> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tarihül-İslam > Büyük Bedir savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Büyük Bedir savaşı  (Okunma Sayısı 1628 defa)
21 Nisan 2011, 15:05:43
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Nisan 2011, 15:05:43 »



BÜYÜK BEDİR SAVAŞI


Bu bölümdeki bilgiler İbni İshak'ın Meğazî adlı eserinin "el-Bekkâî" tarafından yapılan rivayetinden nakledilmektedir.[23] İbni İshak anlatıyor:

Nebî (s.a.v.) Efendimiz, Ebû Süfyan b. Harb'in büyük bir ticaret kervanı ile Şam'dan Mekke'ye doğru hareket ettiği haberini almıştı. Aralarında Mahrama b. Nevfel ve Amr b, el-As'in da bulunduğu otuz ya da kırk kişilik bir kafileydi. Nebi (s.a.v.): "İşte bu Kureyşlilerin ticaret mallarını taşıyan kervanı olsa gerek. Haydi bu kervanı yakalamak için yola çıkın; belki Allah onu size nasib kıldı." bu­yurdu.

İnsanlar hazırlığa başladı: Kimisi elini çabuk tutarken, kimileri de, Peygamber (s.a.v.) nasıl olsa harb yapmak istemez, diyerek işi ağırdan aldılar. Müslümanların durumunu farkeden Ebû Süfyân, Münzir adlı kişiyi teçhiz edip, "Mallarına sahip çıksınlar" demesi için, kureyş'lüere yolladı. Haberi alan kureyş'liler derhal yola düştüler. Kureyş etrafın­dan geri kalan hiç kimse olmadı. Ancak Ebû Leheb, kendi yerine Ebû Cehil'in kardeşi olan el-As'i yollamıştı. Adiy b. Ka'b oğulları kabile­sinden hiç kimse bu yolculuğa katılmadı.

Ümeyye b. Halef adlı kişi de yaşlı ve çok şişman bir adam oldu­ğundan, harbe gitmemeye karar verip oturmayı tercih etmiş idi. Mescid'de (Ka'be de) olduğu bir sırada Ukbe b. Ebî Muayt, yanına "Buhur ve Micmer" getirerek önüne koydu ve:

- Yâ Ebâ Alî! Sen devam et! Zira sen kadın sayılırsın, dedi. Ona ka­zan Umeyye'de; "Allah suratını çirkinleştirsin" diyerek kalkıp harp ha­zırlığı yaptı ve Kureyşlilerle birlikte yola çıktı.

Peygamberimiz (s.a.v.), Ramazan ayının sekizinci gününde, Medi­ne'ye namazı kıldırması için Amr b. Ümmi Mektûm'u vekil bırakıp, yola çıktı. "Ravha"2 denen yere geldiklerinde Ebû Lübabe'yi Medine'­ye -kendileri dönünceye kadar- vali olmak üzere geri yolladı. Efen­dimiz sancağı Mus'ab b. Umeyr'e (r.a.) teslim etti. Peygamberimiz'in önünde iki tane siyah bayrak vardı. Bunlardan birisi Ali b. Ebî Tâlib'te (r.a.) bulunuyordu. Diğeri de Ensarı temsîlen, ensarlı Sa'd b. Muâz (r.a.)'da idi.

Müslümanların beraberinde nöbetleşe bindikleri yetmiş tane de­veleri vardı. Bedir Harbi günü Müslümanlar'ın sayısı üçyüz ondokuz kişi idi.

Rasûlüllah (s.a.v.), Ali (r.a.) ve Mersed b. Ebî Mersed nöbetleşerek bir tek deveye biniyorlardı. Ebû Bekir, Ömer ve Abdürrahmân b. Avf da bir deveye nöbetleşerek biniyorlardı. Nebî (s.a.v.) (Hicaz yolu üze­rinde bulunan) "Safra" denen yere gelince, Ebû Süfyân'ın hareket tar­zım araştırmak üzere iki kişiyi önden yolladı. Bunlar Kureyş müfreze­sinin yola çıktığı haberini getirdiler.

Rasûlüllah (s.a.v.) durumu arkadaşlarıyla istişare etti. Arkadaşları ona hayırlı şeyler söylediler. Mikdad b. el-Esved de: "Yâ Rasülellah!

Allah'ın sana gösterdiği yola yürü, biz seninle beraberiz. Vallahi biz İsrail oğullarının Musa'ya (a.s.) karşı söyledikleri "

"Sen, Rabbinle beraber harbe git; biz burada oturuyoruz" sözünü söylemiyeceğim. Ama; "Sen, Rabbinle beraber gidip çarpışın, biz de kesinlikle sizinle beraber çar­pışacağız" diyoruz. Seni Hakk ile gönderen Allah'a yemin ederim ki sen bizi (Mekke'den beş gün uzakta bulunan "Berk-i Gimâd" mevkiine kadar götürecek olsan bile sen oraya ulaşıncaya kadar seninle birlikte yiğitlik gösteririz" dedi. Efendimiz (s.a.v.)'de bunun üzerine ona hayırlı sözler söyledi ve ona dûâ etti.

Sa'd b. Muaz (r.a.) ise:

- Yâ Rasülellah! Vallahi, sen bize şu denizi göstersen seninle birlikte oraya dolarız, dedi. Onun bu sözü Rasûlüllah (s.a.v.)'ı son derece sevindirdi de:

"Haydi yo­la gidin ve birbirinize -müjde verin. Rabbim bana iki taifeden birini; ya kervanı ele geçirmeyi yada Kureyş müfrezesini yenece­ğimi va'd etti" buyurdu.

Yola devam ederek Bedir yakınlarına gelip konakladı. Gece kara­rınca Ali, Zübeyr ve Sa'dı ufak bir müfreze içinde haber alıp getirmek için Bedir'e yolladı. Onlar orada Kureyş ordusuna su taşıyan develerle, Eşlem ve Ebû Yesâr adlı kölelerini yakalayıp onları Nebî (s.a.v.)'e getirdiler. Onları sorguladıklarında bu ikisi, "Biz Kureyş ordusunun sucularıyız" dediler. Ashab bu haberden hoşlanmadılar. Zira onlar, bu heriflerin Mekke'ye giden kervanın sucuları olduğunu umuyorlardı. Bunun üzerine -inanmayıp- bunları dövmeye başladılar. Dayak canla­rını yakınca laflarını doğrultup, "Evet, biz Ebû Süfya'nın kervanında-nız" demek mecburiyetinde kaldılar.

Bu sırada Nebi (s.a.v.) namaz kılıyordu. Selam verince: "Bu ikisi doğru söylediğinde dövdünüz, Yalan söylediklerinde ise bırakıver-diniz" buyurdu; sonrada bu iki köleye dönüp; "Kureyşlilerin nerde olduğunu bana haber verin" buyurdu. Onlarda ilerdeki kum tepelerine işaret ederek; "Onlar şu tepenin arkasındalar" dediler. Efendimiz, "Her gün kaç deve kesiyorlar" diye sorunca onlar: "Dokuz yahut on deve" dediler. Bunun üzerine Nebî (s.a.v.): "Öyleyse Kureyşten gelenler dokuzyüz ilâ bin kişi arasındadır" buyurdu.[24]

Peygamber (s.a.v.)'in haber almak üzere gönderdiği iki kişiye gelince; bunlar, develerini Bedir suyu yakınında çöktürüp (ıhtırıp) su mataralarını doldurmaya başladılar. Mecdî b. Amr onlara çok yakın biryerde bulunuyorsada onlar Mecdî'yi farkedemediler.

Bu arada oraya yakın bir yerleşim yerinden gelen iki cariyeden biri­nin diğerine: "kervan buraya yarın veya öbür gün ulaşabilir, ben onlara çalışacağım sonra sana öderim." dediklerini duydular. Mecdî onlan geri çevirdi. O, Ebû Süfyan'm casusu idi. O iki kişi geri dönüp Nebî (s.a.v.)',e durumu haber verdiler.

Ebû Süfyan, Bedir kuyusuna kervanla yaklaştığında, tek başına ile­ri geçip Bedir suyuna kadar geldi. Oradaki casusu Mecdî'ye: "Bu ci­varda birileri olabileceğini hissettin mi?" deyince; oradaki gördüğü iki binekliden bahsetti. Ebû Süfyan bunu duyar duymaz onların hay­vanlarını çöktürdüğü yere gelip develerin dışkılarından alıp onu ufa­ladı. Birde baktı ki, içinde hurma çekirdeği var! "Vallahi işte bu Me­dine halkının hayvanlarına verdiği yem" diye bağırıp sür'atle geri dön­dü ve kervanın yolunu değiştirdi ve sahil yolunu tuttu. Birisini de, "biz kurtulduk, sizde geriye dönün desinler" diye Kureyş'e yolladı. Bunu duyan Ebû Cehil:

"Vallahi, Bedir suyuna uğrayıp, orada su başında üçgün kalma­dıkça asla geri dönmeyeceğiz. Böyle yaparsak, ebediyyen Araplar bizden çekinecektir" dedi.

Benî Zühre boylarının hepsi ile anlaşmalı bulunan Ahnes b. Şeriq geri döndü. Ahnes onlar arasında sözü dinlenen ve sayılan biriydi. Sonra Kureyş Bedir vadisinin öbür ucuna konakladı.

Peygamber (s.a.v.) Bedir suyuna onlardan önce varmış oldu. Kureyşlileri suya daha çabuk ulaşmaktan alıkoyan şey, yağan mu­azzam bir yağmurdu. Bu yağmurdan Müslümanlara sadece toprağın yüzünü ıslatacak kadar bir şey isabet etti. Rasûlüllah (s.a.v.) ve ar­kadaşları, Bedir kuyularından Medine'ye en yakın olanının yanında konakladı.

Hubâb b. Münzir b. Amr b. Cumuh: "Yâ Rasûlallah! Bu konakladı­ğımız yer hakkında ne dersin? Burası Allah'ın seni konaklatıp bir adım ileri ve geri gitmeye hakkımız olmayan bir yermi?, yoksa bir görüş olup harb ve tuzak yeri mi?" diye sordu. Efendimiz: "Bu bir Allah emri değil, aksine bu bir görüş olup harb ve tuzak kurmaya müsait bir yer" deyince Hubâb:

- O zaman, burası senin konaklayacağın yer değil. Bizi derhal yola çıkar, ta Kureyş'in konakladığı yere en yakın suya kadar götür ve ora­da konaklayalım da, geride kalan bütün kuyuları toprakla dolduralım. Kalan tek kuyunun etrafına -genişçe- bir havuz yapıp suyunu çekerek oraya dolduralım. Böylece biz suyumuzu içerken onlar su içemesinler, diye teklifte bulundu.

Nebî (s.a.v.) bu teklifi uygun buldu ve Hubâb'ın görüşünü icra et­meye başlayıp, kuyuların kapatılma emrini vererek kapattırdı. Son ku­yunun etrafına bir havuz yaptırıp su ile doldurdu. Orada Nebî (s.a.v.)'nin kalabileceği bir çadır çardağı kuruldu. Peygamber (s.a.v.) Harbin olacağı meydana kadar yürüyüp, ashabına Kureyşlilerin çarpı­şıp öldürüleceği yerleri göstererek, "şurası falanın", "şurası falancanın serileceği yer" buyurdu. Kureyşlilerden -Efendimizin gösterdiği yerin dışında- ölen hiç kimse olmadı.

Sonra kureyşliler adamlarını gönderdiler ve Müslümanların sayı­sının ne kadar olduğunu tahmin ettiler. Aralarında iki de süvarî'de vardı. Bunlar Mikdad ile Zübeyr idi. Utbe b. Rabî'a ile Hakim b. Hi­zam Kureyşin geri dönmesini arzu ettilerse de diğerleri reddettiler. Onları asıl harbe teşvik edense Ebû Cehil idi. Sabahleyin suya doğru yola çıktılar. Rasûlüllah (s.a.v.) onların kendilerine doğru geldiğini görünce:

"Allah'ım! İşte Kureyş. Öğünerek kibirlenerek, sana düşmanlık ya­parak, Peygamberlerini yalanlayarak geliyor. Allah'ım! Bana va'-dettiğin zaferi nasib et, Allah'ım onları kuşluk vakti kahret" buyurdu.

Nebî (s.a.v.) Efendimiz kızıl bir deve üzerinde Utbe b. Rabîa'yı topluluk içinde görünce: "Eğer bu topluluğun içinde bulunanlardan birinde hayır varsa, bu, kızıl devenin sahibindedir. Onu dinlerlerse doğru yolu bulurlar" buyurdu.

Hufaf b. îmâ b. Rahsa el-Gıfarî, geçerken kendisine uğrayan Kureyşlilere arkalarından hediye olarak birkaç deveyi oğluyla birlikte hediye olarak yollamışlardı. Kureyşliler'e "Eğer arzu ederseniz size silah ve savaşacak adamlarda verebiliriz" teklifinde bulunmuştu. Kureyşliler de ona; "Sen akrabalık bağlarını yerine getirdin, sana ya­kışanı yaptın, Yemin olsun ki, biz -bu karşımızdaki- insanlarla savaşı-

yor isek, kendimizde herhangi bir zaaf olmadığından savaşıyoruz. Biz, Muhammed'inde iddia ettiği gibi Allaha karşı savaşıyor isek, kimsenin gücü Allah'a yetecek değildir" dediler.

Kureyş ordusu, hayvanlarından inip konaklayınca, kureyş'ten bir gurup insan kalkıp Rasûlüllah (s.a.v.)'m yaptırdığı havuza kadar gei...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Büyük Bedir savaşı
« Posted on: 29 Nisan 2024, 01:15:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Büyük Bedir savaşı rüya tabiri,Büyük Bedir savaşı mekke canlı, Büyük Bedir savaşı kabe canlı yayın, Büyük Bedir savaşı Üç boyutlu kuran oku Büyük Bedir savaşı kuran ı kerim, Büyük Bedir savaşı peygamber kıssaları,Büyük Bedir savaşı ilitam ders soruları, Büyük Bedir savaşıönlisans arapça,
Logged
27 Aralık 2021, 18:48:49
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 27 Aralık 2021, 18:48:49 »

Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Aralık 2021, 01:16:37
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.959


« Yanıtla #2 : 28 Aralık 2021, 01:16:37 »

Aleyküm Selam. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
Vesileniz ile bir çok bilgiler ediniyoruz elhamdülillâh
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes