๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 14:19:14



Konu Başlığı: Abdurrahman B. Avf
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 14:19:14
Abdurrahman B. Avf


Nesebi: Abdurrahman b. Avf b. Abdi Avf b. Abdu'l-Haris b. Zühre b. Kilab. Künyesi Ebu Muhammed olup Kureyş'ten ve Zühre oğulla-rındandır. (Annesi Şifa, Avf b. Abd b. El-Haris b. Zühre kızıdır)

Kendisi cennetle müjdelenen on sahabeden biridir. İslama ilk giren sekiz kişi arasında yer almış olup (Hz. Ömer'in isteği üzerine halife seçimi için toplanan) altı kişilik danışma kurulu üyesidir.

Kendisinden "Oğulları İbrahim, Humeyd, Amr ve Mus'ab ile Ebu Seleme ile Malik b. Evs b. Hadesân, Enes b. Malik, Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, Gaylan b. Şurahbil, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Cabir b. Abdullah, Becale b. Abde, Abdullah b. Âmir b. Rabîa, Abdullah b. Abdullah b. Haris, bacısının oğlu Misver b. Mahreme ve diğerleri hadis rivayet etmişlerdir.

Cahiliye döneminde adı "Abdi Amr" idi. Abdu'l-Ka'be olduğu da söylenir. (Müslüman olduğu zaman Nebi (s.a.v.) ona "Abdurrahman" adını vermişti.)

Hz. Ömer Cabiye'ye (Kudüs fethi için) geldiğinde Abdurrahman onun sağ tarafında (Tebük'ten sonraki) Sarğ denen yere geldiğinde de sol tarafında yer almış olarak gelmişti.

Doğumu fil hadisesinden on yıl sonra olmuştur. Buhari ve diğer ne-sepçilerden bazıları nesebini yazarken Abd Avf ı aradan düşürürler. Heysem b. Küleyb ve diğerleri Abdu'l-Haris'i (Abd b. El-Haris) olarak verir.

Abdurrahman b. Avf der ki: Adım Abd-i Amr idi. Rasulullah (s.a.v.) beni "Abdurrahman" diye isimlendirdi.

Sehle binti Asım der ki: Abdurrahman beyaz tenli, iri güzel yüzlü, dudak kıvrımları belli, hafif kıvrık burunlu, ön üst dişleri uzunca, bazen bu uzun dişler dudaklarını kanatırdı. Kulaklarından aşağıya sarkan saç beliği vardı. Boynu uzunca, elleri iri idi.

İbni İshak der ki: Abdurrahman b. Avf ön alt dişleri düşük kırık dişli, topal idi. Uhut harbinde ağzına darbe isabet edip ön dişlerini kırmış, yirmi yerinden yaralanmıştı. Bunlardan biri de ayağına isabet edip topal olmuştu.

Ya'kub b. Utbe de onu tarif ederken "Uzun boylu, güzel yüzlü, yumuşak tenli, kamburumsu beyaz pembe renkli, saç ve sakalını bo-yamayan biriydi." der.

Salih b. İbrahim b. Abdurrahman, babasından naklediyor: Bir gün Hz. Osman'la bir yere gidiyorduk. Biz de Hz. Osman babamı (Abdurrahman b. Avf'ı) görünce: "Şu şeyhe her iki hicrette de bulunma faziletiyle yarışmaya kimsenin gücü yetmez." dedi.


Hz. Osman Dönemi


Enes (r.a.) der ki: Abdurrahman Mekke'den Medine'ye hicret eliğinde Peygamber (s.a.v.) onunla Sa'd b. Er-Rabî b. El-Hazrecî'yi ahirel kardeşi yapmıştı. Sa'd ona "İşte malım gel onu seninle bölüşe­lim. İlcin iki tane hanımım var. Bir bak hangisini istersen onu boşaya-yım sen evlen!" teklifinde bulundu. Abdurrahman da "Allah seni ma-lınlu ailenle mübarek kılsın, ben onu istemem, ama bana sen çarşıyı göster yeter." dedi. O da gösterdi. Abdurrahman hemen çarşıya ticarete gidip geri geldiğinde bir şeyler kazanmıştı.

İmam Ahmecl "Müsned" adlı eserinde Hz. Enes (r.a.)'tan şöyle an-Itttıı: Abdurrahman b. Avf tam zenginleyip malı çoğaldı. Hatta bir ke-rttdnde Şam'dan buğday ve un taşıyan yediyüz devesi gelmişti. Kervan Medine'ye gelip de halk duyunca hayretten sevinç seslerinden ümidi I ar. Hu olay Hz. Aişe'ye ulaşınca "Ben Rasulullah (s.a.v.)'in

"Abdurrahman cennete ancak "bağışıyla" ya da sürünerek girecek buyurduğunu duydum!" dedi. Bu söz Abdurrahman'a ulaşınca (istersem oraya ayak üstü de girerim) "Anneciğim o develer yüküyle palaıııyla Allah yoluna verilmiştir." dedi.

Derim ki: Abdurrahman (r.a.) çok şanslı bir tüccar idi. Ticaret ka­pıları ona açıldı ve çok mal elde etti. Hatta bir keresinde bir araziyi kırk bin dinara satıp parasını sadaka olarak dağıttı. Allah yoluna gidecekler ıcin beş yüz at alıp mücahitleri donadı. Beş yüz de deve alıp onu da verdi.

Sahih bir haberde geçtiğine göre bir seferde Peygamber (s.a.v.) tu­valet ihtiyacı için ortalarda görünmedi. Namaz vakti girince ashab A bd u ıra hm an 'ı öne geçirdiler. O da namazı kıldırmaya başlamıştı. O nama/ kıldırırken Rasulullah çıkıp geldi. Onu hisseden Abdurrahman geri çekilmek istedi. Rasulullah (s.a.v.) ona "yerinde dur" diye işaret etti. O da devam etti. Rasulullah (s.a.v.) onun arkasında kıldı. Bu mu­azzam bir menkibedir.

Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den babası Abdurrahman b. Avf in "Rüyamda cenneti gördüm. Ben oraya apalayarak (zorlayarak) girmiş oluyorum. Yine oraya ancak fakirlerin girebilmiş olduğunu gördüm." dediğini anlatır.[227]

Abdullah b. Ebi Evfa der ki: Abdurrahman bir keresinde Halid'i Rasulullah (s.a.v.)'e şikayet etmişti. Rasulullah (s.a.v.) de: "Ya Halid! Bedir harbine katılmış birini incitme! Sen Uhut dağı kadar altın sadaka versen bile onun ameline yetişemeyeceksin!" buyurdu.[228] Muhammed b. Amr, Ebu Seleme aracılığıyla Ebu Hüreyre (r.a.)'tan Rasulullah (s.a.v.)'in

"Sizin en hayırlınız benim hanımlarıma en hayırlı davrananızdır." buyurdu. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf kıymeti dört yüz bin dirhem takdir edilen bir bahçeyi onlara verilmesini vasiyet etti.[229]

Abdullah b. Ca'fer anlatıyor: Bana Misver b. Mahreme kızı Ümmü Hekr anlattı ki: Abdurrahman b. Avf, Hz. Osman'dan kendine geçen bir bahçeyi dört yüz bin dinara satıp parasını Zühre oğullarının, Mu­hacirlerin ve Peygamberimizin hanımlarının ihtiyaçlı olanları arasında taksim etti. (Misver b. Mahreme der ki:) Ben Hz. Aişe'ye hissesini getirdim de: Hz. Aişe (r.a.): "Allah Abdurrahman'ı cennetin selsebil pınarından sulandırsın." dedi. Ravi Yahya el-Humani'nin bu hadisi (Abdullah b. Cafer'den nakleder) ve şu ilaveyi söyler: Hz. Aişe dedi ki: "Ben Rasulullah (s.a.v.)'i

"Benden sonra size yalnız salih insanlar şefkat gösterir." derken duydum.[230]

Muhammed b. İshak, Muhammed b. Abdurrahman b. Husayn -Avf b. Bl-llaıis isnadıyla Ümmü Seleme annemizden naklediyor: Rasulullah (l.tt.v.) hanımlarına

"Benden sonra size şefkat gösteren kişi kesinlikle sözünde sadık tukva olan kişidir." dedi. Ümmü Seleme "Allah!ım Abdurrahman b.

Avf ı cennet selsebili ile sula" diye dua etti.[231]

Niyar el-Eslemî der ki: Abdurrahman (r.a.) Rasulullah'm zamanında fetva verenler arasındaydı.[232]




[227] T. Dımışk 35/267; Burada şu ilave var: Abdurrahman uyanınca "Şamdan gelecek ktrvnnımı yüküyle devesiyle Allah yoluna vereyim de, ben de onlarla cennete yürüyifik girebileyim."dedi.

[228] Hakim 3/298; Hatib T. Bağdad 12/150, T. Dımışk 35/271; Taberani, Sağir 1/209

[229] Hukim Müstedrek 3/311; Tirmizi 3750; İnbi Sa'd 3/132 iki ayrı vecihten; T. Dımışk İS/2H2

[230] Müsned 6/104, 135; İbni Sa'd 3/13/2/133; Hakim 3/310, 311; T. Dımışk 35/283

[231] Müsned h. No 26642; Hakim 3/311; İbni Sa'd 3/132; T. Dımışk 35/283; Hz Aişe rivayetinde dua kısmında, Efendimizin gibi, Ümmü Seleme rivayetinde ise bu kısım, Ümmü Seleme'nin gibi görünüyor.

[232] T. Dımışk 35/288

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 84-88


Konu Başlığı: Ynt: Abdurrahman B. Avf
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Haziran 2021, 12:38:57
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri Sahabe efendilerimizin yolunda eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Abdurrahman B. Avf
Gönderen: Sevgi. üzerinde 26 Haziran 2021, 01:36:37
Aleyküm selam. Rabb'im bizleri sevdiklerinin yolundan gidenlerden eylesin inşaAllah