๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => Tarihten Başlıklar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 04 Eylül 2010, 20:58:21



Konu Başlığı: Rüyanın işareti
Gönderen: Sefil üzerinde 04 Eylül 2010, 20:58:21
RÜYADAKİ İŞARET

Sultan İkinci Mustafa Hânın dâveti üzerine, İsmâil Hakkı Efendi, 1695 (H.1107) senesinde Edirneye gitti. Nemçe seferinde, orduya cihâdın sevâbını ve büyüklüğünü anlatarak, askeri coşturdu. Osmanlı Ordusu önce Belgrada vardı. Oradan Tunayı geçerek düşmanla çarpıştıktan sonra, kışın bastırması üzerine Edirneye geri döndü. Ertesi sene ordu yine Edirneden ayrılarak Belgrada gitti. O sırada Sadrâzam Elmas Mehmed Paşa idi. İsmâil Hakkı Efendi, Elmas Paşanın hazır bulunduğu gazâların hepsine katıldı ve birkaç yerinden yara aldı. İsmâil Hakkı Efendi, ordunun zaferlerle geri dönüşünden sonra yaralı olduğu hâlde Bursaya döndü ve talebe yetiştirmeye, eser yazmaya devâm etti.

Otuz kıymetli eser verdi Hocası Seyyid Osman Fadlînin vefâtından yirmi sekiz sene sonra, gördüğü bir rüyâ üzerine âilesiyle birlikte Şama gitti. Şamda üç sene kadar kaldı. Sonra ALLAHü teâlânın izni, Resûlullah efendimizin işâreti üzerine İstanbula gitti. Üç sene kadar Üsküdarda kaldı. Bu sırada otuza yakın eser yazdı. Kendisi şöyle anlatır: Üsküdarda iken bir gece Şeyh Üftâde ve Azîz Mahmûd Hüdâyînin rûh-u şerîfleri gelip yanıma oturdu. Bursa tarafına gitmemi işâret ettiler. Sizi sağ tarafımıza alalım deyip, beni sağ taraflarına aldılar. Azîz Mahmûd Hüdâyî bana çok iltifât etti. İsmâil Hakkı Efendi, 1722 (H.1135) senesinde Bursaya gitti. İlk iş olarak bir dergâh yaptırdı ve ismini Câmi-i Muhammedî. koydu. Dergâh; mescid, çilehâne ve misâfir odalarından meydana gelmiştir. Câminin kitâbesi bizzat İsmâil Hakkı Efendi tarafından yazıldı.
Ömrünün son günlerini evine çekilerek, eser yazmakla geçirdi. Yetmiş altı yaşında iken, 1725 (H.1137) senesinde Hakkın rahmetine kavuştu. Kabri, yaptırdığı ve bugün İsmâil Hakkı Tekkesi diye anılan Câmi-i Muhammedinin mihrâbının arkasındadır. Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın yakınlarından Hacı Ali Paşa hem türbesini, hem de Câmi-i şerîfi tâmir ettirmiştir. Kabrin üstü açıktır. Etrâfında ve üstünde demirden şebeke vardır.