๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 14:07:23



Konu Başlığı: 37. yılda ölenler Üveys El Karanî
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 14:07:23
37. Yılda Ölenler Üveys El-Karanî[774]


Adı, nesebi: Üveys b. Cez' b. Malik el-Muradî el-Karanî. Nesebinde ihtilaf vardır. Kimine göre: Üveys b. Usvân b. Karan b. Radmân b. Naciye b. Murâd şeklinde, kimine göre: Üveys b. Sa'd b. Usvân şeklinde, bir diğer nesebciye göre de Üveys b. Abdullah şeklindedir. Künyesi Ebu Amr'dır.

Peygamberimiz dönemine yetiştiği halde onu göremeyen, Yemin halkının Tabiîn'lerinden ve Tabiînin seyyidi, zahit bir zat.[775]

İbnu'l-Kelbî, Uveys Sıffeyn harbine Hz. Ali ile beraber katılıp omdu şehit oldu, der.[776]

Yezid b. Ebi Ziyad, Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan nakleder:

-Üveys, Hz. Ali (r.a.)'la beraber Sıffeyn harbine katılmıştır.

Sonra Abdurrahman b. Ebi Leyla adını vermediği bir adamdan,  Rasulullah (s.a.v.):

"Üveys ihsan bakımından tabîinin en hayırlısıdır." buyurduğunu duyduğunu nakleder.[777]

Diğerleri ise şöyle der: Üveys el-Karanî Yemen'den -Hz. Ömer'e gelen destek kıtalarıyla beraber geldi. Hz. Ömer'den ve Hz. Ali'den ıi= vayeti vardır.[778]

Kendisinden Yüseyr b. Amr, Abudurrahman b. Ebi Leyla Abdu Rabih ed-Dımışkî ve Musab b. Yezid rivayette bulunmuştur.[779]

Üveys, Kûfe'ye yerleşip orada yaşadı. Onun naklettiği müsncd bir hadis yoktur. Ancak ondan hikayeler nakledilmiştir.

Üseyr b. Cabir, Hz. Ömer (r.a.)'ın: "Rasulullah (s.a.v.)'i şöyle buyu­rurken işittim." dediğini nakleder:

"Tabiînin en hayırlısı Üveys b. Âmir denen adamdır. Kendisinde baras (akça) hastalığı vardı. Onu iyileştirmesi için Allah'a dua etti. Allah da onun, göbeğindeki bir dirhem büyüklüğündeki bir yer hariç o hastalığı ondan aldı. Yemen'de anası dışında hiç bir şey bırakmayacak • gelecek- Sizden ona rastlayan olursa, ona söylesin de, o da size -bağışlanmanız için- istiğfar ediversin.[780]

Ebu Nadra Üseyr (Yüseyr de denir) b. Cabir'den naklediyor: -Küfe şehrinde bize hadis dersi veren bir muhaddis vardı. Hadis dersi bitince talebeler dağılır ama bir grup kalır -müzakereye- devam ederdi. İçlerinde biri vardı ki, öyle güzel sözler söylerdi ki, onun sözlerini hiç başka kimselerden duymamıştım. Onu çok sevmiştim. Fakat bir süre sonra onu kaybettim. Arkadaşlarıma "Şu bizimle meclis arkadaşlığı yapan, şu şu sıfattaki adamı tanıyor musunuz?" dedim. İçlerinden biri: "Evet onu tanıyorum. O Üveys el-Karanî'dir." dedi. Ben "Onun evini biliyor musun?" dedim. "Evet!" dedi. Ben de onunla beraber gidip evinin kapısını çaldım. Kapıya çıktı. Ben "Kardeş niye bizimle derse geliniyorsun engelin ne?" dedim. O da "Çıplaklık, elbisesizlik!" dedi. Arkadaşları onu alaya alıp incitiyorlardı. Ben ona bir elbise verip "Al, bunu giy!" dedim. Üveys de bana "Yapma bunu üzerimde görürlerse beni yine incitirler." diye kabul etmek istemedi ama ben ısrarımı sürdürünce onu giyindi. Sonra adamların bulunduğu yere çıktı. Adamlar hemen ona "Bu elbiseyle kim kanacak diyorsunuz!" diye alaya başladılar. O da gelip elbiseyi geri verdi ve "Gördün mü?" dedi.

Üseyr der ki: Ben adamların yanına vardım ve onlara "Bu adamdan ne istiyorsunuz! Onu incittiniz. Adam kah giyecek elbise bulabiliyor, kah çıplak kalıyor." diyerek onları dilimle iyice azarladım. Daha sonra Küfe halkından bir grubun Hz. Ömer'e elçi olarak gitmesi kararlaştı­rılmıştı. Üveys'i alaya alanlardan biri de o delegelerle Hz. Ömer'in hu­zuruna gitti. Hz. Ömer onlara "İçinizde Karanîlerden kimse var mı?" deyince bu adam geldi. Hz. Ömer (r.a.) dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Yemen'den size adı Üveys denen bir adam gelecek. Yemen'de anası dışında hiç birşey bırakmayacak. Kendisinde baras hastalığı vardı. Allah'a yalvardı o da onu giderdi. Sadece dinar veya dirhem bü­yüklüğünde bir şey kaldı. Sizden ona rastlayanlar olursa, ona size is-

Hz. Ömer der ki: Bir gün bu vasıfta bir adam geldi "Sen nereden geldin?" dedim. "Yemen'den" dedi. Ben "Adın ne?" deyince "Üveyi" dedi. Ben "Yemen'de kimi bıraktın!" deyince "annemi" dedi. Ben "Peki senin, Allah'tan şifasını isteyip onun iyileştirdiği bir baras hastalığın var mıydı?" dedim. "Evet" dedi. Ben "Benim için istiğfar ediversene" deyince o "Benim gibi b'ir adam senin gibi Peygamber arkadaşı birine istiğfar ediverebilir mi ey müminlerin emiri" dedi. Sonra (Ömer hadisi haber verince) Üveys, Hz. Ömer'e istiğfar ediverdi. Hz. Ömer der ki' Ben ona "Sen benim kardeşimsin, benden ayrılma!" dedim.. Ama o bir süre sonra gizlenip bana görünmedi. Sonra duydum ki Jtûfe'ye size gelmiş. Üveys'i alaya alan adam: "Yâ emiral-müminin, bu dediğin adum bizde yok, biz böyle birini bilmiyoruz." dedi. Hz. Ömer de "Tabi sizde, o şöyle bir adam!" diyerek onu biraz daha düşük mertebeyle tarif edince adam: "Ey müminlerin emiri! Bizde Üveys denen biri var, herhalde o!" dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.):

-Çabuk ona ulaş, ulaşacağını sanmam ya!, dedi. Adam da derhal Medine'den hareket edip Kûfe'ye geldi, evine ve ailesine uğramadan doğruca gidip Üveys'in huzuruna gitti. Onun bu hürmetli tavrını gören Üveys "Ne oldu da böyle oldun, bu muamele senin muamelen değildi!" dedi. Adam da "Ben Ömer (r.a.)'ı senin hakkında şöyle şöyle derken duydum, benim için de istiğfar ediver ya Üveys!" dedi. Üveys de ona:

-Bunu yapamam, yaparım ama, bir daha beni alaya almaman vg Ömer (r.a.)'tan hakkımda duyduklarını kimseye anlatmayacağına söz vermen şartıyla, dedi. O da kabul edince, ona istiğfar ediverdi.

Üseyr der ki: Çok geçmeden onun şöhreti Kûfe'de her yere yayıldı. Ben bir kere yanına girdim ve "Kardeş, biz farkına varmadığımız halde sende şaşacak bir çok haller zuhur etmiş!" dedim. Üveys de "Bunda insanlar arasında benim onlara ulaştırabileceğim bir şey yok. Her kul ancak kendi ameliyle karşılık bulur." dedi. Sonra bir daha göze görünmedi. Bu haberi Müslim de rivayet ediyor.[781]

Bu kıssanın bir benzerine Osman b. Atâ el-Horasanî babası Ata'dan nakleder. O rivayette şu ilave vardır.

-Sonra Üveys Azerbaycan tarafına gazaya gitti ve orada öldü. Ar­kadaşları kabrini kazma yarışına girdi. Kazarken bir kaya içi oyulmuş lahdi de hazırlanmış olarak buldular. "Bir de çantasına baktılar ki orada kefenlik bir kumaş buldular ki sanki insan eliyle dokunmuş değil. Onunla Üveys'i kefenleyip o kayadaki mezara defnettik.)[782]

Alkame b. Mersed munkatı bir sened ile Hz. Ömer'den Rasullullah (s.a.v.)'in

Üveys'in şefaati ile cennete Rabîa ve Mudar oğullan sayısınca insan girecektir." buyurduğunu rivayet eder.[783]

Fudayl b. Iyaz anlatıyor: Bize Kurra es-Sedûsî, Said b. Müseyyeb'in şöyle dediğini anlattı:

-Hz. Ömer hac zamanı Mina'da, minberde kalktı ve "Ey Karanlılar! diye seslendi. Bir grup insan kalktı ve "Bizler Karanlıyız, ey müminle­rin emiri!" dediler. Hz. Ömer de, Peki Karanlılar içinde adı Üveys olan biri var mı deyince içlerinden yaşlı bir adam "Ya müminlerin emiri bizde öyle biri yok. Ancak bu adda çöllerde kumlarda oturan kimseye alışmayan kimseye kendine dostluk kurdurmayan bir Üveys var!" dedi. Hz. Ömer "Benim dediğim de o. Siz geri döndüğünüzde onu arayıp benim ve Peygamberimizin selamını ona ulaştırın, ve ona "Rasulullah senin müjdeni bana verdi, ve sana selamını söylememi emretti." deyin, Adamlar Karan'a dönüp onu çölde buldular, Ömer'in ve \\t, Peygamberin selamını tebliğ ettiler. Bunu duyan Üveys "Müminlerin emiri beni tarif etti ve ismimi açıkça söyledi ha! Peygamberimize vg ailesine selamlar olsun." deyip başım alıp çekip gitti. Ondan sonra uzun bir süre izine rastlanmadı. Sonra Hz. Ali döneminde ortaya çıktı. Hz. Ali'nin önünde çarpışıp Sıffeyn harbinde şehit düştü. Cesedini bulup baktıklarında vücudunda kırk kadar kılıç mızrak ve ok yarası vardı.[784]

Hişam b. Hassan, Hasen-i Basrî'den "Üveys'in şefaatiyle Rabîa Vi Mudar kabilelerinden fazla insan ateşten kurtulur." diye bir. hadis riva­yet eder.[785]

Halid el-Hazzâ, Abdullah b. Şakîk'ten naklediyor: Bana îbni Ebu'I* Ced'â Rasulullah (s.a.v.)'den şöyle işittiğini söyledi:

Ümmetimden bir adamın şefaatiyle Temimoğullarından daha kala­balık bir grup cennete girecektir."[786]

Yezid b. Ebi Ziyad, Abdurrahman b. Ebi Leyla'nın şunları anlattığını rivayet eder:

-Sıffeyn savaşı günü Muaviye ordusundan birisi Hz. Ali tarafına "Aranızda Üveys el-Karanî var mı?" diye bağırdı. "Evet" dediler. Adam da atını mahmuzlayıp o da Ali saflarına katıldı, ve "Ben, Rasulullah (s.a.v.)'i

"Tabiînin en hayırlısı Üveys el-Karan'i'dir." buyururken işittim, ibnu Ebi Leyla der ki: Üveys el-Karanî Sıffeyn meydanındaki ölüler arasında bulundu.[787]

İbni Adiye "du'afâ'sında" der ki: "Üveys, sika ve sadûk biridir, gerçi İmam Malik Üveys diye birinin varlığını inkar ederse de onun bu kadar yaygın şöhrete sahip olmasıyla Üveys'in varlığında şüphe caiz olmaz"

demektedir.[788]

(Zehebi olarak) derim ki: Üveys'in kıssalarını Mübarek b. Fudale, Mervan el-Esğar yoluyla Sa'saa b. Muaviye'den, Hüdbe'de, Mübarek aracılğıyla Ebu'l-Esfar'dan naklediyor. İbni Hibban Ebu'l-Esfar'ı Ez-Zuafa adlı eserinde alarak bu haberi baştan sona kadar nakleder.[789]

Üveys'in haberleri "Tarih-i Dımışk"ta genişçe ele alınmıştır. Tabiîn arasında ondan daha faziletli biri yoktur. Ama fazilette o seviyede olan biri bulunması mümkündür. Said b. Müseyyeb gibi. Zaten bunlar birkaç kişidir.

 

Cündüb B. Züheyr[790]

 

Nesebi: Cündüb b. Züheyr b. el-Haris b. (Kebîr b. Cüşem b. Sübey'a b. Malik b. Zühel b. Mazin b. Zübyân b. Sa'lebe b. ed-Düvel b. Sa'd) el-Ğamidî el-Ezdî.[791]

Kûfe'ye yerleşenlerden olup söylendiğine göre sahabedir.[792]

Ondan Sırrı b. İsmail bir hadis rivayet etmiş (bu hadisi başka rivayet eden olmadığı için de bu hadis tenkide uğramıştır.) Zira es-Sırrî zayıf bir ravidir.[793]

Cündüb Sıffeyn savaşına Hz. Ali'nin piyadelerinin başında katıldı ve orada öldürüldü.[794]




[774] Siyer-i A'lamu'n-Nubela 4/19-33; İbni Sa'd 6/161; Buhari T. Kebir 2/55 no 1666; İbnu Mübarek, Zühd 2/293; A. B. Hanbel, Zühd 411;

[775] Tarihi Dımışk 9/408; İbnu Asakir onun neseb ihtilaflarını ayrı ayrı rivayetleri! nakleder. 9/411,412;

[776] Tarihi Dımışk 9/452, 463; İbni Ebi Leyla ve Osman b. Ebi Şeybe'den

[777] Hakim 3/402; İmam Ahmed Müsned 3/480; Ebu Nuaym, Hilye 2/86; Tarihi Dımışk 9/442; Beyhaki, Delail 6/378

[778] Bu rivayetlerde şüphe vardır. Ez cümle onun Hz Ömer ve Hz Ali'den rivyetini İbni Asakir nakleder. Tarihi Dımışk 9/409; Hilyetu'l-Evliya 8/56

[779] Tarihi Dımışk 9/408

[780] Zehebi merhum burada bu habei İbni Sa'd ve İbni Asakir'den nakletmesine rağ­men, takdim ve tehir ile almış. Herhalde notlarını düzeltirken gözden kaçmış. Onun için ben buraya İbni Sa'd ve diğerlerindeki tertiple terceme ediyorum. (M. Can.) tiğfar edivermesini söyleyin."

[781] îbni Sa'd 6/161-163; Ebu Nuaym, Hilye 2/79; Beyhaki, Delail (kısa) 6/370' Hakim 3/404; Tarihi Dımışk 9/418, 419; İbni Ebi Şeybe 12/154 Müslim ise bu haberi 2542 no ile Haşim b. Kasım -Katade -Ztirara b. Evfa i Üseyr'den biraz daha kısa olarak verir.                                         

[782] Ebu Nuaym, Hilye 2/83; Tarihi Dımışk 9/430

[783] Tarihi Dımışk 9/432, 433; Hilyetu'l-Evliya 2/87; amir b. Abdi Kays'ı anlatırken. Bu zayıf, belki uydurma veya yanılma bir hadis olsa gerek. Bir kere Ravi Ebu Utbe, Ahmed b. El-Ferec hadisi ile ihticac edilmeyen biri, onun şeyhi Yahya b. Said ve bunun şeyhi Yezid b. Ata el-Vasitî hep zayıf raviler. Alkame şüphesiz büyük bir alim ve sika, ancak Tabiin'in küçüklerinden olduğu için Hz Ömer'e yetişmiş değildir. Zaten Zehebi onun için habere munkatı' diyor. Sanıyorum hurafeciler bu hadisi Üveys üzerinden   harcasalar   gerek.   Tirmizi'nin   rivayet   ettiği   Ebu'1-Cezâ   hadisinde "Ümmetimden bir kişinin şefaatiyle Temim kabilesinden fazla adam cennete girecek." Deniyor. H.no 2438. İbni Ebi Şeybe ve diğerleri bunu Hasen-i Basri'den naklen: "Bu zat Üveys'tir" dediğini söylerler, öyle olsa bile "Tirmizi bu rivayetine kendisi "Hasen, sahih, ğarib bir hadistir. Ebu'1-Cezâ, adı Abdullah olup ondan sadece nakledilen tek hadis budur" der.

Sanırım uydurucular önce buna Üveys adını eklediler.  Sonra da Alkame'yi Hz Ömer'in ve İbni Mesud'un talebesi olan Alkame b. Kays'la karıştırdılar.

[784] Tarihi Dımışk 9/434, 435

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 304-310

[785] TarihiDımışk 9/438, 439; Tirmizi'de 2440 no ile Sıfatu'l-Kıyame/şefaat uynen Hasen-i Basri Mürsel olarak, Üveys yerine Osman b. Affan diye de alır.

[786] Tirmizi 2440; Darami 2/328; İbni Mace 4316; Müsned 5/366; Tarihi Dımışk 9/439-441; Beyhaki, Delail 6/378

[787] Ebu Nuaym, Hilye 2/86; Tarihi Dımışk 9/442; Beyhaki, Delail 6/378; Hakim 3/4Ü2; Derim ki, Yezid b. Ebi Ziyad zayıftır.                                         

[788] İbnu Adiy, El-Kamil fi'd-Dua'afa 1/404

[789] İbni Hibban ed-Duafa ve'1-Metrukîn 3/151; Tarihi Dımışk 9/419, 420

[790] Buhari, T. Kebir 2/222; Nesebi Kureyş 193; El-Mearif 405; Tarihi Halife 195; Taberani, Kebir 2/17; Ahbaru't-Tıval 146, 172, 185

[791] T. Dımışk 11/303

[792] T. Dımışk 11/303; Zehebi, Tecrid 1/92 no 851

[793] Sırrî için bkz El-Kamil 3/1295

[794] Tarihi Dımışk 11/30 Cündüb'den fazla bahsedilmiyor. Oysa çok yaman bir savaşçı­dır. Cemel harbinde Abdullah b. Zübeyr (r.a.)'ı altına almış ve ona: "Seni halana yani Hz Aişe'ye bağışlıyorum" demişti. Cündüb Hz Osman'a karşı gelenlerden olduğu için Hz Osman onu Kûfe'den sürdürmüştü. Bazıları onun Cündüb el-Hayr olduğunu söyler.

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 310


Konu Başlığı: Ynt: 37. yılda ölenler Üveys El Karanî
Gönderen: Mehmed. üzerinde 12 Mart 2022, 11:24:04
Esselamü aleyküm Muhadramundan (sahabe ve tabiin arasında) sayılan ve Peygamber hasreti ile bir ömür geçiren büyük insan ... Rabbim paylaşım için razı olsun