> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tahavi Şerhi > Hz.Osman'ın Halifeliği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz.Osman'ın Halifeliği  (Okunma Sayısı 802 defa)
06 Ocak 2012, 23:58:39
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 06 Ocak 2012, 23:58:39 »



Osman -Radıyahllahu anh.-ın Halifeliği


Yani halifeliği Ömer’den sonra Osman -Radıyallahu anh- için sabit kabul ederiz.

Buharî -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- Ömer -Radıyallahu anh-ın öldürülmesi ile şûra’nın durumunu ve Osman -Radıyallahu anh-a bey’at edilmesini, Sahih’inde kaydetmiş bulunmaktadır. Ben de onun rivayet ettiği şekilde senediyle bu rivayeti serdetmeyi uygun gördüm:

Amr b. Meymun’dan dedi ki: Ömer -Radıyallahu anh-ı Medine’de öldürülmesinden birkaç gün önce gördüm. Huzeyfe b. el-Yeman ile Osman b. Huneyf’in yanında durdu ve: Ne yaptınız? diye sordu. Sizler araziye (Irak sevad’ına) kaldıramayacağı kadar bir yük yükletmiş olmaktan korkuyor musunuz? Onlar, biz o araziye kaldırabileceği kadar bir yük yükledik. Çünkü yüklediğimiz fazla bir şey değildir. Onlara: Yine sizler o araziye kaldıramayacağı kadar bir yük yükletmiş olup olmadığınızı gözden geçirin, dedi. Onlar: Hayır (fazla yük yüklemedik) dediler. Bunun üzerine Ömer -Radıyallahu anh- şöyle dedi: Eğer Allah bana esenlik verecek olursa, Irak ahalisinin dul kadınlarını benden sonra hiçbir erkeğe muhtaç bırakmayacağım. (Amr) dedi ki: Üzerinden dört gün geçmeden öldürüldü.

(Amr devamla) dedi ki: Öldürüldüğü gün sabahı ben (safta) ayakta duruyordum ve benimle onun arasında sadece Abdullah b. Abbas vardı. İki saf arasından geçti mi: Saflarınızı düzeltiniz, derdi. Nihayet saflar arasında bir bozukluk görmedi mi bu sefer öne geçer ve tekbir alırdı. Bazen Yusuf yahut Nahl suresini ya da buna yakın uzunluktaki bir sureyi ilk rek’atte okurdu ki insanlar (cemaate) toplanmış olsun. Tekbir alır almaz; onun: O köpek beni öldürdü -yahut beni yedi- sözlerini hançerlediği vakit söylediğini duydum.

Kâfir iki uçlu bıçak ile kaçıp gitti. Kimin yanından, sağında ya da solunda olsun geçtiyse mutlaka ona hançerini saplıyordu. Böylece onüç kişiyi yaraladı, bunların yedisi öldü. Müslümanlardan birisi onun bu durumunu görünce, üzerine bir bornoz attı. O yakalandığını anlayınca intihar etti.

Ömer, Abdurrahman b. Avf’ın elinden tutarak onu mihraba geçirdi. Ömer’in arkasında bulunanlar benim gördüklerimi gördü, ancak mescidin uzak yerlerinde bulunanlar ise sadece Ömer’in sesini işitmediler ve başka bir şeyin farkına varmadılar. Onlar subhanallah, subhanallah deyip durdular. Abdu’r-Rahman cemaate kısa bir namaz kıldırdı. Namaz bitince ey İbn Abbas, bak bakalım beni kim öldürdü, dedi. Bir süre dolaştıktan sonra geri geldi ve el-Muğire’nin kölesi dedi. O sanatkar köle mi? diye sordu. İbn Abbas, evet dedi. Ömer: Allah kahretsin onu, halbuki ben onun için iyilikte bulunmasını (efendisi Muğire’ye) emretmiştim. Ölümümü müslüman olmak iddiasında bulunan bir adam eli ile gerçekleştirmeyene hamdolsun. Sen ve baban Medine’de bu kâfirlerin çoğalmasını arzu ederdiniz. Abbas da onlardan en çok kölelere sahip olan bir kimse idi. (İbn Abbas): Dilersen böyle bir şey yaparım yahut ta ben istersem (onları) öldürürüz dedi. Ömer, artık bunu yapamazsınız, onlar sizinle aynı dili konuşuyorlar, sizin kıble’nize dönüp namaz kılıyorlar, haccettiğiniz gibi haccediyorlar.

Sonra onu evine taşıdılar, biz de onunla birlikte gittik. İnsanlar sanki bundan önce hiçbir musibetle karşılaşmamış gibiydiler. Kimisi korkulacak bir şey yoktur diyordu, kimisi: Ben onun için korkuyorum, diyordu. Ona, nebiz (şıra) getirildi, içti. Karnından dışarı çıktı, sonra ona süt getirildi, o da karnından çıktı. Artık öleceğini anladılar.

Yanına girdik, insanlar gelip ondan övgüyle sözetmeye başladılar. Genç bir adam gelip: Allah’ın müjdesiyle müjdeler olsun sana ey mü’minlerin emiri! Çünkü sen Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- ile arkadaşlık ettin. Erken dönemlerde İslam’a girdin ve bildiğin şeyleri yaptın. Sonra yönetimin başına getirildin, adil davrandın, sonra da işte şehid oluyorsun, dedi. Şu cevabı verdi: Bu işin başabaş çıkmasını çok arzu ederdim. Ne lehime olsun, ne de aleyhime. Geri döndüğünde adamın elbisesinin etekleri yere değiyordu. O delikanlıyı yanıma geri çağırınız, dedi. Ona şunları söyledi: Kardeşimin oğlu, elbiseni yukarı çek. Böylesi elbiseni daha temiz tutar ve Rabbine karşı daha takvalı olursun. Ey Ömer’in oğlu Abdullah, üzerimdeki borçları tesbit et, dedi.

Hesabını yaptılar, seksenaltıbin veya ona yakın miktarda olduğunu tesbit ettiler. (Ömer) dedi ki: Şâyet Ömer ailesinin malı bunu ödemeye yeterli gelirse, mallarından o borcu öde. Aksi takdirde Adiy b. Ka’b oğullarının bunu tamamlamasını iste. Onların da malları buna yetmezse, bu sefer Kureyş arasında bunu tamamlamalarını iste ve artık onlardan başka da kimseden birşey isteme ve benim yerime bu borcu sen öde. Mü’minlerin annesi Âişe’ye git ve ona de ki: Ömer’in sana selamı var, ama sakın mü’minlerin emiri demeyesin. Çünkü ben bugün mü’minlerin emiri değilim artık ve de ki: Ömer b. el-Hattab iki arkadaşının yanında defnedilmek için izin istiyor.

O da gitti, selam verib izin istedi, sonra yanına girdi. Oturmuş ağlamakta olduğunu gördü, babam Ömer b. el-Hattab sana selâm söyledi ve iki arkadaşı yanında defnedilmek için izin istedi dedi. Aişe dedi ki: Orayı ben kendim için düşünüyordum fakat bugün ben onu kendime tercih edeceğim.

İbn Ömer geri döndüğünde, işte Abdullah geliyor denildi. (Ömer) dedi ki: Beni doğrultunuz, bir adam onu kendisine dayadı. Ona: Ne haber? diye sordu. İstediğin oldu ey emir, izin verdi dedi. Buna karşılık dedi ki: Allah’a hamdolsun, bundan daha fazla hiçbir şeyi sevmiyordum. Artık benim işim bittikten sonra beni oraya taşıyınız, sonra yine selam ver ve de ki: Ömer b. el-Hattab izin istiyor, şâyet bana izin verirse beni içeri sokunuz. Eğer beni geri çevirecek olursa, siz de beni müslümanların kabristanına geri götürünüz.

Mü’minlerin annesi Hafsa ve onunla birlikte kalabalık halinde başka hanımlar da geldi. Onu görünce ayağa kalktık, ona kapandı ve yanında bir süre ağladı. Daha sonra yanına girmek üzere erkekler izin istedi. Ben de onlarla birlikte girdim, içerden onun ağlayışını duydum.

Huzurunda bulunanlar: Ey mü’minlerin emiri vasiyet et, halife tayin et dediler. O şu cevabı verdi: Ben bu işe şu kimselerden yahut ta şu şahıslardan daha hak sahibi kimseyi bulamıyorum. Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- onlardan razı olduğu halde vefat etmişti, deyip Ali, Osman, Zubeyr, Talha, Sa’d ve Abdu’r-Rahman’ın isimlerini verdi ve şunları ekledi: Abdullah b. Ömer de aranızda hazır bulunacak fakat bu hususta onun herhangi bir yetkisi olmayacak. Bu da onu bir çeşit teselli idi. Şâyet emir’lik Sa’d’a isabet ederse, o bu işe ehil’dir. Aksi takdirde hanginiz emir olursanız, onun yardımını alınız. Şüphesiz ki ben onu ne acizliğinden, ne de hainliğinden dolayı azletmiş değildim.

(Ömer -Radıyallahu anh.- devamla) dedi ki: Benden sonraki halifeye ilk muhacirleri tavsiye ediyorum. Onların haklarını gözetsin, onların saygınlıklarını korusun. Ensar hakkında da ona hayır tavsiye ederim, onlar muhacirlerden önce (Medine denilen) yurtta yerleşmiş ve iman sahibi kimselerdir. İyilik yapanlarını güzellikle mükafatlandırsın, kötülük yapanlarını da bağışlasın. Sair İslam diyarlarında bulunan insanlara da hayırla davranmasını tavsiye ederim, çünkü onlar İslam’ın desteğidir. Malı toplayanlardır, düşmanın öfkesidir. Onlardan ancak arta kalanlarından ve gönül hoşluklarıyla alacağını alsın. Bedevîler hakkında da ona hayırla davranmasını tavsiye ederim, çünkü onlar Arapların esası, İslam’ın ana maddesidirler. Mallarının en iyi olanlarından değil, öbürlerinden alsın, fakirlerine versin. Ona Allah’ın ve Rasûlünün zimmeti ile (zimmî’lik) akdi yapmış olanlara ahidlerinin gereklerini eksiksiz olarak yerine getirmesini ve onları korumak için savaşmasını tavsiye ederim, takatlerinden fazlasının onlara yükletilmemesini de tavsiye ederim.

Ruh’unu teslim ettikten sonra onu aldık ve cenazesi ile yürüdük. Abdullah b. Ömer selam verdi ve dedi ki: Ömer b. el-Hattab izin istiyor. (Âişe) dedi ki: Onu içeri getiriniz, içeri alındı ve orada iki arkadaşı ile birlikte konuldu.

Defin işi bittikten sonra bu kişiler bir araya gelip toplandılar. Abdu’r-Rahman b. Avf dedi ki: Aranızdaki bu işi, aranızdan üç kişiye havale ediniz. ez-Zubeyr dedi ki: Ben hakkımı Ali’ye verdim, Talha da: Ben de hakkımı Osman’a verdim dedi. Sa’d da: Ben de hakkımı Abdu’r-Rahman’a verdim. Abdu’r-Rahman dedi ki: İkinizden hangisi bu işten ferağat ediyorsa (halife tayini) işini ona verelim. O da Allah’ın hakkı ve İslam için kendi nefsinde hangisinin daha faziletli olduğuna bir baksın (ve ona görevi versin.)

İki yaşlı (Ali ile Osman) sustular. Abdu’r-Rahman, peki bu işi (tesbit yetkisini) bana verir misiniz? Allah’a yemin ediyorum, ben sizin en faziletliniz kimse onu bulup çıkarmaktan geri kalmayacağım. Her ikisi de evet dedi, onlardan birisinin elini tuttu ve şunları söyledi: Sen Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- ile akrabasın, İslam’da da bildiğin şekilde bir önceliğin vardır. Allah adına sana ant veriyorum, şâyet seni emir tayin edecek olursam, mutlaka adaletle hareket edeceğine ve eğer başkasını sana emir tayin edecek olursam, mutlaka dinleyip itaat edeceğine (söz veriyor musun?) Sonra diğeri ile başbaşa kaldı, ona da aynı şeyleri söyledi. Bu şekilde söz aldıktan sonra; elini kaldır, ey Osman dedi ve ona bey’at etti. Ali de ona bey’at etti, daha sonra evde bulunanlar içeri girip, onlar da ona bey’at ettiler.[215]

Humeyd b. Abdu’r-Rahman’dan dedi ki: el-Misver b. Mahreme’nin kendisine haber verdiğine göre: Ömer’in tayin ettiği kimseler bir araya gelip, istişare ettiler. Abdu’r-Rahman’da onlara: Ben bu hususta sizinle yarışa girecek değilim, fakat sizler arzu ederseniz aranızdan sizin için birisini seçerim. Bunun üzerine bu işi Abdu’r-Rahman’a havale ettiler. İşlerini Abdu’r-Rahman’a havale ettikten son...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz.Osman'ın Halifeliği
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:54:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz.Osman'ın Halifeliği rüya tabiri,Hz.Osman'ın Halifeliği mekke canlı, Hz.Osman'ın Halifeliği kabe canlı yayın, Hz.Osman'ın Halifeliği Üç boyutlu kuran oku Hz.Osman'ın Halifeliği kuran ı kerim, Hz.Osman'ın Halifeliği peygamber kıssaları,Hz.Osman'ın Halifeliği ilitam ders soruları, Hz.Osman'ın Halifeliğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes