๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 15:00:36



Konu Başlığı: Bu yılki vefat olayları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 15:00:36
Bu Yılki Vefat Olayları

 

Hicri otuz beşinci yılda ümmetin ileri gelenlerinden şu kimseler vefit tttiler:

Haris B. Nevfel: Nesebi: Haris b. Nevfel b. El-Haris b. Abdi'l-Muttalib b. Haşim olup, Huşiın oğullarından (Efendimizin amcası olan Haris'in oğlu)'dır.

Kendisi sahabe olmak şerefine ermişti. Peygamber (s.a.v.) onu Mekke zekatlarını toplama memuru yaptı. Mekke'de ayrıca bir kısım memurlukları ona verdi. Daha sonra Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz, Osman Mekke idareciliğini ona verdiler. Daha sonra Basra'ya göçüp §r»da kendine bir ev yaptı. Ve bu yıl içinde vefat etti.[436]

Huris'in naklettiği tek hadis vardır ki, onu Hz. Aişe'den nakjeder, bunu Nesâî rivayet ediyor.[437]

Amir B. Rabî:[438]: Nesebi: Amir b. Rabîa b. Ka'b b. Malik el-Anezî (bin Vail'in oğlu Anez). Hattab el-Adevî oğullarının anlaşmalısı idi. Ömer (r.a.)'tan önce Müslüman oldu. Hem Habeş'e hem de Medine'ye hicret etti. Bedir harbine katıldı.

Kendisi Peygamberimizden, Ebu Bekir'den ve Ömer'den rivayette bulunmuştur. Oğlu Abdullah, Abdullah b. Zübeyr, Abdullah b. Ömer ve Ebu Ümame b. Sehl de Âmir'den rivayette bulunmuşlardır.

Hz. Ömer'in babası onu evlat edinmişti. Hz. Ömer Cabiye'ye gel­diğinde sancaktarı o idi.

İbnu İshak: Muhacir olarak Medine'ye ilk gelen Ebu Seleme b. Abdi'1-Esed ardından Âmir b. Rabîa olmuştur, der.[439]

Vakidi der ki: Amir b. Rabîa'nın ölümü, Hz. Osman'ın ölümünden birkaç gün sonradır. Âmir evine kapandığı için insanlar ondan ancak cenazesi musallaya çıkartılınca haberi oldu.[440]

Yahya b. Said el-Ensarî'nin Abdullah b. Amir b. Rabîa'dan nakline göre, babası Âmir, Hz. Osman'a kılıçla saldırdıklarında rüyasında ya­nına gelmiş ve Abdullah'a: "Kal da fitneden seni koruması için Allah'a yalvar." diye söylemiş.[441] ir rivayette de Hz. Osman'dan az önce öldüğü söylenir.

Abdullah B. Vehb:[442] Nesebi: Abdullah b. Vehb b. Zem'a b. El-Esved b. El-Muttalib b. Esed el-Kuresi el-Esedî. Annesinin adı Karîbe olup, müminlerin annesi Ümmü Seleme'nin bacısıdır.

Bir rivayette onun sahabe olduğu söylenirse de doğru olan onun sa-

Mizzi'ye (Tehzibu'l-Kemal 5/294 no 1049) itimaden sadece Nesai'ye havale etmiş. Yoksa hadisi Tahavi 1/48'de Müclez Haris-Aişe isnadıyla verir ve diğer sahabe ve Tabiinden aynı hadisi Hz Aişe'den nakleder.

I habe rütbesine ulaşamadığıdır. Urve ve diğerleri ondan rivayette bulu­nurlar. Hz. Osman (r.a.)'la beraber aynı evde o gün şehit edilmiştir.

Abdullah B. Ebî Rabîa: Nesebi: Abdullah b. Ebî Rabîa b. El-Muğîra b. Abdullah b. El-Mahzûmî. Meşhur Şair Ömer'in babası ve Ayyaş'in kardeşidir.[443] Adı Bahir olup, Peygamberimiz onu Abdullah diye adlandırdı. Kendisi ileri gelen bir Eşraf olup, suretçe insanların en güzellerinden idi. Kureyşlilerin Habeşistan'a göçen muhacirlere işkence etmesi ricası için, Amr b. El-Âs ile gönderdikleri o idi. Sonra Müslüman olmuş ve çok iyi bir Müslümanlık sergilemişti.[444]

Peygamberimiz onu (Yemen'deki Aden ile Taiz şehirleri arasındaki) el-Cened ve civarına emir olarak tayin etmiş, o da tâ Hz. Osman zamanındaki fitne çıkana kadar orada kalmıştı. Hz. Osman'a yardım etmek üzere yola çıkıp, Mekke yakınlarında bineğinden düşerek öl­müştür.[445] Peygamber (s.a.v.) ondan (kırk bin...) borç istemiş o da bunu vermişti.

Onun torunu İbrahim'in babası Abdurrahman aracılığı ile yaptığı bir hadis rivayeti vardır. Vakidi, Kesir b. Zeyd yolu ile Muttalib b. Hantab'dan naklediyor: Hz. Ömer onlara: "Bu idarecilik işi şu Tulekâ (denen Mekke fethinde Peygamberden iman suresi isteyen) denen he­riflere verilmesi uygun değildir. Eğer bu hususta bir çelişkiye düşü­yorsanız, Abdullah b. Ebî Rabîa'nın sizden gafil olduğunu sanmayın." dedi.

Bir adamdan Vakidi, Abdullah b. Rabîa'nın: "Beni de şuraya alın ki benim görüşümden mahrum olmayın!" deyince, "Sen aramıza gi­remezsin." dediler. O da: "Eğer Ali'ye biat ederseniz "duyduk ve isyan ettik, Osman'a biat ederseniz, duyduk ve itaat ettik deriz." dedi."

Hz. Osman muhasara edilince, Abdullah ona yardım edebilmek için Yemen'in San'a şehrinden süratle yola çıktı. Yolda kendisine at üzerinde gelen Safvan b. Ümeyye rastladı. Kendisi katır üzerinde binili idi. Katır attan ürküp geçerken sıyırdı geçti ve üzerindeki Abdullah'ı yere attı. Uyluk kemiği kırıldı, sonra kendisi bir sedyeye konuldu. Sonra Hz. Osman öldürülünce onun kan davasını elde etmek için bir çok insanı silahla donandırdı.[446]

Osman B. Affan (R.A.):[447] Nesebi: Osman b. Affan b. Ümeyye b. Abdi-Şems'tir. Müminlerin emiri, Ebu Amr ve Ebu Abdillah lakablı olup kureyşli ve el-Emevî'dir.

Peygamberimizden Ebu Bekr ve Ömer'den rivayeti vardır. Kur'an'ın kıraatle okunuş tarzını bizzat Peygambere arz (okuyup dinletme) tarzı ile dinleten odur. Ebu Abdurrahman es-Süllemî, Muğira b. Ebi Şihab, Ebu'l-Esved ve Zirr b. Hubeyş de Kur'an'ı ona arz etmişlerdir.[448]

Ondan rivayette bulunanlar: Üç oğlu, Ebân, Said ve Amr, kölesi Humran, Enes (r.a.), Ebu Ümame b. Sehl, el-Ahnef b. Kays, Said b. El-Müseyyeb, Ebu Vail, Tarık b. Şihab, Alkame b. Vakkas, Ebu Abdirrahman es-Sülemî, Malik b. Evs b. El-Hadesân ile bunlar dışında daha çok kimse.

Hz. Osman ilk Müslümanlardan olup, iki nur (zevce) sahipli lakabı olup, iki hicrette de bulunan bir kimsedir. İki bacının kocası olan odur. Hz. Ömer'le beraber Cabiye'ye geldi. Rasulullah'ın kızı Rukiye ile hicretten önce evlendi. Bu evlilikten Abdullah dünyaya geldi ve "Ebu Abdullah" künyesi oldu. Daha sonra diğer oğluna nisbeten "Ebu Amr" da dendi.[449]

Annesi, Kürez b. Habib b. Abdişems kızı Ervâ'dır.[450] Anneannesi Abdulmuttalib b. Haşim'ın kızı (Efendimizin halası) Beyzâ'dır.[451]  Habeşistan'a hanımı Rukiyye (r.a.) ile hicret etti. Bedir savaşında Rukiyye hasta olduğundan Peygamber (s.a.v.) Osman'ı onun tedavisine baksın diye harbe götürmedi. Rukiyye Bedir harbinden birkaç gün sonra vefat etti. Peygamber (s.a.v.) onu harbe katılmış gibi sayıp Bedir ganimetine ve sevabına ortak etti. Sonra diğer kızı Ümmü Gülsüm'le evlendirdi. Oğlu Abdullah altı yaşında iken hicretin dördüncü yılı içinde vefat etti.[452]

Bize ulaşan rivayetlere göre Hz. Osman ne uzun ne kısa, güzel yüzlü, büyük sakallı, esmer tenli, eklem kemikleri iri, geniş omuzlu, sakalını sarıya boyayan ve dişlerini altınla kaplattıran biri idi.[453]

Şeddad'ın kölesi Ebu Abdullah'tan: "Osman'ı hutbe okurken gör­düm. Üzerinde fiyatı kırk dirhem olan kaba bir gömlek, tüyleri dö­külmüş Küfe işi bir mendil (havlu) olup, zayıf elli, uzun sakallı güzel yüzlü olarak gördüm." dediği nakledilir.[454]

Abdullah b. Hazm'dan şöyle dediği nakledilir: "Ben Hz. Osman'ı gördüm. Şimdiye kadar ondan daha güzel yüzlü ne bir erkek ne de bir kadın gördüm.

Hasen b. Ebî Hasen'in şöyle dediği nakledilir: Ben Hz. Osman'ı gördüm, yüzünde suçiçeği noktalan vardı. Tüyleri kollarını kaplamış gibi gür idi.[455]

Es-Saib'den: "Ben Hz. Osman'ı sakalını sarıya boyadığını gördüm. Ondan daha güzel bir ihtiyar görmedim!" dediği anlatılır.[456]

Ebu Sevr el-Fehmî anlatıyor: Eşkiyaların muhasarası altında kaldığı zaman Hz. Osman'ın yanına gelmiştim. Hz. Osman: "Ben on şeyi Rabbimin katına sakladım:

1- Ben İslam'a giren ilk dört kişinin dördüncüsüyüm.

2- Ömrümce kasıtlı bir şey yapmadım (diğer okunuşta müzik söylemedim.)

3- Yalana tenezzül etmedim.

4- Rasulullah'abiat için elini tuttuktan sonra, bir daha sağ elimi tenasül organıma dokunmadım.

5- Müslüman olduktan sonra üzerimden içinde köle azat etmediğim hiçbir Cuma geçmedi. Ancak kölem olmadığı zaman sonra azad ettim.

6- Ne cahiliye ne İslam dönemimde ben hiç zina etmedim.

7- Peygamberin teşvikiyle Tebük seferine çıkan ordunun donatımını temin ettim.

8- Peygamber (sav) kızını bana nikahladı.

9- Sonra o ölünce diğer kızını nikahladı.

10- Cahiliye ve İslam dönemimde hiç hırsızlık yapmadım.[457] İbni Ömer rivayet ediyor: Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Biz Osman'ı babamız İbrahim (as)'a benzetiyoruz." buyurdu.[458] Eğer sahih ise Hz. Aişe (r.a.)'tan da buna benzer bir rivayet var.[459]

Ebu Hüreyre'den naklediliyor: Rasulullah (s.a.v.), mescidin kapısı yanında Osman'a geldi ve: "Ya Osman! işte Cebrail bana Allah'ın seni Ümmü Gülsüm'le Rukiyye'nin mihrinin ve sohbetinin aynısı ile evlendirdiğini haber verdi." buyurdu. Hadis İbni Mace'dedir.[460]

Enes veya diğer birinden Efendimiz, Osman'daki ikinci kızı da ölünce, kabri başında durup şöyle buyurduğu rivayet ediliyor: "Ey dul babası ey dul kardeşi. (Yani dul kimseyi evlendirmeye yardımcı olan­lar.) Ben Osman'la iki kızımı da evlendirdim. Eğer yanımda üçüncü bir kızım olsaydı onu da Osman'la evlendirirdim. Ben Osman'ı ken­diliğimden değil, gökten gelen bir vahiy emri ile evlendirdim."[461]

Hasen-i Basri'den nakledildiğine göre, Hz. Osman (r.a.)'a "Zinnureyn" denilmesini şöyle açıklamış: Çünkü biz, bir Peygamberin iki kızıyla arka arkaya evlenerek kapısını onların üzerine örten –zifafa giren- Osman'dan başka bir kimse bilmiyoruz.[462]

Atıyye el-Avfî, Ebu Said el-Hudrî'den naklediyor:

-Rasulullah (s.a.v.)'i ellerini kaldırıp Hz. Osman'a dua ederken gördüm: "Ya Rab, Osman b. Affan'dan ben razı oldum, sen de razı ol!" diyordu.[463]

Abdurrahman b. Semura anlatıyor: Efendimiz (s.a.v.) Tebük seferini çıkmak için -meşekkat ordusunu- hazırladığı bir sırada, Hz. Osman elbisesinin içinde bin dinar getirip, onu Peygamber (s.a.v.)'in kucağına boşalttı. Peygamber (s.a.v.) onları eli ile tekrar tekrar karıştırarak:

"Affan'ın oğlu bu günden sonra amel etmese de bir zarara uğramaz." buyurdu. Haberi bu ifade ile Ahmed b. Hanbel Müsned'inde rivayet ediyor. Ebu Ya'la da Müsned adlı eserinde yine aynı hadiseyi Abdurrahman b. Avf tan nakleder ve "Osman meşekkat ordusunun yedi yüz okiyye altın ile donatımını yaptı." ifadesine yer veriyor.[464]

Huleyd b. Da'lec es-Sedusî de Hasen-i Basri'den şöyle dediğini anlatır: Tebük seferinde Osman b. Af fan yedi yüz elli deve, elli tane at -veya dokuz yüz yetmiş deve ile orduya destekte bulunmuş idi.[465]

Habbe el-Urani Hz. Ali'nin "Rasulullah (s.a.v.) efendimiz

"Allah Osman'a rahmetiyle muamele etsin, ondan melekler bile utanır!" buyurduğunu anlatır.[466]

El-Muharibî (Abdurrahman b. Muhammed), Ebu Mesud -Ebu Se­leme Bişr b. El-Eslemî isnadıyla Beşir el-Eslemî'nin şöyle dediğini ri­vayet eder:

-Muhacirler Medine'ye geldiklerinde içme suyunu beğenmediler. Gifar oğullarından adamın birisine ait "Roma" adı verilen bir kuyusu vardı. Bir tuluğu bir Müd'den satılırdı. Rasulullah (s.a.v.) sahibine "Bu kuyuyu cennette sana verilecek bir pınar karşılığında parasız satar mısın?" buyurdu. Adam da: "Ya Rasulallah ne benim ne çoluk çocu­ğumun geçinebilmesi için, bundan başka gelir getirecek bir kaynağı yok. Teklifine evet demeye gücüm yetmez!" dedi. Bu durum Osman b. Affan (r.a.)'a ulaşınca hemen gidip o kuyuyu otuz beş bin dirhemden satın aldı. Sonra da Peygamber (s.a.v.)'e gelip: "Ben o kuyuyu alırsam, o adama teklif ettiğin cennette bir pınar karşılığına vermeyi, bana da teklif eder misin?" dedi. Rasulullah (s.a.v.) de: "Evet." deyince Hz. Osman "Öyleyse ben onu salın alıp Müslümanlara vakfettim" dedi.[467]

Ebu Hüreyre (r.a.)'tan nakledilir: Hz. Osman, Peygamber efendi­mizden cenneti iki defa satın aldı: 1- Roma kuyusunu aldığı gün 2-Meşakkat ordusunu donattığı gün.[468]

Hz. Aişe (r.a.) der ki: Bir gün Rasulullah (s.a.v.), inciği açılmış ola­rak evinde yaslanmış oturuyordu. Ebu Bekir gelip izin istedi. Girmesine izin verildi. Peygamber (s.a.v.) aynı vaziyette idi. Ebu Bekir'le konuştu. Sonra Ömer girmek için izin istedi. Ona da izin verildi. Yine aynı vaziyette idi. Onunla da konuştu. Sonra Osman izin istedi. Rasulullah hemen oturdu, elbisesini düzeltti. Osman da girip konuştu. Çıkınca Aişe dedi ki: Ya Rasulullah, Ebu Bekir girdi oturumuna gelmedin, aldırmadın. Ömer girdi yine aldırmadın. Sonra Osman girince oturup elbiseni düzelttin!" dedi. Nebi (s.a.v.) de: "Meleklerin kendisinden utandığı bir kimseden ben de haya etmeyeyim mi?" buyurdu. Hadisi Müslim Rivayet etmiştir.[469]

Buna benzer şekilde ifadelerle Ali, Ebu Hüreyre ve Abdullah b. Abbas (r.a.)'lardan da nakiller vardır.[470] Enes (r.a.) Nebi (s.a.v.)'in

"Ümmetimin ümmetime en merhametlisi Ebu Bekir, Allah'ın dinini korumada en  katıları  Ömer,  hayaca en  doğru  amellisi  Osman b. Affan'dır." buyurduğunu rivayet eder.[471]

Talha b. Ubeydullah da Rasulullah (s.a.v.)'in:

"Her Peygamberin bir arkadaşı vardır. Benim de -Cennetteki- arka­daşım Osman'dır." buyurduğunu nakleder.[472]

El-Kuff (Kuyu ağzını çevreleyen duvar) hadisinde Ebu Musa el-Eş'arî (r.a.) şöyle anlatır: Bu gün mutlaka Peygamberle olayım diye, mescide gelip Efendimizin Eriş kuyusunun olduğu bahçe tarafına git­tiğini öğrenip oraya varır ve Efendimizi kuyunun ağzındaki duvarda oturduğunu görür, selam verip bahçe kapısına gelip oturur ve "Bu gün Rasulullah'in kapıcısı ben olacağım." der."

Ebu Musa devamla der ki:

-Ebu Bekir geldi, ona izin almaya geldim. Efendimiz: "Onu içeri al, ve cennetle müjdele!" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Sonra Ömer gelip izin istedi. Ben de geldim Efendimiz aynısını söyledi, ben de Ömer'e söyledim. Ebu Bekir, Peygamber (s.a.v.)'in sağına Ömer de soluna oturdu.) Sonra Osman gelip izin istedi. Peygamberimize gelip haber verdim. Nebi (s.a.v.) de:

"Ona izin ver ve üzerine gelecek bir bela sebebiyle onu da cennetle müjdele." buyurdu.[473]

Şuayb b. Ebi hamze, Zühri'den Velid b. Süveyd'in şöyle dediğini nakleder:

-Süleym oğullarından, yaşı tâ Ebu Zer (r.a.)'ın Rabze'de olduğu zaman ona gittiğini anlatacak kadar ihtiyar bir adam anlattı ki: Ben Ebu Zer (r.a.)'ın da bulunduğu bir mecliste idim. Benim kanaatime göre, Ebu Zer kendisini Rabze'ye sürgün eden Hz. Osman'a karşı içinde bir öfke -tenkid besliyor olmalıydı. Osman'ın adı geçince mecliste bulunanlardan biri bu konuyu ona arz etti. O da, Ebu Zer'in Osman'a karşı içinde bir şey beslediği kanaatinde imiş.

Ebu Zer hemen: "Osman hakkında sakın hayırdan başka bir şey söyleme! Zira ben ondan müthiş bir görüntü seyrettiğime şahitlik ede­rim. Ben onda ölünceye kadar asla unutmayacağım şeye şahit oldum. Ben bir şeyler duyup öğrenmek için hep Peygamber (s.a.v.)'in boş kaldığı zamanları gözetleyen biriydim. Bir gün yanına gittiğimde evinden çıkmış başka birinin evinde idi. Yanına vardığımda kimse yoktu. Bana geliş sebebimi sordu. Ben de: "Allah ve Resulü getirdi." dedim. Oturmamı emretti yanı başına oturdum. Az sonra Ebu Bekir geldi. O da aynen benim yaptığım gibi yaptı. Sonra Ömer geldi, ona da aynısı yapıldı. Sonra Osman geldi, o da selam verip Ömer (r.a.)'ın yanına oturdu. Sonra Peygamber (s.a.v.) eline yedi taş aldı. Taşlar bir­den Efendimizin elinde teşbih getirmeye başladı. Hatta onların arı sesi gibi bir sesleri vardı. Sonra onları Ebu Bekr'e verdi. Onun elinde de teşbih getirdiler. Sonra onları yere koydu, sesleri kesildi. Sonra taşları Ömer aldı onun elinde de teşbih getirdiler. Rasulullah taşlan onun elinden alıp yere koyunca sesleri kesildi. Sonra bunları Hz. Osman eline aldı. Onlar da diğerlerinin elinde olduğu gibi onun elinde de teşbih ettiler. Sonra efendimiz onları Osman'dan alıp yere koyunca taşların teşbihi kesildi.[474]

Süleyman b. Yesâr anlatıyor: Cahcâh el-Ğifarî denen bir adam, Hz. Osman'ın dayandığı bastonu elinden kapıp, o bastonu kendi dizine vu­rarak kırdı. Bastonun kırığından çıkan bir ağaç kamgası dizine batıp yarası sonradan kangren oldu.

Abdullah b. Ömer (r.a.) der ki:

-Biz Rasulullah (s.a.v.)'in zamanında bile: Ebu Bekir, sonra Ömer, sonra Osman -gelir diye- sayardık. Bu haberi İbni Ömer (r.a.)'tan büyük bir grup muhaddis nakletmiştir.[475]

Şa'bi der ki: Hz. Osman dışındaki sahabe halifelerden hiç birisi, Kur'an'ı bir araya getirip, ezberinde toplamaya muvaffak olamamıştır. Ali (r.a.), dünya hayatından ayrıldığı zaman Kur'anı ezberinde topla­yamamıştı.[476]

Muhammed b. Sirîn der ki: Ashabın hac ibadetini en iyi bileni Os­man b. Affan (r.a.) sonra İbnu Ömer'di.[477]

Rıb'î b. Harâş, Huzeyfe (r.a.)'tan nakleder:

-Ben Ömer'le beraber, Arafat'ta Müzdelife'ye hareket için güneşin batmasını beklemek üzere dikiliyorduk. Ömer, insanların yüksek sesle gürültü yaptığını ve hareketlerini görünce bana: Yemenlinin oğlu! Bu fitne ne zamana kadar sürecek? dedi. Ben "Kapı kırılana yahut açılana kadar!" deyince, Ömer ürktü ve "Bu ne demek?" dedi. Ben de "Bu adamın ölmesi veya öldürülmesidir." Deyince, Ömer bunu dikte ettirip: Ya Huzeyfe kavmim benden sonra kimi emir yapacaktır?" dedi. Ben de: İnsanlar Hz. Osman'a bakıp bunu yaydılar bile" dedim.[478]

Ebu İshak, Harise b. Mudarrib'ten naklediyor:

-Hz. Ömer'le beraber hac yapmıştım. Deveyi şarkı okuyarak süren adam: "Emir ondan sonra Osman b. Affan'dır." diyordu. Daha sonra Hz. Osman'la hac ettim, deveci yine "Ondan sonra emir Ali b. Ebi Talib'tir." diyordu.[479]

El-Cürayrî, Abdullah b. Şakîk aracılığıyla Ömer (r.a.)'ın müezzini el-Akra'dan naklediyor:

-Ömer (r.a.) Piskopos'u çağırıp ona: "Kitabınızda bizlere dair bir bilgi bulabiliyor musunuz?" diye sordu. Piskopos da: "Biz sizin sıfatı­nızı ve amellerinizi bulabiliyoruz ama isimlerinizi bulamıyoruz." dedi. Hz. Ömer: "Peki beni kitabınızda nasıl buluyorsunuz?" deyince piskopos: "Demirden bir kale!" dedi. Ömer (r.a.): "Demir bir kale ne de­mek!" deyince "Güçlü bir başkan!" dedi. Hz. Ömer: "Allah-u Ekber ya benden sonraki?" deyince "Salih bir adam ama akrabalarını kayıran biri." dedi. Hz. Ömer de: "Allah Affan'ın oğluna acısın, ya ondan son­raki nasıl?" deyince o "Demir gibi bir genç!" dedi. Ömer (r.a.) da: Vay paslı vay, vay, paslı vay! deyince Piskopos: "Ağır ol ey müminlerin emiri, o salih birisidir. Ama onun hilafeti, kanların boşa akıtıldığı kı­lıçların sıyrıldığı bir dönemde olacak." dedi.[480]

(Ebu Ubeyde -Esmaî'den nakleder: Hammad b. Seleme bu H?. Ali kısmını "Sedeünmin hadîdin" diye nakleder ki, bu da o manaya ya­kındır. Sadea (ayın ile) kokusu olmayan pas iken, Sadece (elifle) ko­kusu olan pas demektir.)[481]

Hammad b. Zeyd der ki: Eğer ben "Hz. Ali (r.a.), Hz. Osman (r.a.)'tan daha üstündür." diyecek olursam "Rasulu Ekrem'in ashabı ihanet ettiler." demiş olurum.469

İbnu Ebi'z-Zinad, babasından, Amr b. Osman'ın: "Hz. Osman'ın yüzüğünün kaşına "Amentu billezi halaqa fesevva (yaratıp tesviye eden zata iman ettim.)" diye kazıttırılmıştı."[482]

Hz. Osman halife seçilince Abdullah ibni Mesud (r.a.) "Biz başımıza, yeryüzünde hayatta kalanların (ashabın) en hayırlısını başkan seçtik, yapacak başka şeyimiz yoktu." dedi.[483]

Mübarek b. Fudâle Hasen'den nakleder:

-Ben Hz. Osman'ı mescitte uyurken gördüm. Ridası başının altında -yastık yerine- idi. Bir adam bir iş için gelince, Osman ona ayağa kalkar, bir başkası gelince yine kalkıp otururdu, sanki o da onlardan birisiydi. Ben onun bir hutbesinde, köpeklerin öldürülmesini ve güvercinlerin

kesilmesini emrettiğine şahit oldum.

Hakim b. Abbad anlatıyor:

-Medine'de ortaya çıkan ilk münker dünya malı çoğalıp insanların alım gücü arttığında güvercin uçurtmak, silah atmak şeklinde ortaya çıktı. Hz. Osman (r.a.) da birine emredip kuşları kestirdi, silahları kır­dırdı.[484]

Yine Hz. Osman (r.a.) Kur'an'ın tamamını (vitr'in son rekatında) bir rekatta okuduğu birçok yolla sahihtir.[485]

Abdullah b. Mübarek, Zübeyr b. Abdullah yolu ile bunun ninesinden -ki Hz. Osman'ın hizmetinde idi- şöyle haber verdiğini nakleder:

(Hz. Osman, ailesinden ve hizmetçilerinden hiç birini uyanık bulmazsa geceleyin bir hizmet için uykudan uyandırmazdı.) bütün ömrünü oruçla geçirirdi.[486]



[436] Bkz. ibni Sa'd 4/56, 57; Buhari, T. Kebir 2/283 no 2477; Belazuri, Ensabu'l-EşiRİ 1/440, 3/297; Tarihi Halife 195, 401; El-Muhabber 104;

[437] Burada bir yanlışlık var. Her halde ya dizgi ya okuma hatası. Haris'in ıloğrudıiM İfindiıııi/.'dcn de rivayeti var. Nesai onun Hz Aişe'den de rivayetini verir. Buhnri'dı Tirlh'inclu 2/terc. No 2477'de bunu söyler. Nesai'deki Hz Aişe hadisi 157 Müsnod ft/67, 280'dcki "Ben Efendimizin elbisesinden meniyi ovalayarak giderirdim,"  Efendimizden direkt rivayetini İbni Sa'd 4/57'de Onun "Cenaze ilmisini hcr bize şöyle öğretti..." rivayetini nakleder. Zehebi'nin de burada arkadaşı

[438] Amir b. Rabia için bkz: İbni İshak, Siyer 143, 181, 223; Vakidi, Meğazi 1/2/14 , 19, 31, 574, 721, 770, 1098, İbni Sa'd 3/386; Halife, Tarih s. 168; Ebu Zür'a, Tarih 1/164;

[439] İbni Sa'd 3/387; Hakim, Müstedrek 3/357

[440] İbni Sa'd 3/387; Hakim 3/358; El-İstiab 3/6

[441] İbni Sa’d 3/387; İstiab 3/6

[442] Bkz. Buhari, Tarihi Kebir 5/218; Halife, Tabakat 241; Belazuri, T. Dımışk; İstaib 2/307, 309; Üsdü'1-Ğabe 3/273; Hakim 3/640; Tehzibu'l-Kemal 6/70

[443] Bkz. Vakidi, Meğazi 33, 89, 130, 140, 198, 220, 70, 785, 829, 863, 895; İbni İshak 159, 169, 213, 25, 322; Tarihi Halife 154; Tabakat-ı Halife 21; Buhari, T. Kebir 5/9; El-Ma'rife ve't-Tarih 1/248; Belazuri 1/232-234

[444] İbni Sa'd 5/444; El-Vafî bi'1-Vefeyat 17/146; İstiab 6/167

[445] Buhari, Kebir 5/10; İbni Sa'd 1/337'de onu tayin edenin Efendimiz değil, Hz Ömer olduğunu söyler.                                   

[446] Buhari, Kebir 5/10; İbni Sa'd yeni kısım 1/334, 335 h.n o 146; Müsned 4/36; Nesai, Mücteba 7/314; İbni Mace 2/809; El-Ma'rife ve't-Tarih 1/248

[447] Hz Osman için bkz: İbn Sa'd 3/53-58; Belazuri 6/99 ve devamı Tarihi Dımışk tam cilt 39; Buhari, T. Kebir 6/no 2191; İbni Hişam; Tarihi Halife 168; Fazailu's-Sahabe 1/448-527; Müsned 1/57, 75;Buhari Sağir 1/58-71; El-Cerh ve't-Ta'dil 6/882; Istiab 3/1037, 1053; Tehzibu'l-Kemal 19-446 no 3847

[448] Geniş izah için bkz. Belazuri Ensabu'l-Eşraf 6/100

[449] Tarihi Dımşık 39/3, 4

[450] İbni Sa'd 3/58; Tarihi Dımışk 39/6

[451] İbni Sa’d 3/53: Tarihi Dımışk 39/6 lakabı Ümmü Hakim’dir.

[452] T. Dımışk 39/8; İbni Sa'd 3/54; Bu oğlunun gözüne horozun biri gagası ile vurup yaraladı. Yara azarak ölümüne sebep oldu.

[453] Tabakat 3/58; T. Dımışk 39/16; Taberani 1/30

[454] Taberani, Kebir 1/30; Tarihi Dımışk 39/20

[455] T. Dımışk 39/23; Yalnız burada Saib'den değil hanımından nakledilir.

[456] T. Dımışk 39/23; Yalnız burada Saib'den değil hanımından nakledilir.

[457] İbni Ebi Şeybe 12/53; İbni Ebi Asım 27581 no 1308; Belazuri 6/104; Tarihi Dımışk 39/27; El-Ma'rife ve't-Tarih 2/488; Taberi 4/390;

[458] T. Dımışk 39/28, 32; İbnu Adiyy, Kamil 5/1783; Ukaylî 3/174; İlelu'l-Mütenahiye 1/196; İbnu Adiyy: "Bu hadisi Ramehürmüz kadısı Amr b. Salih el-Ehvazî, El-Omarî'den rivayet etti. Onun bundan başka da hadisleri var ki bunlara uyulamaz." der. Belazurî 6/101'de Said b. Müseyyeb'den.

[459] Zehebi'nin işaret ettiği hadisi İbni Adiy 5/178; İbnu Asakir 39/28de Amr b. El-Ezher el-Ateki'den Hişam b. Urve -Urve isnadıyla Hz Aişe'den "Efendimizin kızı Ümmü Gülsümü Hz Osman nikahladığında "Deden İbrahim ve baban Muhammed'e en çok benzeyen odur." Hadisidir. Ama Buhari T. Kebir'inde bu Amr'ın yalancı ol­duğunu söylediği gibi İbnu Adiy de bu hadisi Hişam b. Urve'den bu adamdan başka nakleden yok, derken Nesai, Yahya b. Main ve diğerleri de "zayıf der.

[460] İbni Mace 110; Ravi Osman b.halid zayıftır. Tarihi Dımışk 39/39, 40

[461] T. Dımışk 39/44-45; İbni Ebi Asım, Sünne 2/572 on 1291

[462] T. Dımışk 39/51

[463] T. Dımışk 39/54; Belazuri, Ensab'ında bunu İbni Ömer'in oğlu Salim'den nakleder.

[464] Müsned 5/63 no 20657; Tarihi Dımışk 39/63; Tirmizi 3701; Hakim 3/102; Beyhaki, Delail 5/215; İbni Ebi Asım 2/588; Abdurrahman b. Avf rivayeti: Ebu Ya'la 2/161 no 852; Ravi İbrahim b. Amr b. Ebân zayıftır.

[465] İbni Ebi Asım, Sünne 2/588; İlelu'l-Mütenahiye 1/254; Tarihi Dımışk 39/70; Lakin bu Huleyd zayıflığında ittifak edilen bir ravidir. Bilhassa naklettiği zıt bir bilgi ise ona uyulmaz.

[466] Tarihi Dımışk 39/80-94

[467] Tarihi Dımışk 39/73

[468] Tarihi Dımışk 39/72

[469] Müslim, Fazailu's-Sahabe h. No 2401/36; Tarihi Dımışk 39/80; Müsnedi Ebu Ya'la 3/h.no 4815, 7/415 h.no 4437; Müsned 6/104, 1/71 h.no 516; Hakim 3/95; Tahavi, Müşkil 1695; Buhari Edebu'l-Mufred 603

[470] Hakim, Müstedrek 3/95, 103; Buhari, Tarihi Kebir 5/104; İbni Adiy, El-Kamil 7/21; Tarihi Cürcan s. 369 tere. No 620; Tarihi Dımışk 39/91; Hz Ali'den, Tarihi Dımışk 39/92'de İbni Abbas ve Ebu Hüreyre'den.

[471] Tarihi Dımışk 39/95; İbnu Mace  104, Hakim 3/422; Beyhaki Kübra 6/210; Abdurrezzak 20387; Müsned 3/281;

[472] Tirmizi 3698; Hakim 3/97; T. Dımışk 39/104; İbni Mace 109; İ. Ebi Asım 1289'da bunu Ebu Hüreyre'den verir. T. Dımışk 39/105; Tirmizi "Bu hadisin isnadı kavi değil, hem munkatıdır." der. Sebebi de Haris Abdurrahman b. Ebi Zübab'ın Talha'ya yetişmemesidir. Zira Talha 36'ncı yılda Cemel savaşında öldü. Bu ise hicri 146'da vefat etti.

[473] Buhari, Fiten 92/4; Fazailu Ashabın Nebiyy 5, 7, Edeb 19; Müslim, Fazailu's-Sa­habe 2403; Müsned 3/408, 4/407, 293, 2/165, 6/40; Tirmizi 3710; Edebu'l-Mufred 1151; Haberin parantez arası kaynaklardan ilavedir. İbni Ebi Şeybe 12/55 ve Ahmed b. Hanbel Müsned 3/407'de buna benzer bir hadisi Nafi b. Abdu:'l-Haris (r.a.)'tan nakleder ki bu da Kuf hadisidir. Nesai Kübra 8132

[474] Tarihi Dımışk 39/118; Hayseme Fazailu's-Sahabe s. 105, 106

[475] Tarihi Dımışk 39/162-165; Hatib, Tarih 8/257; İbni Adiy, El-Kamil 2/298; Ebu Davud 4627, 4628; Buharı, Fazailu Ashabı'n-nebi 3697

[476] Tarihi Dımışk 39/178, 179; El-Ma'rife ve't-Tarih 1/487. Şa'bi bir rivayette der ki: Peygamber zamanında Kur'an'ı ezbere bitiren altı kişi oldu. 1-Übey 2-Zeyd b. Sabit 3-Muaz 4-Ebu'd-Derda 5-Said b. Müseyyeb 6-Ebu Zeyd.

[477] İbni Sa'd 3/60, 2/351; Tarihi Dımışk 39/181; Belazuri 6/104

[478] Tarihi Dımışk 39/186; Zehebi metni buradak kısa olan haberi vermişse de anlaşıl­ması için ben uzun olanı aldım.

[479] Belazurî, Ensab 6/112, Tarihi Dımışk 39/187

[480] Tarihi Dımışk 39/189; Ebu Ubeyd, Ğaribu'l-Hadis 3/235, 236; İbnu Ebi Şeybe ise bu haberi 12/30, 15/214'te biraz değişik ifadelerle verir. Ebu Davud 4657; İbni Sa'd 3/81, 7/103'tc bunun pek azını verir.

[481] Zehebi'nin metin arasına soktuğu bu kısım esasen Muhammed Ahmed'in dedesi Ya'kub b. Şeybe'den naklettiği ayrı bir izahı olup, bunu İbni Asakir 39/189'da "Bu hadis Ebu Ubeyd'c okundu da..." diyerek onun Esmaî'den izahını nakleder.

[482] Tarihi Dımışk 39/209

[483] Tarihi Dımışk 39/213; Fesevî el-Ma'rife ve't-Tarih 2/760. İbni Sa'd 3/63; Belazuri, Ensab 6/129. İbni Şeybe 12/43; Hakim 3/97

[484] Taberi, Tarih 4/398; Tarihi Dımışk 39/228

[485] Tarihi Dımışk 39/232; Abdurrezzak, Musannef 3/24; Beyhaki, S. Kübra 3/24, 25, 119; İbni Sa'd 3/76; Tahavi, Ş. M. Asar 1/174; İbni Ebi Şeybe, Musannef 1/368; Abdurrahman b. Osman et-Teymî Hz Osman'ı vitir kılarken hatmettiğini naklettiği gibi eşi Naile de söylemiştir.

[486] Tarihi Dımışk 39/236

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 167-179


Konu Başlığı: Ynt: Bu yılki vefat olayları
Gönderen: Mehmed. üzerinde 05 Mart 2022, 07:52:43
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Bu yılki vefat olayları
Gönderen: Sevgi. üzerinde 06 Mart 2022, 13:26:47
Aleyküm Selam. Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
 Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah