> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Tarih > Sultan II. Mahmud
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sultan II. Mahmud  (Okunma Sayısı 806 defa)
15 Temmuz 2012, 14:57:27
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Temmuz 2012, 14:57:27 »



Sultan II. Mahmud ve İstanbul’da dönüşüm
Neşe GURALLAR • 74. Sayı / TARİH


“Allah aşkına şu rehâveti ortadan kaldırıp niyyet-i halise ile bi’l-ittifâk hidmete ikdâm ve gayret edesiz.”                                             Sultan Mahmud II
“Kendilerini ve dünyalarını değiştirme iradesi ile harekete geçtiler.”
Marshal Berman



Yukarıdaki ilk cümlede II. Mahmud devlet adamlarına seslenmektedir. Sözlerinde bir padişahın hizmetkârlarını harekete geçirmek için adeta yalvarır derecedeki kararlı ifadesi duyulur. Modernleşmenin büyük enerjisi ve değişime olan inancını, Marshal Berman, “değiştirme iradesi” (a will to change) olarak adlandırır. II. Mahmud’un sözleri, Berman’ın “kendilerini ve dünyalarını değiştirme iradesi ile harekete geçtiler” diye tanımladığı modernistlerin kararlılığı ve azmine bir örnek. II. Mahmud’un resimleri de padişahın bu yenilikçi tavrının ve kararlı tutumunun belgesi gibidir. İki resim arasındaki giyim farkı bile Berman’ın tarif ettiği gibi dünya ile birlikte kendisini de değiştirdiğini net bir biçimde sergiler.

Siyasi tarihimizde Tanzimat reformları bir dönüm noktası olarak algılanırken, bu reformlara zemin oluşturmakla kalmayıp onları biçimlendiren II. Mahmud döneminin hak ettiği yeri almadığı kanaatindeyiz. Buna paralel olarak mimarlık ve kent tarihimizde de, II. Mahmud dönemi, üzerinde yeterince durulmayan ve önemi yeterince kavranmayan bir dönem olmuştur.

II. Mahmud’un sebep olduğu büyük dönüşümleri tümüyle özetlemek bu yazının kapsamı dışında kalır. Ancak şunu önemle vurgulamak gerekir ki, II. Mahmud kenti yalnızca imar ve inşa yolu ile değil, yıktığı alanlarla dönüştürmüştür. Bu yıkımların sebebi Yeniçeriliğin tasfiyesine dayanır. Büyük çaplı yıkımlara dayanan kentteki mekânsal dönüşümleri dönemin atmosferi içinde özetlemeye çalışalım.

II. Mahmud döneminin ilk yılları

16 Kasım 1808 günü İstanbullular bir bombardımana tanık oldular. Beyazıt yakınlarında Yeniçeri Ağası’nın ikamet ettiği Ağa Kapısı, Haliç’ten bombalanıyordu. Bu Bâb-ı Âli’yi işgal eden Yeniçerilere karşı bir saldırıydı. Sadrazam Alemdar Paşa, Bâb-ı Âli’de Yeniçeriler tarafından öldürüldü. Alemdar Olayı olarak bilinen bu ayaklanma, yüzlerce Yeniçerinin öldürülmesi ve kardeşini ortadan kaldıran II. Mahmud’un hanedanlığın tek üyesi olarak tahtı elinde tutması ile tamamlandı. Kanaatimizce, bu olay, 19. yüzyıl İstanbul kent mekânına yansıyan ilk yıkımlardan biridir. Ağa Kapısı ve Bâb-ı Âli’nin yanı sıra Cebeci Kışlaları, Ayasofya Camii çevresi ve Divan Yolu çatışmalar sonucu çıkan yangınlardan zarar gördü.

İktidarı tümüyle eline geçiren II. Mahmud, otoritesini sağlamlaştırmaya ve kenti yeniden biçimlendirmeye başladı. Yeniçerilerin kontrolden çıkmış güçleri kentte günlük yaşamı etkiliyordu. II. Mahmud 30.000 Yeniçeriyi Rusya sınırlarına savaşa göndererek, kent güvenliğini yeniden temin etti.

Bu dönemde II. Mahmud’un kente yönelik mekânsal stratejiler ile kent mekânını kontrol altında tutmaya çalıştığı görülebilir. Öncelikle Dolmabahçe’de yeni bir saray inşa ettirerek Tarihi Yarımada’dan uzaklaştı. Ancak, halk tarafından sıklıkla görülebilmek için kent içinde gezintilerde bulundu. Bu ziyaretlerde kullanabilmek üzere kentin çeşitli bölümlerinde camilere yakın hünkâr köşkleri (kasr-ı hümayunlar) yaptırdı. Bu köşklerden biri, ölmeden önce son bir defa ziyaret etmek isteyecek kadar önem verdiği Beyazıt Camii yanındadır. Beyazıt’taki bu ahşap köşk 1810 yılında inşa edildi. Bu köşkü II. Mahmud’un kendi varlığını duyurduğu ve iktidarını kent üzerinde temsil ettiği ilk yapılardan biri olarak görebiliriz.

II. Mahmud, Alemdar Olayı ile zarar gördüğüne değindiğimiz Bâb-ı Âli’nin 15 Şubat 1810’da, Cebeci Kışlalarının ise Mart 1813’de yeniden inşasını emretti. Yeniçerilerin verdiği zarara karşı gereken onarımları yaptı, ancak yaklaşık on yıl sonra yeniçerileri mekânları ile birlikte ortadan kaldırarak kenti yeniden biçimlendirdi.

Yeniçeriliğin kaldırılışı ve Vak’a-i Hayriyye
Kapıkulu kelimesi yeniçerilerin “imparatorluk ailesinin üyeleri” olduğunu ifade eder. Ancak “imparatorluk ailesinin üyeleri” artık kent güvenliğine karşı bir tehdit oluşturmaktadır. Kapıkullarının, imparatorluk ailesinin eski üyelerinin, artık Osmanlı’nın resmî tarih yazımında, Es’ad Efendi’nin ifadesi ile “it”, Cevdet Paşa ve Lûtfî Efendi’nin ifadesi ile “haşerât” olarak anıldığını okuyabiliriz. Yine, Osmanlı İmparatorluğu resmî tarihinde, Yeniçerilerin lağvedildiği Vak’a-i Hayriyye, adından da anlaşılacağı üzere, hayırlı olay, reformlara karşı direnen gericilere karşı verilen mücadele olarak anılır.

Ancak bugün yeni araştırmalar farklı yorumlara ulaşıyor. Reha Çamuroğlu’na göre Yeniçeriler tamamen modernleşme karşıtı olarak görülemez. Çamuroğlu, Yeniçerilerin eğitim için gelen Fransız subaylarla iyi ilişkiler içinde bulunduklarını ve hatta “cumhur” fikrini ifade edecek derecede cesarete sahip olduklarını aktarır. Çamuroğlu’na göre yeniçeriler ve imparatorluk arasındaki mücadele gelenek ve modernleşme çatışmasından öte yeniçeriler ve hanedanlık arasında bir iktidar savaşına işaret eder.

Bu mücadele sonunda kazanan taraf II. Mahmud oldu ve Yeniçeriler kışlaları ile birlikte ortadan kaldırdı. Bu mücadeleyi Yeniçeriler kazansa ne olurdu? Yeniçeriler, Alemdar Olayı’nda yıkılan Bâb-ı Âli’nin yanı sıra, Tarihi Yarımada’da ilerleyip Topkapı’yı da yıkarlar mıydı? Başka bir ifadeyle, hanedanlığın izlerini kent mekânından silmek için Topkapı ve Bâb-ı Âli gibi simgesel mekânları, haritadan ve kent mekânından silerler miydi? Bunlar daha ileri gitmemize gerek olmayan spekülatif sorular. Ancak, iktidar mücadelesi ve kent mekânının yeniden biçimlenmesini anlamak için meseleyi bu şekilde kavramalıyız. Çünkü II. Mahmud’un yaptığı da tam olarak budur: Yeniçerilere ait her şeyi ortadan kaldırmak, kent mekânında Yeniçerilere ait hiçbir iz, hatıra ya da simge bırakmamak.

II. Mahmud, 1826 yılında gerçekleşecek olan Vak’a i Hayriyye’ye kadar, Yeniçerilere karşı uzun soluklu bir mücadele verdi. II. Mahmud’un 1812 yılında Yeniçerilere ait 31 Ocağı’nı ve kentin en tehlikeli bölgesi olan Melekgirmez mahallesini yıktırdığını görürüz. “Melekgirmez” mahallesi üzerine, “Hidayet” adında yeni bir mahalle ve alana sahip çıkmak üzere Hidayet adıyla ahşap bir camiyi kısa sürede inşa ettirir. Asmaaltı olarak bilinen başka bir mahallede bekâr odaları bulunmaktadır. Yeniçerilerle ilişkili bu alan da 1823 yılında yıkılır. 1817 yılında yetmiş adet yangın kente zarar verir. Yeniçerilerin kenti kundakladığı konusunda dedikodular edilir. Yangına karşı halkın gece nöbet tutmaları emredilir.

8 Nisan 1826’da, Vak’a i Hayriyye’den iki ay önce, Vak’a i Hayriyye ile Nusretiye adını alacak olan yeni caminin etkileyici bir törenle açılışı yapılır. Bu törende II. Mahmud’un topçu birliklerine selam vermesine rağmen, Yeniçerileri selamlamadığı dikkati çeker. Zafer anlamına da gelen Nusretiye adı, bu camiye Vak’a i Hayriyye’den sonra, II. Mahmud’un Yeniçeriler karşısındaki başarısı hatırasına verilir. Nusretiye Camii, gravürlerde ordunun ve imparatorluğun gücünü temsil eder şekilde topçu birlikleri ile resmedilmiştir.

Yeniçeriler 15 Haziran 1826’da kazan kaldırarak son defa isyanlarını ilan ederler. Vak’a-i Hayriyye ile sonuçlanan bu olay Yeniçerilerin sonunu getirecektir. Yeniçeri Ordusu’nun kaldırılması daha sonra “inkılâp” olarak da adlandırılan (Örneğin, Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey) büyük bir dönüm noktasıdır.

Vak’a-i Hayriyye, Osmanlı siyasi tarihi açısından olduğu kadar, İstanbul’un dönüşümü için de büyük bir dönüm noktasıdır. Bu olayın ardından II. Mahmud, Yeniçeri Ordusu’nu sonlandırmakla yetinmez, eski ordunun kent üzerindeki izlerini de siler, hatta adeta kazır. Bu hatıraları tamamen yok etmek ve tümüyle unutturmak için üzerine yeni alanlar inşa eder. İlk olarak Yeniçerilerin kazan kaldırdıkları ve isyanlarda toplandıkları Et Meydanı, Yeni Odalar ve Eski Odalar haritadan tümüyle silinmiştir. Yeniçerilerin idari merkezi olan Ağa Kapısı yıkılır. Olay günü ve olayı izleyen günlerde Yeniçeriler öldürülür. Hayatını kurtarmayı başarabilenlerden kimi İstanbul’u terk eder. Yeniçerilere ait mezarlıkların bile yıkılması emredilir. 10 Temmuz 1826’da Rumelihisarı, Öküz Limanı, Karaağaç, Yedikule, Südlüce, Eyüb, Üsküdar Nerdibanlı Karye, Çamlıca’da yer alan Bektaşî tekkeleri yıkılır. 2 Ağustos 1826’da Hoca Paşa’da başlayan bir yangın Tarihi Yarımada’da büyük alanların yanmasına sebep olur.

Mimarlık ve kent tarihinde İstanbul’un yeniden biçimlenmesine sebep olan yangınların rolü tartışılmıştır. Ancak doğal afet ya da kaza sonucu değil, Yeniçerilerin ortadan kaldırılması ile gerçekleşen kasti yıkımların ayrıca dikkate alınması gerekir. Özetlemeye çalıştığımız gibi, haritadan tümüyle silinmiş bulunan alanlar, Eski Odalar (Şehzadebaşı), Et Meydanı - Yeni Odalar (Aksaray) ve bunların üzerine kurulan yeni alanlar, 19. yüzyılın ilk yarısında, İstanbul’un dönüşümünde önemli rol oynar.

KAYNAKÇA:
Abadan, Y., Barkan, Ö. L., Karal, E.Z. (eds.). 1940. Tanzimat I. Maarif Matbaası.
Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey. 2001. Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı. (Trankripsiyon Ali Şükrü Çoruk). İstanbul: Kitabevi.
Berman, Marshall. 1988. All That is Solid Melts into Air The Experience of Modernity, New York: Penguin Books.
Çamuroğlu, Reha. Ocak 2002. “Yeniçeriler, Bektaşiler ve Modernleşme Süreci”, Mete Tunçay ve Bilmez Bülent Can söyleşisi, Toplumsal Tarih, no:97.
Cevdet Paşa, Ahmed. 1983. Tarihi Cevdet. İstanbul: Üçdal Neşriyat.
Es’ad Efendi, Sahhâflar Şeyhi-Zâde Seyyid Mehmed. 2000. Vak’a-nüvîs Es’ad Efendi Tarihi (Bâhir Efendi’nin Zeyl ve İlâveleriy...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sultan II. Mahmud
« Posted on: 23 Nisan 2024, 13:47:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sultan II. Mahmud rüya tabiri,Sultan II. Mahmud mekke canlı, Sultan II. Mahmud kabe canlı yayın, Sultan II. Mahmud Üç boyutlu kuran oku Sultan II. Mahmud kuran ı kerim, Sultan II. Mahmud peygamber kıssaları,Sultan II. Mahmud ilitam ders soruları, Sultan II. Mahmudönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes