> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Ahlaki Eserler > Takva Bilinci > İnfak ve takva ilişkisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnfak ve takva ilişkisi  (Okunma Sayısı 2807 defa)
26 Ekim 2010, 11:27:16
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Ekim 2010, 11:27:16 »



8- İnfak ve Takva İlişkisi:
 

"Allah'a ve Rasûlüne iman edin. Sizi kendileri hak­kında halifeler kılıp harcama yetkisi verdiği şeylerden in­fak edin. Artık sizden kim iman edip infak ederse, onlar için büyük bir ecir vardır."[543]

Kur'an, insanlara iyilik yapmayı ve onlara güzel dav­ranmayı emrettikten sonra Allah'ın büyüklük taslayıp kibirlenenleri sevmediğini söylüyor. İşte böyleleri cimrilik yaparlar, başkalarına da cimriliği emrederler ve Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri gizlerler.[544]

Burada dinin iki önemli temeli yer alıyor: Allah'ın emrine itaat ve O'nun kullarına merhamet etme.

Allah'ın emrine itaat, huşu' (saygıyla eğilme) ve teva­zu ile olur. Bu da takvanın aslıdır. Allah'ın kullarına mer­hamet ise ancak onlara ihsan etmekle mümkündür. Bu ikisi de namazın ve zekâtın gerçeğidir. Çünkü namaz, Al­lah için boyun eğmek, O'na tevazu göstermek, O'nun önünde kendini küçük görmektir. Bütün bunlar da övün­menin, kendini büyük görmenin zıddıdır. Zekât ise insan­lara faydalı olma, onlara iyilikte bulunma amacını taşır. Bu da cimriliğin zıddıdır. [545]

Kur'an, başkalarına iyilik etmeyi, muhtaç olanlara ge­rekli şeyleri vermeyi takva ile beraber anıyor ve bu gibi davranışları övüyor.

"Fakat kim verir ve ittika ederse ve en güzel olanı doğrularsa, biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız."[546]

Muttaki olanların en önemli özelliklerinden biri de mallarını Allah yolunda, bollukta ve darlıkta, gerekli yer­lere infak etmeleridir.[547]

Kur'an birri tarif ederken onun, itikad esaslarını ka­bul ettikten sonra, malı seve seve yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara ve benzeri muhtaç kimselere vermek, sözde durmak ve her zaman sabredip kararlılık göstermek olduğunu söylüyor. Daha sonra da bütün bu amelleri ya­panların sadık (doğru) ve takva sahibi kimseler olduğunu ilave ediyor.[548]

Mutakkiler, mallarını Allah yolunda seve seve harcar­lar. İnfak, imanı bir görevdir ve takvanın sonucudur. Allah yolunda malını gerekli yerlere infak etmenin hedefi de şu­dur: Hırsın, cimriliğin, mal karşısındaki zaafın, kendini düşünmenin bencilliğinden kişiyi kurtarmaktır. Hırsa ve cimriliğe esir olanlar, mallarını infak etmekten sakınırlar. Takvanın öğrettiği infak ahlâkı ise, ruhu mal sevgisinden, dünyalıklara kul köle olmaktan azad eder. Burada söz ko­nusu edilen şey, mal sevgisi üzerindeki ruhî değerlerdir. Takva sahibi kimse, mala olan sevgisine rağmen, onun üzerindeki sevgisini Allah için salıverir. Böylece insanın başını öne eğdiren hırs zilletinden onu kurtarıp özgürlüğe yükseltir.

Kendi nefsinin aşırı tutkularının kölesi olanlar, başka­larının da, başka şeylerin de kölesi olabilirler. Kendi hevâlarına (istek ve tutkularına) sınır koyabilenler, dış ha­yatlarında da hürriyet içinde yaşayabilirler.

İnfak ahlâkı, hem insandaki hırsı, cimriliği, yalnızca kendini düşünme anlayışını ortadan kaldırır, hem insanla­ra yüce bir duygu kazandırır, hem muhtaç insanların ihti­yaçlarının karşılanmasını sağlar, hem de İslâm'ın toplum­sal yardımlaşma hedefi gerçekleşmiş olur.[549]

 

9- Af ve Takva İlişkisi:
 

Af ve bağışlama, meşru hakkından vazgeçme veya onu teberru etme, Kur'an'ın tavsiye ettiği bir davranıştır. Hakkı olduğu hâlde birşeyi almamak, ya da infak konu­sunda muhtaç olanlara fazlasıyla bağışta bulunmak, ya da kendisine kötülük edenden intikam almayıp bağışlamak, Allah'ın muttaki kulunu bağışlamasına sebep olacak­tır.[550] Kur'an, kararlaştırılmış bir mehire rağmen gerdek gerçekleşmeden boşanan kadınların mehrin yarısına sahip olacaklarını söylüyor ve şunu ilâve ediyor:

"Sizin tümünü (veya fazlasını) bağışlamanız (af) tak­vaya daha yakındır..."[551]

Takva sahiplerinin bir özelliği de şudur:

"Onlar, bollukta da darlıkta da infak edenler, öfkeleri­ni yenenler ve insanlardaki (haklarından) bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah muhsinleri sever."[552]

Af, bağış, hoş görmek ve intikam duyguları taşıma­mak; bunların hepsi insanlar arasındaki ilişkileri güzelleştirir. Kalpler arasındaki yakınlaşmayı sağlar. Bunları yapa­bilenler de iyilik sahibi muhsinlerdir.

Takva bilinciyle hareket edenler, Allah'ın affedici olu­şunu örnek alırlar: "Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedici­dir, gücü yetendir."[553]

"Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu hâlde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (ku­surlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah bağışlayandır, merhamet edendir."[554]

Kur'an Peygamberimize şöyle emrediyor:

"Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslâm'a) uy­gun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir."[555]

İnsanlarla ilişkilerde öncelikle hoşgörü ve kolaylık ta­rafı gözetilmeli. Nefislere zor gelecek, zorluk verecek şey­leri istememek, şiddet ve zorluk taraftarı olmamak gere­kir. Ayrıca affedici olmak, eksiklere, kusurlara bakmamak takvaya daha uygundur. [556]

 

10- Sıdk ve Takva İlişkisi:
 

'Sıdk' sözlükte, yalanın (kizbin) zıddı olan doğruluk­tur. Söz vermede veya başka bir konuda doğru olmayı, ke­lâmın (sözün) bütün çeşitlerinde sözünde durmayı ifade eder.

'Sıdk', haber verilen ile saklanılan şey arasındaki uy­gunluk, kişinin içinin ve dışının aynı olmasıdır. Bu şart­lardan birisi olmazsa, sıdk (doğruluk) gerçekleşmez.

Kur'an, Peygamberlere ve Hz. Muhammed'e indiril­miş olan vahyi kabul etmeyi 'tasdik' (doğrulama), onu yalanlamayı da 'tekzib' (yalanlama) kelimeleriyle ifade edi­yor. Bu anlamda İslâm'ı din olarak kabul eden kimseler, 'sadık' kişilerdir. Onlar, hem 'Elest Bezm'inde' verdikleri sözlerini yerine getirirler, hem doğru sözlü Peygamber'i tasdik ederler (doğrularlar), hem de gelen vahyin doğrulu­ğuna dilleri ve kalpleriyle inanırlar, sözlerinde ve fiillerin­de doğru olurlar.

'Sadık' kimse, sözünde duran kimsedir. Onun içi ve dı­şı birdir. Yalan söylemez, hile yapmaz, kimseyi aldatmaz, işini düzgün yapar. Gittiği yol doğru bir yol, özü (kalbi) ise 'sadık'tır. İçinde yalana, hileye, düşmanlığa, üçkağıtçılığa, fitneye ve münafıklığa (iki dinli olmaya) yer yoktur. Onun imanı sağlam olduğu gibi, sözü de doğrudur, işi de.

'Sıdk' sahibi olmaya 'sadâkat' denir. Sadık kimseler, aynı zamanda 'sadâkat' sahibi kimselerdir.

Allah'a ve O'nun Rasûlüne hakkıyla iman edenler, Al­lah katında 'sıddîk'ler ile şehidlerdir.[557]

Sabredenler, sadık olanlar, kunut yapanlar (boyun bü­kerek ibadet edenler), muttaki olanlar, seherlerde Rablerine günahlarından dolayı istiğfar edenler, övülmeye lâyık insanlardır.[558]

Allah (cc), bütün insanları kendisinden korkup sakın­maya ve sadık kimseler ile beraber olmaya davet ediyor:

"Ey iman edenler, Allah'tan ittika edin ve sadık kim­selerle beraber olun."[559]

Allah (cc), dünyada iken sadık olanların, İslâm'ı, Kur'an'ı ve onu tebliğ eden Peygamber'i tasdik edip tam bir bağlılıkla ibadet edenlerin mükâfatını verecektir.[560] 'Sıdk'tan uzak kalan iki yüzlü münafıkların hakkı ise azaptır.[561]

İman edenler, 'sıdk' sahibi sadıklardır. Onlar, Allah'ın katından gelen 'sadık' bir daveti 'tasdik' ettiler ve 'musaddık/doğrulayan, doğru kimse' oldular. Kur'an onları şöyle övüyor:

"Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Al­lah'a ve Rasûlüne iman ettiler, sonra hiç şüpheye düşme­den Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sâdık (doğru) olanların ta kendisidir."[562]

Allah'a ve Peygamberine her konuda itaat edenler, iyi insanlarla, Allah'ın kendilerine değer verdiği seçkinlerle beraberdirler. Arkadaşların en iyileri de onlardır:

"Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse, işte onlar, Al­lah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sadık olan­lar (doğrulayanlar), şehidler ve salihlerle beraberdirler. Ne iyi arkadaştır onlar."[563]

Cafer-i Sâdık (r.a) şöyle diyor:

"Şu dört huy kimde varsa, Allah (cc) onun ayağı güna­ha yakın olsa bile (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir: Sıdk (sözde ve amelde doğruluk), haya, güzel ahlâk ve Al­lah'ın nimetlerine şükür."[564]

Hz. Ali (r.a)'nin şöyle dediği rivayet olunuyor:

"Peygamberler ancak doğru sözle (sıdkla) ve emanetle­ri yerine vermek görevi ile beraber gönderildiler."[565]

Peygamberimizin 'sıdk'la ilgili sözünü tekrar hatırla­yalım:

"Sıdk (doğruluk) kişiyi birre, birr ise insanı cennete gö­türür. Kişi doğruluğa devam eder ve sonunda sadıklardan (doğrulardan) olur..."[566]

Kur'an sözü doğru ve sağlam yapma konusunda da şöyle diyor:

"Ey iman edenler, Allah'tan ittika edin ve sözü doğru olarak söyleyin. Ki O (Allah), amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse, artık o en büyük kurtuluşla kurtulmuştur."[567]

 

11- Takvaya Yakışan Davranış: Adalet
 

Kur'an, Mekke'nin Fethi'nden sonra eski düşmanları­na karşı Müslümanları uyarıyor:

"Ey iman edenler, adaletli şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutanlar olun. Bir topluluğa olan kininiz, si­zi adaletten alıkoymasın. Âdil olun, o, takvaya daha ya­kındır. Allah'tan ittika edin (korkup sakının). Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır."[568]

Kur'an daha önce de Müslümanlara...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnfak ve takva ilişkisi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:09:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnfak ve takva ilişkisi rüya tabiri,İnfak ve takva ilişkisi mekke canlı, İnfak ve takva ilişkisi kabe canlı yayın, İnfak ve takva ilişkisi Üç boyutlu kuran oku İnfak ve takva ilişkisi kuran ı kerim, İnfak ve takva ilişkisi peygamber kıssaları,İnfak ve takva ilişkisi ilitam ders soruları, İnfak ve takva ilişkisiönlisans arapça,
Logged
08 Mart 2021, 18:54:31
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 08 Mart 2021, 18:54:31 »

Esselamu aleyküm Takva ya götüren her şeye sarilmaliyiz Rabbim bizleri hak yoldan ayırmasın
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

11 Mart 2021, 02:07:41
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #2 : 11 Mart 2021, 02:07:41 »

Aleyküm selam. Rabb'im bizleri takvalı olan kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes