๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 24 Nisan 2011, 14:46:50



Konu Başlığı: Abdül Hakem b. Ebil Âsoğulları hakkında
Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Nisan 2011, 14:46:50
Abdü'l Hakem b.  Ebi'l  Âsoğulları Hakkındaki Haberi


Süleyman b. Bilâl, el Alâ b. Abdirrahman, babası aracılı­ğıyla Ebû Hüreyre (r.a.) dan Nebi (s.a.v)'in şöyle buyurduğu­nu bildirir:

«Ebûl Âsoğulları kırk kişiye ulaşınca Allah'ın dinini in­sanlara aldatmaca yapacak, Allah'ın kullarnı köleleştirecek, Allah'ın mülkünü de kendi sermayeleri yapacaklardır.»

Bu ravileri güvenilir kişilerden olmasına rağmen garib bir haberdir. Ancak A'meş, Atıyye aracılığıyla Ebû Saîd el Hudrî'den (r.a.) buna benzer bir haberi (Efendimiz'den) merfu  olarak nakleder. Ama orada (kırk değil) «Otuz kişi» diye geçer.[157]

Süleyman b. Hayyân el Ahmer anlatıyor: Bize Dâvûd b. Ebî Hind, Ebî Harb b. Ebi'l Esved ed-Düelî aracılığıyla Talha en Nasrî'nin şöyle dediğini anlatır:

-Muhacir olarak Medine'ye gelmiştim. O zamanlar birisi Medine'ye geldi mi tanıdığı varsa onun yanma misafir olur, yoksa (mescitte bulunan) Soffe'ye inerdi. Ben de Soffe'ye in­dim. O zamanlar Rasûlüllah (s.a.v) iki kişiyi birbirine arka­daş yapar, aralarında bir ölçek hurmayı bölüştürürdü. Bir gün Rasûlüllah (s.a.v) namazda iken bir adam ona seslenerek, "Ya Rasûlallah! (Devamlı hurma yemekten dolayı) midemizi hurma yaktı. Giydiğimiz kaba ketenler parçalandı" dedi. Bu­nun üzerine Allah Rasûlü, Allah'a hamd ve sena ederek kav­minin düçâr olduğu sıkıntıyı da arz etti. Sonra şöyle buyurdu:

"Ben kendimin ve arkadaşımın halini iyi bilirim. Biz on küsur günü erak ağacının meyvesi dışında hiç bir yiyeceği­miz olmadan geçirdik. Sonra Ensarh kardeşlerimize geldik. Onların yemeğini bölüştük. Onların en fazla yedikleri hur­maydı. Kendisinden başka ilah olmayan Zat'a yemin olsun ki, et ve ekmeğe gücüm yetseydi size onları yedirirdim. Yakında size öyle bir dönem gelecek (yahut sizden kim o döneme yetişirse) Ka*be örtüsü gibi (ipekli) giyinecek, büyük taba­klar içerisinde gıdalandırilacaksmız."Bunun üzerine:

-Ya Rasûlallah, o gün mü yoksa bu gün mü daha hayırlıy­ız? dedilerde:

"O gün değil, aksine bugün hayırlısınız. Bugün siz birbiri­nizin kardeşlerisiniz. O gün ise birbirinizin boynunu vura­caksınız." buyurdu.»[158]

Muhammed b. Yusuf el Firyabî, Süfyan-ı Sevrî'nin Yahya b. Saîd aracılığıyla Ebû Mûsâ Yuhannis'ten Rasûlüllahm (s.a.v):

«Ümmetim (kibirlenerek) kollarını sallaya sallaya yürü­düğünde ve İranlı'lar ile Rum'lar ümmetime hizmet ettiğinde, ümmetimin bir kısmi diğerine musallat edilecektir.» buyur­duğunu anlatır.

Bu mürsel bir haberdir.[159]

Osman b. Hakîm. Hz. Sa'd'ın oğlu Amir'in babası Sa'd b. Ebî Vakkas'dan (r.a.) şöyle naklettiğini anlatır:

-Rasûlüllah ile beraber bir yerden geliyorduk. Muâviye oğulları mescidine uğradık. Rasûlüllah (s.a.v) girip iki rekat namaz kıldı, biz de birlikte kıldık. Rabb'ine uzun uzun müra­caatta bulundu, sonra da:

«Rabbimden üç şey istedim. Ondan, ümmetimi suda boğa­rak helak etmemesini istedim, bunu verdi. Ümmetimi kıtlık seneleriyle yok etmemesini istedim, bunu da kabul etti. Yine Rabb'imden, ümmetimin bejinin ( belasını bulması) kendi aralarında olmamasını istedimse de bunu reddetti.»

Hadisi Müslim rivayet etmiştir.[160]

Eyyûb-u Sahtıyânî de Ebû Kılâbe, Ebû Esma isnadıyla Sevbân'dan (r.a.) Rasûlüllah'm (s.a.v) şöyle buyurduğunu nak­leder:

«Allah bana yeryüzünü topladı. Öyle ki, onun doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin toprakları bana topluca gösterilen yerlere kadar ulaşacak. Bana kırmızı ve beyaz (al­tın ve gümüş) hazineler verildi. Ben Rabb'imden "Ümmetimi umûmî bir kıtlıkla yok etmemesini, kendileri dışında bir düşmanı onlara musallat edip köklerini kazıtmamasını" iste­dim. Rabb'im de: "Yâ Muhammed! Ben bir şeye karar verdim mi artık o geri döndürülmez. Ümmetin için isteklerini kabul ettim, onları umûmî kıtlıkla yok etmeyeceğim, onları kökünü kazıyacak kendileri dışında düşmanı musallat etmeyeceğim. Ümmetin aleyhine onların çevresindekiler birleşse bile, üm-metiyin bir kısmı diğerini esir edip, birbirini öldürene kadar düşmanı onlara musallat etmeyeceğim.[161]

-Rasûlüllah (s.a.v) yine şöyle buyurdu:

«Ümmetim üzerine asıl korktuğum şey, sapıttırıcı devlet başkanlarıdır. (Delalete sebeb olan imamlardır).[162]

Yine Efendimiz:

«Ümmetim içine kılıç girdimi kıyamete kadar bir daha kaldırılmaz» buyurdu.[163] Yine aynı isnadla:

«Ve ümmetimden bir kabile müşriklere katılmadan kıya­met kopmayacak. Hatta ümmetimden bir grup putlara tapa­cak. Yakında ümmetim arasında her biri peygamber olduğu­nu iddia eden otuz yalancı çıkacak. Ben gerçekten peygam­berlerin sonuncusuyum, benden sonra peygamber olmaya­caktır.» buyurdu. Yine aynı isnadla:

«Ümmetimden her dönem daima hakka yardımcı olan bir grup olacaktır. Onları desteklemeyen, onlara zarar vereme­yecek (veya onlara muhalif olanlar bir zarar veremeyecek), Allah'ın emri (kıyamet) gelene kadar bu böyle devam edecek­tir.» buyuruyor. Bu haberi Müslim rivayet etmiştir.[164]

Yûnus ve diğerleri Hasen-i Basrî, Ata b. Abdillah aracılı­ğıyla Ebû Mûsâ el Eş'arî'den (r.a.) Rasûltillah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu anlatır:

«Kıyamet öncesi kesinlikle "Herec" ola­caktır». Bunun üzerine "Herec Ne?" diye soruldu da; JjâJ' «Katliam» dır buyurdu. Ashab, "şimdiki öldürdüğümüzden daha fazla bir katliam mı?" dediler de, Rasûlüllah (s.a.v):

«O sizin müşrikleri öldürmeniz değil, lâkin sizin birbirinizi öldürmenizdir.» buyurdu. "O gün aklımız olacak mı?" de­diler de:

«O zamandakilerin çoğunun aklı alınmış olup bunlara in­sanların kıt akıllıları halef olur. Bunlar kendilerini (kitap ve sünnete uygun) doğru yolda zannederler. Halbuki asla doğru yolda değildirler.»[165]

Süheyl b. Ebî Salih babası Ebû Salih aracılığıyla Ebû Hü-reyre (r.a.) dan Rasûlüllah (s.a.v) in şöyle buyurduğunu nakle­der:

«Cehennem halkından iki sınıf var ki ben onları görme­dim:

1- Yanlarında sığır kuyruğu gibi cop taşıyan ve bunlarla insanları döven (idareci)ler.

2- Giyinmiş, çıplak, başlarını açıp, kırıtırak yürüyen kadınlar. Bunların başları Horasan develerinin hörgücü gibi olur. Bunlar Cennet'e giremeyecek ve onun kokusunu bile duyamayacaktır. Halbuki Cennet'in ko­kusu şu kadar, bu kadar uzak yoldan bile duyulur.»

Hadisi Müslim rivayet etmiştir.[166]

Ebû Abdisselâm da Sevbân'dan (r.a.), Rasûlüllah'm (s.a.v) şöyle buyurduğunu anlatır:

«Çok geçmez, yemek yiyenlerin (şöyle buyur, sen de yanaş  diye  diğerlerini)  yemek tabağına da've t ettiği gibi,

 (düşman) milletlerde birbirlerini sizin aleyhinize toplanıp saldırmaya da'vet edecektir.» Bunu duyan birisi:

-Bizim o gün nüfusça az oluşumuzdan mı böyle yapacaklar? deyince. Efendimiz (s.a.v):

«Aksine siz o gün pek kalabalık olacaksınız. Ama sel su­larının çürütüp götürdüğü köpük gibi çürük insanlar olacak­sınız. Allah sizin heybetinizi düşmanlarınızın gönlünden çı­karacak ve sizin gönlünüze "Vehn" atılmış bulunacaktır.»

buyurdu. Birisi; "Vehn de nedir, ya Rasûlallah?" deyince:

«Dünyayı sevip, ölümden hoşlanmamanızdır.» buyurdu.

Hadisi Ebû Dâvûd, Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir'den bize Ebû Abdisselâm anlattı ki... diyerek naklediyor.[167]

Hemmam aracılığıyla Mamer, Ebû Hüreyre (r.a.) dan Ra­sûlüllah (s.a.v) in şöyle buyurduğunu anlatır:

«Nefsim elinde olan zata yemin ederim ki, birinize öyle bir gün gelecek ki, beni göremeyecek. Sonra beni onlarla be­raber görmesi, kendisine malı ve ailesi gibi bir şeyi görmek­ten daha iyi gelecektir.»

Hadisi Müslim rivayet etmiştir.[168]

Buharî'nin de Ebû Hüreyre (r.a.) dan naklettiği böyle bir hadis vardır.

[Ebû Hüreyre (r.a.), Nebi (s.a.v) in şöyle buyurduğunu an­latır:

«Çarıkları kıldan yapılma bir kavimle savaşmadığınız sü-e kıyamet kopmayacaktır.

1- Ve küçük gözlü al yanaklı, basık assi burunlu, yüzleri sanki kat kat bürünmüş gibi olan kürklerle savaşmadan da kıyamet kopmayacak.

2- Ve insanlam en hayırlılarını bu işe bulaşmcaya kadar siyaset ve idare-len hiç hoşlanmaz bulacaksınız.

3- İnsanlar (da) bir takım (al;ın, gümüş, bakır, demir gibi) ma'denlere ayrılır. (Müslüman almadan önceki) Cahiliye döneminde onların hayırlısı olan idini Öğrenip anlayınca) İslam olduktan sonraki dönemde de Müslümanların en hayırlısı olur.

4- Ve kesinlikle sizden biri­niz Üzerine Öyle bir gün gelecek ki; o zaman beni görmesi kendine, kendisinin malı ve ailesinin bir ilerisine girmesin­den daha sevimli gelecektir, (ya da ben ona daha sevindirici olacağım.)»[169]




[157] Müsned 3/80; Ebû Ya'la Müsned 2/1152, 11/6253; Hakim Müstedrek 4/480; Beyhakî Delâil 6/507; Müsned 3/80; Hakim hadise sahih demediği gibi Ze-hebî de Telhisinde hiç ilişmez. Ancak Atıyye el-Avfî ittifakla zayıf birisidir. Zehebî'nin Mîzan'mda belirtisine göre Şia taraftarlığı vardır. Onun Ebû Saîd rivayetlerinin hepsine zayıf gözüyle bakılır. Ebû Ya'la'nın 6523 nolu hadis­inin isnadı sahihtir. İbni Hacer de El Metalib'inde bunu sahih sayıyor.

[158] Beyhakî Süneni Kübrâ 2445; Hakim 3/15; Fesevî el Maarife vet Tarih 1/277; Müsned 3/487; Taberânî Kebir 8/371; Ebû Nüaym Hılyetül Evliya 1/374; İbni Savd 7/51; Beyhakî Delâil 6/524; Müsned rivayetinde "on sekiz gün" diye scccr

[159] İbni Mübarek Zühd 2/52; İbni Hibban el Mecrûhîn 2/236, 302; İbni Hibbân S/253, Tarihi İsfahan 1/305; İbni Adiy 6/2335; Ukayli Züafa 4/162; Beyhakî Delâil 6/525; Tirmizî 2261 bu rivayeti "Ebû Muaviye bunu Yahya b. Saîd el Ensarî'den naklediyor" deyip metni vermez. Ancak Tirmizî bu haberi Fiten 2363'de Abdullah b Ömer'den (r.a.) müsned olarak naklettiği gibi yine 2364 noda da bunu Ebû Muâviye Yahya b. Saîd el Ensarî, Abdullah b. Dînar, İbni Ömer isnadıyla nakledip "Ebû Muavİye'nin Yahya Abdullah b. Dînar kanalı ile îbni Ömer'den hadis naklettiği âlimlerce bilinmeyen bir husustur. Bilinen Mûsâ b. Ubeyde'nin Abdullah b. Dînar kanalı ile İbni Ömer'den gelenidir." der. İmam Malik de bu hadisi Yahya b. Saîd'den mürsel olarak verirse de İbnü Mübarek Zühd adlı eserine no 187 bunu İbni Ömer'den merfûan veri­yor. Böylece bu hadis Ebû Htireyre rivayetinide yanına alınca sahih oluyor.

[160] Müslim 2890; Beyhakî Delâil 6/526; Müsned 1/182, 5/284, 3/156, îbni Ebî Şeybe 10/321, 11/456; Taberânî 1/65, 175; Hatib Tarih-i Bağdad 13/319.

[161] Müslim 2889; Tirmizî 2176, 2267; Ebû Dâvûd Fiten 4252, Müsned 4/123, 5/278, 284; Beyhakî Kübrâ 3/19; İbni Ebî Şeybe 11/458; Beğavî Sünne 14/215; İbni Mâce 3952; Beyhakî Delâil 6/527; İbni Hibbân 8/252, 9/180.

[162] Bu lafızlar Sevbân (r.a.) dan naklediliyor. Beyhakî Delâil 6/527; Daramı Sü­nen 215; Ebû Dâvûd Fiten 1 no 4252; Tirmizî Fiten 51/2318; İbni Mâce Fi­ten 9/2952; Müsned 4/123, 5/278, 284. Yine bu hadis «Şüphesiz sizin hakkı­nızda korktuklarımın en korkuncu...» şekliyle de nakledilir. İbni Ebî Şeybe 13/241. Bu şekildeki lafız Ebû Saİd el-Hudrî, Ebû Hüreyre ve İbni Ömer (r.a.) lardan naklediliyor.

[163] Müslim bu hadisi «Ümmetim için en korktuğum» kısmına kadar alır. Zaten hadis kitapları da bu hadisi hem Ebû Dâvûd gibi toptan hem de ayrı ayrı olarak alırlar. Sanıyorum ravî Sevbân'dan (r.a.) gelen bu konudaki rivayetleri kendi tasarrufu İle bir hadismiş gibi nakleder. Ben onun için bunları ayrı ayrı gösterdim. Bu kısım için bak Müslim 2889; Tirmizî 2316, 2267; Ebû Dâvûd 4252; Müsned 4/123, 5/278, 284; Bu şekilde haber Şeddâd b. Evs'den (r.a.) da nakledilir.

[164] Üstteki dipnota bak.

[165] Müslim kısaca 2672; Tirmizî 2296; .İbni Mâce 3959, 4047, 4051; Daramı Me-nasik bab 72, Müsned 1/389, 3/257, 371, 261, 382, 519, 525, 536, 539. 541. 4/404; Beyhakî Delâil 6/529.

[166] Müslim 212S; İbni Ebî Şeybe 15/242, 243; Beyhakî Delâil 6/532; Müsned 2/356, 440 Beyhakî Sünen-i Kübrâ 2/234. 247.

[167] Ebû Dâvûd 4297; Müsned 2/278, 359, 5/278; Ebû Nüaym Hılye 1/182; Buharı Tarih 4/340; Beğavî Sünen 15/16.

[168] Müslim 2364; Beyhakî Delâil 6/536.

[169] Buharınin bu hadisi, bir kaç hadisi içine alır ve son bölümü Zehebî'nin işaret ettiği hadistir. Müellif Zehebî hadisi atlarsa da, biz bunu dipnotta değil metinde belirtiyoruz. Zira yeri orasıdır. Bak Buharı Menâkıb, Babı Alâmatin-nübüvve 61/25.

Hadisin birinci kısmını Buharı Cihad'da, ikincisini de aynı yerde, üçüncü bö­lümünü Menâkıb'da, dördüncüsünü de yine Manâkıb'da naklediyor. Ebû Hü-reyre'nin bu rivayetlerini tercemede asıl diğer yerlerdeki metni esas alıp parantez arasında yazdım.

      İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/109--116


Konu Başlığı: Ynt: Abdül Hakem b. Ebil Âsoğulları hakkında
Gönderen: Sevgi. üzerinde 08 Şubat 2022, 18:21:51
Esselamü Aleyküm. Rabb'im bizleri kendine hayırlı kul ve Peygamber Efendimize de hayırlı ümmet olanlardan eylesin inşaAllah
 Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Abdül Hakem b. Ebil Âsoğulları hakkında
Gönderen: Ceren üzerinde 08 Şubat 2022, 18:41:32
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere sunulan bu güzel bilgilerden kardeşim....