> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Tarih > Osmanlı Sarayı’nda bayram
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Osmanlı Sarayı’nda bayram  (Okunma Sayısı 1845 defa)
23 Haziran 2012, 16:30:20
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Haziran 2012, 16:30:20 »



Osmanlı Sarayı’nda bayram
Ali Şükrü ÇORUK • 67. Sayı / TARİH


Bayramlar, insanları iyilik ve mutluluk eksenli tek bir düşünce etrafında birleştiren özel günlerdir. Milli ve yerel olanların yanında Ramazan ve Kurban Bayramı gibi inanç kaynaklı bayramların mesajı bütün insanlığa yöneliktir. Günler öncesinden yapılan hazırlıklar, büyükleri ziyaretler, küçükleri sevindirmeler, yoksullara yardımlar “insan ve kul” olmanın gereklerini yerine getirmenin yanında bu günleri toplu olarak en iyi şekilde yaşamak ve yaşatmak çabasının tezahürleridir.

Çok uzun bir geçmişe sahip olan dinî bayramlarımız etrafında kendisine has olmak üzere tarih içinde oluşmuş bir yaşam tarzı söz konusu. Bu yaşam tarzının günümüzde de muhafaza ediliyor oluşu gelecek açısından ümit verici bir durum. Bununla beraber hayatın ve zamanın değişmesine paralel olarak bayram yaşantısına yeni unsurların eklendiği de bir gerçek. Söz gelimi bayram günlerini bir tatil fırsatı olarak görenler ve bu günlerde eşle dostla akrabayla, konu komşuyla yüz yüze görüşmek yerine tatil yörelerine kapağı atanlar az değil. Ayrıca bayrama mahsus olmak üzere şehrin meydanlarında kurulan atlıkarıncaların, dönme dolapların yerini şimdilerde büyük alış veriş mağazalarının eğlence yerleri almış durumda. Ancak teferruatta kalan olumsuzluklara rağmen ne olursa olsun bayram yine bayram ve bizi kucaklamaya, bağrına basmaya devam etmekte.

Biz bu yazımızda geçmişte Osmanlı sarayında gerçekleştirilen bayram kutlamaları üzerinde durmak istiyoruz. Padişahın yaşadığı ve devletin yönetildiği bir merkez olması dolayısıyla sarayda düzenlenen bayram törenlerinin, diğer adıyla muayedelerin ayrı bir anlamı ve önemi vardı. Saray hayatının işleyişine hâkim olan ve zaman içinde kanun hükmünü alan teşrifat kaideleri en yoğun şekilde bayram kutlamalarında kendisini göstermekteydi.

Osmanlı Sarayı’nda geniş katılıma sahip padişah merkezli bayram kutlamaları ayrıntılı bir yapıya sahipti. Günümüz için basit görünen bu ayrıntılar dönem içinde çok derin manalar ve mesajlar ifade ediyordu. İmparatorluk ve büyük devlet olma iddiası, büyüklüğü, inceliği, eşsizliği, ulaşılmazlığı ve ihtişamı ifade eden bu ayrıntılarla bir bütünlük gösteriyordu. Bu durum geçmişte olduğu gibi günümüz için de geçerli.

Fatih Kanunnamesi’ne göre bayramlaşma merasimi

Osmanlı Devleti’nin yazılı ilk kanunnamesi sayılan Fatih Kanunnamesi’nde sarayda düzenlenecek olan bayram törenlerine kimlerin katılacağı, bayramlaşmada hangi sıranın takip edileceği ortaya konulmuştu. Bunun yanında üst düzey devlet görevlilerinin katıldığı ve hiyerarşinin gözetildiği bu törenlerde Topkapı Sarayı’nda divan meydanında kurulan tahtta oturan padişahın elini yahut eteğini öpme hakkına sahip olan rütbe ve mansıp sahipleri de açıkça belirtilmişti. Yani el öpme hakkı herkese verilmiş bir hak değildi. Kanunname’ye göre vezirler, kazaskerler ve defterdarlar el öptükten sonra padişahın arkasına dizilirlerdi. Bayramlaşmada dikkat çeken bir husus ise bazı devlet görevlilerinin tahta yaklaşması sırasında padişahın ayağa kalkması ve gelenlerle ayakta bayramlaşmasıydı. Padişahın özel hocası, şeyhülislâm, kazaskerler, defterdarlar ve nişancılar padişahın ayakta bayramlaştığı ve elini öptürdüğü kişilerdi. Bunlar arasında ilk sırayı özel hocaların ve şeyhülislâmların alması Fatih Sultan Mehmet’in ilme olan saygısını göstermesi bakımından önemlidir.

Kanunname’de böyle yazılmakla beraber zaman içinde bayram törenlerinin uygulanmasında teferruatta birtakım değişiklikler olmuştu. 17. yüzyılda yazılmış bir kanun külliyatında (Hezarfen Hüseyin Efendi, Telhisü’l-Beyan Fî-Kavânîn-i Âl-i Osman) el öpme hakkının padişahın yakın çevresini teşkil eden Enderun ağalarından ayrı olarak devlet görevlilerinden sadece şeyhülislâma verildiği yazılıdır. Diğer devlet görevlileri ise etek öpme hakkına sahiptiler.

Bayram kutlamaları sarayda arife gününden itibaren başlıyordu. Arife günü sünnet odasında tören elbiselerini giyen ve ikindi namazını önde gelen Enderun ağalarıyla birlikte Hırka-i Şerif odasında kılan padişah daha sonra Arz Odası’na geçerdi. Bu arada Arz Odası’nın önüne arife günlerine mahsus olan sedefkârî taht kurulurdu. Arz Odası’ndan çıkan ve tahta oturan padişahı Babüssaade önünde bekleyen Enderun ağaları karşılarlardı. Bütün bunlar olurken mehter çalar ve divan çavuşları “Aleyke Avnullah” (Allah’ın yardımı üzerine olsun) duasıyla alkış tutarlardı. Böylelikle bayram ilân edilmiş olurdu. Beş on dakika süren bu törenden sonra padişah tekrar Arz Odası’na dönerdi. Başta birinci imam olmak üzere padişahın huzuruna çıkan imam ve hatipler Kur’an-ı Kerim’den kısa sureler okurlardı. Bu merasim bittikten sonra padişah ağalarla birlikte Silahtarağa Köşkü’ne giderdi. Burada silâhtar ağanın donattığı cins bir ata binen başçuhadar ağa mehter eşliğinde padişaha bir gösteri sunar, ardından ağalar tarafından tomak oynanırdı. Oyun bitiminde padişah adına silahtar ağa tarafından herkese çil para ve altın dağıtılırdı. Gösteriler bittikten sonra Mustafa Paşa Köşkü’ne geçen padişah burada iftarını açardı. Gece yarısına kadar meşaleler yakılır, mehter çalınır, sonrasında padişah dinlenmeye çekilirdi.

İmsakla başlayan bayramlaşma töreni
Osmanlı Sarayı’nda bayram sabahı yapılan asıl kutlamalar imsak vaktinden sonra başlardı. Arife gününde olduğu gibi sünnet odasında tören elbiselerini giyen padişah, Hırka-i Şerif odasında cemaatle sabah namazını kılardı. Namaz sonrası ilk bayramlaşma da burada gerçekleşirdi. Padişah yakın çevresi olan darüssaade ağası, silahtarağa, çuhadarağa ve kırk has odalı ağalar ile Hırka-i Şerif odasında bayramlaşırdı. Ardından geniş katılımlı bayramlaşmanın yapılacağı Babüssaade önüne geçilirdi. Padişah burada önceden hazırlanmış olan bayram tahtına otururdu. Teşrifat sırasına göre bayramlaşmaya gelenler yarım ay şeklinde padişahın yanına ve karşısına dizilirlerdi. Bu sırada devamlı surette mehter çalar ve divan çavuşları “Aleyke Avnullah!”, “Uğurun açık olsun, ikbalin füzun, padişahım devletinle bin yaşa!”, “Maşallah, mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!” nidalarıyla alkış tutarlardı. Babüssaade önündeki bayramlaşma iki bölüm hâlinde gerçekleşirdi. Birinci bölümde divan çavuşlarının “Hareket-i Hümayun, padişahım devletinle bin yaşa” alkışıyla birlikte ayağa kalkan padişah, rütbe ve teşrifat sırasına göre gelenleri karşılardı. Tahta önce sol taraftan nakibüleşraf efendi yaklaşır, padişahın eteğini öper, dua ederdi. Ardından Kırım Hanzadeleri, şehzade hocaları, çeşnicibaşı, mazul beylerbeyiler ve beyler yine sol taraftan gelerek etek öperler ve geri geri giderek meydanın ortasından dışarı çıkarlardı. Daha sonra sadrazam, vezirler, kazaskerler, nişancı, defterdarlar ve reisülküttap bayramlaşmak için tahta yaklaşırlardı. Padişah bu sırada ayakta dururdu. Bunlar padişahın eteğini öptükten sonra rütbelerine göre sağ tarafına geçip ayakta beklerlerdi. Sıra şeyhülislâma gelince padişah yine ayakta dururdu. Şeyhülislâm padişahın elini öpüp dua ettikten sonra geri geri çekilip meydanın ortasından dışarı çıkardı. Ardından mevleviyet payesindeki ulema, kadılar etek öperlerdi. Sıra müderrislere gelince divan çavuşlarının “İstirahat-i hümayun, padişahım devletinle çok yaşa!” alkışı üzerine padişah tahta otururdu. Müderrislerle birlikte, yeniçeri ağası, ocak ağaları padişahın eteğini öperek bayramlaşırlardı.

Tören bittikten sonra bayram namazı hazırlıkları yapılır ve padişah alay eşliğinde Sultanahmet yahut Ayasofya Camii’ne giderek bayram namazını kılardı. Dönüşte Topkapı Sarayı’na gelen padişah burada Enderun mensuplarının tebriklerini kabul ederdi. Daha sonra harem-i hümayuna geçer, harem mensuplarıyla bayramlaşırdı. Bayram sebebiyle haremde de çeşitli etkinlikler düzenlenir, bu etkinliklerin bazılarına bizzat padişah da izleyici olarak katılırdı. Etkinliklerin sonunda harem görevlilerine bahşişler dağıtır, devletin sahibi olarak herkesin mutlu olmasını gözetirdi.

Bayram münasebetiyle bütün şehirde olduğu gibi Saray’da da çeşitli eğlenceler düzenlenir, oyunlar oynanırdı. Pehlivan güreşleri, ok atma müsabakaları, cambazlık ve hüner isteyen çeşitli oyunlar bu eğlencelerden bazılarıydı.

Mehter yerine Batı musikisi
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra devletin yeniden şekillendirilmesi çabasına paralel olarak Osmanlı Sarayı’ndaki bayram kutlamalarında çeşitli değişiklikler olmuştu. Her şeyden önce devlet yönetiminde klasik rütbeler ve unvanların çoğu kaldırılmış yerine yenileri ihdas edilmişti. Bu dönemdeki yeniliklerden en önemlisi ise bayram sabahı yapılan törenle ilgiliydi. Klasik dönemde bayramlaşma yukarıda anlatıldığı gibi sabah namazından sonra gerçekleştirilirken, 1838 yılından itibaren bayram namazından sonra gerçekleştirilmeye başlanmıştı. Ayrıca bayramlaşma boyunca çalan mehterin yerini orkestra eşliğinde çalınan Batı musikisi almıştı. Ancak şeyhülislâm ve Mekke Şerifi salona girdiğinde orkestra susar, bunlar padişahla bayramlaşıp salondan ayrıldıktan sonra tekrar çalmaya başlardı. Bu dönemde padişahın bayramlaşmak için ayağa kalktığı ve iki adım atarak yaklaştığı tek kişi şeyhülislâmdı. Şeyhülislâmın el öpmek âdeti de kaldırılmış, padişahı eğilerek selâmlaması uygun görülmüştü. Etek öpmek yerine başmabeyncinin ya da saray ileri gelenlerinden birisinin elinde tuttuğu, bir ucu tahta bağlanmış kırmızı kadifeden kurdelanın ucunu öpmek yani saçak öpmek usulü getirilmişti. Tanzimat’tan sonraki dönemde “Osmanlılık” ideali doğrultusunda İstanbul’daki gayrimüslimlerin ruhani temsilcilerinin de bayram törenlerine katılmaya başlaması da başka bir yenilikti.

Osmanlı Sarayı’nda bayramlaşma 1868 yılından itibaren Dolmabahçe Sarayı’ndaki muayede salonunda gerçekleştirilmişti. Batılılaşma sürecinde Osmanlı Sara...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Osmanlı Sarayı’nda bayram
« Posted on: 27 Nisan 2024, 05:47:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Sarayı’nda bayram rüya tabiri,Osmanlı Sarayı’nda bayram mekke canlı, Osmanlı Sarayı’nda bayram kabe canlı yayın, Osmanlı Sarayı’nda bayram Üç boyutlu kuran oku Osmanlı Sarayı’nda bayram kuran ı kerim, Osmanlı Sarayı’nda bayram peygamber kıssaları,Osmanlı Sarayı’nda bayram ilitam ders soruları, Osmanlı Sarayı’nda bayramönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes