> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Tarihe Yolculuk  > Tarihten Başlıklar > Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor?  (Okunma Sayısı 1053 defa)
31 Ekim 2009, 18:30:06
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 31 Ekim 2009, 18:30:06 »



FİLİSTİN EYLEMLERİNDE "NEDEN SİVİLLER ÖLDÜRÜLÜYOR?"

 

Filistin meselesiyle ilgili sorularda en çok gündeme gelen konulardan biri “şehadet eylemleri”dir. Biz Allah’ın izniyle bu eylemler konusunda değerli kardeşlerimizi aydınlatmak için muhtelif çalışmalar yaptık. Bu eylemlerin şer’i cihetiyle ilgili olarak ilim adamlarımızın ortaya koyduğu delilleri teker teker derleyerek geniş bir dosya oluşturduk.

Ayrıca bu eylemlerin stratejik cihetiyle ilgili olarak gerek basın organlarının sorularına cevap vermek, gerekse özel araştırma dosyaları hazırlamak suretiyle değerli kardeşlerimizi aydınlatmaya çalıştık. Biz Allah izin verirse bu konuyla ilgili tüm çalışmalarımızı tek bir dosya halinde birleştirmeyi hatta gerekli imkanı bulabilirsek kitaplaştırmayı planlıyoruz. Ancak bunun bir vaad değil, arzu olduğunu başta belirtmek istiyorum. Yüce Allah’tan da bizleri bu arzumuzu gerçekleştirmeye muvaffak kılmasını diliyorum. Bununla birlikte değerli okuyucularımızdan konuyu daha ayrıntılı bir şekilde incelemek isteyenler için, yazımızın sonuna ilgili dosyaların linklerini koyduk. Bu linkleri tıklayarak konuyla ilgili diğer yazılara da ulaşabilir ve ayrıntılı bilgilere sahip olabilirsiniz.

 

İstişhadi eylemlerle ilgili olarak en çok gündeme getirilen konulardan biri de bu eylemlerde sivillerin öldürülmesi konusudur. Hatta okuyucularımızdan biri: “Bir gemide dokuz tane suçlu bir tane masum olsa o gemiyi batıramazsınız” şeklinde bir hüküm ortaya koymuştu. Oysa normal hukuk şartlarında bir gemide bin kişi olsa ve bini de suçlu olsa yine o gemiyi batıramazsınız. Çünkü suçlulara ancak o suçlar için layık görülen cezalar uygulanır. Bir insanın herhangi bir suç işlemesi hemen onun bindiği gemiyi batırmayı haklı kılmaz.

 Hatta işlediği suç idam cezasını gerektirse bile. Ama bu konudaki hüküm savaş hukuku için ölçü değildir. Savaş hukukunun hükümleri ile barış ortamında uygulanması gereken hükümler farklıdır. Biz Filistin’deki direnişçilerin eylemlerinde sivillerin öldürülmesiyle ilgili değişik yazılar yazdık. Ancak bu konuyla ilgili sorular sürekli gündemde olduğundan burada bu konuyu biraz daha ayrıntılı ve etraflı bir şekilde ele almak istiyoruz.
Siviller Kimlerdir?

Günümüzde “sivil” kavramı genellikle giyimle irtibatlı olarak kullanılmaktadır. Bu kavramın kapsamı sadece giyime indirgendiğinden dolayıdır ki omuzlarında silah taşıdıkları halde giyimleri “sivil” olanlar, hep o “masumlar (!)” grubuna dahil edilmektedirler. Günümüz kamuoyunun bu realitesini Filistin gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.

Filistin topraklarına yerleştirilmiş yerleşimcilerden “sivil” diye nitelendirilenlerin Filistinlilere yönelik saldırıları askerlerin saldırılarından geri kalmadığı hala sivil-asker ayrımında giyimin, kıyafetin esas alındığını görmekteyiz. Bu açıdan “İsrail’in Sivilleri”nin neler yaptıkları konusunda bizim kapsamlı bir dosyamız ve birçok haberimiz bulunmaktadır. Ancak burada önce kavrama bir açıklık getirmek gerekmektedir.
Esas Olan Suça Ortak Olmaktır

Herhangi bir savaşta bir kimsenin saldırıya hedef olmasını haklı kılan temel sebep, o savaşta aktif veya pasif bir şekilde rol almak yani suça ortak olmaktır. Hatta bir kimse sadece aklıyla ve tecrübesiyle savaşa iştirak etse bile onun öldürülmesi İslam’ın savaş hukukuna göre caizdir. Nitekim Huneyn çarpışmasında Müslümanlardan Rabi’a ibnu Rufey es-Sulemi, müşriklerden Düreyd ibnu’s-Simme’yi öldürdü. Oysa Dureyd yüz yaşını geçkin, yani savaşa fiilen katılamayacak kadar düşkün bir insandı.

 Ama görüşleriyle ve tecrübesiyle müşriklere yardımcı oluyordu. Bu öldürme olayıyla ilgili haber Resulullah (s.a.s.)’a ulaştığı halde, o buna tepki göstermemişti.” (Bkz. Zuhayli, İslam Fıkhı Ans. C. 8, sh. 184) (Dureyd ibnu Sımme el-Cuşemi’nin öldürülmesine dair rivayeti Buhari, Meğazi, 55; Müslim, Fedailu’s-Sahabe, 165; İbnu Hanbel, 4/399′da nakletmişlerdir.) Benzer şekilde normal şartlarda kadınların öldürülmesine cevaz verilmediği halde Resulullah (s.a.s.) savaşa katkıda bulunan bir yahudi kadının başının ezilmesini emretmiştir. Bu ve benzeri rivayetlerden anladığımıza göre savaşta esas olan giyim kuşam değil suça herhangi bir şekilde ortak olmak, ya da bir haksızlığın devam etmesine aktif bir şekilde olmasa bile pasif bir şekilde alet edilmektir.
Filistinlilere Karşı İşlenen Suç

Filistinliler, bir savaşla karşı karşıyalar ve onların mücadelelerini haklı kılan önemli sebepler var. Bu sebeplerin ayrıntılarına girdiğiniz zaman uzun bir liste ortaya çıkar. Fakat bütün bunların temelini oluşturan bir sebep var: Vatanlarının işgal edilmesi, meşru bir şekilde malik oldukları topraklarının zor kullanılarak gasp edilmesi, kendilerinin öz yurtlarından göçe zorlanmaları ve hürriyetlerinin kısıtlanması.

İşte bütün bunlar işgalci siyonistlerin Filistinlilere karşı işledikleri temel suçlardır. Onlar da kendilerine yönelik olarak bu suçları işleyenlere veya işlenmesine yardımcı olanlara karşı bir hak mücadelesi vermektedirler. Hatta bu suçu işleyenlerin yahudi olup olmaması da o kadar önemli değildir. Örneğin Filistinliler arasından casusluk ya da aracılık yoluyla işgalcilere yardımcı olanları da suça ortak kabul etmekte ve onları da savaş hukukuna göre cezalandırmaya, gerektiğinde de öldürmeye haklarının olduğunu düşünmektedirler.

Peki bunun yani “suç” meselesinin konuyla ilgisi nedir? Filistinliler eğer ki bir savaş meydanına gidip de orada savaşsalardı, yolda karşılarına çıkan ve savaşla ilgileri olmayan insanları hedef almaları durumunda büyük bir haksızlık etmiş olurlardı. Ama burada kendi vatanları işgal edilmiştir, birileri kitleler halinde gelip bu işgale ortak olmuşlardır. Kitleler halinde o topraklara akın edenler de oraların işgal ve gasp yoluyla alındığını biliyorlar. Kendilerine sağlanan imkanların, verilen toprakların başkalarından zorbalıkla, güç kullanılarak alındığından habersiz değiller.

 Eğer bunu bilmeselerdi belki “cehalet” gibi bir mazeretleri olabilirdi. Ama öyle bir şey söz konusu değil. Üstelik kendileri bir yerlerden zor kullanılarak getirilmiş değiller. Kendi iradeleriyle, gönüllü olarak ve gerçeği bile bile gelmiş durumdadırlar. Dolayısıyla işlenen suça ortak olmuşlardır. Başka hiçbir şey yapmasalar bile gayri meşru işgalin ve gaspın devam etmesine yardım etmelerinden dolayı suça ortak olmaktadırlar. Ama onların haksız bir şekilde işgal edilen topraklarda kendilerini rahat ve güven içinde hissedememeleri başkalarının aynı suçu işlemelerine karşı caydırıcı etki yapmaktadır.

Zaten Filistinlilerin meselesi de öldürme, yok etme, dağıtma, imha etme değil kendilerine karşı belirttiğimiz suçun işlenmesini önleme ve şimdiye kadar gerçekleşmiş olan gasp ve işgallerin de sona ermesini sağlamadır.Hal böyle olmakla birlikte Filistin topraklarına, gayri meşru bir şekilde yerleşen işgalciler sadece işgalin devamına pasif bir şekilde yardımcı olmakla kalmıyorlar. Birçokları aktif olarak savaşa katılmakta, savunmasız Filistinlilere yönelik vahşi saldırılar gerçekleştirmektedirler. Bunun en bariz örneği el-Halil’deki Hz. İbrahim Camisi katliamıdır.

Bu katliamda bir Ramazan sabahı, sabah namazı kılan mü’minler alınlarını secdeye koyduklarında arkalarından üzerlerine kurşun yağmuru yağdırılmış ve birçokları daha secdeden başlarını kaldıramadan şehit olmuşlardı. Bazıları hastaneye kaldırılırken, bazıları da hastanede hayatlarını kaybetmişlerdi. Bu vahşi saldırıda 67 Müslüman, kendi öz yurtlarında, huzur içinde ibadet etmeleri gereken mabedlerinde öldürüldü veya ölümcül yara alıp sonra o yaradan öldü. İşte bu vahşi saldırıyı, vahşi katliamı gerçekleştiren kişi bir sivildi, üstelik doktor: Dr. Barush Goldstien. Bu sadece bir örnek, bunun aynısı olmasa bile aynı ruhu yansıtan yüzlerce saldırı gerçekleştirilmiştir Filistinlilere karşı.

 O topraklarda hiçbir hakları olmayan, hakları olmadığını bilerek o topraklara gasıp bir şekilde yerleşen yahudi yerleşimciler tarafından. Bu durum karşısında Filistinlilerin sadece asker kıyafetliler karşısında savunma konumunda oldukları kanaati son derece yanlıştır.Bu arada şunu hatırlatalım ki, BM kararlarında “Filistin” olarak gösterilen bölgelere yerleştirilen sivil yahudiler buralara sadece iskan amaçlı olarak değil aynı zamanda stratejik ve askeri amaçlı olarak yerleştirilmektedirler. Örnek olarak Gazze bölgesine kurulan yahudi yerleşim merkezlerini inceleyelim. Bu bölgede 7-8 bin kadar yahudi yerleşimci bulunmaktadır. Üstelik bunlar Gazze bölgesinin önemli kontrol noktalarına kurulan birçok yerleşim merkezine dağıtılmışlardır. Bu yerleşim birimlerinin her birinde sadece birkaç yüz yahudi yerleşimci ikamet etmektedir.

 Oysa bu yerleşim birimlerini koruma iddiasıyla her bir yerleşim biriminin etrafına orada oturanların en az üç katı kadar asker yerleştirilmiştir. Bunu iskan politikası ve ekonomik açıdan izah etmek mümkün müdür? Düşünün ki bir yerleşim birimine 600 yahudi yerleşimci yerleştiriliyor ve bu 600 kişiyi koruma iddiasıyla o yerleşim biriminin etrafına en az 2 bin asker yerleştiriliyor. Bu yerleşim birimlerinin kurulmasının asıl amacı, oraları birer askeri nokta haline getirerek o noktalardan Filistinlilerin yaşadığı bölgeleri kontrol etmektir. Bunun yanı sıra dediğimiz gibi yahudi yerleşimcilerin belli bir yere toplanmayıp farklı noktalarda kurulan birimlere birkaç yüz kişilik gruplar halinde dağıtılması da söz konusu askeri stratejinin sistemli bir şekilde uygulanması içindir.

Bu strateji sayesinde 400 km2′lik Gazze bölgesinin tamamı İsrail askerleri tarafından sıkı bir kuşatmaya alınmış durumdadır. İşgalci siyonistler bu strateji yoluyla Gazze’nin Akdeniz’e bakan kıyısının tamamını da kontrol altında tutma imkanı bulmaktadırlar. Çünkü kıyı şeridi boyunca belli aralıklarla yahudi yerleşim birimleri te...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor?
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:45:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? rüya tabiri,Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? mekke canlı, Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? kabe canlı yayın, Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? Üç boyutlu kuran oku Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? kuran ı kerim, Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? peygamber kıssaları,Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor? ilitam ders soruları, Filistinliler'in Eylemlerinde Neden Siviller Öldürülüyor?önlisans arapça,
Logged
13 Ocak 2010, 15:28:54
Ayçiçeği

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15


« Yanıtla #1 : 13 Ocak 2010, 15:28:54 »

çok güzel anlatılmış birde siyonistlik hakkında bilgi verirmisiniz
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes