> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çocuk Gelişim Eserleri > Sünnette Çocuk Eğitimi > Takriz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Takriz  (Okunma Sayısı 1323 defa)
20 Ekim 2010, 10:24:06
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 20 Ekim 2010, 10:24:06 »



Takriz I

Hadis ilimlerine gösterilen ilgi ve sünnetle alâkalı araştırmalar, çağdaş İslâmî hareketin en bariz özelliklerindendir. Bunun birkaç sebe­bi vardır.

1- Ümmetin, Peygamber'e (s.a.v.) gelen vahyin her iki çeşidine; (metlüv) tilavet olunan vahiy demek olan Kur'an'a ve (gayr-i metlüv) tilavet olunmayan vahiy demek sünnet'e yeniden sarılmasını sağlamak.

2- Eski şeref ve izzetini yitiren ve gerileyen Islâm ümmeti, bunu tekrar kazanabilmek için tüm modern ilerleme ve kalkınma yollarını denedi ama birşey göremeyince artık kesinlikle bu ümmetin ilkleri (olan sahabe nesli) nin düzeldiği şeyle düzeleceğini anladı. Önceki araplar ve müslümanlar, şüphesiz kitap ve sünnetle düzelmişler ve yücelmişlerdir.

3- Bu asırda sünnetle ilgili çalışmaları, peygamberlerinin sünneti konusunda insanları şüphe ve tereddüde sevkeden müsteşriklere (oryantalistlere) cevap nitelediğinde olmuştur. Müsteşrikler, en çok ha­dis rivayet eden sahabilere dil uzatarak, hadislerin metin ve senedlerini, kısmen veya tamamen zayıf rivayetler olduğu öne sürülerek sahih hadis kitaplarını tenkid ederek ve bazı hadislerde görülen ihtilafları gündeme getirerek bunları yapmışlardır. Tabii bütün bunlar, bazı güç ve yetki sahiplerini sünneti terketme ve Kur'an'la yetinme görüşünde olmaya cür'et kazandırmıştır.

Bundan dolayı mütehassıs hadis âlimleri, söz konusu zan ve şüpheleri iptal etmek ve sünnet etrafında oluşturulan asılsız şeyleri reddetmek için karşı koymuşlardır. Bu itibarla sünnetle meşgul olmak, bir nevi İslâm'a ve İslâm ilimlerine hizmet sayılmış, şeriatı ve şeriatın delillerini müdafaa etmek olmuştur. Ancak asrımızda sünnete gösterilen büyük ilgi -sünnete taraftar olanlara ve diğerlerine göre hiçbir zaman sünnetin, Kur'an-ı Kerîm'in önüne geçirilmesi manasına gelmemiştir. Nitekim bu hiçbir zaman -sünnetle yeni meşgul olmaya başlayanlar akıllarından geçirse de- İslam fıkhının göz ardı edilmesi ve Arap dili ve edebiyatının kenara itilmesi demek de değildir. Kur'an, müslümanlanın ilk kitabıdır. Hiçbir müslüman buna karşı çıkamaz. Önem bakımından sıralamada Sünnet, Kur'an'dan sonra gelir. Sünnet, Kur'an'ın genel ifade eden (âmm) nassını tahsis eder (özelleştirir), mut­lak olanını kayıtlar, kapalı (mücmel) olanını beyan eder, manasını açıklar, hedeflerini izah eder ve maksatlarını gerçekleştirir.

İslâm fıkhı, Kur'an ve sünnete dayanır, onlardan beslenir ve hükümleri onlardan çıkarılır. Bu, İslâm fıkhına canlılık, hareket ve süreklilik kazandıran güç ve şeriatın ruhu sayılan içtihatla gerçekleştirilir. Çünkü şeriat -eş-Şâtıbî'nin de dediği gibi- müstakil ola­rak her konuda detaylı açıklama yapmamış; sayısız meseleleri içine ala­cak şekilde küllî kaideler ve genel prensibler getirmiştir. Yeni ortaya çıkan ama hakkında Kur'an ve sünnetten bir delil olmayan hadise ve meselelerin çözümünde ictihad, sahabe, tabiîn ve etbâ-ı tabiîn neslinde selef ve halefin takibettikleri yol olmuştur. Peygamber (s.a.v.), ictihad etmek üzere sahabenin önünde Muâz'a izin vermiş, Kurayza oğullarıyla ilgili verdiği hükümde Sa'd b. Muâz'ın içtihadına mavâfakat etmiştir.

Bazı selef muhaddislerinin çeşitli yollarla/delillerle ictihad hareke­tini gerçekleştirdiklerini görmekteyiz: Ahmed b. Hanbel (r.a.), sünnete sıkı sarılmakla birlikte "masâlih-i mürsele" (bir kayda bağlı olmayan maslahatlar) ile amel etmiştir. Medinelilerin imamı olan Mâlik de "sedd-i zeria" (kötülüğe vasıta olan yolları kapama prensibi) ve örfle amel etmiş, kıyas ve maslahatı kabul etmiştir.

Hanefi'lerden sözedilirken onların, hadisi terkettikleri ve reyle/kıyasla amel ettikleri anlamında "ehl-i rey" olduklarını söylemek de doğru değildir. Ebû Hanife' nin (r.a.) şöyle dediği sabittir:

"Allah'ın kitabı ve Rasûlü’nün sünnetinde gelen şeylerin başımızın ve gözümüzün üstünde yeri vardır." Hatta onun şu sözleri de erbabınca malumdur:

"İçlerinde hadis tahsil edenler bulundukça insanlar salâh içinde devam ederler. Hadissiz ilim talep ettikleri zaman ise bozulur­lar." Onun şu sözü de meşhurdur:

"Allah'ın dininde rey ile hüküm ver­mekten sakınınız. Sünnete tâbi olunuz. Kim (sünnet çizgisinden dışarı) çıkarsa sapar."

Şüphesiz burada Ebu Hanife'nin "rey" ile kasdettiği şey, Kur'an, sünnet ve bunlardan kaynaklanan kıyâsa dayanmaksızın salt akıl ve hevâ mahsûlü verilen hükümdür. Hüküm çıkarmada yetenek mânasında kullanılan "rey" ise, hem Hanefiler için hem de diğer müctehid imamlar için geçerlidir; bu manada onlar için "ehl-i rey" denebilir. Bu sebeple el-Meârif adlı kitabında İbn Kuteybe, hadis otoritele­rinden olduğu halde el-Ezvâî ve Süfyân es-Sevrî'yi "ehl-i rey" arasında saymıştır. Hatta bazı yazarlar -el-Huşenî'nin "Kudâtü Kurtuba" adlı eserinde naklettiği gibi- Mâlikilerin de "ehl-i rey" olduklarını belirt­mişlerdir.

İslâm ümmeti içinde, kendi görüşünü Peygamber'in (s.a.v.) sünnetine tercih eden kimse -inşaallah- bulunmayacaktır. Bu konuda İmam Şafiî'nin (r.a.) er-Risâle’sindeki şu sözü yeterlidir:

"Kendisine Rasûlüllah'ın (s.a.v.) bir sünneti ulaşan hiçbir kimsenin, onu bir başkasının sözü için terketmesi olacak şey değildir."

Bu asırda ilmî kalkınmanın alâmeti, hadisle meşgul olmak ve sünnete hizmet etmektir. Bu da henüz basılmamış yazma eserlerin edisyon kritiğini yaparak neşretmek, hadis metinlerini şerhetmek, senedlerine özen göstermek, araştırmacılara kolaylık ve pratiklik sağlaması için hadislerle ilgili fihrist çalışması yapmak ve sahih olan­ları zayıf olanlarından ayıklamakla gerçekleştirilebilir, örnek ve model olması itibariyle Rasûlüllah'ın (s.a.v.) hayatıyla ilgili -mesela, savaş ve barış durumundaki hayatı, evindeki özel hayatı, sahabe arasındaki uygulamaları, münâfıklar ve zimmîler karşısındaki tutum ve davranışları gibi- müstâkil çalışmalar yapmak da bu kabildendir. Peygamber' in (s.a.v.) ibadet, muamele, fetva, muhakeme, had cezalarının tatbiki, in­sanlar arasında kardeşliğin tesisi, sözleşmelerin sağlam yapılması hasımların barıştırılması gibi âlimlerin müstakil eserler -ki, bunların en önemlilerinden birisi Ibnu'l-Kayyım'ın Zâdu'l-Meâd adlı eseridir- meydana getirdikleri konularda Peygamber'in (s.a.v.) takibettiği yolu araştırmak da buraya girmektedir.

Elinizdeki bu eser, Peygamber'in (s.a.v.) yol, sîret ve sünnetinin belli bir bölümünü özenle işlemiş olan değerli bir kitaptır. Genel mana­da din eğitimi veya nebevî eğitim konusunda eserler yazılmıştır ama -ilmî sınır ve ölçüler içinde- Hz. Peygamber'in çocuk eğitimi ile ilgili bir kitap telif edilmemiştir, işte bu nokta, neslin eğitimi hususunda nebevî yolun müstakil, canlı ve önemli bir bölümüdür.

Yazar, konuları bir mü'min akidesiyle, bir münevver düşüncesiyle, derin bir âlim tefekkürüyle ve estetik zevk sahibi bir mühendis düzeni ve planıyla işlemiş ve şu bölümlere ayırmıştır:

Ana babaya öğütler; süt çocuğunun hakları; sütten kesilmesinden ergenlik dönemine kadar çocuk şahsiyetinin yapısı -ki bu, kitabın en önemli bölümüdür-; çocuk eğitiminin mihveri (ekseni). Bu bölümde ya­zar, çocuğun itikâdî, amelî, içtimaî, ahlâkî, sıhhî, fikrî, duygusal, fizik­sel ve cinsel yapısını ele almıştır; çocuğun ana baba haklarını koruması ve onlara iyi davranması; çocuğu etkileyecek nebevî eğitim yolları, çocuğun disipline edilmesi ve cezalandırılması. Yazar, kırkı babalara kırkı da çocuklara yönelik olmak üzere iki kırk, yani seksen hadisle kit­abını tamamlamıştır. Araştırmasında yazar, eğitim, hadis, tefsir, fıkıh, davet, İslâm tarihi, kültür ve medeniyeti konusunda güvenilir kaynak­lara başvurmuş, kullandığı her kaynağı göstermiş ve söylediklerini belgelemiştir. Eğitimle ilgili gördüğü her fikri hadislerle, selefin uygulama­ları ve pedagogların tecrübeleriyle desteklemiş, çocuk eğitimine ilişkin nazariyelerini dinî hakikatlerle, tarihî vak'alarla ve müslüman eğitimcilerin gözünde kesinleşmiş tablolarla sağlamlaştırmış, birçok ilginç noktayı gözler önüne sermiştir. Bu yüzden kitabı gerçekten de bir dinî çocuk eğitimi ansiklopedisi, müslüman çocuğun eğitiminde söz konusu edilen hadislerin, selef-i sâlihîn sözlerinin ve pedagogların yol ve tecrübelerinin büyük bölümünün bir fihristi olacak niteliktedir. Ben bu değerli kitabın, İslâm toplumunu teori ve pratikte büyük çapta etkile­yeceği, eğitimci ana ve babaların, bulûğ çağına gelmemiş hatta gelmiş çocukların önemli ölçüde istifade edecekleri kanaatini taşımaktayım. Yazar eserini kolay ve anlaşılır bir dille yazmış, Kur'an ayetleriyle pekiştirmiş, sünnet, kıssa, hikmet ve güzel sözlerle süslemiştir. Mü'minlerin ruh ve gönül dünyası için, tüm müslüman cemaatler tarafından kabul görmüş olan söz konusu kaynak ve malzemelerden daha etkili bir şey olamaz.

Ben bu kitabın büyük bir bölümünü gözden geçirdim ve çok isti­fade ettim. Keşke bu kitabı (daha önce) elde etme ve gözden geçirme im­kanım olsaydı! O zaman belki çocukların eğitimindeki metodumu değiştirirdim. Böylece onları içinde bulundukları toplumun tesirinden kurtarır ve daha faydalı olurdum. Ki bu toplum, faydasız ve lüzumsuz şeylerle çocukların boş zamanını öldürmek için görülmemiş bir şekilde tahrik edici yol ve vasıtalarla kötü örnek olmaktadır. Çocuklara ilmi sevdirmemekte, onlara bir istikbal vermemekte, onlara azim ve yüksek himmet duygusu kazandırmamaktadır. Bu kitabı okuyacağım ve fayda­lanacağım. Birçok insanda okuyacak ve istifade edecektir. Yorucu bir çalışmadan sonra çocuk eğitimi sahasında büyük bir boşluğu dolduran ve ümmete önemli bir hizmet sunan yazara dünya ve ahirette tevfik, ecir ve sevaba nail olması için hep birlikte dua edeceğiz.

Allah'a karşı ben hiçbir kimseyi tezkiye etmiyorum. Sünnet, suyu çekil...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Takriz
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:56:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Takriz rüya tabiri,Takriz mekke canlı, Takriz kabe canlı yayın, Takriz Üç boyutlu kuran oku Takriz kuran ı kerim, Takriz peygamber kıssaları,Takriz ilitam ders soruları, Takriz önlisans arapça,
Logged
25 Mayıs 2015, 21:00:44
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 25 Mayıs 2015, 21:00:44 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes