๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Sunuş => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 21 Temmuz 2011, 10:02:22



Konu Başlığı: Yardım ve Dayanışma Derken
Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Temmuz 2011, 10:02:22
Yardım ve Dayanışma Derken


Nisan 2010 136.SAYI
 

Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

İslâm’ın ne olduğu sorusuna ilk akla gelen cevaplardan biri olarak deriz ki, "dinimiz yardımlaşma ve dayanışma dinidir." Doğrudur. Cuma hutbelerinde, vaaz ve sohbetlerde bu hakikat sıkça tekrarlanır. Hatta Cuma hutbelerinin bitiminde okunan Nahl suresi 90’ıncı ayetin bir de mealini okuyup öyle iner minberden hatipler: “Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; hayâsızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasak eder.”

Her Cuma günü adaletli olmanın, hayâsızlık ve fenalıktan uzak durmanın yanı sıra, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı ilâhi bir talimat olarak alır, camiden öyle çıkarız. Yine siyer-i nebi veya İslâm tarihi okurken ilk müslümanların yardım ve dayanışmasını, bütün varını yoğunu birbirlerinin ayakları önüne sermesini gözlerimiz yaşararak okuruz. Nihayet, Mukaddes Kitabımızda infak ve iyilik yapmanın ne kadar sık vurgulandığını, en sert uyarıların bu konuya dair olduğunu görür, şaşırırız.

Evet; İslâm yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Gemisini kurtaran kaptanların, tuzu kuruların, dünya yansa bir kalbur samanı yanmayacakların anlayışı, tutum ve tavrı ilâhi tebliğ ile hiçbir şekilde bağdaşmaz. “Sadaka” gibi son derece kapsamlı bir kavramı, yol kenarında avuç açmış dilencinin önüne üç-beş kuruş atmaya veya bozuk paralarla camiye yardım çağrısına katılmaya indirgeyip vicdan rahatlatma anlayışı ile hiç bağdaşmaz.

Sözü fazla uzatmadan, yardım ve dayanışmanın, ihsan ve infak doğrudan İslâm’ın “mülk” kavramı ile ilgilidir; hepimizin ikrar ve itiraf ettiği üzere mülkün tek ve mutlak sahibi ise Allah’tır. Yani sahip olduğumuzu düşündüğümüz dünyalıkla alakalı anlayış ve tavrımız doğrudan iman esaslarımızla irtibatlıdır. Bu konuyu bir dosya halinde önümüzdeki sayılardan birinde ele almayı düşündüğümüzü belirtelim.

Bu ay yardım ve dayanışma konusunda derli toplu bir dosya sunmaya çalıştık. Pek çok okuyucumuzun sohbetine, yazılarına aşina olduğu yazarımız Dilaver Selvi, uzun bir aradan sonra bu konuyla dönmüş oldu sayfalarımıza. Ve hakikaten bir solukta okuyacağınız güzel bir yazı hazırladı. Umarız hatırlatıcı, teşvik edici olur.

Bu ay dikkatini çekmek istediğimiz bir diğer yazı da, Mükerrem Mete’nin namazın hayatımızda nasıl merkezî bir yeri olduğunu anlattığı “Namaz Merkezli Bir Hayat” başlıklı yazısı. Gündelik koşuşturma içinde genellikle alelacele kıldığımız namazın aslında bütün zamanlarımızı ibadete dönüştürme temrini olduğunu hatırlatıyor yazarımız. Kürşad Salih Yaman’ın “Sebepler ve Tevekkül” başlıklı yazısını da atlamamanızı tavsiye ederiz.

Yine elimizden geldiğince dolu, okunaklı, her ilgiye seslenecek bir dergi hazırlamak için çaba gösterdik. Gayret bizden, tevfik Allah’tan.

Mayıs sayımızda buluşmak üzere inşallah.