> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tarihül-İslam > Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı  (Okunma Sayısı 1292 defa)
21 Nisan 2011, 14:59:27
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Nisan 2011, 14:59:27 »



Bedir Hezimetinin Mekke'deki Yankısı


 

İbni İshak anlatıyor:

Kureyşlilerin uğradığı hezimet haberini Mekke'ye ilk getiren, El-Haysumân b. Abdillah el-Huzâî olmuştu. Mekke'liler onu görünce, "Arkanda ne haber var?" dediler. O da:

- Ukbe, Şeybe, Ebû Cehil, Ümeyye, Zem'a b. el-Esved, Nübeyh, Münebbih, Ebu'l-Buhterî b. Hişâm öldürüldü, dedi.

Haysumân bu şekilde Kureyş ulularının adlarını sayarken, o sırada Kabe'deki Hıcr-ı İsmail'de oturmakta olan Safvan b. Ümeyye: "Ulan bu ne diyor, şu herifin aklı başındaysa ona "Safvân b. Ümeyye "ne yaptı ya!" diye benide sorun" dedi. Onlar da, "Peki safvan ne yaptı?" deyince o, "O işte şurada oturuyor, ama vallahi ben onun babasının ve kardeşinin öldürülüşüne şahit oldum" dedi.[40]

Rasûlüllah (s.a.v.)'ın azatlısı Ebû Rafı' anlatıyor:

-  Ben Abbas b. Abdü'l-Muttalib'in kölesi idim. O sırada İslâm, Rasûlüllah'ın Ehl-i Beyt i arasına girmiş idi. Abbas (r.a.) İslâm'a gi­rince ben de Müslüman oldum. Abbas (r.a.) kavminden çekindiğinden onların hilafına bir şey yapmayı uygun bulmayarak, Müslüman oldu­ğunu gizliyordu. Hem Abbas gayet zengin olup, malları da kendi top­lumu arasında çalıştırılmak üzere dağılmış durumdaydı.

Ebû Leheb, Bedir harbine katılamamıştı. Kureyş'in hezimet haberi kendisine gelince, Allah onu diz üstü düşürüp perişan etti. Biz ise ken­dimizde bir güçlenme ve moral geldiğine kanî olduk. Ben zayıf birisi idim. Zemzemin çadırdan kurulu hücresinde zemzem kadehleri oymacılığı yapardım. Bir gün yanımda Ümm-ü Fazl ile oturmuş bir yandanda taştan kadeh oymakla meşgul iken Müslümanların zafer haberiyle sevindik.

Ebû Leheb kötü bir vaziyette ayaklarım sürüyerek geldi ve benim çalıştığım hücreyi kazığa bağlayan ipin üzerine oturdu. Sırtı benim sırtıma dayanmış idi. O henüz aynı şekilde otururken, birden adamlar­dan birisi: "İşte Ebû Süfyan b. el-Haris b. Abdi'l Muttalib geldi" dedi. Ebû Leheb ona: "Yanıma gel hele, senin Bedir hakkında bilgin vardır" dedi. Ebû Süfyan'da gelip yanına çöktü, İnsanlar etrafım sardılar. Ebû Leheb:

- Bre kardeşim oğlu! Anlat hele insanların durumu ne? dedi. O da, "Vallahi,   biz   Müslümanlarla   karşılaşınca,   onlara   kendimizi   ba­ğışlayarak bizi diledikleri gibi öldürüp, esir almalarına seyirci kal-

makdan başka birşey yapmadık. Allah'a yemin ederimki ben bu sö­zümle adamlarımızı kınamak istemiyorum. Zira biz yer ile gök ara­sında doru renkli atlara binmiş bembeyaz adamlara rastladık. Vallahi hiç bir şey onlara yaklaşamıyor, hiç bir kuvvet onlara mukavemet e-demiyordu" dedi.

Ebû Rafı devamla şöyle anlattı:

- Ben hücrenin ipini elimle kaldırdım ve: "Vallahi işte onlar Melek­ler idi" dedim. Ebû Leheb de elini kaldırıp suratıma müthiş bir tokat attı. Bende üzerine saldırdım. Beni kaldırıp yere çarptı, üzerime çulla­narak vurmaya başladı. Ben zaten zayıf birisiydim. Yanımda bulunan Ümmü-FazI fırlayıp hücreyi dayayan payandalardan birini kaptığı gibi Ebû Leheb'e indirdi ve kafasını derin şekilde yardı.

Ümmü Fazl. Ebû Leheb'e: "Sen onu, efendisi yok diye zayıf mı bu­luyorsun!" diye bağırdı. Ebû Leheb'de perişan, hakir bir halde kalkıp gitti. Vallahi bu olaydan sonra Ebû Leheb sadece yedi gün yaşayabil­di. Allah ona bir cild hastalığı olan "adese" hastalığı belası verip öl­dürdü.[41]

Kureyşliler bu "adese" hastalığından, Veba'dan korktukları gibi korkarlardı. Hatta şöyle bir olay bile olmuştu: "Kureyşli bir adam o-ğullarına "ikinize de yazıklar olsun" Babanız evinde koktu da siz onu defnetmemekle utanmıyormusunuz!" dedim. Onlarda "biz bu çıbanın bulaşıcı olabileceğinden korkuyoruz" dediler. Adam onlara "haydi gidin! Ben sizi gözetleyeceğim" diye yolladı.. Vallahi Onu normal yıkamayıp uzaktan üzerine su serptiler, sonra cenazeyi Mekke'nin tâ yukarı taraflarına götürüp orada bir duvara yasladılar. Sonra da ada­mın üzerine taş örerek gömmüş oldular.[42]

Bu hadiseyi Muhammed b. İshak'tan, Yunus b. Bükeyr bana Hüse­yin b. Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas, -İkrime-îbni Abbas isnadıyla, "Bana Nebî (s.a.v.)'nin azatlısı Ebû Rafı anlattıki" diyerek aynı mana­da rivayet eder.[43]

Abdullah b. Zübeyr'in oğlu Abbâd babası İbni Zübeyr (r.a.)'den şöyle nakleder:

Kureyşliîer, öldürülen adamları için ağıt yakmaya başlamışlardı. Daha sonra kendi kendilerine, "biz bu ağıt işini yapmayalım. Zira Muhammed ve arkadaşları bunu duyarsa pek sevinir" dediler.[44]

El-Esved b. Muttalib'de bu harbde kayba uğrayanlardan biri idi. Bedir'de üç oğlunu; Zem'a, Akıl ve Haris'i kaybetmişti. Evlatlarına ağıt yapmayı pek severdi.

"Yine ağladığı bir sırada, geceleyin ağlayan birisinin ağıt seslerini duydu. Kendi gözleri o zaman kör olmuş bulunuyordu. Kölesine, "git de bir bak; artık ağıt serbes mi edildi, Kureyşliler ölülerine ağıdamı başlamışlar? Öyleyse bende (Zem'a'nm lakabını söyleyerek) Hakîme'me ağıt yakacağım. Çünkü içim ateş kaynıyor" dedi. Köle gidip geri geldiğinde, "O, kaybettiği devesine ağlayan bir kadınmış deyince" Esved:

- Demek yiten devesine mi ağlıyor? Uykusuzluk onun uyumasına engelmi.

Sen genç devene (Bekre) değil Bedire ağla zira ululuk pek küçüldü.

- Bedre ağla, Husays oğullarının, Mahzûnı oğullarının, Ebû'l Velîd ordusunun yiğitlerine ağla.

- Ağlayacaksan Akîl'e ağla, aslanlar aslanı Hâris'e ağla.

- Ağla onlara, bıkma onlara ağlamaktan, Acaba Ebû Hakîme'nin bir eşi var mı!

- Baksana onlardan sonra bir takım adamlar lider oldular. Bedir harbi olmasaydı onlar hiçbir zaman lider kesilemezdi." dedi.[45]

İbni İshak derki:

-  Sonra Kureyş, esirlerini kurtarmak için fidyelerini yolladı. Mikraz b. Hafs, Süheyl b. Amr'ı kurtarmak için fidye ile birlikte geldi. Orada bulunan Ömer (r.a.): "Yâ Rasûlellah! Müsade et de şu Süheyl'in dişle­rini sökeyim (dili sarksmda), hiç bir yerde bir daha senin aleyhine laf edemesin" dedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.):

"Ben ona "müsle" işkence yapamam. Zira Allah'ta bana kar­şılığını yapar. Kimbilir (Yâ Ömer), Süheyl bir gün senin kınama­yacağın bir dereceye gelir" buyurdu.[46]

Bu zat Peygamberimizin vefatından sonra Mekke'de bulunan insan­lara Hz. Ebû Bekr'in hutbesine benzer bir konuşma yapmıştı. Müslü­man olduktan sonra çok iyi bir Müslüman olmuştu.

Muttaîib b. Ebî Vedâ'a, Mekke'den gizlice yola çıkıp Medine'ye gelmiş ve esir olan babası Ebû Vedâ'a'yı dörtbin dirhem fidye vererek kurtarıp, birlikte Mekke'ye döndüler.[47]

 
Peygamberimizin Kızı Zeyneb'in Bedir Sonrası Hicreti
 

Peygamber (s.a.v.)'in kızı Zeynep (r.a.), kocası Ebû'I-Âs b. er-Rabî' b. Abdi-Şems'i kurtarmak üzere fidye masrafını yolladı. Bu Masraf annesi Hatice (r.a.)'nin onu Ebû'1-Âs'a gelin ederken verdiği gerdanlık idi. Rasûlü Ekrem (s.a.v.) gerdanlığı görünce (hatırlayarak) acıdı ar­kadaşlarına; "uygun görürseniz Zeyneb'in hatırına esirini serbest bıra­kın, gerdanlığı da geri verin" buyurunca "tabî Yâ Rasûlellah" dediler ve Ebû'1-Âs'ı serbest bıraktılar. Fakat Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz Ebû'l-As'tan Zeyneb'i boşanma konusunda serbest bırakma şartını aldı.

Zeynep (r.a.)'da Mekke'de yarı esir gibi Medine'ye bırakılmayan "Müstezâfîn" arasında idi. Peygamber (s.a.v.) bunu gizlemiş, Zeyd b. Harise ile Ensâr'dan birisini onu kurtarmaya göndererek "Zeynep yanınıza gelinceye kadar Ye'cec mevkiinde bekleyin. Sonra onunla bir­likte bana gelin" buyurmuş idi. ( )[48]

Bu hadise Bedir'den bir ay sonra vuku bulmuştu.

Ebû'l-Âs Mekke'ye geldiğinde, Hz. Zeyneb'e Babasının yanına gitmesini söyledi. Hz. Zeynep hazırlığını tamamladı.[49] Kocasının kar­deşi Kinâne b. Er-Rabî' bir deve getirdi. Zeynep ona bindi. Kinâne'de oklarını ve yayım alarak gündüz ortası deveyi çekerek, Hz. Zeynep'le birlikte yola koyuldu. Zeynep (ra) devenin hevdecinde idi, bu durumu farkeden kureyşlilerden bir gurup bu konuyu tartışıp, sonra Hz. Zeyneb'i aramaya çıktılar.

Zî Tuva denen yerde onlara yetiştiler. Onlara ilk yetişen Hebbân b. el-Esved, Nâfı' b. Abd-i Kays ve Fihrî olmuştu. Hebban Mızrağını sallayarak hevdecteki Zeyneb'i korkuttu. Söylendiğine göre Zeynep hamile olup bu korku ile karnındaki cenini düşürmüştür. Kocasının kardeşi Kinâne çöküp okları önüne yaydı ve "Vallahi! Bana yaklaşan herkese bir ok saplayacağım" diye bağırınca insanlar ondan uzaklaştı­lar.

Bir gurup Kureyşliyi yanına alan Ebû Süfyan yanma doğru yakla­şarak; "Bire delikanlı! Şu oklarını çekte seninle adam gibi konuşalım" dedi. O okunu yere indirince Ebû Süfyan yanma gelerek, "Sen doğru yapmıyorsun, sen bu kadınla güpegündüz, insanların gözü ortasında yola çıktın. Sen Muhammed yüzünden başımıza gelen hezimeti fela­ket ve belaları biliyorsun. Sen Onun kızını alıpta aleniyeten yola çı­kınca, Kureyşliîer bunun bizim başımıza, aşağılandığımızda gelen bir felâket olacağı zarmına kapıldılar. Bizim böyle bir şeye razı olmamız bizim gevşeyip zayıfladığımızı gösterir. Ömrüme yemin olsunki, bi­zim Zeyneb'i babasına gitmekten alıkoymaya hiç bir ihtiyacımız yok. Ama sen bu kadını geri götürüp bekle. İnsanlar onu geri çevirdiğimizi konuşup ta sesleri yatışınca, gizlice onu yola koyup babasına ulaştırır­sın" dedi.

Kinâne bunu uygun görüp geri döndü. Böylece birkaç gece geçti. İnsanların bu husustaki dedi kodusu kesilince Zeyneb'i bir gece yola koydu ve onu Zeyd ile arkadaşına teslim etti. Onlarda Zeyneb'i Nebî (s.a.v.)'nin yanına getirdiler. Zeynep (r.a.) Peygamberimizin yanında kaldı.[50]




[40] İbni Hişam 2/288; Taberî 2/39; El-Kamil 2/131; Uyânü'l Eğer 1/266.

[41] Müsned 6/9; İbnü'l Cevzi el-Muntazam 3/122; İbni Hişam 2/289; Taberî 2/40; ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı
« Posted on: 17 Nisan 2024, 01:34:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı rüya tabiri,Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı mekke canlı, Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı kabe canlı yayın, Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı Üç boyutlu kuran oku Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı kuran ı kerim, Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı peygamber kıssaları,Bedir hezimetinin Mekke deki yankısı ilitam ders soruları, Bedir hezimetinin Mekke deki yankısıönlisans arapça,
Logged
23 Aralık 2021, 22:28:54
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 23 Aralık 2021, 22:28:54 »

Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Aralık 2021, 04:20:37
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #2 : 24 Aralık 2021, 04:20:37 »

Aleyküm Selam. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes