๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 12 Ocak 2012, 21:07:57



Konu Başlığı: İmam Gazzalî’nin Kelâm İlmi İle İlgili Görüşleri
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 12 Ocak 2012, 21:07:57
İmam Gazzalî’nin Cedel ve Kelâm İlmi İle İlgili Görüşleri

Ebu Hamid el-Gazzalî’nin -Yüce Allah’ın rahmeti üzerine olsun-

"İhyâu Ulumi’d-Din" adını verdiği eserinde şunları söylemektedir:

"Denilse ki: Cedel (diyalektik, tartışma) ile kelam ilimleri, nücum (yıldız) ilmi gibi yerilmiş midir, mübah mıdır, yoksa teşvik edilmiş midir? "Şunu bil ki bu hususta insanların değişik konularda aşırılıkları ve ileri gitmeleri söz konusudur. Kimisi o bir bid’attir ve haram’dır, kulun şirkin dışında her ne günahla olursa olsun Allah’ın huzuruna gitmesi, O’nun huzuruna kelam öğrenmiş olarak çıkmasından daha hayırlıdır, der. "Kimisi de o ya kifaye yoluyla farzdır, yahut ta farz-ı ayn’dır der, amellerin en faziletlisidir, Allah’a yakınlaştırıcı en üstün bir iştir, çünkü o tevhid ilmini tahkîk eder, Allah’ın dinine karşı onunla mücadele verilir. Şafiî, Malik, Ahmed b. Hanbel, Süfyan ve selef’ten bütün hadis imamları haram olduğu görüşünü kabul etmişlerdir" dedikten sonra bu imamlara ait çeşitli sözleri de nakleder ve sözlerini şöyle sürdürür:

"Hadis alimlerinden, selef bu görüş üzerinde ittifak etmişlerdir. Bu hususta işi sıkı tuttuklarına dair onlardan gelen rivayetler sayılamayacak kadar çoktur. Onlar şöyle derler: Hakikatleri en iyi bilenler ve başkalarına göre lafızların dizilişi noktasında en fasih olanlar kendileri olmalarına rağmen ashab’ın o hususta söz söylemeyişleri sadece ondan ortaya çıkacak kötülüklerden dolayıdır. Bundan dolayı da Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-: "Mütenattı’lar helak olmuşlardır" [97] diye buyurmuştur. Yani işi derinlemesine araştırmaya kalkışan ve gereksiz yere sonuna kadar tetkike koyulanlar helak olurlar, demektir. Yine bu görüşlerine şunu delil gösterirler: Eğer bu (kelam ilmi) dinden olsaydı, hiç şüphesiz Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-in emrettiği en önemli hususlardan birisi olurdu. Kelam ilminin yolunu öğretir ve onunla uğraşanlardan da övgüyle söz ederdi."

Daha sonra onların diğer delillerini de zikreder, arkasından öbür kesimin delillerini de belirtir ve sonra;

"Peki senin tercih ettiğin görüş nedir? Diye sorarsan" sorusunu ortaya atar ve buna etraflı olarak cevap vererek der ki: Kelam ilminde bir fayda da vardır, onun bir zararı da vardır. Kelam ilminden yararlanma halinde yararlı olması göz önünde bulundurularak helal yahut mendub ya da vacib olabilir. Bu da durumun gereğine göre değişir. Ondan zarar görülmesi ve zararlı olma hali söz konusu olursa, zararlı oluşunu göz önünde bulundurarak haram olur.

"Zararına gelince; şüpheleri ortaya çıkarması, akideleri karıştırması, onları kesin ve kat’î kanaatler olmaktan çıkarmasıdır. Bu ise başta hasıl olan bir iştir ve sonunda bu şüpheler, hakkında şüphe bulunan deliller ile geri dönerler. "Bu durumda kişiler arasında da farklılıklar vardır. İşte hakka itikad hususundaki zararı budur." Ayrıca bid’at’çilerin itikadını pekiştirmek, onların kalplerinde bulunan kanaatleri sağlamlaştırmak bakımından da bir zararı vardır. Çünkü böylelikle onların iddiaları da ortaya çıkar ve bu iddialar üzerinde ısrarları daha bir artar. Ancak kelam’ın zararı tartışma dolayısıyla ortaya çıkan taassub vasıtası ile olur.

"Faydasına gelince, bazen onun hakikatleri gerçek manası ile bilip, ortaya çıkarmak gibi bir faydası olduğu zannedilebilir ama ne yazık ki kelam bu yüce maksadı gerçekleştirmeye yeterli değildir. Hatta ondaki karıştırıcılık ve saptırma özelliği, gerçeği açığa çıkarıp tanıtma özelliğinden daha ileri derecededir..."

Devamla der ki: "Sen bu sözleri hadisle uğraşan yahut Haşeviyye’ye mensup bir kimseden işitmiş olsaydın, diyebilirdim ki: İnsanlar bilmediklerinin düşmanıdırlar ama sen bu sözleri kelam’dan gerçekten haberdar olan bir kimseden işitiyorsun. Sonra bunu gerçek şekliyle öğrendikten ve kelam’cıların ulaştığı derecenin en ileri noktasına varacak kadar bu ilimde derinleşip bu noktadan daha da ileri giderek kelam ilmine uygun diğer ilimlerde de derinleşen birisinin sözleridir bunlar. Bu sözlerin sahibi kesin olarak anladı ki; bu yolla hakikatleri öğrenmeye giden yol kapalıdır. Yemin olsun ki kelam ilmi her ne kadar bazı hususları açıklıyabiliyor ve bazı noktaları tanıtabiliyorsa da bu oldukça nadir görülen bir durumdur."[98]

Gazzali -Allah’ın rahmeti üzerine olsun-den naklettiğim bölümler burada sona ermektedir.

Bu hususta onun gibi bir kimsenin söylediği söz elbetteki kat’î bir delildir. Selef’in ondan hoşlanmayışlarının sebebi, onun sadece sağlıklı anlamları yeni bir takım terimlerle ifade etmesinden dolayı değildir. Mesela doğru bilgileri anlatmak için bir takım terimleri kabul edişleri gibi. Yine onlar kelamdan, hakka delaletinden ve batıl ehline karşı delil getirmelerinden dolayı hoşlanmamış değildirler.

Onların kelam’dan hoşlanmamalarının sebebi hakka aykırı ve yalan bir takım iddialar ihtiva etmesidir. Bunların Kitaba, sünnete ve sağlıklı ilim ihtiva eden hususlara aykırı düşmeleri de bu sebeblerden birisidir. Diğer taraftan kelam’cılar bu doğru bilgilere ulaşan yolu izlenemez hale getirmişlerdir. Bu konuda faydalarının az olmalarına rağmen bu gerçekleri ispatlamak için de uzun uzadıya söz söylemiş durmuşlardır. Bunların bu yaptıkları ulaşılması çok zor bir dağın tepesinde bulunan son derece cılız bir deve etini andırır. Tepeye giden yol rahat değil ki ulaşılabilsin, bu deve eti de semiz değildir ki oradan buraya taşımaya değsin.

Onların sahip oldukları bilgilerin en güzeli Kur’ân-ı Kerîm’de daha doğru bir şekilde açıklanmış ve daha güzel bir şekilde ifade edilmiştir. Onların bütün sahib oldukları işi zorlamak, uzatmak ve içinden çıkılamaz bir hale sokmaktan ibarettir. Nitekim şöyle denilmiştir:

"Eğer dünyalık uğrunda yarış olmasaydı,

Münazara kitapları da el-Muğni de, el-Amed de[99] yazılmazdı,

Onlar kanaatlerince bir takım düğümleri çözüyorlarmış,

Fakat ortaya attıkları sebebiyle düğümler daha bir artmıştır."

Onlar ortaya koydukları bilgi ile şüphe ve tereddütleri bertaraf ettiklerini iddia ederler. Halbuki fazilet ve zeka sahibi bir kimse bilir ki bu yolla şüphe ve tereddütler daha bir artmıştır.


[97] Müslim 2670; Ebû Dâvûd 4608; Müsned, I, 386.

[98] İhyâu Ulûmi’d-Din, I, 94-97.

[99] el-Muğnî ile el-Amed, Mu’tezile’ye mensup Kadı Abdulcebbâr’ın kelam ilmine dair yazdığı iki kitabın adıdır.




Konu Başlığı: Ynt: İmam Gazzalî’nin Kelâm İlmi İle İlgili Görüşleri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Nisan 2021, 17:50:15
Esselamü Aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim. Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: İmam Gazzalî’nin Kelâm İlmi İle İlgili Görüşleri
Gönderen: Ceren üzerinde 20 Nisan 2021, 14:22:57
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere sunulan bu bilgilerden kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: İmam Gazzalî’nin Kelâm İlmi İle İlgili Görüşleri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 21 Nisan 2021, 11:13:32
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun