๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünnette Çocuk Eğitimi => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 09 Ekim 2010, 14:45:08



Konu Başlığı: Kız Çocuğundan Hoşlanmamanın Yasaklanması
Gönderen: Ekvan üzerinde 09 Ekim 2010, 14:45:08
1- Kız Çocuğundan Hoşlanmamanın Yasaklanması

Herşeyden önce Kur'an cahiliye toplumlarında yaygın bir şekilde gündem konusu yapılan ve yapılacak olan kızlar konusunda insanların düşünce ve bakış açılarını sağlıklı bir yapıya kavuşturmuş, onların, hayatta erkeği tamamlayan, buna bağlı olarak birtakım haklan ve görevleri bulunan Allah'ın yarattığı varlıklar olduğunu ifade etmiştir. Düşünce ve bakış açısını düzeltmekle Kur'an yolun, başından itibaren kızlara güzel davranmaya ve onlara karşı görevin yerine getirilmesine insan psikolojisini hazırlamıştır. Bundan dolayı Kur'an, tedavi etmek üzere, asr-ı saadetin başında, kadınların hayatında yeni inkılaba sebep olan dejenere olmuş kafaları ve hasta ruhları tasvir etmektedir:

"Onlardan biri kız (çocuğu) ile müjdelendiği zaman, öfkelenmiş, ol­arak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde kalarak yanında mı tutsun yoksa toprağa mı gömsün? (bunu düşünür.) Bakın, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür."[348]

Sonra Kur'an insan psikolojisini sarsarak sormaktadır. Cehaletten uyandırmak için vicdanına sormaktadır: "Diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına "Hangi suçla öldürüldünüz, günahınız neydi?" diye sorulduğu zaman..."[349]

Rasûlüllah (s.a.v.) ise şöyle buyurmaktadır: "Şüphesiz Allah üç şeyi; analara başkaldırmayı, diri diri kızları toprağa gömmeyi, çocuğa birşey vermeyi vadettikten sonra onu aldatmayı yasak­lamıştır."[350]

İbn Ömer'den gelen rivayete göre, bir adamın yanında kızları bu­lunuyordu. Adam onların ölümünü temenni etmişti. İbn Ömer derhal öfkelenerek "onların rızkım veren sen misin?" demiştir. [351]

Şu hadis de, kızlara bakışı düzeltme, onları çirkin görmeme ve on­lara yakın olma konusunda Peygamber'in (s.a.v.) ana babalara bir me­sajıdır: "Kız çocuklarını çirkin görmeyin! Zira onlar sempatik ve cana yakındırlar."[352]

Yüce Allah şöyle buyurur: "Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dile­diğine de erkek çocukları bahşeder. Veya onları hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır yapar. O herşeyi bilendir ve herşeye gücü yetendir."[353]

Ibnü'l-Kayyım, bu ayet için şu güzel açıklamayı yapmaktadır: "Yüce Allah kan ile "kocanın durumunu dört kısma ayırmış ve ara­larında takdir buyurduğu çocuğu onlara bahşettiğini bildirmiştir. Kulun Allah'ın bahşettiğini hoş görmemesi, O'nun gadabı için yeterli sebeptir. Allah ayette "kız çocukları"nı önce zikretmiştir. Bazılarına göre bunun hikmet ve sebebi, kız çocuklarını teselli etmek ve gönüllerini almaktır. Çünkü ana baba onları yük görüyordu. Diğer bazı alimlere göre de -ki bu daha güzel bir yaklaşımdır- Allah dilediğini yapar, ana baba değil! Çünkü ana baba genellikle oğlan çocuklarını ister. Yüce Allah da dile­diğini yaratacağını bildirerek, ana babanın istemediği ama kendisinin dilediği sınıfi sözkonusu etmekle başlamıştır. Kanaatimce bunun bir başka sebebi daha var: Diri diri toprağa gömecek kadar azgınlaşan cahiliyenin sona bıraktığı kız çocuklarına Allah öncelik hakkı vermiş ve şunu demek istemiştir: "Size göre sona bırakılan bu sınıf benim nezdim-de önce zikredilmeye değer niteliktedir."

Âyette Allah'ın "kız çocuklarını, yani "inâs" kelimesini nekre (belirsiz isim), "erkek çocuklan"ın, yani "ez-Zükûr" kelimesini de ma'rife (belirli isim) kılması düşünmeye değer, önce zikretmek suretiyle kızlarda görülen eziklik ve eksikliği telâfi etmiş, erkek çocuklarım "ma'rife" kılmakla da onları ertelemeden doğan eksikliği gidermiştir. Çünkü "nekre" bir kelimeyi "ma'rife'" kılmak onu yüceltmek, övmek ve şöhretli duruma getirmek demektir. Yüce Allah adeta şöyle buyur­muştur: "O, dilediğine sizin de bildiğiniz toplumun at binebilen seçkin sınıfını bahşeder." Sonra ayette iki zayıf cinsi birlikte ifade edince, her bir cinse öncelik ve sonrahk hakkını vermek için de "erkek çocukları'nı, yani "zükrân" kelimesini önce zikretmiştir. Şüphesiz Allah bundan kas-dedileni daha iyi bilir. Allah Teala kadınlar hakkında şöyle buyur­muştur: "Eğer onlardan hoşlanmazsanız, biliniz ti, Allah'ın, hakkında çok hayır kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilir­siniz."[354]

Kızlar da öyledir. Kul için bazan onlarda dünya ve ahiret hayrı olabilir. Kız çocuklarından hoşlanmamanın ayıp ve çirkinliği konusun­da, Allah'ın razı olup kuluna verdiğini beğenmemesi günah olarak ye­ter.

Salih b. Ahmed der ki: Babamın bir kız çocuğu doğduğunda "Peygamberler, kızların babalan olmuşlardır" derdi.

Ya'kub b. Bahtân da der ki: Benim yedi kızım dünyaya geldi. Ne zaman bir kız çocuğum doğmuşsa Ahmed b. Hanbel'in yanına varmışımdır ve bana şöyle demiştir: "Ey Ebu Yusuf! Peygamberler kız çocuklarının babalarıdır." Onun bu sözü benim üzüntümü giderirdi."[355]

Kız çocuğunun eğitimi konusundaki birinci kaide şöyle özetlenebilir: Kızlar hakkındaki bozuk düşünceyi izale etmek, onları çirkin görmemek, Allah razı olup ana babaya bağışladığı için onu sev­mek, hayrın, kulun kendi için seçtiğinde değil, Allah'ın kul için tercih ettiğinde olduğunu bilmek.[