๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 16 Ocak 2012, 19:46:48



Konu Başlığı: Akaid İlmi İlimlerin En Şereflisidir
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 16 Ocak 2012, 19:46:48
Dinin Esasları (Akaid) İlmi, İlimlerin En Şereflisidir


Dinin esasları ilmi, ilimlerin en şereflisidir. Çünkü herbir ilim dalının şerefi, konusunun şerefinden gelir. Bu ise fer’î hükümlerin bilgisi demek olan fıkha nisbetle en büyük fıkıh (fıkh-ı ekber)dir. Bundan dolayıdır ki İmam Ebu Hanife -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- dinin esasları ile ilgili ve bir kaç sahifede topladığı görüşlerini "el-Fıkhu’l-Ekber" diye adlandırmıştır.

Kulların buna ihtiyaçları herşeyden çoktur. Hiçbir şeyle kıyas edilmeyecek kadar buna zorunlu olarak muhtaçtırlar. Çünkü kalpler rab’lerini, ma’budlarını ve kendilerini yoktan yaratıcılarını isim, sıfat ve fiilleriyle tanımaksızın hayat bulamazlar. Bütün bunlarla birlikte kalplerin herşeyden çok onu sevmeleri gerekir ve bütün gayretleri diğer yaratıklar bir tarafa, sadece O’na kendilerini yakınlaştırmaya yönelik olmalıdır.

Akılların kendi başlarına bunları etraflı bir şekilde bilip, idrâk etmeleri imkânsız bir şeydir. Bundan dolayı aziz ve rahim olan Allah, rahmetinin gereği olarak kendisini tanıtan, yoluna çağıran, çağrılarını kabul edenleri müjdeleyen, kendilerine muhalefet edenleri korkutup uyaran peygamberler göndermiş; onların davetinin anahtarını, risaletlerinin özünü, şanı yüce ma’bûdu isim, sıfat ve fiilleriyle tanımak olarak tesbit etmiştir. Zira risaletin başından sonuna kadar bütün gerekleri bu bilgi üzerine bina edilir.

Sonra bunun arkasından iki önemli esas gelir:

Birincisi kendisine ulaştıran yolun tanımıdır. Bu da emir ve yasaklarını ihtiva eden şeriatidir.

İkincisi kendisine ulaşmalarından sonra bu yolu izleyenlere verilecek olan ebedî nimetleri bildirmektir.

Buna göre insanlar arasında Allah’ı en iyi tanıyanlar kendisine ulaştıran yola en çok uyan ve huzuruna varacakları vakit O’nun yolunu izleyenlerin durumunun ne olacağını en iyi bilen kimselerdir. İşte bundan dolayı yüce Allah, Rasûlüne indirdiklerine "ruh" adını vermiştir. Çünkü gerçek hayat buna bağlıdır. Diğer taraftan hidayet bulmak da O’na bağlı olduğundan ötürü yine bu yolu "nur" diye adlandırmıştır. İşte yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"O kavuşma günü (kıyamet) ile korkutmak için kendi emrinden ruhu kullarından dilediği kimseye gönderendir." (el-Mu’min, 40/15); "Sana da böylece emrimizden bir ruh vahyettik. Kitabın da, imanın da ne olduğunu bilmezdin, fakat Biz onu kendisiyle kullarımızdan dilediğimizi hidayete ilettiğimiz bir nur kıldık ve muhakkak ki sen dosdoğru yola iletirsin. Göklerde ne var, yerde ne varsa kendisinin olan Allah’ın yoluna; şunu bilin ki bütün işler Allah’a döner." (eş-Şûrâ, 42/52-53)
Buna göre rasûlün getirdikleri dışında hiçbir şeyde "ruh" yoktur. Onun ile aydınlanmanın dışında da hiçbir yerde nur bulunmaz.

O yine Yüce Allah’ın buyurduğu gibi şifanın da ta kendisidir: "De ki: O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifâdır." (Fussilet, 41/44)   O halde o her ne kadar mutlak olarak bir hidayet ve bir şifâ ise de bundan yararlananlar bizzat mü’minler oldukları için özellikle onlar söz konusu edilmişlerdir.

Yüce Allah, Rasûlünü hidayet ile ve hak din ile göndermiştir. Bundan dolayı onun getirdikleri dışında hiçbir şeyde hidayet yoktur.


Konu Başlığı: Ynt: Akaid İlmi İlimlerin En Şereflisidir
Gönderen: Sevgi. üzerinde 11 Nisan 2021, 04:07:18
Esselamü Aleyküm bilgiler için Allah razı olsun kardeşim