> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Tarih > İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları  (Okunma Sayısı 1631 defa)
23 Haziran 2012, 16:29:20
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Haziran 2012, 16:29:20 »



İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları
Önder KAYA • 67. Sayı / TARİH


Dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olan Venedik deyince akla lagün, gondollar ve San Marko meydanı gelir. Kartpostallarda güvercinlerin göğe yükselişleri ile özdeşleşen meydandaki belirgin eserler arasında ise dört at heykeli tüm ihtişamı ile hemen göz çarpar. Söz konusu heykeller, 1204’deki IV. Haçlı istilasının hemen sonrasında Venedik’e taşınmışlardır. Muhtemelen bu heykellerin taşınması emrini İstanbul’un işgal edilip yağmalanmasında başrolü oynayan yaşlı ve kör Venedik dukası Enrico Dandalo vermiştir. Dandalo, politik zekâsı sayesinde Kudüs’ü ellerinde tutan Eyyubilerin kalbi durumundaki Mısır üzerine yapılması gereken bu seferi, İstanbul’a çevirmesini bilmiştir. Heykeller bir rivayete göre bizzat Duka Dandalo tarafından, başka bir rivayete göre de onun ölümünün hemen sonrasında İstanbul’da bulunan Venedik temsilcisi Marino Zeno’nun girişimleri ile Venedik’e taşınmıştır.

Venedik’in kuruluşu
Heykellerin hikâyesine geçmeden önce biraz Venedik devleti hakkında bilgi vermekte fayda var. Venedik, kanallar vasıtasıyla birbirine bağlanan bir adacıklar diyarı olup, bilindiği üzere Ortaçağ’ın en görkemli deniz güçlerinden biridir. Kent, bir lagün üzerine kurulmuştur. Esasen şehri kuranlar ilk başlarda lagün etrafındaki adacıklarda değil de bu adacıklara yakın kıyı bölgelerinde yaşamaktaydı. Ancak yaşadıkları bölge 5. yüzyıldan itibaren Gotlar, Hunlar ve Lombardlar tarafından yağmalanmaya başlayınca, söz konusu yağmalardan korunmak için önceleri geçici olarak, 7. yüzyıldan itibaren de kalıcı olarak bu adacıklara yerleşmeye başladılar. Zamanla bir şehir haline gelen bu adacıklarda, mevcut yapının temellerini atan aileler arasında yer alan Contarini, Dandalo, Morosini, Mocenigo gibi aileler aynı zamanda da Venedik’i idare eden önemli dukaları içlerinden çıkaracak olan topluluklar haline geleceklerdir.

Akıllara durgunluk verecek bu yerleşim teşebbüsünün temelinde lagünün taşıdığı bazı avantajların da önemli roller oynadığını hemen belirtelim. Bunların başında Venedik’in konumu itibariyle, denizden işgalinin neredeyse imkânsız oluşu gelir. Zira lagünün üzerinde yükseldiği kum yığınları, yılın belli zamanlarında yer değiştirmekte ve şehre fazla yaklaşan gemilerin karaya oturmasına neden olmaktaydı. Buna karşılık Venedikliler, kum yığınlarının hareketlerini düzenli olarak takip ediyor ve lagünün belli bölgelerine çaktıkları kazıklar vasıtasıyla kendi gemilerinin karaya oturmasını engelliyorlardı. Şehir bir tehdit ile karşı karşıya kaldığında, alınan en önemli savunma tedbirlerinin başında bu kazıkların sökülmesi geliyordu. Şehrin üzerinde yükseldiği lagünde yaşanan gelgitler, Venedik’in en önemli ticari ihracat maddesi olan tuzun elde edilmesini sağlıyordu. Bu sayede Venedikliler ihtiyaç duydukları bazı maddeleri temin için deniz ticaretine başlamışlar, sonrasında ise Ortaçağ Avrupa’sının en büyük deniz gücü haline gelmişlerdir.

8. yüzyılda şehrin idari yapısı da belirmiş ve kent, “duka” adı verilen ve şehir parlamentosu tarafından seçimle iş başına getirilen idareciler vasıtasıyla yönetilmeye başlanmıştır. Bugün Venedik’teki en önemli tarihî yapılardan biri olan Dukalar sarayı, 9. yüzyılda inşa olunmuştur. Yine aynı yüzyıl içinde dört İncil yazarından biri olan Aziz Markos’un kemikleri, gömülü olduğu İskenderiye’den kaçırılarak Venedik’e getirilmiş ve burada defnedildiği mezarın üzerine de Venedik’in adeta en önemli sembolü olan San Marko katedrali inşa olunmuştur. Dolayısıyla Venedikliler, dört İncil yazarından birini şehirlerinde misafir etmek suretiyle Hıristiyan dünyasında büyük bir onura erişmişlerdir. Hatta bu olayın bir hatırası olarak Venedik devletine “San Marko Cumhuriyeti” denilmeye başlanacaktır.

Yağmalanan eserlerin Venedik’e taşınması
Sonraki yıllarda da Venedik için farklı coğrafyalardan yağmalanan eserlerin şehirlerine taşınması âdeti devam edecektir. Bu konudaki en önemli adım ise 1204’deki Konstantinopolis’in yağmalanması sırasında atılır. Venedik bu yağmadan 3/8 oranında hisse alacaktır. İşte yazımıza konu olan ve “quadriga atları” olarak bilinen sanat eserleri de bu süreçte Venedik’e taşınır. Esasen söz konusu atların tam olarak ne zaman, nerede ve kim tarafından yapıldığı konusu kocaman bir muammadır. Roma ve Bizans devri kaynaklarında bu sorulara farklı cevaplar verilir. Bazı kaynaklar atların İran’da döküldüğünü, buradan Roma’ya ve Roma’dan da Konstantinopolis’e geldiğini söylerken, bazı eserlerde söz konusu anıtın Armenia kralı Tridates tarafından yaptırılarak Roma’ya gönderildiği, buradan Konstantinopolis’e getirildiği kayıtlıdır. Atlar, Büyük Konstantin’in kendi adını verdiği yeni başkentini görkemli bir merkez haline getirme projesinin bir parçası olarak şehre getirilmiş olabilir. Nitekim aynı imparatorun Roma, Mısır, Yunanistan gibi farklı coğrafyalardan pek çok eseri yeni başkentine taşıttığı biliniyor. Ancak en çok rağbet gören tez, Büyük İskender’in de heykeltraşı olarak bilinen Lysippos tarafından, Rodos halkı için yapıldıkları şeklindedir. Bazı rivayetlerde ise Konstanopolis’e imparator I. Teodosius zamanında Khios yani Sakız adasından getirildikleri söylenir. Heykeller üzerine çalışanlar, yapım tekniği ve kullanılan malzeme itibariyle heykeli MÖ 4. yüzyıl ile MS 4. yüzyıl arasında bir devreye tarihlendirirler. Heykeller üzerinde tarihlendirme hususunda kullanılabilecek tek ipucu ise, bir atın başının üzerinde bulunan ve 518 yılına tarihlenen imparator Justinus devrine ait paradır.

Bununla birlikte heykelde kullanılan malzemenin niteliği daha belirgindir. Bakır, kalay, kurşun karışımı olan bronz malzemeden inşa olunan atlar için kullanılan malzemenin, yüzde 97’si bakırdır. Atların üzerinde ince bir altın kaplama olduğu ancak doğal şartların da etkisiyle bu kaplamanın döküldüğü biliniyor. Zaten hipodromda ilk sergilendiği sırada kaynaklarda güneşin de üzerlerine vurması ile göz kamaştırıcı bir parlaklık saçtıklarından bahis var.

Quadriga Atları'nın İstanbul macerası

Peki, heykelin İstanbul’da kaldığı süre içinde bulunduğu yer tam olarak neredeydi? Bu konuda kaleme aldığı kapsamlı bir makalede Erendiz Özbayoğlu, heykellerin yerinin bugün Sultanahmet Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin bulunduğu alan üzerinde olduğunu söyler. Söz konusu alan temelleri 2. yüzyıl sonlarında Roma imparatoru Septimus Severus tarafından atılan Konstantinopolis hipodromunun “carceres” denilen kısmıydı. Burası hipodromda mücadele eden yarış arabalarının başlangıç noktası konumundaydı. “Carceres”in üzerinde bulunan kemerli bir yapının üst kısmında bu dört atın olduğu tahmin ediliyor. “Carceres”ten çıkış yaparak hipodromun etrafını dolaşan ve dört at tarafından çekilen yarış arabalarına da “quadriga” denilmektedir. Dolayısıyla bu dört at, aynı zamanda bir “quadriga”yı temsil etmekteydiler. Heykellerin buradaki alana da bugün Sultanahmet’teki Yerebatan sarnıcının hemen arka tarafına düşen “Milion Anıtı”ndan taşındığına dair bazı kaynaklarda kayıtlar vardır. Bilindiği üzere Milion anıtı, Roma eyaletlerine ulaşan yolların başlangıç noktasını gösteren bir abidedir.

Bugün
Kent 1204’deki Haçlı istilası sırasında acımasızca yağmalandı. Bu yağmadan quadrigalar da nasibini aldı. Heykeller, Venedik meydanındaki San Marko katedralinin ön cephesine yerleştirildi. Yaklaşık altı asır burada kalan quadrigalar, Fatih’in de portresini yapan Gentile Bellini başta olmak üzere meydanı tuvaline taşıyan pek çok ressama ilham kaynağı teşkil edecektir. 1797’ye kadar heykeller San Marko Meydanı’na hâkim bir konumdaki durumlarını muhafaza ettiler. Ancak bu tarihte Kuzey İtalya’yı kontrol altında tutan Avusturya’ya karşı başarılı savaşlar veren Napolyon, Venedik’teki bu dört atı beraberinde Paris’e götürmeye karar verdi. Atlar önce Tuilleries Sarayı’na oradan da Napolyon’un inşa ettirdiği zafer takının üzerine kondu. Napolyon’un Waterloo bozgunundan sonra quadriga atları yeniden Venedik’e iade olundu. 1914’de I. Dünya savaşı çıkınca şehrin adeta sembolü haline gelen heykeller Roma’ya taşındı. Savaş sonrasında yeniden eski yerine konan heykeller II. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla bu kez Venedik yakınlarındaki Padova kentine taşındılar. 1945’te ise atlar yeniden San Marko meydanında boy gösterdiler. 1990’da ilginç bir girişime imza atıldı ve atların bilhassa hava kirliliğinin sebep olduğu olumsuz etkilerden korunması için kilise içine alınmasına karar verildi.

Bugün dünyanın en meşhur quadriga atlarının orjinalleri kilisenin içinde sergilenirken, dış mekânda ise kopyaları sizi selamlamaya devam ediyor.     

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 00:58:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları rüya tabiri,İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları mekke canlı, İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları kabe canlı yayın, İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları Üç boyutlu kuran oku İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları kuran ı kerim, İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları peygamber kıssaları,İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atları ilitam ders soruları, İstanbul’dan Venedik’e Hipodrom’un atlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes