urve aracılığıyla nak­leder: Âişe (r.a.) der ki: Rasûlüllah (s.a.v) vefat ettiği son has­talığında:

«Yâ Âişe! Hala Hayber'de yediğim etin acısını hissediyo­rum, işte bu zehirden dolayı can damarımın kuruma vakti geldi.» diyordu.[614]

El Leys, Ukayl'in İbni Şihab'dan şöyle naklettiğini bildi­rir: Bana Ubeydullah b. Abdillah Hz. Âişe (r.a.)'dan şöyle de­diğini nakletti:

-Nebî (s.a.v) iyice ağırlaşıp da ağrıları fazlalaşmca hanım­larından benim evimde hastalığını geçirmesi için izin istedi. Onlar da izin verdiler. Ayakları yerde sürünerek iki adamın arasında çıktı. Evime getirildiğinde ağrısı son derece artmış ti. O zaman Nebî (s.a.v):

«Bana henüz bağları çözülmemiş yedi tuluktan su boşal­tın. Belki biraz hafiflerim de insanlara bazı taahhütte bulu­nurum.» buyurdu. Nebî (s.a.v)'i hanımlarından Hafsa'ya ait bir boya (çamaşır) teknesine oturtup sonra üzerine su dök­meye başladık. Ta ki, Efendimiz bize "Yeter, bu işi yaptınız." diye işaret edinceye kadar döktük. Rasûlüllah (s.a.v) de Ashab'ının yanına çıkıp onlara namaz kıldırıp sonra hitap etti.

Bu hadis müttefekun aleyhtir.[615]

Salim Ebu'n Nadr, Büsr b. Saîd ile Ubeyd b. Huneyd'den Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)'m şöyle dediğini rivayet eder:

Allah Rasûlü insanlara hitaben:

«Kulun birisini Allah, dünya ile Allah katındaki nimet­leri tercih hususunda serbest bıraktı da, bu kul da Allah ka-tındakini seçti.» buyurdu.

Bunu duyan Ebû Bekir (r.a.) ağlamaya başladı. Biz neye ağladığına şaştık kaldık. Meğer o, muhayyer bırakılan kul Al­lah Rasûlünün kendisiymiş. Bize bunu Ebû Bekir bildirdi. Ra­sûlü Ekrem ona:

«Ağlama yâ Ebâ Bekir! Şüphesiz bana sohbeti ve malı ile insanların en fazla yardım edeni Ebû Bekir'dir. Eğer insan­lardan dost edinebilseydim onu dost edinirdim. (Ama beni Allah dost edindi) Ancak onunla İslam kardeşliği ve arkadaş lığı bağı var. Mescitte Ebû Bekir'in kapısı dışında hiç bir kapı kalmayıp kapatılacak.» buyurdu.

Bu hadis, müttefekun aleyhtir.[616]

Ebû Avâne, Abdül Melik b. Umeyr, İbni Ebil Muallâ, Ensar'dan biri olan babası isnadıyla yukardaki Ebû Saîd hadisi­ne yakın ifadelerle bunu nakleder.[617]

Cerîr b. Hazim, Ya la b. Hukeym'i İkrime yolu ile İbni Ab-bas (r.a.)'tan şöyle dediğini naklederken duymuş:

Rasûlüllah (s.a.v) vefat ettiği hastalığı esnasında bir gün evinden başı bir çabutla sarılmış olarak geldi, mimbere çıkıp Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu:

«Şüphesiz bana, insanların malı ve canıyla Ebû Bekir'den daha büyük yardımı olan kimse yoktur. Eğer insanlardan dost edinseydim, kesinlikle Ebû Bekir'i dost edinirdim. La­kin İslam dostluğu daha efdaldir. Artık mescitteki evinizden açılan ara kapılarının hepsini kapatın, sadece Ebû Bekir'in kî kalsın.»

Hadisi Buharî naklediyor.[618]

Zeyd b. Üneyse, Amr b. Murra, Abdullah b. el Haris isna­dıyla Cündüp (r.a.)'m kendisine Nebî (s.a.v)'i vefatından beş gün önce şöyle buyururken duyduğunu anlatıyor:

« Aranızdan bana kardeş ve arkadaş olanlar olmuştur. Ben he...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Efendimiz in son hastalıkları
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:16:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Efendimiz in son hastalıkları rüya tabiri,Efendimiz in son hastalıkları mekke canlı, Efendimiz in son hastalıkları kabe canlı yayın, Efendimiz in son hastalıkları Üç boyutlu kuran oku Efendimiz in son hastalıkları kuran ı kerim, Efendimiz in son hastalıkları peygamber kıssaları,Efendimiz in son hastalıkları ilitam ders soruları, Efendimiz in son hastalıklarıönlisans arapça,
Logged
15 Şubat 2022, 08:48:23
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #1 : 15 Şubat 2022, 08:48:23 »

Esselamü Aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
Rabb'im bizleri Peygamber Efendimize hayırlı ümmet olanlardan eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

18 Şubat 2022, 18:51:23
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 18 Şubat 2022, 18:51:23 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin nur yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes