๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 16 Ocak 2012, 19:53:47



Konu Başlığı: Bulunduğu Görevler
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 16 Ocak 2012, 19:53:47
Bulunduğu Görevler


Şarih’in hayatı ilim alanında ve ilme hizmette oldukça güzel sonuçlar vermiş, pekçok gayretlerle dolup taşmıştır: Bu meyanda ders vermiş, okutmuş, kitap te’lif etmiştir. Biyografik eserler ışığında yaptıklarını aşağıdaki şekilde özetlememiz mümkündür:

1- Kaymaziyye medresesinde 748 h. yılında hocalık. O sırada henüz onyedi yaşından fazla değildi. Bu medrese hanefî mezhebine aitti.

2- Rükniyye medresesinde hocalık görevi. (777 h.) Bu da hanefîlere ait bir medresedir.

3- Hanefî Kadı el-Humam’ın vefatından sonra el-Aziyye el-Berrâniyye’de 784 h. yılı Rebiu’l-Âhir ayında ders vermeye başladı.

4- Yine hanefî mezhebine göre ders veren medreselerden birisi olan el-Cevheriyye’de de ders verip hocalık yapmıştır.

Büyük bir ihtimalle şarih, vakfedicinin hem hanefî mezhebine mensup hem de onların dışında kalan değişik ilim talebelerine vakfetmiş olduğu el-⁄azziyye Medresesi dışında hanefî mezhebine has olan bu medreselerde sadece hanefî mezhebini tedris etmekle kalmamıştır. Çünkü o -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- eğer Şeriat koyucu’nun nasslarına muhalefet varsa vakfedenin şartnamesinde koşmuş olduğu şartlara bağlı kalmanın vacip olduğu görüşünde değildi. Onun görüşüne göre muayyen bir kesime vakfetmek ve vakfı münhasıran onlara ayırmak birçok bakımdan tutarsız idi:

a- Evvela bu, insanlar arasında tefrikanın daha bir yerleşip kök salmasının etkenlerindendir.

b- Bu medreselerde ders verme görevini üstlenen hocalar bu medreselerin kendisi için vakfedildiği mezhebi öğretmek ile sınırlı kalıyorlar. Bu ise onun bu mezhebin delillerini derinlemesine inceleyip, bu mezheb lehine taassub göstermesine, bu mezhebin düşmüş olduğu hataları tenkide dayanamayan zayıf deliller ile savunmasına iter.

c- Böyle bir medresede tedris edilen fıkhı ders alan öğrenciler de bu hoş olmayan taassubu güçlendirir ve onlarda tenkid, karşılaştırma ve tercih melekesini zayıflatır, hayatları boyunca mukallit kalırlar.

O bakımdan onun ders verirken ele aldığı çeşitli meseleler hakkında imamların görüşlerini enine boyuna ele almış olması, delillerini, gerekçelerini ortaya koyup bunlar arasında gerekli mukayeseyi yapmış olması sonra da delili daha kuvvetli ve nassa daha uygun olanı tercih etmeye yönelmiş olması ihtimali uzak değildir. Bundan maksadı ise öğrencilerini taklid mertebesinden, ittibâ’ mertebesine taşıyacak ve böylelikle bağımsız bir kişilik sahibi olmalarını sağlayacak  sağlıklı fıkıh bilgisi edinme melekesini geliştirmek istiyordu.

5- İnsanların İslâmî kültürlerini geliştirmek, kamuoyunu uyanık tutmak, sağlıklı bir şekilde kamuoyunu yönlendirmekte hatipliğin önemli bir rolü olduğundan dolayı şarih el-Efram Camii hatipliğini de üstlenmişti.

6- Aynı şekilde el-Belka bölgesinin stratejik yeri olan Husbân’da da hatiplik görevini üstlenmişti.

7- Muharrem 777 h. tarihinde Mısır hakimliğine tayin edilen amcasının oğlu Necmu’d-Din’in yerine vekâleten Dımaşk’ta 776 h. yılının sonlarında hanefî mezhebi hakimliği görevini üstlenmiştir. Daha sonra Necmu’d-Din yüz gün görev akabinde hakimlikten affedilmeyi istedi ve Dımaşk’a nakledildi. Onun yerine Mısır’daki hanefî mezhebi kadılığını şarih bu yılın Cumade’l-Ahire yılında üstlendi. İki yıl kadar hakimlik yaptıktan sonra affedilmeyi istedi ve istifası kabul edildi. Sonra da Dımaşk’a el-Kaymaziyye ile el-Cevheriyye’deki görevlerine ve hatipliğe geri döndü.