> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Ahlaki Eserler > Takva Bilinci > Giriş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Giriş  (Okunma Sayısı 2353 defa)
26 Ekim 2010, 12:03:37
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Ekim 2010, 12:03:37 »



1. BÖLÜM
 
GÎRÎŞ


Kur'an'da türevleriyle birlikte 258 âyette yer alan 'takva' kelimesi, İslâm'ın temel kavramlarından ve temel ilkelerinden biridir. Kur'an'ın üzerinde durduğu çok önemli bir imanı tavırdır. İmanın yaşanması, ya da ima­nın hayattaki görüntüsüdür. İman etme insanlık görevi ise, takva da imanı güçlendiren ve onu pratik kişilik hâli­ne getiren bilinçtir.

İman ve takva arasında birbirini tamamlayan bir bağ vardır. İman insana takvayı kazandırır; ancak iman, gücü­nü takvadan, takva bilincinden alır. Allah'ın büyüklüğü karşısında ürpermeyen, O'nu sevmeyen, sonra da O'ndan af, bağış, nimet ve cennet ümit etmeyen bir kişinin imanı zayıftır, noksandır. İnsanı Allah'tan çekinmeye ve O'nu sevmeye götüren şuur takvadır. Kulun Allah'a karşı duy­duğu sorumluluk bilincidir.

İman kalpte kökleşir. Amel olarak davranışlarda görü­lür. İmanın kalpte kökleşmesi ve Kur'an'ın deyişi ile salih amel olarak hayata yansıması takva ile sağlanır. Kişi bu yüce şuurla nasıl inandığının, ne yaptığının, nasıl yapma­sı gerektiğinin, yaptığı işlerin doğru mu yanlış mı olduğu­nun farkına varır. Yaptıklarının hesabını iyi görür. Yapacaklarına sağlam karar verir.

Bu bir anlamda akıllı, bilinçli, uyanık (eskilerin deyi­şi ile agâh) olmaktır. Hangi makama karşı mesul olduğu­nu bilmek ve ona göre hareket etmektir.

İnsan zayıf yaratılmıştır[3] ve zaafları vardır .[4] Eşyaya ve dünyalıklara karşı aşırı sevgisi ve tutkusu bulunmakta­dır.[5] Nefsi İslâm'ın günah saydığı amellerden tat alır![6] Anlık zevklerden, hoşa giden lezzetlerden, gurur veren övünmelerden hoşlanır.[7] Unutkan olduğu için ölümü ço­ğunlukla hatırlamaz.[8] Dünya hayatında çok uzun zaman kalacağı hayaliyle yaşar. Dünya işlerine öylesine dalar ki ömrünün bittiğinin farkına bile varmayabilir.

Takva bilinci, kişinin zayıf tarafını kuvvetlendirir. Hayatına denge getirir. Ölümü hatırlatır. Yapacağı işleri şuurla yapmasını sağlar. Aşırılıktan, gaflete düşmekten, ölümü unutmaktan, hata yapmaktan insanı korur.

Takva bilinci, müslümana Kur'an kişiliği kazandırır.

Takva bilinci, İslâm'ı hakkıyla yaşama aşkının diğer adıdır.

Takva bilinci, Allah'ı sevmenin ispatı, O'nun sevgisi­ni kaybetme endişesi, O'ndan bir şeyler ümit etmenin yo­ludur.

Takva, Kur'an'ın müslümanlara gösterdiği hedef, müslüman olmanın kazancı, iki dünyada da bahtiyar olmanın anahtarıdır.

Takva bilinci, müslümana İslâm'ın örnek ahlâkını ka­zandırır. Müslüman bu ahlâkı kuşandıktan sonra insanlar arasında Hakk'ın şahidi olma makamını elde eder. İnsanlar arasından çıkarılmış en hayırlı ümmet (topluluk) olma, ancak takva ahlâkını kuşanmakla mümkündür.[9]

Takva, imanda titizlik, amelde dikkatli olmaktır.

Takva bilinci, bu titizliği bütün davranışlara yansıt­mak, onu bir kimlik ve bir örnek kişilik hâline getirmektir.

Kişi, Allah'ı razı etme makamına ancak takva ahlakıy­la ulaşır.

Müslüman keramete, yani üstün, saygıdeğer ve keremli olmaya ancak takva bilinci ile kavuşabilir.

Muttaki (takva sahibi) olmak, Allah'ın kullarından is­tediği bir seviyedir. Bu seviye de İslâm'ın amacı ve Kur'an'ın terbiyesidir.

İslâm, Allah'ın istediği gibi ancak takva bilinci ile ya­şanabilir. Bu bilinçten yoksun olanlar, İslâm'ı ya gelenek­sel olarak yaşarlar, ya da İslâm'ın insan hayatında göster­diği hedeflere ulaşamazlar.

Kur'an, 'takva', 'ittikâ' ve 'muttaki' kavramları üze­rinde çok duruyor. Bunları sık sık hatırlatarak, 'İttikâ et­mez misiniz?', 'Rabb'inizden ittikâ edin', 'Muttakilerden olun' diyor.

'Takva bilinci', kişinin amellerinin salih olmasını ve ibadet, hayatın yaratılış amacına uygun olarak yaşanması­nı sağlar. Onunla ahlâk güzelleşir, onunla İslâm'ın söz ver­diği güzelliklere ulaşılır. Takva bilinci, İslâmî hayatı düze­ne koyacak olan diriliktir.

Bize gereken şuuru kazandırması dileğiyle, takva kav­ramını bütün boyutlarıyla tanımaya çalışalım:[10]

 
1- Kur'an'da Korkuyu Anlatan Kelimeler:
 

Takvaya, yukarıda geçtiği gibi genellikle 'Allah korku­su' anlamı verilmekte, ya da takva deyince 'Allah korkusu' akla gelmektedir. Takva kelimesi içerisinde 'korku/kork­mak' unsuru taşımakla beraber tek başına korku demek değildir. Takvayı yalnızca korku veya korkmak diye anla­mak, başka bir dile yalnızca korku diye çevirmek çok yetersiz kalmaktadır. Hatta aşağıda geleceği gibi, takvanın zengin manaları içerisinde korku unsuru en zayıf olanıdır.

Allah (cc), Kur'an'da korku hissine insanın fıtratına uygun olarak ağırlık vermiştir. Çünkü insanın yaratılışın­da korku ve ümit hissi beraberce bulunmaktadır. Kur'an'da korku olayını anlatan pek çok kelime yer almak­tadır. Korku duygusunun çeşitli kavramlarla gündeme ge­tirilmesi de insanın fıtrî yapısına uygundur. Bu kelimeler arasında ince mana farklılıkları olsa da her biri korku ola­yını değişik boyutlarıyla ifade ederler.

Bunlar; havf, haşyet, hazer, feza', rehbet, vecel, şefkat, huşu' ve ru'bdur.

Bu kelimeler korku olayını çeşitli yönleriyle anlattık­ları için bunların üzerinde -takva kelimesinin daha iyi anlaşılabilmesi için- durmak gerekir.[11]

 
Havf:
 

Sözlükte, korkmak, kaygılanmak, endişe duymak an­lamlarına gelir. Bilinen ve hissedilen bir işaretten dolayı irkilme, bir tehlike karşısında ne olacağı endişesi içinde olmak anlamında bir masdardır.[12]

Bir başka deyişle havf, hoşlanılmayan bir durumun başa gelmesinden veya arzulanan birşeyin elde edilememesinden duyulan korku ve kaygıdır.[13]

Kur'an'da 'havf ve türevleri 124 yerde geçmektedir. Bunların pekçoğu insanların dünyalık korku ve kaygıları hakkındadır. Meselâ, Hz. Musa (a.s)'ın Firavun tarafından yakalanıp öldürülmekten korkması.[14] Yakub (a.s)'un Yusuf (a.s)'u kurdun yemesinden korkması[15], sahabelerin za­yıf zamanlarında düşmanları tarafından yakalanmaktan korkmaları[16] gibi...

Ancak böylesine korkular, mü'minleri dinlerini yaşa­maktan alıkoymaz. Onların asıl korkuları Allah'tandır ve O'nun dinine uygun yaşayamamaktandır. Onlar bu endişe ve korku içerisinde yaşadıkları için Allah, onların havflarını-korkularını emniyete-güvene çevirir.[17]

Burada 'havf'ın zıt anlamlısı olarak 'emn', yani güven kelimesinin kullanıldığını görüyoruz.

Başka âyetlerde ise 'havf, Allah korkusu, ahiret kay­gısı, azap korkusu ve günah işleme endişesi gibi manaları anlatmaktadır.

'Havf', korku duygusunu genel manada ifade eder. Tabiki olağandışı, esrarengiz birşeyin sebep olduğu korkuya işaret etmiş olabilir. Nitekim Hz. Musa'nın, 'asa'nın ve ip­lerin yılan gibi kıvrıldığını görünce duyduğu korku bu kelime ile anlatılır.[18]

Bu korku (havf) hissini, Allah'ın âyetlerinin -özellikle de ceza ile ilgili olanlarının- uyandırması gayet doğaldır.

Hûd (a.s), kavmine şöyle sesleniyordu; "Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım."[19]

Buradaki havf’ın (korkunun) hedefi mü'minler için Al­lah (cc), inkarcılar için ise şeytandır. Bundan dolayı Allah (cc) şeytanın tartarlarından değil, kendisinden havf edil­mesini, korkulmasını emrediyor.[20]

Bu âyette geçen; "...Eğer mü'min iseniz benden kor­kun." cümlesindeki 'havf'ın takva ile aynı manada kulla­nıldığı söylenebilir.[21]

Allah'tan 'havf', O'nun cezasından ve azap tehdidin­den çekinerek itaat yolunu tutma ve günahlardan kaçmadır.[22]

Allah'tan 'havf’ edenlerin dünyalık havfları (korkula­rı) da buna bağlıdır. Sözgelimi, mü'minler Allah'ın koydu­ğu haddleri (ölçüleri) yeterince yerine getirememekten[23], adil olamamaktan[24], inkarcıların kendilerini fitneye düşürmesinden[25], kendilerinden sonra gelenlerin İslâm'a bağlı kalıp kalmayacaklarından[26] 'havf ederler, korkarlar.

Hadislerde de 'havf’ kelimesi aynı anlamda kullanıl­maktadır. Şeddâd b. Evs'in anlattığına göre O şöyle buyurmuştur: "Ümmetim için korktuklarımın en önemlisi, on­ların Allah'a şirk (ortak) koşmalarıdır. Dikkat edin, ben si­ze, onlar Güneş'e, Ay'a, ya da putlara tapacaklar demiyo­rum. Fakat onlar ibadeti Allah'tan başkası için yapacaklar ve gizli şehvete düşecekler. "[27]

Mü'minler şerri, sıkıntısı yaygın olan bir günün aza­bından korkarlar ve buna göre ahirete hazırlanırlar.[28]

Hz. Adem'in oğullarından biri diğerini öldürmeye te­şebbüs edince diğeri ona kendisini öldürmek istese bile ona el kaldırmayacağını söyledi ve şunu ekledi: "...Çünkü ben âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım (havf ederim)." dedi[29] Hz. İbrahim müşrik olan babasına şöyle söyledi: "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman (olan Allah) tara­fından bir azabın dokunacağından korkuyorum (havf edi­yorum). O zaman şeytanın velisi (dostu) olursun."[30]

İnsan Rabbinin makamı karşısında duracak ve hesap verecek. O hâlde insan böyle bir durumdan korkmalı (havf etmeli) ve ona göre hazırlanmalıdır.[31]

Bütün bu ve benzeri âyetlerde korku hissi 'havf’ keli­mesi ile anlatılıyor. Ayrıca Kur'an'da, kişinin sadece ken­disi için değil, başkası adına duyduğu endişe de 'havf’ ke­limesiyle ifade ediliyor.[32]

Bazı âyetlerde, "Allah'ın hidayetine uyanlar"[33], "iyi bir mü'min olarak kendini Allah'a teslim edenler"[34], "iman ettikten sonra davranışlarını düzeltenler"[35], "Al­lah'ın velileri (dostları)"[36] için ahirette 'havf (korku)' ve hüzün olmayacağı haber veriliyor.

İki âyette Müslümanların Allah'a, O'ndan korkarak, ümit ve yakarışla dua ettikleri dile getirilmektedir.[37]

'Havf’ kelimesi ile ifade edilen korku; -Cüneyd-i Bağdadî'nin dediği gi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Giriş
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:59:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Giriş rüya tabiri,Giriş mekke canlı, Giriş kabe canlı yayın, Giriş Üç boyutlu kuran oku Giriş kuran ı kerim, Giriş peygamber kıssaları,Giriş ilitam ders soruları, Girişönlisans arapça,
Logged
09 Mart 2021, 16:23:16
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 09 Mart 2021, 16:23:16 »

Esselamu aleyküm Takva ne güzel bir yol Nefsi değil de Hakkı seçmek Hakkı sevmek... Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

10 Mart 2021, 07:00:04
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #2 : 10 Mart 2021, 07:00:04 »

Aleyküm selam. Rabbim bizleri her zaman rızasına uygun şekilde yaşayan güzel takvalı kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes