> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tahavi Şerhi > Cebriye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cebriye  (Okunma Sayısı 737 defa)
05 Ocak 2012, 19:13:05
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 05 Ocak 2012, 19:13:05 »



Cebriye


Önceden de geçtiği üzere Cebriye’nin görüşlerinin esası el-Cehm b. Safvan’a dayanır. Onlara göre kulun fiili, uzunluğu, boyu, posu ve rengi seviyesindedir. Onlar Kaderi reddeden Kaderiye’nin aksi konumdadırlar. Kaderiye’nin kadere nisbet edilmeleri onu nefyetmelerinden ötürüdür. Nitekim Mürcie de ircaı nefyettikleri için bu adı almışlardır. Onlara göre hiç kimse Allah’ın emrine murce’ (bırakılmış, havale edilmiş) değildir. O, onları ya azablandırır yahut tevbelerini kabul eder.

Cebriye ’ye de bazen Kaderiye adı verildiği olur, çünkü Cebriye de kaderi kabullenmekte aşırıya gitmişlerdir. Nitekim va’d ile vaid namına hiçbir şeyi kabul etmeyenlere de bu ismin verildiği olmaktadır. Bunlar ise her işi irca’ etmekte aşırıya giderler. Onlar tevbe edenin, sevab kazanacağını kesin söylemezler, tevbe etmeyenin ceza göreceğini de kesin söylemezler. tıpkı muayyen bir kimse hakkında kesin bir kanaat belirtmedikleri gibi.

İlk Mürcie mensubları Osman ve Ali -Radıyallahu anh-ın durumlarını da ircâ’da bulunurlar ve ne mü’min olduklarına ne de kâfir olduklarına şehadet ederlerdi.

Kaderiye’nin yerilmesi ile ilgili bir takım hadisler rivayet edilmiştir ki, hadis alimleri bunların sıhhati hususunda bir takım tenkidlerde bulunmuşlardır. Sahih olan bu hadislerin -Harici’lerin zemmedilmesine dair varid olmuş hadislerden farklı olarak- mevkuf olduklarıdır. Çünkü Hariciler’in yerilmesi ile ilgili sadece sahih hadis kitaplarında on hadis yer almaktadır. Buharî bunların üçünü rivayet etmiş, diğerlerini de Müslim rivayet etmiştir.

Ancak Kaderiye’nin mecusilere benzerlikleri açıkça ortadadır. Çünkü Mecusiler iki yaratıcının varlığına inanmışlardır. Kaderiye de (biri Allah, diğeri fiillerini yaratan kul olmak üzere) iki yaratıcının varlığına inanırlar.

Birbirinin zıttı olan bu bid’atler ümmet arasındaki çeşitli zamanlarda ortaya çıkmış fitnelerden meydana gelmiştir. Buharî’nin, Sahih’inde Said b. el-Müseyyeb’den zikrettiğine göre o şöyle demiştir: Birinci fitne yani Osman’ın öldürülmesi fitnesi meydana geldi. Bedir ashab’ından kimseyi geri bırakmadı. Sonra ikinci fitne -el-Harre fitnesini kastediyor- meydana geldi. Bu fitne sonunda da Hudeybiye’ye katılanlardan hiç kimse kalmadı. Sonra üçüncü fitne meydana geldi, insanların başında akıl diye bir şey bırakmadı.[283]

Haricilerle, Şia birinci fitnede ortaya çıktılar. Kaderiye ile Mürcie ikinci fitnede, Cehmiye ve benzerleri ise üçüncü fitneden sonra ortaya çıktılar.

İşte böylelikle dinlerini bölük pörçük edip kendileri de fırkalara ayrılan bu kimseler bid’ate karşılık bid’atle ortaya çıktılar.

Bunların ilki Ali hususunda aşırıya kaçtılar, diğerleri ise onu tekfir edecek noktaya vardılar. Onların kimileri vaîd’de öyle aşırıya gittiler ki kimi mü’minlerin ebedi cehennemde kalacağını söyleyecek hale geldiler, diğerleri vâd’de o kadar aşırıya gittiler ki artık vaîd diye bir şeyin olmadığını kısmen dahi olsa kabul etmeyecek hale geldiler. Bunlardan da kasıt Mürcie’dir.

Kimileri sıfatları nefyedecek hale gelinceye kadar tenzihte aşırıya giderken, diğerleri teşbihe düşünceye kadar sıfatları isbatta aşırıya gittiler.

Bunun sonucunda meşru olmayan bir takım delil ve meseleleri bid’at olarak ortaya koymaya başladılar. Meşru olan emirden ve işlerden de yüz çevirir oldular. Bu bid’at görüşleri savunanlar arasında daha önce gelmiş olan yahudi, hristiyan, mecusî ve sabiî’lerin bir takım görüşlerinden de istifade ettiler.

Çünkü bunlar onların kitaplarını okudular, bunun sonucunda onların sapıklıklarından öğrendiklerinin bir bölümünü kendilerinin gündeme getirdikleri mesele ve delilleri arasına kattılar. Kimi zaman aldıkları bu görüşleri lafzen değiştirdiler, kimi zaman da mana itibariyle değiştirdiler. Böylelikle hakkı batıl’a karıştırdılar. Peygamberlerinin getirmiş olduğu hakkı gizlediler, tefrika’ya düştüler, ihtilaf ettiler. İşte o vakit de cisim, araz, tecsim ile ilgili kabul ve red çerçevesinde görüşler belirttiler.


[263] Buhârî 3843.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cebriye
« Posted on: 25 Nisan 2024, 10:32:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cebriye rüya tabiri,Cebriye mekke canlı, Cebriye kabe canlı yayın, Cebriye Üç boyutlu kuran oku Cebriye kuran ı kerim, Cebriye peygamber kıssaları,Cebriye ilitam ders soruları, Cebriyeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes