๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 14:22:13



Konu Başlığı: Bu yıl ölenler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 14:22:13
Bu Yıl Ölenler

 

Bu yıl (Halife b. Hayyat'a göre) Übey b. Ka'b ile Ubade (r.a.)'ın kardeşi Evs b. Ubade vefat etmiştir ki, her ikisi de önceki yıllarda bah­sedilmişti.

Sinan B. Ebu Sinan:[181]Sinan  b.  Ebi   Sinan  b.  Mihsan.  Esed  oğullarından. Abduşems oğullarının antlaşmalısı. Amcası olan Ukaşe b. Mihsan'dan da yaşça daha büyük idi.[182] Sinan ile babası hem hicret ettiler, hem de Bedir harbine katıldılar.

Babası Ebâ Sinan Peygamberimiz hicri beşinci yılda Kureyza oğullarını muhasara altında tuttuğu sırada (orada) öldü (ve oradaki kabre defnedildi.)[183]

Vakidi "Sinan (Hudeybiye'deki) ağacın altında biat edenlerin ilki­dir." der.[184]

Husayn Ve Tufeyl B. Haris B. El-Muttalib:[185] Bu bir görüşe göredir. Daha önce bu konu geçmişti. Kardeşi Husayn b. Tufeyl de Haris'ten dört ay sonra ölmüştür. Her iki kardeş de Bedir savaşına katılanlardan idi. (Bunlar peygamberimizin amcası olan Haris'in çocuklarıdır. Cübeyr b. Mut'im "Ya Rasulallah Muttaliboğullarına verdin bizi bıraktın deyince Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:

"Haşimoğulları ve Muttaliboğulları bir şeydir, bizden cahiliye dö­neminde de, islami dönemde de ayrılmadılar.[186]

Abbas B. Abdulmuttalib:[187] Nesebi: Abbas b. Abdul-Muttalib b. Haşim b. Abdi Menaf b. Kusay b. Kilab b. Murra b. Ka'b b. Lüeyy b. öalib b. Fihr b. Malik b. Nadr b. Kinane b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyas b. Müdar b. Nizar b. Maadd b. Adnan.

Künyesi Ebu'1-Fazl. Peygamberimizin amcasıdır. (Annesi Cenab b. Müleyb b. Malik kızı Nüfeyle'dir.) Peygamberimizden iki ya da üç yıl önce doğdu. Bedir harbine katılmış müslümanlar da onu esir etmişlerdi. Kendini fidye verip serbest bıraktırdıktan sonra para vermemek için demesinler diye müslüman olduğunu bildirip ardından Mekke'ye avdet etti. Onun rivayet ettiği hadisler vardır.

(Hz. Abbas'ın (künyesini aldığı)

1- Fazl,

2- Abdullah

3- Ubeydullah

4- Abdurrahman

5- Kuşem

6- Ma'bed adlarında altı oğlu vardı. Fazl veda haccında Efendimizin devesine binen çok yakışıklı bir gençti. Şam fethi sırası Amvas'ta ortaya çıkan vebadan öldü. Abdullah bu ümmetin en alimlerinden idi. O da Taif'te öldü. Abdurrahman Şam'da, Kuşem Türkistan fethinde, Semerkant'ta öldü. Kuşem aynen peygamberimize benzerdi. Ma'bed'de kuzey Afrika'da şehid oldu. Kız olarak Ümmü llabibe vardı. Bunların annesi Hz. Abbas'ın eşi, Haris b. Hazn kızı Lübabe el-Kübra idi. Bundan başka onun Kesir, Temam, Safiyye, Ümeyme diye iki oğluyla iki kızı bir cariyeden doğmuşlardı. Ayrıca Haris diye bir oğlu daha vardı. Onun annesi Cündeb kızı Iluceyle'dir.)[188]

Hz. Abbas'tan, oğulları Abdullah ve Ubeydullah ile Ahnef b. Kays, Amir b. Sa'd, Malik b. Evs b. El-Hadesân, Nafi b. Cübeyr b. Mut'im, kızı Ümmü Gülsüm, Abdullah b. El-Haris b. Nevfel ve diğerleri riva­yette bulunmuşlardır. Hz. Abbas'ın dillerden düşmeyen bir çok fazileti ve menkıbeleri vardır.

El-Kelbi, Hz. Abbas'ın şerif, heybetli ve çok akıllı olduğunu söy­ler.[189]

Kelbi'den başka biride: "Hz. Abbas ak, yumuşak tenli, güzel, irice, heybetli biri olup saçının iki örgüsü vardı. (Tarihi Dımışk'ta geçtiğine göre) İbni Abbas ise babasını şöyle anlatır: Babam yumuşak beyaz tenli, düz saçlı, ince güzel sakallı, hafif kıvrık burunlu, iri gözlü, düz yanaklı, eline dolgun iri biri idi. Yaşlanmadan önce saçlarını iki belik halinde örerdi. Ölümünden beş yıl önce gözleri kapandı. Önceleri kına kullanırdı, ama bunu sonra terk etti.) Boyu ne uzun ne kısa idi. Doğumu fil ordusunun Kabe'ye gelişinden üç yıl önce idi. Seksen sekiz yıl ömür sürdü ve Medine'de öldü. Namazını Hz. Osman kıldırdı. Bakî mezarlığına büyük bir kubbenin kapadığı bir mezara defnedildi.[190]

Hz. Abbas'ın hicri 34'üncü yılda öldüğünü alimlerden söyleyen sa­dece Halife b. Hayyat olmuştur.[191]

Zübeyr b. Bekkar der ki: Hz. Abbas'ın Haşim oğullarının çıplak kalanlarına giydirmek için elbiseleri, açlarını dgyurduğu bir kazanı (cahillerini cezalandırmak için bir falakası) vardı. Komşusunu korur, malını bolca harcar, felaketlerde malının tamamını verirdi. Cahiliye döneminde Ebu Süfyan'ın dostu idi.[192]

Sehl b. Sa'd'dan naklediliyor: Peygamber (s.a.v.) Bedir savaşından Medine'ye geri döndüğü zaman, Abbas Mekke'ye gelip, geri dönüp Medine'ye hicret etmek için izin istedi. Efendimiz de:

"Mutmain ol, içini serin tut, acele etme ya amca. Benim Peygam­berlerin sonuncusu olduğum gibi sen de Muhacirlerin sonu olacaksın." buyurdu.[193] Bu hadisi Ebu Ya'la ile Heysem b. Küleyb Müsnedlerinde nakleder,

Yezid b. Ebi Ziyad, Abdullah b. El-Haris aracılığıyla Muttalib b. Rabia'dan naklediyor. Rasulullah (s.a.v.)

"Kişinin amcası, babası ile aynı kökten gelir. Kim Abbas'ı incitirse kesinlikle beni incitmiştir" buyurdu. Tirmizi bu hadisi Yezid b. Ebi Ziyad yoluyla Abdullah b. El-Haris'ten nakleder ve sahih olduğunu bildirir.[194]

Sika bir ravi olan Muhammed b. Talha et-Teymi, Ebu Süheyl b. Mnlik'ten, Said b. Müseyyeb yoluyla Hz. Sa'd'm şöyle anlattığını mıkleder: Bir gün Peygamberle beraber iken Abbas geriden göründü de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)

"İşte şu gelen Peygamberinizin amcası Abbas'tır. Kureyş'in eli en cömert, onlara akrabalık bağını en iyi kuran o dedi. Bu hadisi Nesaî zikretmiştir.[195]

Yine bu konuda Abdul-Alâ es-Sa'lebi, Said b. Cübeyr'in Abdullah b. Abbas'tan Rasulullah (s.a.v.):

"Abbas bendendir ve ben de ondanım." buyurduğunu söyler. Hadisin tamamı şöyledir: Ensardan biri Abbas (r.a.)'ın cahiliye döneminde ölen kafir dedesinden birine sövmüş, Abbas da onu dövmüştü. O da akrabalarına varıp durumu anlatınca "Biz de onu dövelim" diye silaha sarıldılar. Peygamberimiz bunu duyunca hutbeye çıkıp "Ey insanlar! Allah'ın yeryüzündeki en mükerrem kulu kim?" buyurdu. "Sen" dediler. O da "Öyleyse Abbas benden ben de ondanım. Ölülerimize sövmeyin, dirilerimizi incitirsiniz." buyurdu. Ensarlılar da gelip "Senin öfkelenmenden Allah'a sığınırız ya Rasulallah." dediler.)[196]

Sevr b. Yezid, Mekhul-Kurayb (İbni Abbas'ın kölesi) yolu ile İbni Abbas (r.a.)'tan rivayet ediyor:

-Peygamber (s.a.v.) Abbas'a (Pazartesi gecesi yanıma gel çocukları da getir! buyurdu. Biz de yanına vardık.) Bize birer elbise giydirdi sonra da:

"Allah'ım Abbas'a ve yavrularına zahiri ve batini, hiçbir günahtan eser bırakmayan mağfiret et! Allah'ım evlatların onun yerini almaya nasib et." buyurdu. Bu hadisi Sevr b. Yezid'den nakletmede Abdul-Vehhab b. Atâ tek kalmıştır. Tirmizi yine de "bu hasen bir hadistir" demiştir.[197]

Abdurrahman b. Ebu'z-Zinad, Hişam b. Urve- Urve b. Zübeyr is-nadıyla  Hz.   Aişe'den   şöyle   dediğini   rivayet   ediyor:   "Rasulullah  (s.a.v.)'in Abbas'ı yücelttiği gibi ya da Abbas'a ikram ettiği gibi bir başkasına aynı muameleyi yaparken görmedim.[198]

Hz. Enes anlatıyor: Bir kıtlık olmuştu. Hz. Ömer, Hz. Abbas hatırına Allah'a yağmur duası yaparak "Allah'ım biz kıtlığa kuraklığa düşünce sana peygamberini vesile ederek dua ederdik. Sen de bize yağmur verirdin. Şimdi sana Peygamberin amcası hatırı ile yalvarıyoruz bize yağmur ver!" diye dua etti. Sonra yağmur yağdı.[199]

Ebu Mi'şar, Zeyd b. Eşlem babası Eşlem ve bir başkasından "Hz. Ömer (r.a.) Bedir harbine katılanların her birine ganimetten beşer bin dirhem verilmesini karar altına alırken Abbas (r.a.) on iki bin verilme­sini kararlaştırdı." diye nakleder.[200]

İbnu Ebi'z-Zinad, babası Zinad'ın sika (güvenli diye söyleyip adını vermediği) birinden "Hz. Abbas (r.a.) Hz. Ömer veya Osman'a hay­vanlarına binili olarak rast geldiğinde Rasulullah'ın amcasına hürmeten Abbas oradan geçip gidene kadar hayvanlarından inerlerdi." dediğini haber verir.[201]

AınrM). Mürra, Ebu Salih es-Semmân aracılığıyla Abbas'ın kölesi Suheb'den şöyle nakleder: -Hz. Ali'yi Hz. Abbas'ın el ve ayaklarını öpüp "Amcacığım rızanı isterim!" derken gördüm.[202]

Sevr b. Ye/id, Mekhul'den Said b. Müseyyeb'in "Hz. Abbas bu ümmetin en hayırlısı, Peygamberin varisi ve amcası" dediğini rivayet eder ki, bu isnadı sahih bir haberdir.[203]

Ouhlınk b. Osman el Hı/Ainî anlatıyor: Bir gün Hz. Osman'ın kö­lelerim* ihtiyacı olmuştu. Onlar cin, tâ (*iabe denen yerdeydi. Abbas (r.a.) Medine içindeki Scla dağına gece sonunda çıktı ve onlara seslenip sesini duyurnhildi. C*hıbe Medine'ye dokuz mil kadar bir mesafededir.[204]

Abdullah b. Abbas'ın oğlu Ali der ki: Hz. Abbas öleceği zaman yetmiş köle azad etti.[205] Medâinî "Hz. Abbas hicri otuz üçüncü yılda öldü." der.[206]

Abdullah B. Mesûd (R.A.):[207] Nesebi: Abdullah b. Mes'ud b. Gafil b. Habib b. Şemh b. Fâd b. MaHz.u b. Sahile b. Kahil b. El-Haris b. Temim b. Sa'd b. Hüzeyl b. Müdrike b. İlyas b. Mudar b. Nizar b. Ma'd b. Adnan, künyesi Ebu Abdurrahman olup Huzeyl kabilesindendir. Zühre oğullarının antlaş-malısıdır.

Annesi Ümmü "Abd," Ad b. Vudd b. Süvey Karim b. Sahile b. Kahil b. El-Haris b. Temim b. Sa'd b. Huzeyl, kızı olara o da Hüzeyl'dendir.[208]

İslam'a ilk önce girenlerden. Bedir olmak üzere bütün savaşlara katıldı. Bir (muallim olarak) kendisinin çok kıymetli bir ashabı (arka­daşı ve talebesi) vardı. Alkame, Ebu't-Tufeyl, Ebu Vail, Ebu Amr Eş-Şeybani, El-Esved, Mesruk Ubeyde es-Selmanî, Tarık b. Şihab, Kays b. Ebi Hazim, Nezzal b Şebra, Ebu Ma'mer Abdullah b. Sahbera, Amr b Meymun, Zirr b. Hubeyş, Şufeyr b. Şekel, Rabi' b. Huseym, Hemmam b. El-Haris, Haris b. Süveyd, Ebu'l-Ahvas, Zeyd b. Vehb ve daha bunlar gibi pek çok kimse buradandır.[209]

Peygamberimizin özel hizmeti için yanına girip ona hizmet eder, ve çok kere onunla olurdu. Kendisi peygamberimizin ayakkabılarıyla gö­revli olup Nebi (s.a.v.) onu çıkardığında onu alır veya bir yere kaldı­rırdı.

Peygamberimizin ağzından bizzat yetmiş sureyi dinleyerek öğren­miştir.[210]

İbni Şirin der ki: (Hz. Osman Kur'an'in tek kıraatta toplanma görevi için topladığı heyete Zeyd b. Sabit'i başkan yaptığında, Abdullah b. Mes'ud Kûfe'de idi. Ve "Kur'an'ın toplanmasındaki korkusunu" izhar ederek bir konuşma yapmış ve "Şimdi siz bana kimin kıraati üzere okumamı emrediyorsunuz, Zeyd'in kıraati üzere mi? Vallahi ben bizzat Rasulullah'ın ağzından yetmiş küsur sûre aldım. O vakit Zeyd daha iki kakülü sallanan bir çocuk olup sabilerle oynuyordu." diye sitem etti. Sonra da "Peygamberle Cibril'in Kur'an'ı, birbirine yaptığı son arz etmede, benden daha sonra onu dinleyen, benden daha iyi bilen birinin, devenin ulaşabileceği kadar uzakta bile olsa- mevcudiyetini bilsem, derhal yanına giderdim." dedi.[211]

Amr b. Mürra Ebu'l-Buhteri'de naklediyor: Hz. Ali (r.a.)'a Abdullah b. Mes'ud hakkında sorulunca: "Kur'an ve Sünnet öğretilen biri, sonra bunun ötesini aramadı. (Bu da ilim olarak yeter.)" dedi.[212]

İbnu Mesud der ki: Daha çocuğum doğmadan (anası hamileyken) Peygamber (s.a.v.) bana "Ebu Abdurrahman" künyesi vermişti.

Said b. Müseyyeb der ki: İbnu Mesud (r.a.)'ı iri karınlı ince incikli biri olarak gördüm.[213]

Kays b. Ebi Hazim anlatıyor: Ben onu az etli esmer biri olarak gördüm.[214]

Ubeydullah b. Abdullah b. Ute de "O zayıfça, kısa boylu çok kara, saç ve sakalını kınalamayan biri idi." diyor.[215]

Bir başkası da İbnu Mesud fiziği (yapısı) güzel olup elbise bakı­mından insanların en iyi giyineni idi. Beyaz giyerdi. Kokusu da in­sanların en hoş olanı idi." der.[216]

İbni İshak "İbnu Mesud (r.a.) yirmi kişi Müslüman olduktan sonra İslama girdi." diyor.[217]

Ebu'l-Ahvas der ki: Ben Ebu Mesud el-Bedri ve Ebu Musa'yı Ab­dullah b. Mesud vefat ettiğinde görmüştüm. Biri diğerine: "Senin kanaatin ne, İbni Mesud kendi yerine kendi ayarında birini bırakıp da (ilimde) öyle öldü mü dersin?" deyince öbürü: "Sen böyle bir şeyin olabileceği kanaatinde misin? Bize yasaklandığında bile o yine Peygamber(as)'ın yanına girip çıkardı. Bizim bulunmadığımız zamanlarda o Peygamberin yanında olup bitenleri görür öğrenirdi." dedi.[218]

Ebu Musa el-Eş'ari der ki: Kardeşimle Yemen'den geri geldiğim zaman bir müddet Abdullah b. Mesud'la annesi Peygamberin ev hal­kından (ehli Beyt) sandım. Zira onun yanına çok girip çıkıyorlardı.

Kasım b. Abdurrahman anlatıyor: Abdullah b. Mesud, Peygamber (s.a.v.)'e ayakkabılarını giydirir, ve önünde bastonla yürüyüp meclise geldiğinde bu ayakkabıları çıkarır, Abdullah da onları alır ve bastonu Nebi (s.a.v.)'e verirdi. Abdullah Efendimizin önünde yürüyerek odaya ondan önce girerdi.[219]

Ubyedullah b. Abdullah der ki: Abdullah b. Mesud Peygamberin Sivadı, yani sırlarının sahibi, yastığı yani yatağının bakımcısı ve onun misvak, ayakkabı, su kabı ile görevlisi idi. Bu işler seferde olurdu. [220]

Abdullah b. Mesud anlatıyor: Peygamber (s.a.v.)'le beraber bir bahçede idim. Beni cennetle müjdeledi.[221] Rasulullah (s.a.v.):

"Kim Kuran'ı yeni gelmiş gibi hiç değişmeyen bir kıraatle okumak isterse Ümmü Abd'ın oğlu Abdullah'ın kıraatine göre okusun." bu­yurdu.[222] İbni Mesud devamla der ki: Sonra oturup dua etmeye başla­dım. Rasulullah (s.a.v.) de:

"İste! İsteğin verilecek." buyuruyordu. Ben o sırada: "Allah'ım ben senden reddolunmayacak bir iman, tükenmez nimetler ve cennetin o ebedi hayatında en yüksek yerinde Peygamberine arkadaşlık istiyorum!" diyordum.[223]

Ebu İshak es-Sübey'î anlatıyor: Haris, Hz. Ali'den Nebi (s.a.v.)'in:

"Ben danışmadan birini emir yapacak olsaydım, müslümanlara Ümmü Abd'ın oğlunu -İbni Mesud'u- emir yapardım." buyurduğunu nakletti.[224] Bu hadisi İmam Ahmed- Müsned adlı eserinde, Tirmizi de Camii'inde tahric ettiler.

Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: Rasulullah (s.a.v.), İbni Mesud'a bir meyve toplaması emrini verdi, o da bir ağaca tırmandı. Ashab, Abdullah'ın ayağına bakıp inciklerinin incecik oluşuna gülüştüler. Nebi (s.a.v.) de:

"Neye gülüyorsunuz ki, o iki zayıf incik, kıyamet günü Uhut da­ğından daha ağır gelecektir." buyurdu. Bu hadisi Muğira, Ümmu Musa yoluyla Hz. Ali'den nakleder.

Abdulmelik b. Umeyr, Rıb'î'nin kölesi -Rıb'î isnadıyla Huzeyfe (r.a.^'ta Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu anlatıyor:"

Benden sonra Ebu Bekir ve Ömer'e uyun, Ammar'ın gidişatına uyun, Abdullah b. Mesud'un da taahhüdüne tutunun." Tirmizi Hasen'dir diyor. Ancak sonu "İbni Mesud'un size anlattığı şeyi doğrulayın" şeklindedir.

Mansur, Kasım b. Abdurrahman'dan Nebi (s.a.v.)'in

"Ümmetim için Ümmü Abd oğlunun razı olduğu şeye ben de razı­yım." buyurduğunu (mürselen) rivayet eder. Buna benzer şekilde birkaç ayrı tariktan da bu haber rivayet edilmiştir. (Bunlardan biri de Ca'fer b. Avn'ın Mesudî -Ca'fer b. Amr b. Hureys -Amr b. Hureys isnadıyla naklettiği şu haberdir:

-Peygamber (s.a.v.) İbni Mesuda' "Oku" buyurdu. O da: "Kur'an sana inerken senin huzurunda nasıl okuyayım?" deyince, Nebi (s.a.v.) "Ben Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severim" buyurdu. İbni Mesud okumaya Nisa suresinden başladı.

"Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz, seni de bunlara şahit ge­tirdiğimiz zaman (inkarcıların, isyancıların halleri) nasıl olacak!"

(Nisa ayet 41) ayetine geldiğinde, Rasulullah'ın gözlerinden yaşlar boşandı. Abdullah da okumayı kesti. Rasulullah (s.a.v.) (önce Ebu Bekr'e, sonra Ömer'e sonra bir başkasına hutbe okumalarını emretti.) Sonra da İbni Mesud'a "Konuş" dedi. İbni Mesud da söze Allah'a hamd ederek başlayıp, Allah'a senada bulundu. Sonra Nebi (s.a.v.)'e salat ve selam getirip; eşhedu enlâ ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Rasuluhu deyip ardından "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a razı oldum. Sizin için de Allah ve Rasulünün razı olduğu şeylere razı oldum!" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) "Ümmetim için Ümmü abd oğlunun razı olduğuna ben de razıyım." buyurdu.)

Alkame der ki: Gidişat, rehberlik ve üslupta İbni Mesud Nebi (s.a.v.)'e benzerdi.

Ebu İshak es-Sübey'î Abdurrahman b. Yezid'den şöyle işittiğini anlatıyor: Huzeyfe (r.a.)'a, "Bize önderlik ve üslubu Peygamber (s.a.v.)'e çok yakın birini söyle ki, ona talebe olarak devam edelim." dedik. Huzeyfe de gidişat, rehberlik ve üslup bakımından, evinin du­varının gizlediği Rasulullah'a, Abdullah b. Mesud'dan daha yakın birini bilmiyorum, dedi. Hz. Muhammed ashabından korunanlar (ölümden kurtulanlar) kesin bilirler ki, onların Peygambere en çok yakın olanı Ümmü Abd'ın oğludur.

Ebu İshak, Harise b. Mudarrib'den şöyle nakleder: (Hz. Ömer'in Şama gidip Küfe'ye gitmemesine içerleyen Kûfelilerden bir heyet Medine'ye gelip: Ya Emira'1-Mu'minin! Şam halkını bizden üstün tuttun! demişlerdi. Hz. Ömer onlara öyle olmadığını Kûfe'ye İbni Mesud'un gitmesini tercih ettiğini anlatıp) Bunun üzerine Hz. Ömer Kûfe'ye bir mektup yazdı. (Ravi Harise der ki: Ömer'in mektubu gelip bize okundu. İçinde yazılanlar şu idi:) "Emma ba'du! Ben siz Ammar b. Yasir'i siyasi -emiriniz olarak, Abdullah b. Mesud'u da öğretmen ve emir yardımcısı olarak tayin edip yolladım. Bu ikisi Hz. Rasulullah'ın ashabının en ileri gelenlerinden, Bedir harbine katılma şerefine ermiş iki seçkin insandır. Onları iyi dinleyin! Ben size kendim gelmek yerine

yerime sizin için Abdullah b. Mesud'u tercih ettim!" Abdullah b. Amr (r.a.) der ki: Rasulullah (s.a.v.)'den

"Kuran okumayı şu dört kişiden: Abdullah b. Mes'ud, Übey b. Ka'b, Muaz b. Cebel ve Huzeyfe'nin azatlısı Salim'den öğrenin." derken duydum.[225]




[181] lbnu Sa'd 3/94; İstiab 2/80, 81; Üsdu'1-Ğabe 2/358; El-Cerh ve't-Ta'dil 4/250; Vakidi, Meğazi, Fihrist, Mearif 274   

[182] Burada sanıyorum bir ihtisar ya da kalem hatası var. Zira Ukkaşe'den büyük olan Sinan değil, babası Ebu Sinan'dır. İbni Sa'd bunu bizzat Vakidi'den nakleder. Tabakat 3/93

[183] İbnu Sa'd, Tabakat 3/93

[184] Vakidi, Meğazi 2/603; İbni Sa'd, Tabakat 3/94

[185] İbni Sa'd 3/52, 53; Nesebi Kureyş 93, 95; Vakidi 24, 153; Halife, Tabakat 115, 138

[186] Buhari 3140,3502, 4229; Ebu Davud 2987; Nesai Fey bab 20; Beyhaki S. Kübra 6/340, 7/31, 2/149; Taberi 10/5; Ebu Nuaynı, Hilye 9/66

[187] Bkz. Müsned 1/206; Vakidi, Fihrist; İbni Ishak 32, 34, 68, 79, 138, 146; Nesebi Kurayş 18, 220, 240, 266; Yahya b. Main, Tarih 2/294

[188] İbni Sa'd 3/5, 6; İ. Asakir, Tarihi Dımışk 26; Fesevi 3/160; Belazuri, Ensabu'1-Eş-r»f 4/31

[189] Belazuri, Ensab 4/29; Kelebî buna yakın bir. ifadeyi Hz Ali'den de nakleder. İbni Stt'd 1/93, 3/28; T. Dımışk 26/354 

[190] T. Dımışk 26/278; Belazurî 4/29

[191] Tarihi S. 168

[192] Bcla/.uri, Hnsab 4/29'da Saib'den; Tarihi Dımışk 26/285

[193] Ebu Ya'la, Müsned 5/h. No 2646; Taberani, Kebir 6/190; İbnu Asakir 26/296, 297

[194] Tirmizi, Menakıb 3758 ayrıca 2760, 2761; Belazuri, Ensabu'l-Eşraf 4/8 ve 11; İbni Asakir 26/301, 302; Beyhaki Süneni Kübra 4/111; Taberani Kebir 16/87; Tahavi Müşkil 1097; İbni Sa'd 4/27 (Eb Mizle'den); Nesai Kübra h. No 8176; T. Dımışk 26/313

[195] Müsned 1/185; Nesai, Kübra no 8174; Hakim 3/328, 329; Ebu Ya'la 2/820; Tarihi Dımışk 26/324; Belazuri 4/18

[196] Nesai, S. Kübra 5/570 h.no 8172; Müsned 1/100; Hakim 3/329, 325; İbni Sa'd 4/24; Tirmizi 3759; Tarihi Dımışk 26/303, 304; Hatib Bağdadi 4/101-406; T. Dımışk 26/304; Belazuri 4/16

[197] T. Dımışk 26/310, 311, 312; Tirmizi 3762; Hatib, Tarih 11/24, 10/39, 21; Bu haberi Hakim de 3/335 aynı isnadla alır. Zehebi Mizan'ında 2/682 tere. 5322'de "Ravi Abdu'l-Vehhab b. Atâ'nın "Hz Abbas hakkındaki hadisleri uydurmadır." der."

[198] Belazuri, linsuhu'l-Eşraf 4/16; Tarihi Dımışk 26/329; Hatib, Tarihi Bağdad 9/212

[199] Buhari, İstiska 15/3 h. No 1010; Fazailu Ashabi'n-Nebiyy 62/11 no 3710; Tarihi Dımışk 26/355

[200] Bcyhaki,   Sünen Kübra 6/349, 350;   Tarihi Dımışk 26/36; Bir başkası dediği, Gufran kölesi Amr b. Abdullah'tır.

[201] T. Dımışk 26/354; Belazuri, Ensab 4/18, 17

[202] Buhari, Edebu'l-Mufred no 976; Tarihi Dımışk 26/372; El-Ma'rife ve't-Tarih 1/514; Belazuri, Ensab 4/13

[203] Hakim 3/333; Tirmizi 3762; İ. Asakir, T. Dımışk 26/374

[204] İ. Asakir, T. Dımşk 26/375

[205] İbni Sa'd 4/30; Tarihi Dımışk 26/376

[206] Tarihi Dımşk 26/380

[207] Bkz. Müsned 1/374; İstiab 2/316; Taberani, Kebir 9/56-421, 10/5-286; Taberi (fih­rist); İbni İshak (fihrist); İbni Main, Tarih 2/330

[208] İbni Sa'd 3/150; Belazurî, Ensabu'l-Eşraf 11/210; Tarihi Dımışk 93/55;

[209] Tarihi Dımışk 93/51; İbni Sa'd 3/150; Belazuri 11/210

[210] Tarihi Dımışk 33/130; Belazuri 117211,213

[211] Belazuri, Ensabu'l-Eşraf 11/211; İbni Sa'd 2/342; İbni Asakir, Tarihi Dımışk 33/130, 135, 136; İbni Ebi Davud, Kitabu'l-Mesahif s. 15-16

[212] Belazuri, Ensab 11/223; İbni Ebi Şeybe 12/116; Ebu Nuaym, Hilye 1/129; Hakim 3/118

[213] Belazuri Esnab 11/222; Hakim 3/313, 314 T. Dımışk 33/65

[214] T. Dımışk 33/65

[215] Belazuri 11/224; Tarihi Dımışk 33/65, 66 Hatib Bağdadi 1/149; İbni Sa'd 3/158

[216] İbni Sa'd 3/157; Belazuri 11/211; Tarihi Dımışk 33/66, 67

[217] T. Dımışk 33/69; Fesevi, el-Ma'rife 2/544, 541; Müstedrek 3/316; Nesai, Kübra 5/72 no 8260

[218] T.Dımşık33/81,82;

[219] İbnu Sa'd 3/153; Tarihi Dımışk 33/89; Belazuri, Ensab 11/217; Sıfatu's-Safve 1/397; İ. Ebi Şeybe 12/112,113

[220] İbnu Sa'd 3/153; Belazuri 11/217; Tarihi Dımışk 33/89

[221] Tarihi Dımışk 33/91, 92; Taberani 10/206; Ebu Hanife, Müsned 1/221

[222] Müsned 1/7, 26, 38, 444, 4/279; İbni Mace 138; Hakim 3/368, 2/227; Beyhaki, Sü-nen-i Kübra 1/452; Tarihi Dımışk 33/95; İbni Sa'd 2/342; Taberani, Kebir 9/67; İbni Ebi Şeybe 10/521; Hatib, Tarih 4/326; İbni Huzeyme 156; Ebu Nuaym, Hilye 1/124; Nesai, Kübra 5/71 no 8255, 8256       

[223] Müsned 1/445, 454; Hakim 3/317; Ebu Nuaym, Hilye 1/124; Tarihi Dımışk 33/95

[224] Müsned 1/76, 95, 107, 108, 229; Tirmizi 3808, 3809; Hatib 1/148; İbni Mace 664, 137; Hakim 3/318; Nesai, Kübra

[225] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 71-82




Konu Başlığı: Ynt: Bu yıl ölenler
Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Haziran 2021, 15:30:14
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Bu yıl ölenler
Gönderen: Sevgi. üzerinde 28 Haziran 2021, 02:17:53
Aleyküm selâm. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun