> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tahavi Şerhi > Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab  (Okunma Sayısı 784 defa)
07 Ocak 2012, 19:29:06
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 07 Ocak 2012, 19:29:06 »



Dua’nın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab


Bir takım filozoflar ile aşırı mutasavvıfların kanaatine göre duanın bir faydası yokmuş. Bunlar derler ki: İlahi meşiet şâyet istenen şeyin var olmasını gerektirmiş ise duaya gerek yoktur, eğer gerektirmemiş ise bu sefer duanın faydası yoktur.

Hatta onların bazıları âriflerden havas olanlarının özel bir makamı olduğunu kabul ederler. Ancak bu kimi şeyhlerin hatalarından birisidir. Böyle bir kanaatin İslam dininin gerçeklerinden ve aklın kabul ettiği hükümlerden kesin olarak tutarsızlığı bilindiği gibi, duanın faydalı olduğu, ümmetlerin tecrübeleriyle, ittifakla sabit olmuş bir husustur. Hatta filozoflar şöyle derler: İbadet için yapılmış heykeller etrafında çeşitli dillerle ve şekillerle yükselen sesler, etkin feleklerin bağladığı düğümleri çözer.

Ancak bu, müşriklerin bir vehmidir.

(Filozoflarla, aşırı mutasavvıfların) şüphesine verilecek cevab ileri sürdükleri iki önermenin de yersiz olduğunu belirtmekten ibarettir. Onların ilahî meşîet ile ilgili olarak belirttikleri, ilahî meşîet ya bunu gerektirir, ya gerektirmez şeklindeki önermelerinin dışında üçüncü bir önerme daha vardır. O da şudur: İlahi meşiet, duada istenilen şeyi bir şart ile öngörmüş, şartsız olarak öngörmemiştir. Dua etmek, bunun şartı olabilir.

Nitekim ilahi meşietin salih amel olması halinde mükafatı gerekli kılması, olmaması halinde bunu gerektirmemesi buna benzer. Ayrıca ilahi meşiet yemek ve içmek halinde tok olunacağını ve su ihtiyacının karşılanacağını gerektirmiş, bunların yapılmaması halinde böyle bir şeyi gerektirmemiştir. Evlilikle çocuğun hasıl olacağını, ekinin tohumla hasıl olacağını hükme bağlamıştır... Eğer duada istenen şeyin meydana gelmesi dua ile birlikte olması halinde takdir edilmiş ise, duanın faydası yoktur, demek doğru olamaz. Tıpkı yemenin, içmenin, tohum ekmenin vs. sebeblerin faydası yoktur, denilemeyeceği gibi. O halde bu gibi kimselerin, bu sözleri şeriate muhalif olduğu gibi, aynı şekilde hisse ve fıtrata da muhaliftir.

Bir kesim ilim adamının söylediği şu görüş bilinmesi gereken hususlardandır: Esbaba iltifat etmek tevhid’de bir şirktir. Esbabı silerek, onların esbab olmayacaklarını kabul etmek de aklî bakımdan bir eksikliktir. Esbab’tan büsbütün yüz çevirmek ise şeriati tenkid etmektir. Tevekkül ve umudun manası ise, tevhid’in, aklın ve şeriatın gereklerini yerine getirmekle gerçekleşir.

Bunu şöylece açıklayabiliriz: Sebebe yönelmek demek, kalbin ona güvenip dayanması; ondan ümit beslemek demek, kalbin ona bel bağlamasıdır. Ancak mahlukat arasında buna layık hiçbir kimse, hiçbir şey yoktur. Çünkü hiçbir mahluk tek başına ve bağımsız olarak var değildir. Onun bir takım ortaklarının ve zıtlarının da bulunması kaçınılmazdır. Bütün bunlarla birlikte eğer esbab’ın müsebbibi onu musahhar kılmayacak olursa, o sebeb müsahhar kılınmaz.

Dua’yı faydasız görenlerin: Eğer ilahi meşîet istenenin gerçekleşmesini hükme bağlamış ise duaya gerek yoktur, sözlerine karşılık şu cevabı veririz: Aksine bazen ister dünyevî, ister uhrevî bir maslahatın elde edilebilmesi ve ister dünyevî, ister uhrevî bir başka zararın önlenebilmesi için duaya gerek duyulabilir.

Yine duayı gereksiz görenlerin: Şâyet ilahi meşiet bunu gerekli görmüyorsa onda bir fayda yoktur, sözlerine karşılık da şöyle deriz: Aksine dua’nın menfaatleri sağlamak, zararları önlemek bakımından pek büyük faydaları vardır. Nitekim Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- bunlara dikkatimizi çekmiştir. Hatta dua sebebiyle kula acilen dünyada verilen Rabbini bilip tanımak, O’nun rububiyetini ikrar ve itiraf etmek, O’nun herşeyi işiten, pek yakın, herşeye kadir, herşeyi bilen, merhameti sonsuz olduğunu dile getirmek, kul olarak kendisinin O’na muhtaç olduğunu, zorunlu olarak O’nsuz olamayacağını dile getirmek ve buna bağlı olarak pek üstün bilgiler ve pek değerli haller -ki bunlar en büyük talepler ve istekler arasında yer alırlar- dua ile gerçekleşirler.

Denilse ki: Eğer kendisinden istekte bulunulan kimsenin, istekte bulunana bir şeyler vermesinden aklımızla kavradığımız şekilde, Yüce Allah’ın bir şeyler vermesi, kul’un (dua etmek şeklindeki) fiiline bağlı ise; o takdirde bu dua eden kimsenin kendisine dua edilene -istediğini verinceye kadar- etki etmiş olmaz mı?

Deriz ki: Kul’u kendisine dua etmek üzere harekete getiren de Yüce Rabbimizdir. Bu hayır O’ndandır, O’nun kuluna hayrını tamamlamasının bir tecellisidir.

Nitekim Ömer -Radıyallahu anh- şöyle demiştir: Ben dua’mın kabul edilip, edilmeyeceğini düşünmem. Beni düşündüren dua edebilmektir, o bakımdan bana dua etmem ilham edildiği takdirde duamın kabulü de onunla birlikte demektir.

Yüce Allah’ın şu buyruğu da bu anlamı dile getirmektedir: "O herşeyi gökten yere doğru tedbir eder (düzenler.) Sonra miktarı sizin saymanıza göre bin yıl olan bir günde O’na yükselir." (es-Secde, 32/5) Yüce Allah bu buyruğu ile tedbir’i kendisinin başlattığını, sonra da tedbir ettiği bu işin kendisine yükseldiğini haber vermektedir. O halde kulun kalbine dua etme duygusunu veren ve bunu kendisine vereceği hayırlara sebeb kılan O’dur. Tıpkı amellere karşılık mükafat vermesi gibi. Kulu tevbe etmeye muvaffak kılan, sonra o tevbeyi kabul eden de O’dur. Kulu amelde bulunmaya muvaffak kılıp sonra da mükâfatlandıran O’dur. İşte dua etme tevfık’ini kul’a veren de, sonra bu duayı kabul eden de O’dur. Mahlukattan hiçbir şey bu hususta O’na etki etmiş olamaz. Aksine bizzat O, yaptığı birşeyi yapacağı bir şeye sebeb kılmıştır. Tabiîn’in imamlarından birisi olan Mutarrif b. Abdillah b. eş-Şihhîr şöyle der: Ben bu işe baktım, iyice düşündüm. Baktım ki başlangıcı da Allah’tandır, tamamlamak ta Allah’a aittir. Bütün bunların anahtarının da dua olduğunu gördüm.

"O herşeye mâlik’tir, hiçbir şey O’na mâlik olamaz. Bir göz açıp kırpacak bir an dahi Allah’a muhtaç olmamak düşünülemez. Bir göz açıp kırpacak kadar bir süre Allah’a muhtaç olmadığını zanneden küfre sapar ve helâk olanlardan olur."

Bu, açık bir gerçek ve hiçbir kapalılığı bulunmayan bir ifadedir.

"Yaratıklardan kimseye benzemesi söz konusu olmaksızın Allah hem gazab eder, hem razı olur."

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:04:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab rüya tabiri,Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab mekke canlı, Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab kabe canlı yayın, Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab Üç boyutlu kuran oku Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab kuran ı kerim, Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab peygamber kıssaları,Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevab ilitam ders soruları, Duanın Faydasız Olduğunu İddia Edenlere Cevabönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes