> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tahavi Şerhi > Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler  (Okunma Sayısı 1251 defa)
07 Ocak 2012, 19:45:19
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 07 Ocak 2012, 19:45:19 »



Kulların Fiilleri İle İlgili Cebriye ve Mutezile’nin Görüşleri ve Delilleri


Cebriye’nin gösterdikleri delillerden birisi şudur: "Attığın zaman da sen atmadın, ama ancak Allah attı." (el-Enfâl, 8/17) Burada Allah, Peygamberinin atmadığını belirtirken, atanın kendisi olduğunu açıklamaktadır. İşte bu, kulun herhangi bir fiilinin olmadığının delilidir, derler ki: Ceza (amellerin karşılıkları) ise amellere tertib edilen (ameller dolayısıyla verilen) birşey değildir. Buna delil de Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-in şu buyruğudur: "Hiçbir kimse cennete kendi ameliyle giremez." Ashab: Sen de mi ey Allah’ın Rasûlü? deyince, şöyle buyurdu: "Ben dahi; Allah’ın kendi lutfuyla ve ihsanıyla bir rahmete beni daldırması hali müstesnâ."[168]

Kaderiye’nin gösterdikleri delillerden birisi de Yüce Allah’ın şu buyruğudur: "Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şanı ne yücedir!" (el-Mu’minûn, 23/14) Kaderiye der ki: Cezanın (amellerin karşılığının) amellere karşılık olması, bedelin karşılığı kabilindendir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Onların yaptıklarına bir ceza (karşılık) olmak üzere" (Fussilet, 41/17, el-Ahkaf, 46/14, el-Vakıa, 56/24); "İşte bu cennet, yapageldiğiniz ameller sebebi ile size miras verilmiştir." (ez-Zuhruf, 43/72) ve buna benzer buyruklar.

Cebriye’nin delil olarak gösterdiği Yüce Allah’ın: "Attığın zaman da sen atmadın ama ancak Allah attı" (el-Enfal, 8/17) buyruğu aslında onların aleyhine bir delildir. Çünkü Yüce Allah: "Attığın zaman" buyruğu ile rasûlünün de bir atışının varlığını dile getirmektedir. Böylelikle tesbit edilen ile nefyedilenin aynı şey olmadığı, ayrı şeyler olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu da şudur: Atmanın bir başlangıcı ve bir de bitişi vardır. Atmanın başlangıcı elden çıkarmak ve fırlatmaktır, bitişi ise isabet etmesidir. Bunların her ikisine de atma tabiri kullanılır. O takdirde mana -doğrusunu en iyi bilen Yüce Allah’tır ya- sen elinden fırlattığın zaman, isabet ettiren sen olmadın, isabet ettiren Allah oldu, demektir. Yoksa onların bu açıklamalarını kabul edecek olursak, şöyle demek gerekir: Namaz kıldığın zaman sen kılmadın ama Allah namaz kıldı. Oruç tuttuğun zaman sen oruç tutmadın, zina ettiğin zaman sen zina etmedin, hırsızlık yaptığın zaman sen hırsızlık etmedin... bu sözlerin tutarsızlıkları ise açıkça ortadadır.

Cezanın amellere bağlı olmasına gelince; Cebriye’de, Kaderiye’de bu hususta sapıtmıştır. Allah ehl-i sünnet’i ise doğruya iletmiştir, hamd ve minnet duygularımız yalnız O’nadır. Gerçek şu ki nefy halinde "be" harfinin kullanılması, olumlu halde "be" harfinin kullanılması gibi değildir. Hz. Peygamber’in: "Hiçbir kimse cennete ameli ile giremeyecektir" derken nefy’de kullandığı "be" harfi ivaz be’si diye bilinir. O da amelin bir kimsenin cennete girmesi için bir bedel olması anlamını verir.

Nitekim Mutezilede bu kanaattedir. Onlara göre amelde bulunan bir kimse ameli dolayısıyla cennete girmeye hak kazanır ve bu onun Rabbi üzerindeki bir hakkıdır. Oysa bu Allah’ın rahmet ve lutfu iledir.

Yüce Allah’ın: "Yaptıklarına bir karşılık olmak üzere" (Fussilet, 41/17) buyruğunda ve benzerlerindeki "be" harfi ise sebeblilik bildirir ve bu da amelleriniz sebebiyle anlamındadır. Sebebleri de, sonuçları da yaratan ise Yüce Allah’tır. Böylelikle hepsi katıksız olarak lütuf ve rahmetine raci olmaktadır.

Mutezile’nin Yüce Allah’ın: "Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şanı ne yücedir!" (el-Mu’minun, 23/14) buyruğuna gelince, âyet suret verip takdir edenlerin en güzeli demektir. "Yaratmak" fiili zikredilmekle birlikte "takdir" anlamı kastedildiği de olur. İşte burada da kastedilen odur. Buna Yüce Allah’ın: "Allah herşeyi yaratandır." (er-Râd, 13/16, ez-Zumer, 49/62) buyruğu buna delildir. Yani Allah mahluk olan herşeyin hâlik’idir, yaratıcısıdır. Böylelikle kulların fiilleri de "herşey"in kapsamına girmektedir.

Onların Yüce Allah’ın kelâmını bu "herşey" lafzının genel kapsamına sokmaları şeklindeki görüşleri ne kadar da tutarsızdır! Halbuki kelâm Allah’ın sıfatlarından bir sıfat’tır. O’nun mahluk olması imkansız bir şeydir. Diğer taraftan onlar "herşey" lafzının genel çerçevesinin dışına yaratılmış bulunan fiillerini çıkartmışlardır. Peki "herşey" lafzının genel kapsamına mahluk olandan başka bir şey girer mi? O’nun mukaddes zatı ve sıfatları ise bu lafzın ulvî kapsamına girmez. Diğer taraftan sair bütün mahlukat bu lafzın genel kapsamı içerisindedir.

Yüce Allah’ın: "Allah sizi ve yaptığınız amelleri de yaratandır." (es-Saffat, 37/96) buyruğu da böyledir. Bizler buradaki "mâ" mastar manası içindir, diyemeyiz. Çünkü O, sizi ve sizin amellerinizi yaratmıştır demektir. Zira ifadelerin akışı "mâ"nın mastar anlamını vermesine engeldir. Çünkü İbrahim -Aleyhisselam- kavminin yontma eylemini değil, yontulmuş varlıklara ibadetleri reddetmiştir. Ayet-i kerîmede yontulan nesnelerin Yüce Allah tarafından yaratılmış olduklarına delildir. Halbuki bu yontulan şeyler ancak onların fiilleriyle yontulmuştur. Buna göre onların fiillerinin bir etkisi ve sonucu olan bir iş, Yüce Allah’ın da mahluk’u olmaktadır. Eğer yontma işi Yüce Allah’ın mahluk’u olmamış olsaydı, yontulan şey de O’nun mahluku olmazdı. O’nun mahluku sadece tahta yahut ta taş olurdu, başka bir şey olmazdı.

Mutezile’ye mensub müteahhirlerin imamı Ebu’l-Hüseyin el-Basrî’nin naklettiğine göre, kulun kendi fiilini ihdas edeceğinin bilinmesi zaruridir (kesindir.) er-Razî’nin zikrettiğine göre de mümkün, muhdes (sonradan yaratılan) bir fiilin, tercih edici bir sebebe muhtaç olması, o fiilin var olması halinde gereklidir; olmaması halinde gerekli olmaması ise zaruri (zorunlu) bir şeydir.

Her ikisinin de sözünü ettiği bilginin zaruriliği doğrudur. Fakat herbirisinin kalkıp; bu zaruri bilgi diğerinin iddia ettiği zorunluluğu çürütür, iddiasında bulunmasını kabul edemeyiz. Aksine her ikisi de zaruri bilgi ile ilgili iddialarında doğru söylemektedir. Ancak yanlışlıkları diğerinin iddiasındaki hakkı inkâr etmekte ortaya çıkmaktadır.

Çünkü kulun kendi fiilini ihdas edici olması ile bu ihdas’ın varlığının Yüce Allah’ın meşîeti ile vacib oluşu arasında bir aykırılık yoktur. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Herbir nefse ve onu düzenleyene, sonra da ona hem kötülüğü hem de takva’yı ilham edene yemin olsun..." (eş-Şems, 91/7-8)

Yüce Allah’ın: " Sonra da ona hem kötülüğü hem de takva’yı ilham edene" buyruğunda "ona ilham edene" ifadesinde kader isbatlanmakta, aynı şekilde kötülüğü ve takvayı nefsine izafe etmekle, kulun fiilini de isbat etmektedir. Böylelikle günahkâr ya da takvâ sahibinin o nefis olduğu bilinsin diye. Bundan sonra Yüce Allah’ın: "Onu temizleyen muhakkak felah bulmuştur, onu örten kimse de muhakkak ziyana uğramıştır." (eş-Şems, 91/9-10) diye buyurması, aynı şekilde kulun fiilini isbat etmektedir. Bunun benzerleri de pek çoktur.

Velhasıl kulun fiili gerçek anlamıyla kul’a aittir, ancak Yüce Allah’ın da yaratığıdır, Allah’ın yaptığıdır. Bu, bizatihi Allah’ın fiilinin kendisi değildir. Çünkü etmek ile edilgen aynı şeyler değildir, yaratmak ile yaratık aynı şeyler değildir. İşte Tahâvî -Allah ona rahmet etsin-: "Kulların fiilleri Allah’ın yaratığı, kullar için de bir kesb’dir" derken bu hususa işaret etmekte ve kulların fiil ve kesbinin olduğunu tesbit ederken, yaratmayı Yüce Allah’a izafe etmektedir. Kesb de, fayda ya da zarar olarak yapanına kendisinden bir şeyler avdet eden fiilin adıdır. Yüce Allah’ın: "Herkesin kazandığı kendisine, yaptığı da onun aleyhinedir" (el-Bakara, 2/286) buyruğu gibi.

"Yüce Allah onları ancak takat getirebilecekleri şeylerle mükellef tutmuştur. Onlar da ancak kendilerini mükellef tuttuğu şeylere takat getirebilirler. İşte bu da "lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah" sözünün açıklamasıdır. Biz (bu sözle): Hiçbir kimse Allah’ın yardımı ile olmadıkça Allah’a isyandan uzak kalmaya çare bulamaz, başka bir tarafa yönelemez ve herhangi bir harekette bulunamaz. Yüce Allah’ın tevfıki ile olmadıkça da hiçbir kimse Allah’a itaati yerine getirmeye, onun üzerinde sebat göstermeye güç bulamaz, demek istiyoruz.

Herşey Yüce Allah’ın meşîeti, ilmi, kaza ve kaderi ile cereyan eder. O’nun meşîeti bütün meşietlere galip gelir, O’nun kazası da bütün çareleri yenik düşürmüştür. O dilediğini yapar ve asla zulmetmez: "O işlediklerinden sorumlu tutulmaz. Halbuki onlara sorulur." (el-Enbiyâ, 21/23)"


[168] Buhârî 5673, 6363; Müslim 2816; İbn Mâce 4201; Müsned, II, 235, 256.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 03:23:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler rüya tabiri,Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler mekke canlı, Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler kabe canlı yayın, Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler Üç boyutlu kuran oku Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler kuran ı kerim, Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler peygamber kıssaları,Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşler ilitam ders soruları, Kulların Fiilleri İle İlgili Görüşlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes