๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 08 Ocak 2012, 11:38:24



Konu Başlığı: En Faydalı Dua Fatiha Duasıdır
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 08 Ocak 2012, 11:38:24
En Faydalı Dua Fatiha Duasıdır


İşte bundan dolayı en faydalı, en büyük, en hikmetli ve muhkem dua, Fatiha’daki dua ifadeleridir: "Bizi dosdosru yola ilet. Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna, gazaba uğrayanların ve yolunu sapıtanlarınkine değil."

Çünkü Yüce Allah, kulu bu yola iletti mi artık kendisine itaat etmesi, masiyetini terketmesi için de ona yardımcı olur. Ona dünyada da, ahirette de, kötülük isabet etmez.

Fakat günahlar insan nefsinin ayrılmaz parçalarıdır. Kul her an hidayete muhtaçtır. Onun hidayete olan ihtiyacı yemeye ve içeceğe olan ihtiyacından fazladır. Yoksa durum bazı müfessirlerin: Allah kuluna zaten hidayet vermiştir, neden hidayet istemektedir? Bundan kasıt hidayet üzere sebattır, yahut hidayetin arttırılmasıdır, şeklindeki açıklamalarında değindikleri gibi değildir.

Hayır, kul Yüce Allah’ın kendisine ahvalini bütün teferruatıyla öğretmesine, hergün yapıp edeceği ve terkedeceği işlerin teferruatını bilmeye ve bu şekilde amelde bulunma ilhamına mazhar olmaya muhtaçtır.

Eğer Yüce Allah, kulunu bildikleri ile amel etme iradesine sahip kılmayacak olursa, mücerred olarak bilgi sahibi olmak ona yeterli değildir. Bildiğiyle amel etmeyecek olursa, bilgileri ona karşı bir delil olur ve hidayet bulmuş da olmaz. Kul Yüce Allah’ın kendisini bu salih irade gereğince amel etmeye güç yetiren bir hale getirmesine muhtaçtır. Çünkü bizim için hakkın meçhul olan bölümleri bildiğimizin kat kat fazlasıdır.

Önemsemediğimiz ve tembellik ettiğimiz için yapmayı istemediğimiz şeyler, yapmak istediklerimiz kadardır yahut daha fazladır veya ondan daha azdır. Yapmak istediklerimiz arasından güç yetirebildiklerimiz de aynı durumdadır.

Biz hakkın tamamını bilemeyiz ve bunun bütün tafsilatını bilmeye yol bulamayız. Bu işin bütün teferruatını tesbit etmek imkansız bir iştir. Bizlerin tam ve eksiksiz bir hidayete ihtiyacı vardır. İşte bütün bu hususlara kemali ile sahip olan bir kimsenin Allah’tan dilekleri hak üzere sebat doğrultusundadır ve bu da rütbelerin en sonuncusudur.

Bütün bunların dışında bir başka hidayet daha vardır. O da âhirette cennete giden yola hidayettir. Bundan dolayı insanlar her namazda dualarında bunu istemekle emrolunmuşlardır. Çünkü buna olan ihtiyaçları çok fazladır. Bu duadan daha çok hiçbir şeye ihtiyaçları yoktur.

Yüce Allah’ın lütuf ve rahmetiyle bu duayı, hayra götüren ve şer’den alıkoyan en büyük sebeblerden kılmış olduğunu bilmek gerekir. Kur’ân-ı Kerîm, kötülüklerin -Allah’ın kaderi ile olsa dahi- insan nefsinden olduğunu, hasenatın tümüyle de Yüce Allah’tan olduğunu açıkça beyan etmiş bulunuyor.

Durum böyle olduğuna göre; Yüce Allah’a şükretmek gerekir. Kulun günahları dolayısıyla O’ndan mağfiret dilemesi, O’ndan başka hiçbir kimseye tevekkül etmemesi gerekir. İyilikleri O’ndan başka kimse veremez. İşte bu O’nu tevhid etmeyi, yalnızca O’na tevekkül etmeyi, yalnızca O’na şükretmeyi ve günahlar dolayısıyla O’ndan mağfiret dilemeyi gerektirmektedir.

İşte bütün bu hususları Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- namazda birlikte söz konusu ediyordu. Nitekim, Sahih(-i Buharî)de sabit olduğuna göre rükû’dan başını kaldırdığında şöyle derdi:

 “Rabbimiz, sana pek çok, pek hoş ve mübarek kılınmış hamd-u senalar olsun. Gökler ve yer dolusu kadar ve bundan sonra senin istediğin herbir şey dolusu kadar, ey hamd-u senâlara, övgülere layık olan! Kulun söylediği en hak söz -ki hepimiz senin kulunuz."[92]

İşte bu ifadeler Yüce Allah’a bir hamd-u sena’dır, O’na bir şükürdür. O’na hamdetmenin kulun söylediği en hak söz olduğunu açıklamaktadır. Bundan sonra da kul şunları söyler:

“Sen’in verdiğini engelleyecek yoktur. Engellediğini de verecek yoktur. Varlık sahibi kimsenin bu varlığının Sana karşı hiçbir faydası da olmaz."[93]

İşte bu Yüce Allah’ın vahdaniyetini, rububiyetinin tevhid’ini -yaratmak, takdir etmek, ilkin varetmek ve hidayete iletmek bakımından- bir tevhiddir. O verendir, engelleyendir. O’nun verdiğini kimse engelleyemez, engellediğini kimse veremez.

Diğer taraftan şeriat, emir ve nehiy koyucu olarak ulûhiyetinin tevhid’ini de dile getirmektedir.

Şöyle ki: Kullar her ne kadar varlık, mülk, azamet, imkan ve riyaset’e -zahiren ya da mükâşefe ve hal’ika tasarruflarda bulunanlarda olduğu gibi batınen- imkanlara sahip kılınıyor iseler dahi, bu varlıklarının Sana karşı kendilerine bir faydası olmaz, yani bunlar o kimseyi kurtarmaz, kurtuluşa erdiremez. İşte bundan dolayı burada "o kimseye Sana karşı faydası olmaz" diye buyurmuş, "Senin nezdinde ona faydası olmaz" diye buyurmamıştır. Çünkü böyle denilmiş olsaydı, bu ifadeden bunlarla Sana yakınlaşılmaz, ama bunların ona zararı olmayabilir gibi bir mana anlaşılabilirdi.


[92] Buhârî 799; Nesaî, II, 196; Ebû Dâvûd 770; Müsned, IV, 340; Muvatta, I, 211, 212.

[93] Müslim 876, 477; Ebû Dâvûd 846, 847; Müsned III, 87, IV, 353, 354, 356; Nesaî, II, 198, 199; Tirmizî 3541; İbn Mâce 878
.

 



Konu Başlığı: Ynt: En Faydalı Dua Fatiha Duasıdır
Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Nisan 2021, 13:53:32
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri dua etmekten alıkoyan şeylerden alıkoysun Dua çok büyük bir nimet.. Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: En Faydalı Dua Fatiha Duasıdır
Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Nisan 2021, 07:20:27
Aleyküm selam. Duâ çok güzel bir nimettir. Rabb'im bizlere bu nimetin kıymetini bilenlerden eylesin inşaAllah