Güya Biliyoruz

Güya Biliyoruz...

Kasım 2008 119.SAYI

Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

“Enformasyon Çağı” sözünü duymuşsunuzdur. Yaşadığımız çağın bir adı da bu. Enformasyon bilgi, haber demek. Pek çok kanaldan her türlü bilgiye kolayca ulaşabildiğimiz için, sürekli ve yoğun bir bilgi akışına maruz kaldığımız için böyle deniliyor.

Konuyla ilgilenenler bu kavramdan doğan başka bir ifadeyi de bilirler: “Enformatik Cehalet”. Bu tarif kendi içinde çelişkili gözükür, yani paradoks içerir. Yani işin içinde bilgi var, haber var ama cehalet de var. Hem bilmece gibi ama yabana atılır cinsten değil. Enformatik cehalet ifadesi, gazeteleriyle, televizyonuyla, internetiyle, her türden ilanlarla adeta bilgi sağanağı altında şemsiyesiz kalan ama kendine asıl lazım olan konularda cahil olan bugünkü insanın, bizim dramımızı anlatır. Lüzumlu konular derken, pratik mutfak bilgilerinden, püf noktalarından söz etmiyoruz. En başta, kendi var oluşu ile barışık, itminan sahibi, olumlu bireyler olmaya sevk eden bilgiden söz ediyoruz. İnsanı iki dünya saadetine ulaştıran bilgiden...

Bu sorun artık enformasyon çağını üreten uygarlığın yani Batı’nın da sorunu. Belki bizden daha çok onların sorunu. Gün geçtikçe çeşitlenen kitle iletişim musluklarından akan bilgiler arasında her şey var, fakat yakın zamanda dergimizde “Büyük Sorular” başlığı altında işlediğimiz hayatın
anlamına, nerden gelip nereye gittiğimize dair cevaplar yok. İnsan tabiatının temelinde yatan bu sorular cevap bulmayınca ortaya çıkan boşluğu, tatminsizliği giderecek reçete yok.

Böyle olunca yeni moda arayışlar, “new age” trendler ve elbette kapitalist kültür mucibince bir “tatmin endüstrisi” çıkıyor ortaya. Uzak Doğu kökenli öğretiler, kerameti kendinden menkul gurular, ipe sapa gelmez tarikatlar filan.

Orada, burada, dünyanın her yerinde o cevaplar, o reçete elimizde oysa. İlâhi vahyin sesi bütün tazeliği ile yaşıyor. İnsanı yaratanın lütfettiği iki dünyada huzur ve mutluluğa ulaşma reçetesi. Ona sadece bakmak, tek kelimesini anlamadan okumak bile cennet ikliminden bir esinti getiriyor
yorgun gönlümüze. Bilerek, anlayarak ona yönelmek ise cihan değer. Mukaddes Kitabımıza imanımızı tazeleme vesilesi olsun diye hazırladık bu sayımızın kapak konusunu.

Yeni abone dönemimizin başladığını duyurarak sizi dergimizle baş başa bırakalım. İlanda da göreceksiniz, bu dönem de abonelerimize güzel bir hediyemiz var.

Aralık sayımızda buluşmak üzere inşallah.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın