> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tabiînin Hayatından Tablolar  > Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı  (Okunma Sayısı 971 defa)
07 Kasım 2010, 02:49:00
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Kasım 2010, 02:49:00 »



BELATU'Ş-ŞÜHEDA SAVAŞININ KAHRAMANI ABDURRAHMAN EL-GAFİKÎ


«Eğer barbar Charles Martel müsiü-manları ve onların komutanı el-Gafî-ki'yi yenmeşeydi, İspanya İslâm'dan daima istifade eder ve Avrupa'da me­deniyetin seyri sekiz asır gecikmezdi»,[1]

İngiliz şair Southy Endülüs'ün fethinden sonra Avrupa'ya akın ya­pan rnüslüman ordularını şöyle tarif etmektedir[2]

«Sayılamiyan topluluklar...

Arap, Berberi, âsî Rum...

Acem, kıbti ve Tatarlardan müteşekkil.

Hepsi aynı sancak aitında toplanmışlar...

Onları coşkun bir îman ve köklü bir asalet biraraya getiriyor...

Kıvılcım gibi yanıp tutuşan bir hamiyet  [3] ve insanlar arasında fark gözetmiyen dehşet verici bir kardeşlik...»

«Onlar zafer sarhoşluğuyla sızdıktan  sonra  komutanları   zafere daha çok güveniyorlardı...

Onlar, önlerinde hiçbir şeyin duramadığı bu üstün güçle gurur­landılar...

Ordularına yorgunluk ve bıkkınlık gelmesinin mümkün olmıyaca-ğına İnandılar...

O ordular, ilk defa hareket etmiş gibi daima yanıp tutuşan genç delikanlılardı...

İnandılar ki, o ordular hareket ettiklerinde, zafer ve galibiyet de onlarla birlikte yürürdü...

Ve onlar daima ileriye atılacaklar...

Ta ki mağlup garp şark gibi oluncaya...

Muhammed'in (s.a.v.) adına saygıdan dolayı baş eğinceye kadar...

Hatta hacca gidenin kuzey kutbunun en uç noktasından kalkıp...

îman ayaklarıyla Arap çölündeki yakıcı kumlara basıncaya... Ve Mekke'nin sert kayalarının üstünde duruncaya kadar...»

Ey şair! Sen hakikatten uzak veya söylediklerinin birçoğunda ha­yal vadilerinde yolunu şaşırmış değilsin.

Mücahidlerin, komuta ettiği ordular, tarif ettiğin gibi senin atak­larını  battıkları  cehaletten kurtarmak içindi...

Onların içinde, Allah'ın desteklediği Arablar vardı. Onlar size, Su­riye'den... Hicaz'dan... Necid'den... Yemen'den... Arap yarımadasın­daki her yerden rüzgâr gibi esmişlerdi...

Onların içinde İslâm şerefine ulaşmış Berberîler vardı.

Onlar size, Seyl-i  Arim  [4] gibi Atlas dağlarının tepesinden fış­kırmışlardı...

Onların içinde, Kîsraların putçuiuğundan tiksinip  tevhid  dinine Azîz ve Hamîd olanın yoluna dönen Acemler vardı...

Onların  içinde, dediğin gibi, âsî rumlar vardı...

Ancak onlar zulme ve karanlıklara isyan etmişler, göklerin ve ; rin nuruna sarılmışlar...

Ve doğru  dine  kavuşmuşlardı...

Onların içinde, boyunlarından, Kayserlere  [5] kölelik boyundur nu kaldıran kıbtîler vardı.

Çünkü onlar, analarından doğduğu gibi İslâm dairesinde hür in­sanlar  olarak yaşamak  istiyorlardı...

Evet, Abdurrahman el-Gafikî ve Seleflerinin komuta ettikleri or­du, atalarını cahillikten kurtarmak içindi. Onların içinde beyazı da var­dı, siyahı  da vardı. Arab da vardı, Acem  de.

Ancak onların hepsi islâm potasında erimişler ve Allah'ın nime-tiyie kardeş olmuşlardı.

Senin dediğin gibi, onların derdi, daha önce şarkı soktukları gibi garbı  da Allah'ın dinine sokmak,

Bütün beşeriyete, insanların ilâhına baş eğdirmek, İslâm nurunu sizin ova ve vadilerinize de yaymak, Onun güneşinin  evlerinizin  hepsinde doğmasını  sağlamak,

Ve onun adaletini krallarınızla halkınız arasında eşit hale aetir-mektı.

Onlar sizin hidayetinizin pahası olarak ve sizi ateşten kurtarmak için canlarını Allah'a vermeye azmetmişlerdi...

Ve nihayet...

İşte şimdi size bu ordunun son hikâyesi ve onun eşsiz kahrama­nı  Abdurrahman  İbn  Abdillah el-Gafikî'yle ilgili  bilgiler.

Akitanya Düküne, damadı Osman İbn Ebî Nüs'a'nın öldürülmesiyle ilgili korkunç haberler ulaştı.

Ona, güzel kızı Mînîn'in hazîn sonuyla ilgili haberler de ulaştı. Anladı ki savaş borazanları  çalmıştı...

Kesin olarak inandı ki İslâm'ın aslanı Abdurrahman el-Gafikî ak­şam veya sabahleyin onun yurduna da girecekti.

Topraklarının her karışını kahramanca ve yiğitçe savunmaya ha­zırlandı...

Ayrıca o kızı gibi Şam'daki halifelik merkezine esir olarak götü­rülmekten veya başının bir tepsi içinde götürülüp daha önce İspanya kralı Roderic'in başı gibi Şam çarşılarında dolaştırılmasından korku­yordu.

Abdurrahman el-Gafikî dükün  zannını  yalanlamadı.

Kalabalık  ordusuyla Endülüs'ün kuzeyinden  kasırga  gibi hareket

Sel gibi Pirene dağlarının tepelerinden Fransa'nın güneyine aktı. Ordusu yüzbin kişilik mücahidden meydana geliyordu.

Onların her birinin göğsünde bir aslan kalbi ve damarlarında ye­nilmeyen güçlü  bir azim vardı...

İslâm ordusu Rhone nehri kıyılarındaki Arles [Ar!} şehrine yönel-

İslâm ordusunun orasıyla bir hesabı vardı...

Çünkü bu Arles müslümanlara cizye vermek üzere anlaşma yap­mış, es-Semh İbn Malik el-Havlânî Touiouse savaşında şehit edilip müsiümanlar onun ölümünden dolayı bir sarsıntı geçirince, Arles hal­kı  isyan edip anlaşmayı bozmuşlar ve cizye vermeyi reddetmişlerdi.

Abdurrahman el-Gafikî şehrin etrafına varınca, Akitanya dükü Eudes'ün kalabalık ordusunu savaşa hazır hale getirdiğini şehrin sı­nırlarına yığınak yaptığını ve şehre yürüyen islâm ordusunu püskürt­mek için harekete geçtiğini gördü.

Çok geçmedi iki ordu karşı karşıya geldi.

İki taraf arasında çok şiddetli bir çarpışma oldu.

Bu sırada Abdurrahman el-Gafikî ordusundan, düşmanlarının ha­yatı sevdiklerinden daha çok ölümü seven birlikleri onların üzerine gönderdi...

Düşmanın ayaklarını sarstı...

Saflarını dağıttı...

Şehre bu defada savaş yoluyla girdi.

Kılıcı  halkın boyunlarında çalıştırdı.

Onları kırıp geçirdi.

Onlardan sayılamıyacak kadar ganimet elde etti.

Dük Eudes ise askerlerinden sağ kalanlarla birlikte kaçtı.

Müslüman odularıyia bir defa daha karşılaşmak için hazırlık yap­maya başladı.

Biliyordu ki Arles savaşın daha yolun başıydı, sonu değildi.

Abdurrahman e!-Gafikî kalabalık ordusuyla Garonne nehrini geç­ti ve muzaffer birlikleri Akitanya eyaletinin sağında ve solunda dolaş­maya başladılar.

Sonbaharda fırtınalar estiğinde ağaçların yapraklarının düştüğü gibi, şehirler ve köyler onların atlarının ayaklarının altına düşmeye başladılar.

Müslümanlar önceki ganimetlerine daha önce hiçbir gözün gör­mediği ve hiçbir kulağın duymadığı yeni ganimetler ilâve ettiler.

Akitanya dükü bu büyük orduya bir defa daha saldırmaya çalıştı ve müslümaniarla  kıyasıya bir çatışmaya girdi.

Fakat müslümanlar kısa zamanda onu ezici bir yenilgiye ve bü­yük bir felâkete uğrattılar. Ordusunu dağıttılar. Askerlerinin bir kıs­mını öldürdüler, bir kısmını esir ve mağlup ettiler.

Müslümanlar daha sonra o sırada Fransa şehirlerinin en büyüğü ve Akitanya eyaletinin merkezi olan Bordeaux (Bordo) şehrine yönel­diler.

Oranın idarecisiyle önceki çarpışmalardan pek geri kalmayan korkunç bir çarpışmaya giriştiler.

O çarpışmada, saldıran ve savunanlar hayret ve dehşet uyandı­ran kahramanlıklar gösterdiler.

Fakat büyük ve önemli olan bu şehir de kısa zamanda, daha önce düşen diğer şehirler gibi müslümanların eline düştü.

Yine kısa zamanda idarecisi de öldürüldü.

Müslümanlar Bordeaux'da, daha önce elde ettikleri bütün gani­metlerin yanında basit kalan ganimetlere sahip oldular.

Bordeaux'un müslümanların eline geçmesi başka birçok önemli şehrin de ele geçmesini sağlamıştı.

Bu şehirlerin en önemlileri Lyon, Besançon ve Le Mans'ti. Hele bu Le Mans'ın Paris'ten uzaklığı yüz milden fazla değildi.

Güney Fransa'nın yansının birkaç ay içerisinde Abdurrahman el Gafikî'nin eline geçmesi sebebiyle Avrupa bir uçtan bir uca sarsıl

Frenkler ani gelen bu tehlikeye karşı gözlerini açtılar.

Her tarafta, doğudan gelen bu korkunç tehlikeye karşı durm gücü yeten ve yetmeyen herkesi imdada koşmaya, kılıçlar köreldi ğinde göğüsleriyle onun karşısına çıkmaya araç ve gereç bulunma dığında önündeki yolu vücutlarıyla kapatmaya çağırıyorlardı.

Avrupa  davetçinin davetine icabet  etti.

Halk, yanlarındaki ağaç, taş, kesici alet ve silahlarla birlikte Char­les Martel'in sancağı altında toplanmaya başladı.

O sırada müslüman ordusu Fransa'nın nüfus bakımından en kala­balık, en muhkem ve tarihi en eski şehirlerinin başında gelen Tours şehrine ulaşmıştı.

Bunlardan başka şehir; muhteşem, büyük, kıymetli ve antik eş­yalarıyla dolu kilisesiyle Avrupa şehirlerinin çoğuna karşı gururlanı­yordu.

Müslümanlar bu şehri çepeçevre sardılar.

Zamanı gelince yağmurun yağdığı gibi oraya yağdılar.

Orayı fethetmek için canlarını ucuza sattılar...

Kısa zamanda şehir Charles Martel'in gözünün önünde ve kulak fan duya duya müslümanların eline geçti.

Hicretin  104. senesinin   Şa'ban ayının yirmisinde,  Abdurrahman e!-Gafikî kalabalık ordusuyla Poitiers [Puatie] şehrine yürüdü.

Orada, Charîes Martel (Şarl Martel) komutasındaki kalabalık Av­rupa ordularıyla karşılaştı.

İki taraf arasında sadece müslüman ve fenkler   tarihinde   değil, bütün insanlık tarihindeki önemli çarpışmalardan biri meydana geldi.

Bu savaş Belatu'ş-şuheda (şehitler yolu) [6] savaşı diye meşhur olmuştur.

Müslüman ordusu o sırada parlak zaferlerinin zirvesindeydi.

Üzerine yağmur gibi yağan' askerlerinin ellerine bulutlar gibi yı­ğılan ganimetlerle sırtındaki yük ağırlaşmıştı.

Abdurrahman el-Gafikî bu müthiş servet...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 01:53:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı rüya tabiri,Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı mekke canlı, Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı kabe canlı yayın, Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı Üç boyutlu kuran oku Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı kuran ı kerim, Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı peygamber kıssaları,Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanı ilitam ders soruları, Belatuş Şüheda Savaşının Kahramanıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes