๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 13 Ocak 2012, 21:10:35



Konu Başlığı: Sonradan Olma Olayların Mutlaka Başlangıcı Vardır
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 13 Ocak 2012, 21:10:35
Cehmiyye’nin, Öncesi Olmayan Sonradan Olma Olayların İmkânsız Olduğuna Dair İddiası


Bu sözlerin asıl sahipleri Cehmiyye’dir. Onlar şöyle derler: Sonradan olma olayların sürekliliği imkânsızdır. Hâdis’lerin mutlaka bir başlangıcının olması lazımdır. Çünkü hâdis’lerin başlangıcının olmaması mümkün değildir. Buna göre yüce yaratıcının ezelden beri kendi meşi’eti ile fail ya da mütekellim olmasına da imkân yoktur. Hatta buna muktedir olması dahi imkânsızdır, çünkü imkânsız olan bir şeye kadir olmanın da imkânı yoktur.

Böyle bir iddia ise tutarsızdır, çünkü bu alemin sonradan oluşunun mümkün olmadığına delildir. Halbuki o hâdistir, hâdis ise önceden muhdes değilken, sonradan meydana gelirse bunun mümkün olması kaçınılmazdır. O halde mümkün oluşun sınırlı bir vakti yoktur. İmkanın var olamayacağı bir vakit düşünülemez. Bir fiilin mümkün olmasının caiz olmasının ve bunun sağlıklı olarak kabul edilebilmesinin belli bir başlangıcı söz konusu değildir. O halde (Yüce Allah için) fiilin her zaman için mümkün, caiz ve sahih olması gerekmektedir. Buna bağlı olarak yüce Rabbin buna kadir olması da gerekir. O halde başlangıcı söz konusu olmamak üzere hâdis olayların var olabileceği de kabul edilmelidir.

Hiç şüphesiz bütün inanç sahiplerinin büyük çoğunluğu şöyle derler: Yüce Allah’ın dışındaki herbir varlık yaratılmıştır. Önceden yokken, sonradan var edilmiştir. İşte rasûllerin sözleri de budur, onlara tabi olan müslümanların, yahudilerin, hristiyanların ve başkalarının da kabul ettikleri budur.

Fıtraten bilinen gerçeklerden birisi de şudur: Mef’ulün (fiilin eserinin) fail’i ile birlikte olması ve her zaman onunla birlikteliği elbetteki imkânsız ve muhal bir şeydir. Gelecekte hâdis’lerin teselsülü Yüce Allah’ın kendisinden başka hiçbir şeyin bulunmaması vasfına engel teşkil etmediğine göre, geçmişte de hâdis’lerin teselsülünün mümkün görülmesi de Yüce Allah’ın kendisinden önce hiçbir şey bulunmayan ilk (el-Evvel) olmasına aykırı değildir. Çünkü Yüce Allah ezelden beri ve her zaman için dilediğini yapmak ve dilediği sözü söylemek vasfına sahiptir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "İşte böyle; Allah dilediğini yapar, buyurdu." (Al-i İmran, 3/40); "Fakat Allah dilediğini yapar." (el-Bakara, 2/253);   "Arş’ın sahibidir, Mecid’dir, ne dilerse yapandır." (el-Burûc, 85/15-16);   "Eğer yerde olan bütün ağaçlar kalem olsa ve deniz de ardından yedi deniz daha ona (mürekkep olup) katılsa yine de Allah’ın sözleri tükenmezdi." (Lokman, 31/27); "De ki: Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa, buna yardımcı olarak bir o kadar daha katsak Rabbimin sözleri tükenmeden o denizler tükenir." (el-Kehf, 18/109)
"O "el-Halik" adını mahlukatı yarattığından itibaren kazanmadığı gibi, "el-Bâri’" ismini bütün yaratıkları meydana getirmekle de kazanmış değildir."

Hocamızın (Tahâvî) ifadelerinin zahirinden anlaşıldığına göre o, geçmişte hâdis’lerin teselsülünü mümkün görmemektedir. Ancak ilerideki ifadeleri arasında gelecekte bunu imkânsız görmediğine delil olabilecek sözleri de vardır. O da şu sözleridir: "Cennet ve cehennem yaratılmıştır. Ebediyyen fena bulmazlar ve yok olmazlar." Cumhur’un görüşü budur. Bunun hem geçmişte, hem de gelecekte imkânsız olduğunu kabul edenlerin görüşlerinin tutarsız olduğundan şüphe yoktur. Nitekim el-Cehm ve ona tabi olanların görüşü budur. Bunlar cennet ve cehennemin -yüce Allah’ın izniyle- ileride gelecek olan deliller dolayısıyla yok olacağı görüşünü kabul etmiştir.

"O, kendisine Rab’lık edilecek hiçbir varlık yokken rubûbiyyetin manasına sahipti. Hiçbir mahluk yokken de halik olmak manasına sahipti."

Yani Yüce Allah kendisine Rab’lık edilecek hiçbir varlık yokken de "Rab" sıfatı vardı. Hiçbir yaratık var olmadan önce de "hâlık" sıfatına sahipti.

Şarih ilim adamlarından kimisi şöyle demiştir: "Burada rububiyetin manası ve hâlık oluşun manası" ifadesini kullanmış "hâlıkıyet"i kullanmamıştır. Çünkü halık bir şeyi sadece yokken varlık âlemine çıkartandır. Rab’bın ise pek çok manaları vardır. Bunlar ise mülk, hıfz, tedbir ve bir şeyi tedrici olarak kemal derecesine ulaştırmak demek olan terbiye manalarıdır. Şüphesiz ki O bütün bu hususiyetleri kapsayan bir lafız olan Rububiyet tabirini kullanmış bulunmaktadır."

Ancak bu ifadeler tartışılabilir. Çünkü "halk etmek" aynı zamanda takdir etmek manasına da kullanılır.

"O hayat verdikten sonra da ölüleri dirilten olduğu gibi onlara hayat vermeden önce de bu isme müstehaktır. Aynı şekilde bütün yaratıkları var etmeden önce de O hâlık ismine müstehaktı."

Yani Yüce Allah ölüleri diriltmeden önce de ölüleri diriltmek vasfına sahiptir. Aynı şekilde yaratıkları yaratmadan önce de hâlık vasfına sahiptir. O bu sözleriyle Mutezile’yi ve onların görüşlerini kabul edenleri ilzam etmektedir.

"Çünkü O, herşeye kâdir’dir, herşey O’na muhtaçtır. Herbir iş O’nun için pek kolaydır. O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. "Hiçbir şey O’na benzemez. O herşeyi işitendir, herşeyi görendir.” (eş-Şûrâ, 42/11)[/
size]



Konu Başlığı: Ynt: Sonradan Olma Olayların Mutlaka Başlangıcı Vardır
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Mayıs 2021, 04:16:19
Esselamü Aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
Rabb'im bizleri hak yolundan ayırmasın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Sonradan Olma Olayların Mutlaka Başlangıcı Vardır
Gönderen: Ceren üzerinde 02 Mayıs 2021, 15:18:40
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun paylaşım dan kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Sonradan Olma Olayların Mutlaka Başlangıcı Vardır
Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Mayıs 2021, 17:31:23
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun