> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tabiînin Hayatından Tablolar  > Ebu Hanife En Numan(1)
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebu Hanife En Numan(1)  (Okunma Sayısı 1030 defa)
07 Kasım 2010, 02:40:08
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Kasım 2010, 02:40:08 »



EBU HANÎFE EN-NU'MAN(I)


»Hayatından şahane anlar»

«Ebu  Hanife'den daha akıllı, daha fa ziletli ve daha takvalısmi görmedim»[1]

e parlak yüzlü, tatlı ve güzel sözlüydü. Boyu ne çok uzun, ne de hoşlanılmayacak derecede kısaydı.

Ayrıca o çok şık elbiseler giyen, çok güzel kokan birisiydi. İnsan­ların arasına çıktığında, daha görmeden, onu kokusundan tanırlardı.

İşte bu; Ebu Hanîfe künyeli en-Numan İbn Sabit İbn el-Merzuban'-dir. O, fıkhın kabuklarını yarıp içindeki şaheserlerini ortaya çıkaran­ların ilkidir.

Ebu Hanîfe Emevîler devrinin sonunun bir kısmına, Abbasiler dev­rinin de başının bir kısmına yetişmiştir,

O, halifeler ve valilerin ilim ve marifet sahiplerine bol bol ih­sanda bulunup da onlara, haberleri olmadan her taraftan bol bol gelir gelmeye başladığı bir zamanda yaşamıştır.

Ancak Ebu Hanîfe, [2] lmini ve nefsini bundan korumuş, sağ elinin kazandığından yemek ve elinin daima veren el olması şeklinde işini sağlama bağlamıştı...

Bir defasında el-Mansur onu, ziyaretine gelmeye davet etmişti. Ebu Hanîfe onun yanına varınca el-Mansur ona aşırt saygı ve ikramda bulundu. Onu yakınına oturttu. Din ve dünya işlerinden birçoğu hak­kında ona soru sormaya başladı.

Ebu Hanîfe onun yanından ayrılmak isteyince, el-Mansur'un meş­hur olan cimriliğine göre ona içinde otuz bin dirhem bulunan bir kese verdi.

Ebu Hanîfe ona şöyle dedi:

«Müminlerin ernîri! Ben Bağdad'da kimsesizim... Benim bu para için yerim yok. Ona bir zarar gelmesinden korkuyorum.

Onu benim için beytülmalde (hazinede) sakla, ihtiyacım olduğun­da ben onu senden isterim».

El-Mansur onun isteğini kabul etti.

Ancak o günden sonra Ebu Hanîfe'nin hayatî uzun sürmedi.

Öldüğünde evinde, halka ait, bu miktarın kat kat üstünde   olan emanetler bulundu.

El-Mansur bunu duyunca şöyle dedi:

«ALLAH Ebu Hanîfe'ye rahmet etsin. Bizi aldatıp birşey almayı ka­bul etmedi.»

Hiç tuhaf değildir. Ebu Hanîfe, kişinin, eünin emeğiyle elde ettiği lokmadan daha temiz ve değerli bir lokma yemediğine inanırdı.

Bu sebeple onun, vaktinin bir kısmını ticarete ayırdığını görüyoruz.

O, kumaş ve elbise alıp satardı. Kervanı Irak şehirlerine gider ge­lirdi.

Halkın alışverişe geldiği bir dükkanı vardı. Orada doğru, dürüst muameleyi, ahş-verişte güveni görürlerdi.

Onların oradan büyük bîr zevk duyduklarında da hiç şüphe yoktu.

Onun ticareti ona bol hayır ve —ALLAH'ın lutfu olarak— bol para getiriyordu.

O malı helâlinden alır mahalline koyardı.

Onun şöyle yaptığı meşhurdur: Üzerinden bir yıl geçince ticaret­ten elde ettiği kârı hesap eder. Onun, geçimine yetecek kadar olanını endinde bırakır. Geri kalanıyla Kurra (Kur'an okuyanlar), muhaddis ve ilim öğrenenlerin ihtiyaçlarını, yiyecek ve giyeceklerini satın alırdı.

Onların her birine bir miktar para ayırır ve hepsini onlara verir ve şöyle derdi:

«Bunlar, ALLAH'ın benim vasıtamla sizin için gerçekleştirdiği tica­ret mallarının kârlarıdır.

Vallahi, ben size kendi paramdan hiçbir şey vermedim.

Ancak bu, sizin için ALLAH'ın bana Iutfetmesidİr.

ALLAH'ın rızkında, ALLAH'tan başka hiç kimsenin gücü yoktur».

Ebu Hanîfe'nin özellikle dost ve yakınlarına karşı cömertliği ve iyiliği hakkındaki haberler her tarafa yayılmıştır.

Bunlardan birisi şöyledir: Dostlarından biri, bir gün onun dükkâ­nına gelip:

«Ebu Hanîfe! Benîm yünlü kumaştan yapılmış bir elbiseye ihtiya­cım var» dedi.

Ebu Hanîfe ona:  «Rengi nasıl olacak» dedi. O: «Şöyle, şöyle» diye cevap verdi.

Ebu Hanîfe: «Bana öyle bir elbise gelinceye kadar sabret,'onu ben senin için alacağım».

Bir hafta geçtikten sonra, istenilen elbise eline geçti. Arkadaşı ona uğradı. Ebu Hanîfe:

«Aradığın şey elime geçti» dedi ve elbiseyi  çıkarıp ona verdi. Arkadaşı onu beğendi ve:

«Çırağına, ne kadar para ödiyeceğim» dedi.

Ebu Hanîfe: «Bir dirhem [3]dedi.

Adam garip bir tavırla: «Bir dirhem mi?!» dedi.

Ebu Hanîfe: «Evet» dedi.

Adam ona: «Ebu Hanîfe! Senin benimle alay edeceğini zannet­mezdim» dedi.

Ebu Hanîfe: «Ben seninle alay etmedim... Ancak bu elbiseyi ve onunla birlikte bir başkasını on dinar altına ve bir gümüş dirheme sa­tın aldım.

İki elbiseden birini on dinar altına sattım. Bir dirhem karşılığın­da da bende bu elbise kaldı.

Ben dostumdan asla kâr almam».

 Ona, ipekli kumaştan yapılmış bîr elbise isteyen yaşlı bir kadın

geldi.

İstediği elbiseyi onun için çıkardı. Kadın ona:

«Ben yaşlı bir kadınım. Fiyatlardan haberim yok.

Fiyatlara güvenip güvenemiyeceğim hakkında da bilgim yok.

Elbiseyi bana satın aldığın fiyata, az bir kâr ilâve ederek sat. Çün­kü fakirim» dedi.

Ebu Hanîfe ona: «Ben bîr defada iki elbise satın aldım. Daha son­ra birisini, ikisine ödediğim paradan dört dirhem eksiğine sattım. Onu dört dirhem karşılığında al. Senden hiç kâr istemiyorum» dedi.

Bir gün o dostlarından birinin üzerinde eski bir elbise görmüştü. Herkes gidip sadece kendisi ve o adam kalınca:

«Şu seccadeyi kaldır ve altındakini al» dedi.

Dostu seccadeyi kaldırdı, onun altındaki bin dirhemi gördü.

Ebu Hanîfe ona:

«Onları al ve durumunu onlarla düzelt» dedi.

Adam da:

«Ben zenginim, ALLAH bana bol  nimet vermiştir.  Benim onlara htiyacım yok» dedi.

Ebu Hanîfe ona şöyle dedi:

«Madem ki, ALLAH sana bol nimet verdi, peki onun nimetinin eser­leri hani?

Resûlüllah'ın [s.a.v.)  buyurduğu şu söz  sana ulaşmadı  mı? «ALLAH, nimetinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever».

Senin, dostunu üzmemen İçin .durumunu ve görünüşünü düzelt­men gerekir».

Ebu Hanîfe'nin cömertliği ve insanlara iyilik severliği, şu dere­ceye gelmişti: Çoluk çocuğuna bir harcamada bulunduğunda aynısını başka ihtiyaç sahiplerine de tasadduk ederdi.

Yeni bir elbise giydiği zaman onun değerinde yoksullara da giy­dirirdi.

Yemek önüne koyulduğunda, ondan her zamanki yediği miktarın bir katı kadarını alır, onu fakirlere verirdi.

Şu da onun hakkında anlatılanlardandır: O, konuşurken ALLAH'a ye­min etmemek için kendi kendine söz vermişti. Yoksa bir dirhem gü­müş sadaka verecekti. Daha sonra bu konuda gittikçe ilerlemeye baş­ladı. Öyle olunca, eğer ALLAH'a yemin ederse altından bir dinarı sada­ka olarak vermeye söz verdi. Doğru olarak yemin ettiğinde de bir di­nar sadaka veriyordu.

Hafs İbn Abdirrahman, Ebu Hanîfe'nin kervanlarından birine or­tak olmuştu. Ebu Hanîfe ona kumaş ve elbiseler hazırlıyor ve onunla birlikte İrak şehirlerinin  bazılarına gönderiyordu.

Bir defasında ona birçok ma! hazırladı. Bazı elbiselerde bir takım kusurlar olduğunu bildirdi ve ona şöyle dedi:

«Onları satmak istediğinde müşteriye kusurlarını açıkla»,

Hafs bütün malları sattı. Müşterilere kusurlu elbiselerin kusur­larını açıklamayı unuttu.

Hafs kusurlu elbiseleri sattığı kişileri hatırlamak için kendini zor­ladı. Ama başaramadı.

Ebu Hanîfe meseleyi öğrenip aldatılan kimseleri tanıma imkânına sahip olamayınca, bütün malların değerlerini tasadduk edinceye ka­dar yerinde duramadı ve gönlü rahat etmedi.

Bütün bunların üstünde Ebu Hanîfe, muamelesi iyi, dostluğu tatlı bir kimseydi. Dostu onun yüzünden mutlu olurdu.

Onun hakkında konuşan kimse, ona düşman bile olsa, onun yüzün­den mutsuz olmazdı.

Dostlarından birisi şöyle anlatır:

Abdullah İbn Mübarek'în [4] üfyan es-Sevrî'ye [5]şöyle dediğini duydum:

«Ebu Abdillah! Ebu Hanîfe gıybetten ne kadar uzak!.

Ben onun hiçbir düşmanını kötülükle andığını duymadım».

Süfyan ona şöyle cevap verdi;

«Ebu Hanîfe, sevaplarına çok iyi sahip olur. Onları gidermez».

Ebu Hanîfe insanların sevgisini kazanmaya çok düşkün ve onlar­la olan dostluğunu sürdürmeye çok önem verirdi.

Onun şu hali meşhurdur: Çoğunlukla halktan birisi ona uğrar, belli bir maksadı olmadan biraz onun meclisinde otururdu.

Kalkarken, Ebu Hanîfe onun halini hatırını sorardı. Eğer fakirse ona para verirdi...

Eğer hastaysa onun ziyaretine giderdi...

Bir ihtiyacı varsa onu yerine getirirdi...

Böylece onunla dostluğunu ve ilişkisini sürdürürdü...

Bütün bunların üstünde Ebu Hanîfe, gündüzleri oruç tutan, gece­leri namaz kılan, Kur'an okuyan ve seherlerde istiğfar eden birisiydi...

Çok ibadet etmesi ve kendini ona vermesi sebebiyle o, bir gün bir topluluğun yanından geçerken kendisi hakkında:

«Gördüğünüz bu adam geceleri uyumaz dediklerini duydu».

Onların bu sözünü duyar duymaz şöyle dedi:

«Ben insanların yanında, ALLAH'ın yanında olduğumun aksineyiın.

Vallahi şu andan itibaren halk benim hakkımda, yapmadıklarımı konuşmayacaklar.

Bugünden sonra, ALLAH'a kavuşuncaya kadar geceleri başımı yastı­ğa koyrnıyacağim».

O günden itibaren bütün geceyi, Azîz ve Celîl olan ALLAH'ın şu sö­zünü tekrar ederek geçirmiştir:

O günden itibaren bütün geceyi ibadetle geçirmeye başladı. Gece olup herkes yataklarına çekilince, o kalkar en güzel elbise­lerini giyer, sakalını tarar koku sürünürdü.

Daha sonra köşesine çekilir, gecesini namaz kılarak, Kur'an oku­yarak veya elleri havada dua ederek geçirirdi. Bazan Kur'an'ın tamamını bir rekatta okur... Bazan bütün geceyi bir ayetle ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 07 Kasım 2010, 02:42:40 Gönderen: Ayten »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebu Hanife En Numan(1)
« Posted on: 19 Nisan 2024, 02:27:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebu Hanife En Numan(1) rüya tabiri,Ebu Hanife En Numan(1) mekke canlı, Ebu Hanife En Numan(1) kabe canlı yayın, Ebu Hanife En Numan(1) Üç boyutlu kuran oku Ebu Hanife En Numan(1) kuran ı kerim, Ebu Hanife En Numan(1) peygamber kıssaları,Ebu Hanife En Numan(1) ilitam ders soruları, Ebu Hanife En Numan(1)önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes