> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Tarihe Yolculuk  > Tarihten Başlıklar >  Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?  (Okunma Sayısı 1591 defa)
23 Eylül 2012, 16:41:28
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 23 Eylül 2012, 16:41:28 »



        

Mustafa Armağan
   
Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?


Peygamber Efendimiz'e (sas) hakaret eden filmin fragmanının YouTube'dan yayınlanmasının ardından başlayan protesto gösterileri İslam dünyasını olduğu kadar -aynı derecede olmamakla birlikte- Türkiye'deki Müslümanları da sarmış durumda.

Daha önce de Danimarka'da bir karikatür krizi yaşandığını hatırlıyoruz. Demek ki, Batı zihniyetinin İslam'la ve değerleriyle mücadelesi devam ediyor. Mesela 'Niçin onca Müslüman'ın yaşadığı Çin'de İslam'a hakaret etmek için gayretkeşlik gösterenler çıkmıyor?' sorusu yeterince anlamlıdır.

Ancak tepkilerimizi illa birilerini öldürerek mi göstermek zorundayız? Bir milyarı aşkın nüfusa malik olan İslam dünyasının dünya siyasetinde, hele ABD yönetimi üzerinde uygulayacağı baskı bu zavallılıklardan mı ibarettir? Kaldırmakla pek bir iftihar ettiğimiz Halife olsaydı böyle mi olurdu?

İslam dünyasının modern zamanlarda gördüğü "tek Halife" olan Abdülhamid-i Sani hazretlerinin Avrupa'daki densizlere derslerini nasıl verdiğini hatırlamanın tam sırasıdır. Fazla tantana etmeden, diplomatik ve siyasî kanalları sonuna kadar zorlayarak iş gören Abdülhamid bakın kendi zamanında çıkan hakaret krizlerini nasıl sessiz sedasız halletmiş.

Yıl: 1890. Fransız oyun yazarı Henri de Bornier, "Muhammed" (1888) adlı bir dram kaleme almış olup sahneye aktarılmak üzeredir. Üstelik sahnede bir aktör Hz. Peygamber'i oynayacaktır! Bu ne cür'ettir! Oyunun Efendimiz'in manevî şahsiyetini, dolayısıyla İslam dinini ve Müslümanları küçük düşüren hakaretamiz bölümler ihtiva ettiği haberleri Abdülhamid'i "Halife-i Müslimîn" sorumluluğuyla derhal harekete geçirecek ve yalnız o tiyatroda değil, bütün Fransa'da sahnelenmesini engelleyecektir.

"Mahomet" adlı piyesin oynatılmak istendiği ünlü Comedie Français Tiyatrosu.

Nasıl mı? Fransa Cumhurbaşkanı Sadi Carnot'ya Paris Büyükelçisi Salih Münir Paşa eliyle haber uçurarak. Bu kadarı yetmiştir oyunun yasaklanması için. Bakanlar Kurulu'nun özel kararıyla yasaklanmasından sonra Carnot'ya şahsen teşekkür eden Abdülhamid, "Müslüman tebanızın hislerini yaralamaktan başka bir işe yaramayacak bir oyunla ilgili aldıkları "akıllıca karar"ı kutlamış, hatta Cumhurbaşkanı'nı bir adet İmtiyaz Nişanı'yla ödüllendirmişti. (R.J.Goldstein, The Frightful Stage, Berghahn Books, 2011, s. 107-108.)

Zira "Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselam hazretlerinin nâm-ı kudsiyelerine karşı tertip olunan oyuna dair" başlığıyla gönderdiği mektupta Fransa'nın İstanbul Büyükelçisi Kont Montbella aracılığıyla Fransa hükümetine sert uyarılarda bulunan Abdülhamid, oyunun sahneye konulması halinde Osmanlı-Fransız ilişkilerinin biteceği ültimatomunu vermişti.

Ancak yazar, pespaye videonun yönetmeninden daha inatçı çıkmıştı; işin peşini bırakmaya niyetli değildi. Bu defa eserini Abdülhamid'in diş geçiremeyeceğini tahmin ettiği İngiltere'de oynatmak için girişimde bulunur. Bir tür devlet tiyatrosu olan Lyceum Kraliyet Tiyatrosu'nda oynanması kararlaştırılmasına rağmen, Abdülhamid bu defa bizzat İngiltere'nin ılımlı Dışişleri Bakanı Lord Salisbury'yi devreye sokarak piyesin yalnız o tiyatroda değil, "bütün İngiltere'de" yasaklanmasını sağlamıştır (Ziyad Ebuzziya, Türk Edebiyatı, Nisan 1986).

3 yıl geçmiş, Lord Salisbury gitmiş, yerine, İslamiyet'e daha mesafeli duran Roserbery oturmuştur. Bu değişiklikten cesaret bulan de Bornier yeniden atağa kalkar ve bir başka Londra tiyatrosuyla anlaşır. Ancak bu defa da eserini sahneye koydurmayı başaramayacak, velhasıl Abdülhamid'in mahir diplomasisi, bu mel'anetin icrasına müsaade etmeyecektir.

Peygamber Efendimiz'e hakaret içeren piyesin yazarı Henri de Bornier.

Nitekim 1900 yılında Paris'te oynanmak istenen "Muhammed'in Cenneti" adlı bir piyesin ancak ismi ve muhtevası tamamen değiştirilerek sahneye konulur hale getirilmesi de diplomatik girişimlerinin eseridir. Bir başka belgeden, 1894'te Amsterdam'da Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma" operasının sahnelenmesine de engel olduğunu öğreniyoruz.

Roma'da oynatılmak istenen Fatih Sultan Mehmed hakkındaki hakaret içeren bir piyes de Abdülhamid'in girişimleriyle yasaklatılmıştır. İşin ilginç yanı, Sultan'ın kendi gücünün yetmediği durumda dostu Alman İmparatoru II. Wilhelm'i devreye sokarak bunu başarmasıdır. Yasaklama olayını haber veren 15 Nisan 1890 tarihli bir İtalyan gazetesinde şu satırlar yer almaktaydı:

"Bu dramın sahneleneceği haberi üzerine, Sultan [Abdülhamid adeta], kendisine, bir Rus filosunun Boğaziçi'ne doğru hareket halinde bulunduğu bildirilmiş gibi, heyecana kapıldı. İmparator Wilhelm de [konuyla] ilgilenmiş göründü."

Hatta 1893 yılında ABD'de sahneye konulan ve İslam Peygamberi'nin hayatını olduğundan farklı yansıtan "Muhammed" adlı tiyatro oyununu, Elçi Alexander W. Terrell ile yaptığı özel görüşmeden sonra hem de federal hükümetin yetkisi dahilinde olmamasına rağmen, bizzat ABD Başkanı Cleveland'ın girişimleriyle sahneden kaldırtmayı başarmıştır.

Abdülhamid Han'ın sevgili Peygamberine, İslamiyet'e ve ecdâdına yönelik küçük düşürücü tavırlara karşı, güçlü Batılı devletleri karşısına alma pahasına müsamahasız, tavizsiz ve kararlı tutumu kısa sürede etkisini göstermiş ve tiyatrolar artık İslamiyet'le ilgili eserleri repertuarlarına alırken daha bir titizlikle seçer olmuşlardır.

Sonuçta gerek Fransa'da, gerekse İngiltere ve İtalya'da, hatta o sırada İngiliz işgali altında bulunan Hindistan'da Peygamber Efendimiz ve Osmanlı padişahlarına yönelik bu tür hakaretâmiz ifadeler içeren eserlerin sahnelenmemesi yolunda makul bir gelenek oluşmuştur. Nitekim devrin Avrupalı bürokratlarının Osmanlı'nın bu hassasiyetini dikkate almak zorunda kaldıklarını ve basını zaman zaman uyardıklarını görüyoruz. Bu da Abdülhamid'in halifelikten gelen iktidar ve nüfuzunun sadece içeride ve sadece İslam âleminde değil, Avrupa'da da sanılandan daha etkili olduğunu gösteriyor. Bir piyes için koca Alman İmparatoru II. Wilhelm'i bile devreye soktuğuna bakılırsa onun bu işleri ne kadar ciddiye aldığı ve aldırdığı rahatlıkla anlaşılır.

Maalesef II. Abdülhamid tahttan indirildikten sonra ne halifelik silahını ateşlemeden kullanacak "beyaz diplomasi" ortada kalmıştır, ne de Osmanlılık ve halifelikten gelen uluslararası itibar ve nüfuzumuz. Bugün protestolarımızın hal-i pür-melaline bakınca Sultan'ın "Beyaz Diplomasi" tekniğini üniversitelerimizde bir ders olarak okutmak gerektiği ortaya çıkıyor.

"Hamidoloji" başlıyor, üniversitelerimiz hazır mı?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?
« Posted on: 18 Nisan 2024, 15:06:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? rüya tabiri, Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? mekke canlı, Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? kabe canlı yayın, Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? Üç boyutlu kuran oku Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? kuran ı kerim, Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? peygamber kıssaları, Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi? ilitam ders soruları, Peygamberimiz'e hakaret krizini Abdülhamid nasıl çözerdi?önlisans arapça,
Logged
21 Şubat 2013, 17:42:03
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #1 : 21 Şubat 2013, 17:42:03 »

Evet kendi kültürümüz ve manevi değerlerimize dönük olarak artık bişeyler yapmamızın zamanı geldi Son iki üç asırdır

kuran sahipsiz ümmeti muhammed sahipsiz kurana sahip çıkalım ümmeti muhammede sahip çıkalım kendi maddi

manevi değerlerimizi artık okullarda evlerde yaşayalım idrak edelim allah yardımcımız olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes