๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 13 Ocak 2012, 20:40:17



Konu Başlığı: Nebî ile Rasûl Arasındaki Fark
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 13 Ocak 2012, 20:40:17
Nebî ile Rasûl Arasındaki Fark


İlim adamları nebî ile rasûl arasında bir takım farkların varlığından söz etmişlerdir. Bu husustaki açıklamaların en güzeli şudur: Yüce Allah sema’dan kendisine haber verdiği kimseye, eğer başkasına tebliğ’de bulunmasını emretmişse o kişi hem nebî, hem rasûl’dür. Şâyet ona başkasına tebliğ etmesini emretmemiş ise o kimse nebî’dir, rasûl değildir. Buna göre rasûl, nebî’den daha özeldir. Her bir rasûl, bir nebî’dir. Fakat her bir nebî, rasûl değildir. Ancak risalet mahiyeti itibariyle daha genel kapsamlıdır. Nübüvvet, risaletin bir parçasıdır. Zira risalet, nübüvveti de diğer hususları da kapsamına alır. Ancak rasûl’lerin kapsamına nebî’ler ve diğerleri girmez. Hatta durum tam aksinedir. Buna göre risalet özü ve mahiyeti itibariyle daha geneldir, ona mazhar olan kimseler açısından ise daha özeldir.

Rasûller göndermek Yüce Allah’ın insanlara en büyük nimetlerindendir. Özellikle Muhammed -Sallallahu aleyhi vesellem-i göndermesi. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Allah mü’minlere içlerinde kendilerinden âyetlerini okuyan, onları tertemiz eden, onlara Kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmran, 3/164);   "Biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik." (el-Enbiya, 21/107)"O, peygamberlerin sonuncusudur."

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Fakat o Allah’ın rasûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (el-Ahzab, 33/40) Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- de şöyle buyurmaktadır: "Benim ve diğer peygamberlerin misali güzel bir şekilde inşa edilmiş ve sadece bir tek kerpiç yeri boş bırakılmış bir köşke benzer. Onu seyredenler o köşkü dolaşır, güzel yapılmış olmasına hayret ederler. Ancak o kerpiç’in boş bırakılan yeri dışında hiçbir tarafını da ayıplamazlar. İşte o boş kerpiç’in yerini dolduran ben oldum. Benimle bu bina sonuçlanıp, tamamlandı ve benimle bütün rasûller mühürlendi." Bu hadisi Buharî ve Müslim rivayet etmiştir.[45]

Yine şöyle buyurmuştur: "Benim isimlerim vardır. Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, ben Mahî (mahvedici)yim Allah benimle küfrü mahveder. Ben Haşir’im, insanlar benim ayaklarımın izi üzere haşredilirler. Ben Âkib’im, Âkib ise kendisinden sonra peygamber gelmeyendir."[46]

Müslim’in Sahih’inde de Sevbân’dan şu rivayet kaydedilmektedir: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki: "Gerçek şu ki; benim ümmetimden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her birisi bir peygamber olduğunu iddia edecektir. Ben ise peygamberlerin sonuncusuyum, benden sonra peygamber yoktur."[47]

Müslim’deki bir rivayete göre de Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: "Altı hususiyet ile sair peygamberlere üstün kılındım. Bana Cevâmiu’l-Kelim (özlü sözler) verildi. (Düşmanımın kalbine) salınan korku ile bana yardım olundu, ganimetler bana helal kılındı. Yeryüzü benim için hem (teyemmüm ile) temizlenme aracı, hem de mescit kılındı ve ben bütün insanlara peygamber olarak gönderildim ve bütün peygamberlerin sonuncusu da benim."[48]

"Müttakîlerin önderidir."

Önder (imam) kendisine uyulan kimse demektir. Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- ancak kendisine uyulsun diye gönderilmiştir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin." (Âl-i İmran, 3/31) Şüphesiz ki ona tabi olan ve ona uyan herkes, takvâ sahibi kimselerdendir.

"Rasûllerin efendisidir."

Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde Âdem oğullarının efendisi benim. Kabri, üzerinden yarılacak ilk kişi benim. İlk şefaatçi ve şefaatı kabul olunacak ilk kişi de ben olacağım."[49] Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. Şefaat hadisinin baş taraflarında da: "Ben kıyamet gününde insanların efendisiyim"[50] diye buyurmaktadır.

Müslim ve Tirmizîde Vâsile b. el-Eska -Radıyallahu anh-ın şöyle dediğini rivayet ederler: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki: Şüphesiz ki Allah, İsmailoğulları arasından Kinane (oğullarını) seçti. Kinane arasından da Kureyş’i seçti. Kureyş’ten, Haşimoğullarını seçti. Haşimoğullarından da beni seçti."[51]


[45] Buhârî 3535; Müslim 2286.

[46] Buhârî 3532, 4896; Müslim 2354.

[47] Müslim 2889 (yakin ifadelerle); Ebû Davûd 4252; Müsned, V, 278.

[48] Müslim 523.

[49] Müslim 2278; Ebû Dâvûd 4673; Müsned, II, 540.

[50] Buhârî 3340, 4712; Müslim 194; Tirmizî 2436.

[51] Müslim 2276.



Konu Başlığı: Ynt: Nebî ile Rasûl Arasındaki Fark
Gönderen: Ceren üzerinde 04 Temmuz 2018, 15:42:15
Esselamu aleykum. Peygamber efendimizin yolunda allahın emirlerine tabi kalarak yasayan kullardan olalim inşallah. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim.


Konu Başlığı: Ynt: Nebî ile Rasûl Arasındaki Fark
Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Temmuz 2018, 02:55:34
Aleyküm Selam.  Rabbim bizleri Peygamber Efendimizin yolundan hiç ayırmasın inşaAllah. Amin Ecmâin


Konu Başlığı: Ynt: Nebî ile Rasûl Arasındaki Fark
Gönderen: Mehmed. üzerinde 18 Mart 2021, 14:23:27
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun