๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Sunuş => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 23 Ağustos 2011, 13:45:38



Konu Başlığı: Tasavvufî Dergi Etiketi
Gönderen: Zehibe üzerinde 23 Ağustos 2011, 13:45:38
“Tasavvufî Dergi” Etiketi


Ocak 2008 109.SAYI


Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

Elinizdeki bu sayımızla onuncu yıla merhaba dedik. Biz Semerkand’ın kalıcı olacağını biliyorduk ama ülkemiz dergilerinin ortalama ömrü üzerinden bize mühlet biçenler için bu sayı kalıcılığın tescili olsun. Daha nice on yıllara inşallah. Hep birlikte gönül gönüle, bu kutlu yolun muhabbetli yolcuları olarak…

Biliyorsunuz, bir süredir “tasavvufî dergi” etiketini kullanıyoruz. Tasavvufî dergi tanımı kendimizi anlatmada hayli pratik bir çözüm sunmakla beraber bazı sorumlulukları ve sorunları da beraberinde getiriyor. Bir defa iddialı bir söz… İçini hakikaten doldurmazsanız “kerameti kendinden menkul” kalmaya mahkûmsunuz.

Diğer taraftan tasavvuf konusunda da anlayışlar çok çeşitli. Herkes kendi yaklaşımının doğruluğunu, diğer görüşün yanlışlığını son derece kolay öne sürebiliyor. Hatta tasavvufun toptan yanlışlığını ya da bu devirde olmayacağını iddia edenler azımsanmayacak sayıda. Böyle bir ortamda bizim kendimiz için uygun bulduğumuz etiket hayli riskli.

Neyse ki işin içyüzünü aydınlatacak, yanlışı doğrudan ayıracak şaşmaz ölçülerimiz var. Ehl-i Sünnet anlayıştan ve onun biçimlendirdiği uygulamalardan söz ediyoruz. Eğer bu mihenge uymayan unsurlar varsa bizim etiket yanlış, ne desek beyhude. Yok, söylemimizin çerçevesini bu kriter belirliyorsa, evet, biz kutlu bir yolun yolcularıyız. Hiç şüpheniz olmasın, asıl dikkat ve enerjimizi bu nokta üzerinde tutuyoruz.

Şimdi, kapitalist tüketim kültürünü sorgusuz sualsiz içeri buyur ettiğimizden beri daha ciddi bir meselemiz var tasavvuf konusunda. O da sûfi geleneğin bazı unsurlarından başlayarak tasavvufun bir “tüketim unsuru” haline dönüşmeye başlaması. Tasavvufî şiirlerin kendi gerçekliğine tamamen zıt amaçlarla kullanılmasına, turistik “sema” gösterilerine alışmıştık. Ama iş burada bitecek gibi değil. Bütün tasavvuf kültürü için tehlikeli olabilecek “popülerleştirme” ve “endüstrileştirme” meselesine dikkat etmek gerekiyor.

Biz etiketimize uygun yayıncılığın bir gereği olarak farklı bağlamlar üzerinden sık sık gündeme getirdiğimiz bu konuyu, bu sayımızda ayın konusu olarak hazırladık. Ayrıca, önceki ayın konularından farklı olarak hem klasik otoritelerimize hem de günümüzde meseleyi araştıranlara başvurduk. İnşallah istifadeli olacak. Tabii diğer yazılarımız da…

Hediyeli abone kampanyamız devam ediyor. Okuyucularımızın büyük kısmı için bu aylar aboneliklerini yenileme dönemi. Semerkand kendine özgü konularıyla, dili ve üslubuyla, büyük özenle hazırlanan çocuk ekiyle bırakın abonelik yenilemeyi, konu komşuyu da abone yapmayı hak eden bir dergi. Sürekli okuyucularımız belki kanıksadığı için artık fark edemiyor olabilirler ama yeni tanışanlar için dergimiz gerçek bir okuma ziyafeti. Bizden söylemesi.

Şubat sayımızda buluşmak üzere inşallah...