> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tahavi Şerhi > Ashab’ı Sevmenin Gereği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ashab’ı Sevmenin Gereği  (Okunma Sayısı 647 defa)
07 Ocak 2012, 00:06:16
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 07 Ocak 2012, 00:06:16 »



Ashab’ı Sevmenin Gereği


Tahâvî -Allah ona rahmet etsin-, Rafızîler’in ve Nevasıb’ın kanaatlerinin reddine işaret etmektedir. Yüce Allah da, Rasûlü de Ashab-ı Kiram’dan övgüyle söz etmiş, onlardan razı olmuş ve onlara el-Hüsna’yı (cennet’i) vadetmiştir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"İleriye geçen muhacir ve ensar ile onlara güzellikle uyanlardan Allah razı olmuştur. Onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır. Bunlar için orada ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu en büyük kurtuluştur." (et-Tevbe, 9/100)

"Muhammed Allah’ın Rasûlüdür. Onunla birlikte olanlar, kâfirlere karşı sert ve katı, kendi aralarında merhametlidirler." (el-Feth, 48/29) Surenin sonuna kadar.

"Andolsun ki ağacın altında sana bey’at ederlerken, Allah mü’minlerden razı olmuştur." (el-Feth, 48/18)

"İman edip, hicret eden, Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad edenlerle (onları) barındırıp yardım edenler (ensar); işte onlar birbirlerinin velileridirler..." (el-Enfal, 8/72) surenin sonuna kadar.

"Aranızdan fetih’ten önce infak edip, savaşanlar (diğerleriyle) bir olmaz. Onların dereceleri fetih sonrasında infak edip savaşanlardan daha büyüktür. Bununla beraber Allah hepsine de el-Hüsna’yı (cenneti) vadetmiştir. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (el-Hadid, 57/10)

"(O fey) yurtlarından ve mallarından çıkartılıp, uzaklaştırılmış olan ve Allah’ın lutuf ve rızasını isteyen, Allah’a ve peygamberine yardım eden fakir muhacirler içindir. İşte onlar sadıkların ta kendileridir. Onlardan evvel Medine’yi yurt edinip iman’a sahip olanlar ise kendilerine hicret edenleri severler ve bunlara verilen şeylerden dolayı kalplerinde bir çekememezlik duymazlar. Kendileri fakirlik içinde bulunsalar dahi (muhacirleri) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarını bulanların ta kendileridir. Onlardan sonra gelenler derler ki: ‘Rabbimiz bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle, kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma. Rabbimiz şüphesiz ki sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin." (el-Haşr, 59/8-10)

Bu âyet-i kerîme’ler muhacir ve ensar’a, onlardan sonra gelip onlar için mağfiret dileyen, Yüce Allah’tan kalplerinde onlara karşı bir kin bırakmamasını isteyenlere övgüleri ihtiva ettiği gibi, fey’de hak sahibi olanların da işte bunlar olduğu hükmünü de ihtiva etmektedir. Kalbinde iman edenlere karşı bir kin besleyen, onlar için mağfiret dilemeyen bir kimse Kur’ân nass’ı ile fey’de hak sahibi değildir.

Buharî ve Müslim’de, Ebu Said el-Hudrî -Radıyallahu anh-dan şöyle dediği kaydedilmektedir: Halid b. el-Velid ile Abdurrahman b. Avf arasında bir anlaşmazlık oldu. Halid ona sövecek oldu, Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurdu: "Ashab’ımdan kimseye sövmeyiniz. Sizden herhangi bir kimse eğer Uhud dağı kadar altın infak edecek olsa, onlardan birisinin infak ettiği bir mudde ve hatta onun yarısına dahi erişemez."[188] Halid’in, Abdurrahman’a sövmesini sadece Müslim söz konusu etmekte, Buharî ondan söz etmemektedir.

İşte Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- Halid’e ve benzerlerine: "Ashab’ıma sövmeyiniz" diyor ve bununla Abdurrahman ve benzerlerini kastediyor. Çünkü Abdurrahman b. Avf ve benzerleri ilk iman edenler arasındadırlar. Onlar ayrıca Fetih’ten önce İslam’a girip savaşmış olanlardır. Rıdvan bey’atinde de bulunmuşlardır. O bakımdan onlar, Rıdvan bey’atinden sonra İslam’a giren kimselere nisbetle daha faziletlidirler ve onun daha has ashab’ıdırlar. Diğerleri ise Hudeybiye’den sonra ve Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-in Mekke’lilerle barış yapmasından sonra İslam’a girmişlerdir. Halid b. el-Velid de onlardan birisidir. Bunlar da Mekke fethedilinceye kadar müslüman olmaları geciken kimselerden daha önce müslüman olmuşlardır. Mekke fethedildiği gün İslama girenlere de "et-Tulaka" adı verilmiştir. Ebu Sufyan ile onun iki oğlu Yezid ve Muaviye de bunlardandır.

Hadis’ten maksad Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-in sonradan ashab arasına karışmış olanların, önceden ashab’dan olanlara dil uzatmalarını yasaklamaktır. Çünkü bunların sonradan ashab arasına katılanlara göre bir imtiyazları vardır ve sonradan ashab arasına katılanların bu hususta onlara ortak olmalarına imkan yoktur. Hatta onlardan birisi Uhud dağı kadar altın infak edecek olsa dahi bu, diğerlerinden birisinin infak ettiği bir mudde yahut onun yarısına dahi denk düşmez.

Hudeybiye’den sonra -Mekke’nin fethinden önce olsa bile- İslam’a girenlerin hali bu olduğuna göre, hiçbir şekilde ashab arasında sayılmayan kimselerin ashab’a karşı durumu ne olur? Allah onların hepsinden razı olsun.

Ensar ve muhacir’lerden ilk İslam’a girenler Fetih öncesinden infak edip, savaşan kimselerdir. Rıdvan bey’atinde bulunanların hepsi de onlardandır ve bunların sayısı bindörtyüz kişiden fazla idi.

Şöyle de açıklanmıştır: "İlk önde gidenler" iki kıbleye doğru da namaz kılanlardır. Ancak bu zayıf bir görüştür, çünkü Kudüs’e doğru namaz kılmak neshedilmiş bir hükümdür, tek başına bir fazilet değildir. Çünkü nesh onların işi değildir, ayrıca bu şekilde bir namaz kılmanın daha faziletli olduğuna delil olabilecek şer’î bir delil de yoktur. Halbuki infak ile cihad ile ve ağaç altında Rıdvan bey’atinde bulunmak suretiyle öncelikli oluşun faziletine dair delil teşkil eden buyruklar vardır.

Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-den rivayet edilen: "Ashab’ım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz."[189] hadisine gelince; bu zayıf bir hadistir. el-Bezzar der ki: Bu, Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-den sahih olarak gelen bir hadis değildir, güvenilir hadis kitaplarında da yoktur.

Müslim’in Sahih’inde ise Cabir’den şöyle dediği kaydedilmektedir: Âişe -Radıyallahu anha-ya: Bazı insanlar Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-in ashabını hatta Ebu Bekr ve Ömer’i dillerine doluyorlar denilince, dedi ki: Siz bunun neresine hayret ediyorsunuz ki? Onların amelleri (vefatlarıyla) kesildi, Yüce Allah da onların ecirlerinin kesilmesini murad etmedi.

İbn Batta, sahih bir isnad ile İbn Abbas’ın şöyle dediğini kaydetmektedir: "Muhammed’in ashab’ına sövmeyiniz. Onlardan herhangi birisinin -Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- ile birlikte- bir anlık bulunması, sizden herhangi birisinin kırk yıllık amelinden daha hayırlıdır."[190] Vekî’ yoluyla gelen rivayette de: "Sizden herhangi birisinin ömür boyu ibadetinden daha hayırlıdır" denilmektedir.

Buharî ile Müslim’de, İmran b. Husayn ve başkalarının rivayet ettiği hadise göre Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: "İnsanların en hayırlısı benim çağdaşlarımdır, sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler." İmran dedi ki: Kendi çağından sonra iki mi, üç mü çağ zikretti bilemiyorum.[191]

Müslim’in Sahih’inde, Cabir -Radıyallahu anh-dan rivayete göre Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: "Ağaç altında bey’at edenlerden hiçbir kimse cehennem ateşine girmeyecektir."[192]

Yüce Allah da şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Allah peygamberini de içlerinden bir gurubun gönülleri az kalsın eğrilmek üzere iken dar zamanda ona tabi olan muhacir’lerle ensar’ı da tevbeye muvaffak etti. Sonra onların bu tevbelerini kabul buyurdu..." (et-Tevbe, 9/117 ile ondan sonraki diğer âyetler...)

Andolsun ki Abdullah b. Mes’ud -Radıyallahu anh- şu sözleriyle onları nitelendirirken doğru söylemiştir: Allah kulların kalplerine nazar etti. Muhammed’in kalbinin kulların kalplerinin en hayırlısı olduğunu gördü. O bakımdan onu kendisi için seçti ve risaletiyle onu gönderdi. Muhammed -Sallallahu aleyhi vesellem-in kalbinden sonra diğer kulların kalplerine nazar etti. Ashab’ının kalplerinin, kulların kalplerinin en hayırlısı olduğunu gördü. O bakımdan onları peygamberinin yardımcıları yaptı, dini uğrunda savaştılar. Müslümanların güzel gördükleri şey bundan dolayı Allah nezdinde de güzeldir, onların kötü gördükleri şey bundan dolayı Allah nezdinde de kötüdür.

Bir başka rivayette şu şekildedir: Muhammed’in ashab’ının tamamı Ebubekr’i halife seçmek görüşünde birleştiler.

İbn Mes’ud’un: Sizden her kim bir sünnete uyacaksa, ölmüş olanların sünnetine tabi olsun... şeklindeki sözleri Tahâvî’nin: "Ve biz sünnet’e ve cemaate tabi oluruz" sözlerini açıklarken geçmiş idi.

Mü’minlerin en hayırlılarına ve Yüce Allah’ın peygamberlerden sonraki gerçek dostlarının efendilerine, önderlerine kalbinde bir kin taşıyan bir kimseden daha sapık kim olabilir? Hatta onlara kin duyanlardan yahudi ve hristiyanlar bir hasletleriyle bu bakımdan onlardan üstündürler. Çünkü yahudiler’e: Sizin ümmetinizin en hayırlıları kimlerdir? diye sorulduğunda onlar: Musa’nın ashab’ıdır, derler. Hristiyanlar’a: Sizin ümmetinizin en hayırlıları kimdir? diye sorulunca onlar da: İsa’nın ashab’ıdır derler. Rafızî’lere: Ümmetinizin en kötüleri kimdir? diye sorulunca, onlar da: Muhammed’in ashab’ıdır der, çıkarlar ve aralarından çok az kimseler dışında istisna da yapmazlar. Halbuki onların dil uzatıp, sövdüğü kimseler arasında istisna ettikleri kimselerden kat kat daha hayırlıları bile vardır.

Tahâvî’nin - Allah ona rahmet etsin- : "Onlardan herhangi birisinin sevgisinde aşırıya kaçmayız" yani onlardan kimseyi sevmekte -Şia’nın yaptığı gibi- haddi aşmayız. O takdirde biz haddi aşanlardan oluruz. Yüce Allah ise: "Ey kitab ehli! Dininizde aşırıya gitmeyin" (en-Nisa, 4/171) diye buyurmaktadır.


[188] Buhârî 3673; Müslim 2541; Dâvûd 4658.

[189] İbn Abdilberr, Câmiu Beyâni'l-İlm, II, 91.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ashab’ı Sevmenin Gereği
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:28:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ashab’ı Sevmenin Gereği rüya tabiri,Ashab’ı Sevmenin Gereği mekke canlı, Ashab’ı Sevmenin Gereği kabe canlı yayın, Ashab’ı Sevmenin Gereği Üç boyutlu kuran oku Ashab’ı Sevmenin Gereği kuran ı kerim, Ashab’ı Sevmenin Gereği peygamber kıssaları,Ashab’ı Sevmenin Gereği ilitam ders soruları, Ashab’ı Sevmenin Gereğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes