๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünnette Çocuk Eğitimi => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 14 Ekim 2010, 08:21:56



Konu Başlığı: Namazı Terkedilmesînden Dolayı Cezalandırma Safhası
Gönderen: Ekvan üzerinde 14 Ekim 2010, 08:21:56

C. Namazı Emretme Ve Terkedilmesînden Dolayı Cezalandırma Safhası

Bu safha, çocuk on yaşına girdiğinde başlar. Bu durumda çocuk namazı eksik kıldığında veya gevşeklik ve tembellik gösterdiğinde, şeytanın yoluna uymakla kendisine yazık ettiğinden ve dinin hükmünü yerine getirmediğinden dolayı uslandırmak için ana ve babanın dövmesi caiz olur. Çünkü bu merhalede aslolan çocuğun Allah'ın emrine itaat et­mesidir. Zira doğuştan gelen fitrî özelliği devam etmektedir. Şeytanın etkisi oldukça zayıftır. .Böyle olunca çocuğun namaz kılmaması, şeytanın artık yavaş yavaş hegemonya kurmak isteyişinin bir göstergesidir. Bundan dolayı da o nebevi tedaviye yani dayağa ihtiyaç duymaktadır. Çocuğa dayak sebebini anlatmakta ve Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şu hadisini okumakta bir sakınca yoktur:[134]

Abdullah b. Amr b. el-Âs'ın (r.a.) rivayetine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Yedi yaşında iken çocuklarınıza namaz kılmalarını emrediniz, on yaşında iken de kılmadıkları takdirde dövünüz ve onların yataklarını ayırınız."[135]

Dihlevî, bu hadis üzerine şunları söyler: Çocuğun baliğ olması iki şekilde olur: Bulûğun birinci şekli yapı itibarıyla sağlıklı olup al­madığını gösteren çağdır. Bu, yalnız akılla gerçekleşir. Aklın ortaya çıkmasının belirtisi yedi yaştır. Şüphesiz yedi yaşına girmiş olan bir çocuk bariz birtakım değişiklikler geçirir. Bunun tamamlanmasının be­lirtisi ise on yaştır. Mizacının sağlam olması durumunda on yaşındaki bir çocuk artık âkıl olur; kâr ve zararını birbirinden ayırır, ticaret ve diğer işleri becermek için çaba sarfeder.

Bulûğun ikinci şekli ise; cihad, şer'î ceza ve müeyyidelerle sorumlu tutulduğu çağdır. Bu çağda çocuk hayatın sıkıntılarına, tuzak ve entrik­alara göğüs gerip mücadele eden erkekler gurubuna girer. Millî, medenî ve içtimaî hak ve siyasetlerde durumu dikkate alınır. İslam'ın doğru yo­lunda devam etmesi için zorlanır. Aklen ve bedenen fonksiyonlarını ik­mal etmiş olduğuna itimat edilir. Tabiî bu, daha çok onbeş yaşında gerçekleşir. Bu bulûğ şeklinin belirtileri ise ihtilam ve kasık tüylerinin çıkmasıdır. Bu durumda namazın iki yönü vardır. Kendisi ile Rabbi arasında, aşağıların aşağısına yuvarlanmaktan kurtaran bir vasıta ol­ması yönüyle namaz, iki bulûğ döneminde çocuğa emredilir. İslam'ın şiar ve sembollerinden olması yönüyle de, namazdan sorumlu tutulurlar ve kılmaya zorlanırlar. Onlar isteseler de istemeseler de durum değişmez. Namazın hükmü diğer yapılacak işlerin hükmü gibidir. On yaş söz konusu iki sınır arasında bir engel ve iki yönü birleştiren bir aşama olunca, o yaştaki çocuğa iki bulûğ şeklinden de bir pay verilmiş oldu.[136