๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 13 Ocak 2012, 21:33:17



Konu Başlığı: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 13 Ocak 2012, 21:33:17
İrade Etmek ve Sevmek


Ehl-i sünnet ise şöyle derler: Yüce Allah her ne kadar kaderin bir gereği olarak masiyetleri irade etmekte ise de, o masiyetleri ne sever, ne onlardan razı olur, ne de masiyet işlenmesi emrini verir. Bilakis O, masiyetlerden nefret eder, onlara gazap eder ve onlardan hoşlanmaz, onları yasaklar. Bütün selef’in görüşü budur. Onlar: Allah’ın dilediği olur, dilemediği olmaz, derler. Bundan dolayı fukahâ ittifakla şunu kabul etmişlerdir: Yemin eden bir kimse: Allah’a andolsun ki eğer Allah dilerse şu işi yapacağım, diyecek olsa ve o işi yapmayacak olursa yeminini bozmuş olmaz. İsterse bu vacip ya da müstehab olsun. Eğer Allah bunu severse diyecek olursa o takdirde (gereğini yerine getirmeyecek olursa) eğer bu iş vacip ya da müstehab ise yeminini bozmuş olur.

Ehl-i sünnet’in muhakkik’leri derler ki: Allah’ın Kitabında irade iki türlüdür. Birisi kaderî, kevnî ve halkî (yani yaratmaya dair) irade, diğeri ise dinî, emrî ve şer’î iradedir.

• Şer’î irade: Muhabbet ve rızayı da ihtiva eder.

Kevnî irade ise, bütün olayları kapsayan ilâhî meşîettir. Bu da yüce Allah’ın şu buyruğunu andırmaktadır: "Allah kimi doğru yola iletmeyi dilerse, göğsünü İslama açar, kimi de saptırmayı dilerse onun da göğsünü -gökyüzüne tırmanıyormuş gibi- daraltır, sıkıştırır." (el-En’âm, 6/125)  
Nuh -Aleyhisselam- hakkındaki şu buyruk ta buna benzer: "Eğer Allah sizi saptırmak isterse ben size öğüt vermek istesem bile, bu öğüdüm size fayda vermez." (Hud, 11/34);   "Fakat Allah dilediğini yapar." (el-Bakara, 2/253)   Dinî, şer’î ve emrî iradeye gelince; buna da yüce Allah’ın şu buyrukları örnektir: "Allah size kolaylık diler, güçlük istemez." (el-Bakara, 2/185) "Allah size açıkça bildirmek, sizi sizden öncekilerin sünnetlerine iletmek, tevbelerinizi kabul etmek ister. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Allah tevbelerinizi kabul etmek ister, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi isterler. Allah sizden (yükümlülükleri) hafifletmek ister. Zaten insan zayıf yaratılmıştır." (en-Nisâ, 4/26-28);   "Allah size güçlük çıkarmak istemez ama sizi iyice temizlemeyi, üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister." (el-Maide, 5/6);   "Ey ehl-i beyt, Allah sizden ancak kiri giderip tam anlamıyla sizi temizlemek ister." (el-Ahzab, 33/33)
İşte çirkin işler işleyen kimselere insanların: Allah’ın sevmediğini, o işe razı olmadığını ve emretmediğini anlatmak maksadı ile: Bu adam Allah’ın istemediği bir işi yapıyor, şeklindeki sözlerinde dile getirilen irade budur.

• Kevnî iradeye gelince bu da müslümanların: Allah’ın dilediği olur ve O’nun dilemediği olmaz, şeklindeki sözlerinde dile getirilen iradedir.

İrade sahibi kişinin bizzat bir işi yapmak istemesi ile başka birisinin bir işi yapmasını istemesi arasındaki fark gayet açıktır. İrade sahibi kişi bizzat bir işi yapmak isterse işte burada onun fiiline taalluk eden iradenin varlığından söz edilir. Başkasından bir işi yapmasını isteyecek olursa bu da bir başkasının o işi yapmasını istemesi demektir.

İnsanlar için her iki türüyle de irade aklen kabul edilebilir. Emir etmek ise birincisini değil de ikinci tür iradeyi gerektirir. İşte Yüce Allah kullarına bir emir verecek olursa onunla emir verdiği kimseye emrettiği hususu yerine getirmek üzere yardımcı olmayı murat edebileceği gibi, bir fiili yapmasını irâde etse dahi bu yardımı irade etmeyebilir de.

Yüce Allah’ın emri hususundaki görüş ayrılıklarını nihaî olarak ve açık bir şekilde çözecek surette yapılan tahkîk şöyle ifade edilebilir: O’nun emir vermiş olması iradesini gerektirici midir, değil midir? Yüce Allah, rasûlleri vasıtası ile insanlara kendilerine faydalı olacak şeyleri emretmiş, onlara zararlı olacak şeyleri de yasaklamıştır. Fakat onlardan kimilerinin fiillerini yaratmayı murat etmiş ve bundan dolayı da Yüce Allah bizzat o fiili yaratmayı dilemiştir. Kişiyi de o işin faili kılmıştır. Kimilerinin de fiillerini yaratmayı dilememiştir. Yüce Allah’ın kullarının fiillerini ve diğer mahlukatı yaratması ile, açıklamak suretiyle ve maksadıyla kullarına emir vermesi ayrı şeylerdir. Çünkü bu şekildeki emri kulun faydasına yahut zararına olan şeyleri açıklamaktan ibarettir.

Yüce Allah Firavun’a, Ebu Leheb’e ve diğerlerine iman etmelerini emretmekle onlara yerine getirmeleri halinde kendilerine faydalı olacak ve hallerini düzeltecek şeyleri açıklamış olmaktadır. Onlara emir vermiş olması, onlara yardımcı olmasını gerektirmez. Hatta onlar için böyle bir fiili yaratması, bu hususta onlara yardımcı olması yüce Allah’ın bizzat kendi fiili olması bakımından bunda bir çeşit mefsedet dahi olabilir.

Çünkü O ne yaratırsa bir hikmet ile yaratır. Emretmiş olduğu bir fiilin, emrolunan tarafından işlenmesi halinde kişinin faydasına olması, bizzat emir vererek o işi yapmasının yahut emrettiği şahsın o işi yapmasını takdir etmesinin de maslahat olmasını gerektirmez. O halde yaratma ciheti ile emretme ciheti arasında bir fark vardır. Nitekim kimi zaman bir kimse kendisinden başkasına nasihat etmek ve ona faydalı olacak şeyleri açıklamak maksadıyla bir takım emirler verir ve ona bir takım yasaklamalar getirebilir. O bu işte o kimseye yardım etmek istemese dahi böyle emir ve yasaklarda bulunabilir.

Çünkü benden başkasına verdiğim emirler ve nasihatler her nekadar benim maslahatıma ise de, o hususta benim ona yardımcı olmam, benim maslahatıma olmayabilir. Hatta benim maslahatım bunun zıttını irade etmek doğrultusunda da olabilir. İşte bir kimsenin iyiliğini istemek suretiyle başkasına emretmek ayrı bir şeydir, o işin bizzat kendisinin faydasına yapılması ayrı bir şeydir. Yaratıklar hakkında böyle bir ayırım mümkün olduğuna göre Yüce Allah hakkında da böyle bir ayırım mümkündür.

Maksat şudur: Hikmet sahibi bir mahlukun, bir başkasına bir emir vermiş olmakla birlikte ona bu hususta yardımcı olmaması mümkündür. Hikmeti sonsuz olduğu için mutlak yaratıcı hakkında bu, öncelikli olarak mümkündür. Bir kimseye bir emir verir ve emrettiği o hususta ona yardımcı olacak olursa, o emrolunan hususu yaratması, emri meydana getirmesi, o işi yaratmakla birlikte onu sevdiğini de ortaya koyar. Yaratmak itibariyle irade ettiği bir şey olduğu gibi, emretmek itibariyle de irade edip dilediği bir şeydir.

Emrolunan işi yapmak üzere yardımcı olmadığı kimseye gelince o takdirde bu emrolunan ile Yüce Allah’ın emri taalluk etmekle birlikte, yaratması taalluk etmez. Buna sebeb ise yaratmasının da ona taalluk etmesini gerektiren hikmetin bulunmayışı; bunun yerine zıttını yaratmasını gerektiren hikmetin söz konusu oluşudur. Birbirine zıt iki şeyden birisini yaratmak, diğer zıt şeyi yaratmaya aykırıdır.

Kulun, Rabbinin huzurundaki zilletini, duasını, tevbesini, günahlarının keffâreti olmasını, kalbinin incelmesini gerektiren ve ondan büyüklenmeyi, azameti, haddi aşmayı gideren hastalığı yaratmak fiili; elbetteki bütün bu maslahatları beraberinde gerçekleştiremeyen sağlığı yaratmanın zıttınadır. Bundan dolayı hastalık sebebiyle meydana gelen iyiliklerin, benzeri mazlum tarafından elde edilmesine sebeb teşkil eden zalimin zulmünun yaratılması da bunca maslahatı gerçekleştirmeyen adaletini yaratması ile çelişmektedir. Her ne kadar bizzat o zalimin maslahatı adaletli davranmasına bağlı ise de bu, böyledir.

Yüce Allah’ın yaratma ve emretmesindeki hikmetlerini geniş geniş açıklayabilmek, insan aklının bilmekten âciz olduğu bir husustur. Kaderiyye ise fasit bir yöntem izleyerek bunun sebeblerini açıklamaya çalıştılar ve bu hususta Yüce Allah’ı yaratıklarına benzettiler. O’nun takdirindeki hikmeti hiç göz önünde bulundurmadılar.

"Vehimler O’na erişemez. Kavrayışlar O’nu idrâk edemez."
 



Konu Başlığı: Ynt: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Ayşe 8 üzerinde 11 Ekim 2015, 20:05:36
Esselamu aleyküm ve rahmetullah; Allah razı olsun. Çok güzel bir paylaşım. Rabbim ilimizi arttırsın.


Konu Başlığı: Ynt: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Ceren üzerinde 11 Ekim 2015, 21:06:02
Aleykümselam.Allah rızası için seven ve idare eden ve idare etmeyi seven kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Pelinay üzerinde 10 Temmuz 2016, 09:46:52
Allah kimi doğru yola iletmeyi dilerse, göğsünü İslama açar, kimi de saptırmayı dilerse onun da göğsünü -gökyüzüne tırmanıyormuş gibi- daraltır, sıkıştırır." (el-En’âm, 6/125)

Allahım gonullerimize inşirahlar ver,gonlumuzu mutmain kil.amin
Allah razi olsun paylasim icin


Konu Başlığı: Ynt: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Rüveyha üzerinde 10 Temmuz 2016, 13:40:47
Amin amin amin ecmain İnşaAllah...Mevlam bizleri vesveselerden korurn,kamil iman mertebesine ulaştırsın İnşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Temmuz 2018, 04:56:53
Rabbim bizleri Razı olucağı kullardan olabilmemizi nasip etsin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: İrade Etmek ve Sevmek
Gönderen: Mehmed. üzerinde 05 Temmuz 2018, 14:04:33
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun