๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Sunuş => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 30 Temmuz 2012, 03:15:47



Konu Başlığı: İhtiyaçlar ve Sınırsızlık
Gönderen: Zehibe üzerinde 30 Temmuz 2012, 03:15:47
İhtiyaçlar ve Sınırsızlık


Sabahattin Aydın | Haziran 2012 | SUNUŞ   


Ekonomi bilimi insanın ihtiyaçlarını sınırsız olarak görse de, bize göre ihtiyaçla sınırlı. Mesele en basit seviyeden ele alındığında üç temel ihtiyaç tarif ediliyor: Doyma, barınma ve güvenlik… Sınırsız olan ise taleplerimiz, sahip olma isteğimiz.

Diğer taraftan, kaynakların sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğu kabulü üzerine inşa edilen küresel ekonomik düzen, üst üste yaşanan krizler ve sürekli büyümeye dayalı anlayışın gezegene verdiği zarar üzerine bugün bu temel kabulü sorguluyor. Büyük bir zihniyet değişiminin gerekliliği tartışılıyor. “Sade hayat” her ne kadar şimdilik bir fantezi gibi dursa da insanlığın devamı için tek alternatif olarak öne sürülüyor.

Bizim müslüman vicdanımız, birer ilahî nimet olarak gördüğümüz kaynakları hoyratça tüketen, tahrip eden bu azgın düzenden daima rahatsızlık duydu. İnsanlığın bir bölümünü köleleştiren zenginliği, bu zenginliğin altındaki haleti ruhiyeyi bir türlü anlayamadık.

Dolayısıyla bizim zenginlik hayalimiz başkalarının kurduğu hayalle aynı değil. Her şeyden önce zenginlik kavramına yüklediğimiz farklı anlamlar var. İnsanın istediği her şeye sahip olma imkanı olup da fakirliğin pençesinde kıvranabileceğini biliyoruz. Ancak karnını doyuracak varı olduğu halde çok zengin olabileceğini de. Çünkü bizim zenginlik ve fakirlik anlayışımız “sahip olmak” üzerine değil, “olmak” üzerine kurulu.

Elbette o çok yanlış şekilde eleştirilen “bir lokma bir hırka” anlayışı değil savunduğumuz. Rabbimizden dünyada da ahirette de zenginlik isteriz. Ama evet, dünyayı ve ahireti birbirinden ayırmadan… Mala mülke ulaşınca bu ikisini farklı kefelerde tartmak isteyenlerin aslında iflas ettiklerini bilir, en iyisi biz hakkımızda hayırlı olanı talep ederiz.

Bu ay zenginlik hayallerimizi ayın konusu yaptık. Neyi, niçin ve nasıl istemeli, üzerinde düşünelim istedik. İstemekte, sadece istemekte ne sakınca olabilir? Bu soruyu Hz. Mevlâna cevaplıyor: “İnsanın değeri aradığı şeydir.” Yani para istiyorsa para kadar, makam istiyorsa o istediği kadar.

Mübarek üç aylarınızın hayırla, bereketle geçmesini niyaz ediyor, Miraç kandilinizi şimdiden tebrik ediyoruz.

Temmuz sayımızda buluşmak üzere inşallah…


Konu Başlığı: Ynt: İhtiyaçlar ve Sınırsızlık
Gönderen: Kader 7/C üzerinde 10 Ocak 2014, 21:42:17
Tüketme eyleminin yegâne mutluluk kaynağı olarak adeta bir tapınma biçimi haline getirildiği kapitalist toplumda bile insan ihtiyaçları ister çeşitlilik ister miktar açısından sonsuz değildir. Ama kapitalist toplumda egemen olan burjuva ideolojisi, insanlara durmaksızın daha fazlasını istemeyi, daha fazlası için çaba harcamayı ve bu doğrultuda kendi bireysel varlığından başka hiçbir şeyi önemsememeyi vaaz eder. Aileden başlayarak okul sıralarında devam eden bencillik ideolojisinin bombardımanı altında yetişen kapitalist toplumun atomize, asosyal ve apolitik insanı için, bu ideal kapitalist “insan” için, yegâne tatmin kaynağı, daha fazlasına, daha büyüğüne, daha yenisine ve daha gelişmişine sahip olmaktır. Ama hiçbir ideolojik bombardıman insanları kitlesel ve kalıcı biçimde, olmadıkları bir şey haline getiremez. İnsan, tarihsel ve toplumsal olarak belirlenmiş, bu bağlamda değişen veya gelişen ama yine de sınırlı ihtiyaçlara sahip bir varlık olarak kalır. Kapitalistleri derin kederlere gark eden bu gerçeklik, insanın ihtiyaçlarını ve dolayısıyla onun tüketim talebini arttırmak ya da kanalize etmek üzere, insanın arzularını, isteklerini ve “ihtiras”larını körüklemeyi hedefleyen devasa bir reklam sektörünün varlığı tarafından da tersinden kanıtlanır. Gerçekten de, ileri kapitalist ülkelerde GSYH’nin yüzde 2’lerini bulan devasa reklam harcamalarının kökeninde, insan ihtiyaçlarının sınırlarını ve dolayısıyla onun tüketim talebini arttırmak, bu sınırları bir parça da olsa genişletmek amacından başka ne yatıyor olabilir ki? İnsan ihtiyaçları sınırsız olsaydı, hangi kapitalist, insanların daha fazla tüketmesini sağlamak üzere milyarları reklamlara, pazarlama uzmanlarına, ürün çeşitlendiricilere, piyasa araştırmacılarına vb. harcardı?:)