> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tabiînin Hayatından Tablolar  > Ömer İbn Abdilaziz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ömer İbn Abdilaziz  (Okunma Sayısı 1384 defa)
07 Kasım 2010, 03:04:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Kasım 2010, 03:04:38 »



ÖMER İBN ABDİLAZİZ


— Üç tablo —

Ömer ibn Abdilaziz alimlere göre, ilmiyle amil alimlerden ve Hulefa-i Raşidin'den sayılır.[1]

Hulefa-i Raşidîn'in beşincisi abid ve zahid halifeden söz etmek misk kokusundan ve bahçelerden yayılan kokulardan daha güzel bir-şeydir.

Onun eşsiz ve yüce hayatı güzel kokulu ve verimli bir bahçedir. O bahçenin neresine varsanız taptaze bir bitki, güzel bir çiçek ve ol­gun bir meyve bulursunuz.

Şimdî, tarihin doruğunun kendisiyle süslendiği bu hayatın tama­mını anlatamamamız; bahçesinden bir çiçek koparmamızı, onun nu­rundan bir kıvılcım almamızı da engellemez herhalde...

Çünkü tamamına erişilıneyenin bir kısmı da terkedilmez ya. İşte sana Ömer İbn  Abdilaziz'in  hayatından üç tablo. Allah izin verirse bundan sonra bunları başka tablolar da takip edecek.

Bu tabloyu bize Medine'nin alim, kadı ve şeyhi Seleme İbn Dînar rivayet etmektedir:

Haleb'in meseleleriyle ilgili olarak Hunasıra'dayken müslüman-ların halifesi Ömer İbn Abdilaziz'in yanına geldim.

Yaşım hayli ilerlemişti.

Uzun zamandan beri de onunla görüşmemiştik.

Onu evin önünde buldum.

Ancak, Medine'ye  vali olduğu gün  gördüğüm  halinin değişmesi sebebiyle onu tanıyamadım. .

Bana hoş geldin dedikten sonra:

«Ebu  Hazim yanıma gel» diye ilâve etti.

Yanma varınca:

«Sen müminlerin emîri Ömer îbn Abdilaziz değil misin?» dedim.

O da: «Evet» dedi. Ben de:

«N'oidu  sana  böyle?

Senin yüzün parlak, cildin taze ve rahatın yerinde değil miydi?» dedim.

«Öyleydi»  diye  cevap verdi,

«Altın ve gümüş sahibi ve müminlerin emîri olduktan sonra seni bu hale getiren nedir?» diye sordum. O da:

«Ebu Hazim! Peki bende değişen nedir?!» diye sordu. Şu cevabı verdim:

«Vücudun zayıflamış... Cildin sertleşmiş... Yüzün sararmış... Gözlerinin canlılığı gitmiş...» Bunun üzerine ağladı ve şöyle dedi:

«Sen, beni, öldükten üç gün sonra gözlerim çenemin üzerine ak­mış, karnım deşilip parçalanmış, böcekler vücudumdan yararlanmak için cesedime üşüşmüşken görseydin nasıl  olurdu ya?!

İşte beni o zaman görseydin, beni bugünkü kadar da tanıyamaz­dın...»

Daha sonra gözlerini bana dikip:

«Ebu Hazim! Medine'de bana rivayet ettiğin hadisi hatırlamıyor musun?» dedi.

«Müminlerin emîri.'Sana birçok hadis rivayet ettim. Hangisini kastediyorsun?» dedim.

Şöyle cevap verdi: «Ebu Hurayra'nm rivayet ettiği bir hadis». .«Evet, hatırlıyorum,  müminlerin emîri!» dedim.

«Bana o hadisi tekrar etsene. Senden onu tekrar dinlemek isti­yorum» dedi.

Ben anlattım. Ebu Hurayra'nın şöyle dediğini duydum: «Resûiüllah'ın  (s.a.v.) şöyle buyurduğunu duydum,

Sizin önünüzde sarp ve çok tehlikeli bir yokuş var. Onu sadece, vücudu  ibadet ve cihat ederken zayıf düşenler aşabilecektir».

Ömer, ciğerinin parçalanmasından korktuğum bir şekilde ağladı. Daha sonra gözyaşlarını silip bana döndü ve şöyle dedi:

«Ebu Hazim! Bu yokuştan kurtulmak ümidiyle kendimi zayıflattı­ğımda benî ayıplar mısın... Halbuki ben kendimi kurtulmuş sanmıyorum».

Ömer'in hayat tablolarından ikincisini de bize Et-Taberî, et-Tufeyl İbn Mirdas'tan rivayet etmektedir. O şöyle anlatır:

«Müminlerin  emîri Ömer İbn Abdilaziz halife olduğunda, Suğd'-daki  [2] valisi Süleyman İbn Ebi's-serîy'ye şu mektubu yazdı:

«Müslümanları   misafir etmek için oteller  yap.

Oraya onlardan birisi uğradığında gece ve gündüz misafir edin...

Onun durumunu düzeltin ve hayvanlarını siz temin edin.

Eğer yorgunluktan  şikâyet ederse onu  iki  gün iki  gece  misafir edin...

Ona yardım edin.

Eğer azığı ve binecek bir hayvanı olmazsa ihtiyacını görecek şe­yi ona verin.

Ve onu memleketine ulaştırın». Vali halîfenin emrini  yerine getirdi. Kendisine hazırlamasını emrettiği otelieri yaptı. Bunlarla  ilgili  haberler her tarafa yayıldı.

İslâm ülkelerinin doğu ve batısındaki  insanlar bu yapılanlardan konuşmaya ve  halifenin adalet ve takvasını övmeye başladılar.

Hemen Semerkand  [3] halkının Meri gelenlerinden bir heyet ora­nın valisi Süleyman  İbn  Ebi's-Serîyy'e gelip şöyle dediler:

«Selefin (senden önceki) Kuteybe İbn Müslim el-Bahilî ülkemizi haber vermeden [uyarmadan] işgal etti.

O bizimle savaşta sizin yani müsliimanlann davrandığı gibi dav-ranmadi.

Biz öğrendik ki, siz düşmanlarınızı İslâm'a girmeye davet ediyor­sunuz.

Eğer kabul etmezlerse onları cizye vermeye davet ediyorsunuz. Yine bunu da kabul etmezlerse onlara savaş ilân ediyorsunuz...

Biz halifenizin adalet ve takvasını görünce ordunuzu size şikayet etme ve komutanlarınızdan birinin bize yaptıklarına karşı sizden yar­dım isteme cesaretini bulduk...

Ey emîr! Bizden bir heyetin halifeye gitmesine ve bize yapılan haksızlıkları ona ulaştırmamıza izin ver...

Eğer bizim de bir hakkımız olursa, o bize verilir. Eğer yoksa gittiğimiz yerden geri döneriz».

Süleyman onlardan bir heyetin Şam'daki halîfeye gitmelerine izin

Onlar halifelik makamına varınca durumlarını müslümanların ha­lîfesi Ömer İbn AbdÜaziz'e ilettiler.

Halife, valisi Süleyman İbn Ebî's-Seriyy'e şu mektubu yazdı:

«Bu mektubum sana geldiğinde. Semerkantlılar için şikâyetleri­ni dinleyecek bîr kadı görevlendir.

Eğer o, onların lehinde hükmederse, müslüman ordusunun onla­rın şehrini terketmelerini emret.

Onların arasında oturan müslümantan memleketlerini terketme-ye çağır.

Siz ve Kuteybe İbn Müslim el-Bahilî onların ülkesine hiç girme­miş  gibi dönünüz».

Heyet Süleyman İbn Ebi's-Seriyy'e gelip müminlerin emîrinin mektubunu verdiklerinde, hemen onlar için kadıların kadısı Cümeye İbn  Hazır en-Naci'yi görevlendirdi.

Kadı onlann şikâyetini dinleyip verdikleri bilgileri araştırdı.

Bazı müslüman asker ve komutanların şahitliklerine başvurdu.

Kadı onların iddialarının doğru oiduğu kanaatine vardı.

Ve onların lehine hükmetti...

Öyle olunca vali, müslöman' askerlerinin onlann ülkelerini terket­melerini, kendi karargâhlarına dönmelerini ve bir defa daha onlarla savaşmalarını emretti...

Onların ülkelerine ya barış yoluyla girecekler...

Ya orayı savaş yoluyla elde edecekler.

Ya da onlar için fetih mümkün olmayacaktı.

Halkın ileri gelenleri, müslümanların kadıların kadısının onların lehindeki hükmünü duyunca, birbirlerine şöyle dediler:

«Yazıklar olsun size... Bu insanların içine karıştınız ve onlarla birlikte kaldınız.

Onlann ahlâkını, adalet ve doğruluklarını gördünüz.

Onları yanınızda bıraktınız.

Onlarla oturup kalkarken içiniz1 rahat olsun...

Onlarla birarada bulunmaktan dolayı gözünüz aydın olsun...»

Ömer'in hayatındaki tablolardan üçüncüsünü de bize ibn Abdıı-

hakem «Sîretu Ömer İbn Abdilaziz»  isimli  kıymetli kitabında anlat­maktadır:

Ömer'in vefatı yaklaşınca Mesleme İbn Abdilmelik  [4]yanına gir-. di ve şöyle dedi:

«Ey müminlerin emîri! Sen çocuklarının fırsatı ganimet bilip pa­raya sahip olmalarını önledin.

Bana veya ailenden tercih ettiğin birine onlar hakkında vasiyet­te bulunsaydın ne iyi olurdu».

Sözünü bitirince Ömer: «Beni oturtunuz» dedi. Onu doğrultup ya­tağına oturttular. O şöyle dedi:

«Mesleme! Konuşmanı duydum.

Çocuklarımın fırsatı ganîmet bilip bu mala sahip olmalarım ön­lediğimi söyledin.

Vallahi, ben onları lâyık oldukları bir hakta alıkoymadım. Onların olmayan hiçbir şeyi de onlara vermedim.

Bana veya ailenden tercih ettiğin birine onlar hakkında vasiyette bulunsaydın sözüne gelince; benim onlar hakkındaki vasîm ve velîm hak ile kitabı İndiren Allah'tır. O, iyileri korur ve onlara yardım eder.

Mesleme! Oğullarımın iki kişiden biri olduğunu bil.

Ya salih ve muttaki bir kişi ki Allah lutfuyla ona yardım edip onun için bir çıkış yolu bulacaktır...

Ya da günahların üzerine eğilmiş kötü bir kişi ki ben Allah Taâiâ'-ya karşı, ona, parayla yardım eden kişilerin ilki olmayacağım».

Daha sonra:  «Oğullarımı yanıma çağırın» dedi.

Onları çağırdılar, on küsur oğlandı.

Onları görünce Ömer'in gözleri yaşardı ve şöyle dedi:

«Benim çocuklarım var ki onları yoksul ve hiçbir şeysiz bıraktım».

Sessiz bir şekilde ağlamaya devam etti... Daha sonra onlara dö­nüp: «Yavrularım!

Size birçok iyilik bıraktım...

Siz, müslüman ve zimmîlerden üzerinizde haklan olduğunu söy­leyen hiç kimseyle karşilaşmiyacaksınız.

Yavrularım! Sizin iki şeyden birini seçmeye hakkınız var:

Ya, babanızın cehenneme girmesi karşılığında zengin olmanız...

Ya da cennete girmesi karşılığında fakir olmanız...

Ancak   ben  sizin,   babanızı  cehennemden  kurtarmayı  zenginliğe tercih edeceğinizi zannediyorum» dedi.

Daha sonra onlara şefkatle bakıp şöyle dedi:

«Kalkınız, Allah sfzi korusun.

Kalkınız, Allah size rızık versin...»

Mesleme ona dönüp şöyle dedi:

«Benim bundan daha iyi bir fikrim var, müminlerin emîri!»

Halife: «Peki nedir o?» dedi.

Mesleme şöyle cevap verdi: «Bende üçyüz bin dînar var. Bu pa­raları sana vereyim, sen de onları çocuklarının arasında dağıt veya istersen onları tasadduk et».

Örner ona: «Mesleme! Bende bundan daha iyisi var» dedi. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ömer İbn Abdilaziz
« Posted on: 19 Nisan 2024, 10:59:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ömer İbn Abdilaziz rüya tabiri,Ömer İbn Abdilaziz mekke canlı, Ömer İbn Abdilaziz kabe canlı yayın, Ömer İbn Abdilaziz Üç boyutlu kuran oku Ömer İbn Abdilaziz kuran ı kerim, Ömer İbn Abdilaziz peygamber kıssaları,Ömer İbn Abdilaziz ilitam ders soruları, Ömer İbn Abdilazizönlisans arapça,
Logged
09 Mayıs 2015, 19:04:27
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 09 Mayıs 2015, 19:04:27 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Halife olan,adaletli olan ,İslam yolunda iman yolunda hizmet etmiş,dünyalık bütün zenginlikleri göz ardı etmiş,sadece Allah rızası için yaşayan salih bir kul...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes