๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Ocak 2012, 19:59:05



Konu Başlığı: Mizan ve Hakikati
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Ocak 2012, 19:59:05
Mizan ve Hakikati


"Ve Mizan’a" ifadesi Mizan’a da iman ederiz, demektir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Kıyamet gününe has adalet terazilerini koyarız. Kimseye en ufak bir zulüm yapılmaz. Bir hardal tanesi ağırlığınca olsa bile Biz onu getiririz. Hesaba çekenler olarak Biz yeteriz." (el-Enbiya, 21/47); "Kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar felah bulanların ta kendileridir. Kimlerin de tartıları hafif gelirse işte onlar kendilerine zarar verenlerdir. Cehennemde ebedi kalıcıdırlar." (el-Mu’minun, 23/102-103)

Kurtubî der ki: İlim adamları derler ki: Hesab bittikten sonra arkasından amellerin tartılmasına sıra gelir. Çünkü tartı karşılık vermek içindir. Dolayısıyla hesaba çekmekten sonra olması gerekir. Hesaba çekiş ise amellerin tesbiti içindir. Tartı da ona göre karşılık vermek maksadıyla amellerin miktarını ortaya çıkarmak için yapılır. Yüce Allah’ın: "Kıyamet gününe has adalet terazilerini koyarız" buyruğuna göre amellerin tartıldığı bir çok Mizan’ın olması ihtimal dahilinde olduğu gibi, tartılan şeylerin kastedilmiş olma ihtimali de vardır. Çoğul olması ise tartılan âmellerin çeşitli olmaları göz önünde bulundurularak kullanılmıştır. Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.

Sünnet’in delalet ettiği husus ise şudur: Amellerin kendisinde tartılacağı Mizan’ın hissedilir ve gözle görülür iki tane kefesi bulunacaktır. İmam Ahmed’in kaydettiği rivayete göre Ebu Abdu’r-Rahman el-Hubullî şöyle demiştir: Ben Abdullah b. Amr’ı -Radıyallahu anh- şöyle derken dinledim: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki: "Muhakkak Yüce Allah benim ümmetimden Kıyamet gününde herkesin gözü önünde bir kişiyi çıkartacaktır. Onun aleyhine tam doksandokuz tane sicil yayacaktır. Her bir sicil’in uzunluğu göz alabildiği kadar olacaktır. Sonra da ona bunlardan herhangi birşeyi inkâr ediyor musun? Benim koruyucu yazıcılarım sana zulmettiler mi? diyecek, o: Hayır, Rabbim diyecektir. Yüce Allah: Herhangi bir mazeretin yahut bir iyiliğin var mı? diye soracak, adam şaşırıp kalacak ve: Hayır, Rabbim diyecektir. Yüce Allah şöyle buyuracak: Bilakis senin Bizim nezdimizde yapmış olduğun bir iyiliğin var. Bugün senin aleyhine sana zulmedilmeyecektir. Bunun üzerine ona üzerinde, "eşhedu enla ilahe illallah ve enne Muhammeder Rasûlullah," yazılı bir parça çıkartılır. (Yüce Allah): Onu huzura getirin, diye buyurur. O kişi: Rabbim, diyecek bu parçanın bu siciller karşısındaki ağırlığı ne olacak ki? Yüce Allah: Şüphesiz ki sana zulm olunmaz, diye buyuracak. Bunun üzerine o siciller bir kefeye konulur. O parça da bir kefeye konulur. (Tartı sonucu) siciller havaya doğru kalkar ve o parça ağır basar. Rahman ve rahim olan Allah’ın adı karşısında hiçbir şey ağır basmaz."[142]

Bu hadisi Tirmizî, İbn Mace ve İbn Ebi’d-Dünya böylece el-Leys yoluyla rivayet etmişlerdir. Tirmizî şunu da ekler. Allah’ın ismi ile birlikte hiçbir şey ağır basmaz." Bir başka rivayetinde de şöyle denilmektedir: "Kıyamet gününde mizanlar konulur. Adam getirilir ve bir kefeye konulur..."[143]

Bu hadisin ifadelerinde çok önemli bir husus dile getirilmektedir. O da amelde bulunan kimsenin ameli ile birlikte tartılacağıdır. Buna Buharî’nin kaydettiği şu rivayet te tanıklık etmektedir: Ebu Hureyre -Radıyallahu anh-dan, Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde oldukça iri yarı, şişman adam getirilicek, fakat Allah nezdinde bir sivrisinek kanadı kadar bir ağırlığı olmayacaktır. (Devamla) buyurdu ki: Dilerseniz Yüce Allah’ın: "Biz kıyamet günü onlar için ölçü tutmayacağız." (el-Kehf, 18/105) buyruğunu okuyunuz."[144]

İmam Ahmed de İbn Mes’ud’dan şu rivayeti kaydetmektedir: "İbn Mes’ud bir seferinde Erak ağacından bir misvak koparıyordu. Bacakları oldukça ince idi, rüzgar onun dengesini bozar gibi oldu. Onu görenler buna güldüler. Bunun üzerine Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-: "Ne diye gülüyorsunuz?" diye sordu. Ey Allah’ın Rasûlü, bacaklarının inceliğine, dediler. Şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki onlar Mizan’da Uhud’dan daha ağır basacaklardır."[145]

Bizzat amellerin tartılacağına dair hadisler de varid olmuştur. Müslim’in, Sahih’inde yer alan Ebu Malik el-Eşarî’den gelen şu hadiste olduğu gibi: O dedi ki: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurdu: "Abdest almak imanın yarısıdır, elhamdulillah da mizan’ı doldurur."[146]

Yine Buharî ve Müslim’de yer alan ve aynı zamanda Buharî’nin kitabının son hadisini teşkil eden şu buyruk da böyledir: "İki söz vardır ki bunlar dile hafif gelir. Rahman tarafından sevilirler, terazide de ağır basarlar: Subhanallahi ve bihamdihi subhanallahil aziym."[147]

Bu durumda, şöyle diyen inatçı bir inkarcının sözüne iltifat edilmez: Ameller araz’dırlar, tartılmaları kabil değildir. Tartılmaları mümkün olan şeyler cisimlerdir. Şüphesiz ki Yüce Allah önceden de geçtiği üzere araz’ı cisimlere dönüştürecektir. Nitekim İmam Ahmed’in kaydettiğine göre Ebu Hureyre -Radıyallahu anh-, Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Kıyamet gününde ölüm beyaz bir koç suretinde getirilir. Cennet ile cehennem arasında durdurulur ve: Ey cennet ehli, diye seslenilir. Onlar da boyunlarını uzatarak bakarlar. Ey cehennemlikler, diye de seslenilir, onlar da boyunlarını uzatıp bakarlar. Artık kurtuluşun gelmiş olduğunu zannederler. O koç (suretindeki ölüm) boğazlanır ve artık ebedi kalacaksınız, ölüm diye bir şey olmayacaktır denilir."[148] Bu hadisi, bu manada Buharî de rivayet etmiştir.[149]

Böylelikle hem amellerin, hem amelde bulunanların, hem de amel sahifelerinin tartılacağı sabit olduğu gibi, terazinin iki kefesinin olduğu da sabit olmaktadır. Artık bunun ötesinde ne gibi keyfiyetlerin olduğunu en iyi bilen Allah’tır.

Bize düşen o doğru sözlü peygamberin (salat ve selam ona) bize haber verdiği şekilde, eksiksiz ve fazlalıksız olarak gayba iman etmektir.

Bu konuda hikmeti kavrayamadığı için şarî’ın haber verdiği şekilde Kıyamet gününe mahsus, adalet terazilerinin konulacağını kabul etmeyen ve; teraziye bakkal ile manav’dan başka kimsenin ihtiyacı olmaz, sözleri ile nasslara dil uzatan kimselerin hüsranı ne kadar da büyüktür. Yüce Allah’ın Kıyamet gününde onlara hiçbir ağırlık vermemesi bu gibi kimselere ne kadar da layıktır. Eğer amellerin tartılmasında Yüce Allah’ın bütün kulları tarafından adaletinin görülmesi dışında hiçbir hikmet olmasaydı, bu dahi yeterdi. Çünkü yaptığı işinin mazeret ve gerekçesinin olmasını Allah kadar hiç kimse sevmez.

Bundan dolayıdır ki O, rasûlleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olmak üzere göndermiştir. Hele bunların ötesinde bizim muttalî olamadığımız pek çok hikmetler de varsa... Yüce Allah’ın sözlerine karşılık meleklerin verdiği belirtilen cevab üzerinde de düşünelim: "Hani Rabbin meleklere: ‘Muhakkak Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ demişti. Melekler: ‘Biz seni hamdinle tesbih ve takdis edip dururken, orada bozgunculuk yapacak, kanlar dökecek bir kimse mi yaratacaksın’ demişlerdi. ‘Sizin bilmediğinizi herhalde Ben bilirim’ demişti." (el-Bakara, 2/30); "Size bilgiden ancak pek az birşey verilmiştir." (el-İsra, 17/85)

"Cennet ve cehennem yaratılmışlardır. Ebediyyen sonları gelmez ve yokolmazlar. Şüphesiz yüce Allah cennet ve cehennem’i diğer mahlukattan önce yaratmıştır. Her ikisine de girecekleri yaratmıştır. Onlardan dilediği kimseleri kendisinin bir lütfu olarak cennete, yine onlardan dilediği kimseleri adaletinin bir tecellisi olarak cehennemedir. Herkes de kendisi hakkında hüküm verilip bitirilmiş sonuç için amel eder ve ne için yaratılmış ise sonunda oraya varacaktır. Hayır ve şer de kullar hakkında takdir edilmiştir."


[142] Tirmizî 2639; İbn Mâce 4300; Müsned, II, 213.

[143] Tirmizî 2639; Müsned, II, 221-222.

[144] Buhârî 4729; Müslim 2785.

[145] Müsned, I, 420, 421; Taberânî 8452.

[146] Müslim 223; Tirmizî 3512; Müsned, V, 342.

[147] Buhârî 6406, 6687, 7563; Müslim 2694.

[148] Müsned, II, 423.

[149] Buhârî 4730; Müslim 2849.



Konu Başlığı: Ynt: Mizan ve Hakikati
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Temmuz 2018, 03:06:08
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri bu dunyasini ahiretini kazanmak icin kur anın rehberliginde peygamber efendimizin sünnetin de geçiren ve kurtuluşa rahmete erisip cennet ehli olan kullardan eylesin inşallah.Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ...


Konu Başlığı: Ynt: Mizan ve Hakikati
Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Temmuz 2018, 11:39:44
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri dünya ve ahirette hayır üzere eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Mizan ve Hakikati
Gönderen: Sevgi. üzerinde 04 Temmuz 2018, 01:19:49
Aleyküm selam mizan ahirette kurulan terazidir orda kimseye zulmedilmez haksızlık edilmez kim ne yaptıysa karşılığı verilir inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Mizan ve Hakikati
Gönderen: Ceren üzerinde 05 Mayıs 2021, 18:46:06
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...