> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Tarih > Yapanlar ve uyanlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yapanlar ve uyanlar  (Okunma Sayısı 867 defa)
28 Haziran 2012, 17:16:15
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 28 Haziran 2012, 17:16:15 »



Yapanlar ve uyanlar
Alper Çeker • 63. Sayı / TARİH


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, 06.02.2008 tarihinde parti grubuna hitaben yaptığı konuşmada, o sırada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündeminde olan Anayasa değişikliği tartışması hakkında ilgi çekici bir çıkış yaptı: "Bu anayasa üzerine yemin ettik. Canan hanıma kızdılar ama ettiğimiz yemini yok sayıp yeni bir anayasa yapmak öngörülmemiştir. Ya kurtuluş savaşı yaparsın, yeni bir devlet kurarsın, ya da ihtilâli yaparsın, idamı göze alırsın, o zaman yeni anayasa yaparsın! Biz anayasa yapmak için seçilmedik, bu anayasaya uymak için seçildik."

Demek ki seçilmek her zaman yasama yetkisine sahip olmak anlamına gelmiyor. O halde şu sorunun yanıtlanması gerek: Türkiye’de kimler, nasıl yasama yetkisi kullanma hakkına sahip olabiliyor?

Bu sorunun yanıtı, Deniz Baykal’ın yukarıda alıntılanan sözlerinin arka planında aranmalıdır. Bunun için de Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluşuna gitmemiz gerek.

Cumhuriyet Halk Partisi, kendi köklerini Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ne dayandırır. 1962 yılında, yani Türkiye’de askerî darbe anayasasının kabulünün hemen ardından Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tarihçesi adlı bir broşür yayınlamıştır. Burada partinin kuruluşu anlatılırken, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin programının iki ana esasa dayandığı ifade edilir: “a)Yurt bütünlüğünü ve millet bağımsızlığını gerçekleştirmek ve bunun için millî kurtuluş savaşı yapmak. b)Memlekette millî egemenliği hâkim kılmak.”1

İhsan Sungu’nun 1941 yılında Tarih Vesikaları dergisinde yayımladığı Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin Umumî Kongre Beyannamesi’nin ikinci maddesi ise şöyledir: “Camiai Osmaniyenin tamamiyeti ve istiklâli millîmizin temini ve makamı muallâyı hilâfet ve saltanatın masuniyeti için Kuvayı Milliyeyi âmil ve iradei milliyeyi hâkim kılmak, esası kat’îdir.”2 Yani cemiyetin kuruluş amacı, milli bağımsızlığı ve hilafetin ve saltanatın korunmasını (masuniyetini) sağlamaktır.

Sözü edilen Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti bir süre sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin kurulmasının ardından, bu çatı altındaki “Birinci Grup” olarak anılan fırkayı oluşturacaktır. Cemiyetin İstanbul ile bağlantısını hiçbir zaman koparmadığı açıktır, çünkü arşivimizde yer alan 1339 tarihli Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Nizamname-i Esasi, Madde-i Esasiye, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu başlıklı nizamname, İstanbul’da “Hüsnü Tabiat” matbaasında basılmıştır. Söz konusu nizamnameyi Mustafa Kemal, “Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu Heyet-i İdaresi Namına Reis” unvanıyla imzalamıştır.

Cemiyet bir taraftan Büyük Millet Meclisi’ndeki ikinci grubu tasfiye etmiş, diğer bir taraftan da “Halk Fırkası” adıyla partileşmiştir. 1924 yılında adında “Cumhuriyet” ibaresi bulunan bir muhalefet partisinin (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kurulacağı söylentileri üzerine, “Halk Fırkası” adını “Cumhuriyet Halk Fırkası” olarak değiştirmiştir.3

Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 1923 yılında ilan edilen ilk programı, “Dokuz Umde” adını taşıyordu. Partinin ana ilkesi “Halkçılık”tı ve programda sınıfsız bir toplum tasavvuru yer alıyordu. İşte 1924 Anayasası’nın birinci bölümündeki Esas Hükümler (Ahkâm-ı Esasiye), Cumhuriyet Halk Fırkası’nın parti programından başka bir şey değildi. 1937 yılında yapılan anayasa değişikliği de, anayasa ve Parti Programı arasındaki farkları kapatmak (yani partinin laiklik başta olmak üzere tüm ilkelerini anayasa maddesi haline getirmek) ve parti ile devleti bütünleştirmek amacıyla yapılmıştı.

Yukarıda sözünü ettiğimiz, 1962 tarihli broşüre dönecek olursak… Bu kitapçıkta Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçirdiği evreler anlatılırken 27 Mayıs 1960 askerî darbesini izleyen süreç için şu cümleler sarf edilir: “Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışları ile meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı, milletçe direnme hakkı kullanılarak yapılmış olan 27 Mayıs 1960 devriminden sonra; memlekette vatandaş huzur ve refahını sağlamak ve modern hukuk devletini ve normal demokratik düzeni bütün hukukî ve sosyal temellerile kurmak için, Millî Birlik idaresince yapılan hazırlık ve çalışmalara katılma devri.”4

Bu ifadenin tercümesi şudur: Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1959 yılında gerçekleştirdiği kurultayda kabul edilen “İlk Hedefler Beyannamesi”, bir yıl sonra yeni darbe anayasanın temel ilkeleri olarak kabul edilmiştir. Bu beyannamede yer alan maddelere bir bakalım: “1. Eşit Muamele, 2. II. Meclis, 3. Anayasa Mahkemesi, 4. Nisbi Temsil Usulü, 5. Yüksek Hakimler Şurası'nın kurulması, 6. Memurlar Kanunu'nun düzenlenmesi, 7. Baskıdan uzak tutulan bir basın rejiminin kurulması, 8. Üniversite muhtariyeti, 9. Sosyal güven ve sosyal adalet esaslarının teminat altına alınması, 10. Yüksek İktisat Şurası'nın kurulması.”

Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tarihçesi adlı broşürde darbe anayasasını oluşturan beyanname maddelerini ima ederek şöyle yazar: “Üçüncü devrede Cumhuriyet Halk Partisi muhalefette bulunduğu 10 sene içinde gerek Kurultaylarında, gerek Seçim Beyannamelerinde, gerekse Meclis çalışmalarında vatandaş hak ve hürriyetini; tarafsız idareyi; basın hürriyetini; mahkeme bağımsızlığı ve hâkim teminatını; Üniversite muhtariyetini; siyasî parti, sendika ve meslekî teşekküllerin kurulma ve çalışma hürriyetlerini; Meclis murakabesini; seçim eşitliği ve emniyetiyle nisbî temsil sistemini ve plânlı kalkınmayı savunmuştur.”5

Oysa kendi milletvekillerinden oluşan bir kadro ile İstiklâl Mahkemeleri’ni kuran (yani yasamaya yargı erkini de devreden), Takrir-i Sükûn Kanunu’nu çıkartarak İstanbul’daki muhalif gazete ve dergileri kapatan, bu mahkemelerde parti milletvekillerinin kendi yolsuzluklarını yazan gazetecileri yargılamalarını sağlayan, Cenevre Üniversitesi pedagoji profesörü Albert Malche’yi İstanbul’a çağırıp Darülfünun’un (İstanbul Üniversitesi’nin 1933 reformundan önceki adı) özerkliğini kaldıran6, muhalif partiler olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkasını kapatan, 1930 ve 1946 seçimlerinde hile yaparak kendisini birinci ilan eden… Cumhuriyet Halk Partisi’nden başkası değildir.

Muhalefetteyken kuvvetler ayrılığını savunan parti, 1931 yılına ait programında açıkça devlet şeklini kuvvetler birliği esasına dayandırmaktaydı: “Devletin esas teşkilâtı: Türk milletinin idare şekli, vahdeti kuva esasına müstenit olan bugünkü devlet şeklimizdir. Bu şekilde, Büyük Millet Meclisi, millet namına hakimiyet hakkını kullanır; Reisicümhur ve İcra Vekilleri Heyeti onun içinden çıkar. Hakimiyet birdir, kayıtsız, şartsız milletindir. Devlet teşekküllerinin en muvafıkı bu olduğuna Fırka kanidir.”7

Oysa başta yaptığımız alıntıda Deniz Baykal, Cumhuriyet Halk Partisi’nin muhalefette olduğu bir meclisin, yasama yetkisini bile kullanmasına karşı çıkıyordu. Böyle bir meclisin yasama yetkisini kullanması fiilen yargı tarafından da engellenmektedir.

Deniz Baykal’ın anayasa değişikliği yapabilmek için tarif ettiği koşullar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti diktatörlüğü döneminin koşullarından başkası değildir. Cumhuriyet Halk Partisi, o sözlerde atıfta bulunulan savaşı da askerî darbeyi de gerçekleştirmiş ve anayasayı yazmıştır. Partinin 1931 tarihli programında; “Yalnız bir kaç sene için değil, istikbale de şamil olan tasavvurlarımızın ana hatları burada toplu bir halde yazılmıştır.”8 denmektedir. İşte 2000’li yıllardaki siyaseti biçimlendiren mücadele, partinin bu tasavvurlarının günümüze de şamil olması amacını taşımaktadır.

Dipnotlar
1. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tarihçesi (Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl İdare Kurulu, Şevket Ünal Matbaası, İstanbul, 1962) s. 6.
2. İhsan Sungu, “Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetinin Kuruluşuna ait Vesikalar”, Tarih Vesikaları dergisi, n. 1.
3. Erik Jan Zürcher, Cumhuriyetin İlk Yıllarında Siyasal Muhalefet Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (1924-1925), (İletişim, 2003) s. 84.
4. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tarihçesi, s. 11
5. a.g.e., s. 12.
6. Ekmeleddin İhsanoğlu, “Darülfünun” maddesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, cilt 2.
7. C.H.F. Nizamnamesi ve Programı (Ankara T.B.M.M. Matbaası, 1931), s. 30
8. a.g.e., s. 29.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yapanlar ve uyanlar
« Posted on: 28 Mart 2024, 23:51:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yapanlar ve uyanlar rüya tabiri,Yapanlar ve uyanlar mekke canlı, Yapanlar ve uyanlar kabe canlı yayın, Yapanlar ve uyanlar Üç boyutlu kuran oku Yapanlar ve uyanlar kuran ı kerim, Yapanlar ve uyanlar peygamber kıssaları,Yapanlar ve uyanlar ilitam ders soruları, Yapanlar ve uyanlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes