๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Ocak 2012, 19:41:33



Konu Başlığı: Şerî Kaza İle Kevnî Kaza
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Ocak 2012, 19:41:33
Şer’î Kaza İle Kevnî Kaza


"Herşey Allah’ın meşîeti, ilmi, kaza ve kaderi ile cereyan eder" sözleri ile Allah’ın kaza’sından şer’î olanı değil, kevnî kazayı kastetmektedir. Çünkü kaza hem kevnî, hem şer’î olabilir. İrade, emir, izin, Kitab, hüküm, haram kılmak, kelimeler ve buna benzer tabirler de böyledir.

Kevnî kaza Yüce Allah’ın: "Böylece onları yedi gök olmak üzere iki günde yarattı.(Kadâhunne)" (Fussilet, 41/12) buyruğunda dile getirilmektedir.

Dini ve şer’î kaza (hüküm) Yüce Allah’ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Rabbin şunları hükmetti (Kadâ): Kendisinden başkasına ibadet etmeyin." (el-İsra, 17/23)

Kevnî ve dini iradeye gelince, buna dair açıklamalar daha önceden Tahâvî’nin: "Ve ancak O’nun dilediği olur" sözleri açıklanırken geçmişti.

Kevnî emir Yüce Allah’ın şu buyruğunda söz konusu edilmektedir: "O bir şeyi diledi mi, ona emri sadece ol, demesidir. O da oluverir." (Yasin, 36/82)

Şer’î emir, şu buyruklarda dile getirilmektedir: "Muhakkak Allah adaletle, iyilikle... emreder." (en-Nahl, 16/90); "Şüphesiz Allah size emanetleri ehline vermenizi emreder." (en-Nisa, 4/58)

Yüce Allah’ın şu buyruğu ile kevnî izine değinilmektedir: "Allah’ın izni olmadıkça, onunla hiçbir kimseye zarar verebilecek değillerdi." (el-Bakara, 2/102)

Yüce Allah’ın: "Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz, yahut onu kökleri üzere dikili bırakmanız hep Allah’ın izni ile olmuştur." (el-Haşr, 59/5) buyruğunda da şer’î izin dile getirilmektedir.

Kevnî kitab’a (yazısına) gelince, bu da Yüce Allah’ın şu buyruklarında ifadesini bulur: "Uzun ömürlünün ömrünün uzatılması da, ömrünün eksiltilmesi de ancak bir kitabtadır. Şüphesiz ki bu Allah’a göre pek kolaydır." (Fatır, 35/11); "Andolsun ki Biz Tevrat’tan sonra Zebur’da: ‘Arza Benim salih kullarım mirasçı olur’ diye yazdık." (el-Enbiya, 21-105)

Şer’î, dini kitab’a (yazmaya) gelince, bu da Yüce Allah’ın şu buyruklarında ifade edilmektedir: "Biz onda (Tevrat’ta) onlara şunu (farz olarak) yazdık: Can’a can..." (el-Maide, 5/45); "Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere (farz olarak) yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazıldı." (el-Bakara, 2/183)

Kevnî hüküm de Yüce Allah’ın Yakub -Aleyhisselam-ın oğlunun söylediğini naklettiği şu ifadelerde dile getirilmektedir: "Artık ya babam izin verinceye, yahut benim için Allah hükmedinceye kadar katiyyen bu yerden ayrılmam. O hükmedicilerin en hayırlısıdır." (Yusuf, 12/80); "Dedi ki: ‘Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz Rahman’dır, sizin niteleyegeldiklerinize karşı yardımı istenen O’dur." (el-Enbiya, 21/112)

Şer’î hükümden de Yüce Allah’ın şu buyruklarında söz edilmektedir: "İhramda iken avlanmayı helal saymamak şartı ile ve size okunacak olanlar hariç olmak üzere, size dört ayaklı davarlar helal kılındı. Şüphesiz Allah dilediği hükmü koyar." (el-Maide, 5/1); "Bunlar Allah’ın hükümleridir, aranızda O hükmeder." (el-Mumtehine, 60/10)

Kevnî haram kılmak da Yüce Allah’ın şu buyruklarında söz konusu edilmiştir: "Buyurdu ki: ‘Artık orası onlara kırk yıl haram edildi. Onlar o yerde (Tîh’de) şaşkın şaşkın dolaşacaklardır.’" (el-Maide, 5/26); "Helak ettiğimiz bir ülke halkının (mahşere) dönmemeleri haramdır (imkansızdır.)" (el-Enbiya, 21/95)

Şer’î tahrim’de Yüce Allah’ın: "Leş, kan... size haram kılındı." (el-Maide, 5/3); "Size anneleriniz... haram kılındı," (en-Nisa, 4/23) buyruklarında dile getirilmiştir.

Kevnî kelimeleri de Yüce Allah’ın şu buyruğunda söz konusu edilmektedir: "Rabbinin İsrailoğullarına olan o pek güzel kelimesi sabretmelerinden ötürü bütünüyle yerini buldu." (el-A’raf, 7/137) Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-in: "İyi ya da kötü hiçbir kimsenin kendilerini aşıp ileri geçemediği o tam ve eksiksiz olan Allah’ın kelimeleri ile (Allah’a) sığınırım"[170] hadisinde de bu kevnî kelimeler kastedilmektedir.

Şer’î, dini kelimeler de Yüce Allah’ın: "Hani Rabbi İbrahim’i bir takım kelimelerle imtihan etmişti. O da bunları eksiksiz yerine getirmişti" (el-Bakara, 2/124) buyruğunda dile getirilmektedir.


[170] el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, X, 127.