> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çocuk Gelişim Eserleri > Sünnette Çocuk Eğitimi > Çocukların Hukukunu Dikkate Almak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocukların Hukukunu Dikkate Almak  (Okunma Sayısı 490 defa)
04 Ekim 2010, 02:03:09
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 04 Ekim 2010, 02:03:09 »



 
D. Çocukların Hukukunu Dikkate Almak:


Kuşkusuz çocuğa hakkını vermek ve hakkı ondan kabul etmek, onun ruhunda hayata doğru olumlu bir duygu ve şuur meydana getirir. Bu münasebetle çocuk, hayatın karşılıklı alış-verişten ibaret olduğunu öğrenir. Ayrıca çocuk sosyal ilişkilerde, karşısında hak-hukuk gözeten iyi bir örnek görmekle hak ve doğruya boyun eğme alışkanlığı kazanır. Böylece hak ve adalet duygusuyla yetişen bir çocuğun güç ve cesareti artar, kendini isbatlama ve hakkını arama konusunda müstakil bir şahsiyet olarak varlık gösterir. Aksi halde çocuk, olup bitenleri içine atar ve psikolojik zaafa uğrar, işte bu yüzden Rasûlüllah (s.a.v.) yudum­ladığı suyu sol tarafında bulunan yaşlıya vermek için sağ yanında otu­ran çocuktan hakkından vazgeçmesi için izin istemişti. Fakat çocuk, Rasûlüllah'ın (s.a.v.) artığı konusunda hiçbir kimseyi kesinlikle kendi­sine tercih etmeyeceğini söyleyince, Rasûlüllah (s.a.v.), hakkından fay­dalanmak üzere su kabını çocuğa vermişti.

Sehl b. Sa'd (r.a.), anlatıyor: Rasûlüllah'a (s.a.v.) bir içecek getiril­mişti, o da ondan içti. Sağında bir çocuk solunda da yaşlılar bulunuyor­du. Rasûlüllah (s.a.v.) çocuğa:

"Bunlara vermeme bana müsade eder misin? " dedi. Çocuk:

"Hayır, vallahi ya Rasûlallah! Senden gelen nasibime hiçbir kim­seyi tercih edemem! " dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) suyu ona verdi.[25]

Zaman zaman çocukları Allah'ın elçisine mâruzâtını arzederler, o da kabul ederdi. Mesela, Uhud savaşından önce bir çocuk "Yâ Rasûlallah! Sen amcamın oğlunu savaşa kabul ettin, oysa beni küçük gördün ve almadın. Güreş tutuşacak olsak ben onu yıkarım!" diyerek durumunu arzedince, Rasûlüllah (s.a.v.) hemen önünde güreş yapma­larına izin vermiş, gerçekten de çocuk amcasının oğlunu yıkarak İslam ordusunda müslüman asker olma hakkını elde etmişti. Yeryüzünde Rasûlüllah'tan (s.a.v.) daha çok orduya sahip bir komutan ve ondan daha üstün bir şahsiyet yoktur. Bu büyüklüğüne rağmen o, küçük çocuğun dilekçesini kabul etmiş ve hakkını vermiştir. Bu örnek davraraşıyla o bize, hiç gurur ve kibire kapılmadan çocukların hukukum gözetmemiz ve mâruzâtını kabul etmemiz gerektiğini öğretmiştir. Hal böyle iken, çocukların meşru ve makul haklarını kabul etmekten kaçan, onlara karşı hile ve çifte standart uygulayan büyüklere neden böyle yaptıklarını sormalıyız? Aşağıdaki hadisi bu tipler için ithaf ediyoruz:

İbn Mes'ud (r.a.), diyor ki: Peygamber'e (s.a.v.):

"Yâ Rasûlallah! Bana birkaç faydalı ve hikmetli söz öğret! " dedim. Bunun üzerine o:

"Allah'a kulluk yap ve hiçbir şeyi ona ortak koşma. Kur'an'ın yo­lunu izle. Hoşuna gitmese de küçük veya yaşlının arzettiği hak ve doğru olan şeyi kabul et. Hoşuna gitse de küçük veya yaşlının arzettiği haksız ve bâtıl olan şeyi kabul etme!"[26]

Kur'an'ı güzel okuyan, ilim ve irfanı olan ergen bir çocuk, kendi­sinden yaşça büyük olanlara imam ve önder olma hakkına sahiptir.

Muhacir b. Habib anlatıyor: Ebû Seleme ile Saîd b. Cübeyr bir ara­da bulunuyordu. Derken Saîd b. Cübeyr, Ebû Seleme'ye:

"Konuş/hadis rivayet et, çünkü biz sana tabi olacağız! " dedi. Bu­nun üzerine Ebû Seleme:

"Rasûlüllah (s.a.v.) "Üç kişi yolculuğa çıktığında, yaşça en küçükleri de olsa içlerinden Kur'an'ı en güzel okuyan (ve namazın ahkâmını en iyi bilen) kimse onlara imam olsun, imam olduğu vakit, artık onların emiri demektir, dedi ve devam etti: "İşte bu, Rasûlüllah'ın (s.a.v.) tayin ettiği emirdir/başkandır."[27]

Ebû Mûsâ, Hz. Ömer'den üç defa için istemişti. Herhalde onu meşgul sanarak geri gönmüştü. Bunun üzerine Ömer:

"Sen Abdullah b. Kays (Ebû Mûsâ)nın sesini duymadın mı? Ona izin verin! " dedi. Hemen Ebû Mûsâ 'yi çağırdılar. Ömer:

"Bu davranışının sebebi nedir? " diye sordu. Ebû Mûsâ :

"Biz bunu yapmakla emrolunuyorduk, " cevabını verdi. Ömer:

"Ya buna bir beyyine/delil getirirsin ya da ben yapacağımı bilir­im, dedi. Bunun üzerine Ebû Mûsâ çıkarak bir grup ensarın meclisine gitti. Onlar:

"Bu hususta sana ancak en küçüğümüz şahitlik eder, "[28] de­diler. Ve Ebû Sâid kalkarak:

"Biz bunu yapmakla emrolunuyorduk, " dedi. Bunun üzerine Ömer:

"Rasûlüllah'ın (s.a.v.) emir ve tatbikatından demek ki bu bana gizli kalmış. Beni ondan çarşı ve pazarda alış-veriş yapmak alıkoymuş, dedi.[29]

Görüldüğü üzere, devlet başkanı emiru'l-mü'minin Hz. Ömer henüz bir çocuk olan Ebû Saîd el-Hudri'ye değer vererek onun şahitliğini kabul etmiştir. Bize düşen vazife de bu büyük önderin izin­den gitmektir.

Selef-i sâlih, türü ne olursa olsun hak ve doğruyu çocuktan kabul etmiştir. Mesela imam Ebû Hanife (r.a.), küçük bir çocuğun sözünden etkilenmiş ve onu bir öğüt kabul etmiştir. İmam, çamurla oynamakta olan bir çocuğu görünce:

"Yavrum, dikkat et çamura düşersin! " demişti. Bunun üzerine çocuk büyük İmam’a:

"Asıl sen dikkat et ve düşmekten sakın! Çünkü âlimin düşmesi (ilmî tesbitinde yanılarak ayağı kayması), âlemin düşmesi (ve dünyanın karışması) demektir, " cevabını yetiştirmişti. İmam Ebû Hanife bu sözden çok etkilenmiş ve çok sarsılmıştı. Artık o günden sonra, öğrencileriyle birlikte tam bir ay müzakere ettikten sonra ancak bir fet­va verirdi.[30]

Mis'ar diyor ki: Ebû Hanife ile beraber yürüyordum. Derken o, görmediği bir çocuğun ayağına bastı. Çocuk Ebû Hanife'ye:

"Ey yaşlı! Kıyamet günü kısastan korkmuyor musun? " dedi. Bu­nun üzerine Ebû Hanife hemen bayıldı. Ben de yanında durdum ve nihayet ayıldı. Ben ona:

"Ey Ebû Hanife! Galiba şu çocuğun sözü kalbini çok sarstı! " de­dim. Ebû Hanife:

"Ben onun bu hususta telkine maruz kalmasından ve yarım kıyamet gününde bana davacı olmasından korkuyorum, " cevabım verdi.[31]

İbn Zafer el-Mekki[32]anlatıyor: Bana ulaşan habere göre, birgün Seriyyü's-Sekatî hocasına "Suçluları yaya ve susuz olarak cehen­neme süreriz"[33] âyetini okuyarak:

"Hocam, âyette geçen "vird" nedir? " diye sordu. Hocası:

"Bilmiyorum, " cevabını verdi. O:

"Rahman nezdinde söz ve izin almış olanlardan başkaları şefaat edemezler"[34] âyetini okuyarak: "Peki hocam, bu âyette geçen "ahd" nedir? diye sordu. Hocası yine:

"Bilmiyorum, " cevabım verince, Seriyyü's-Sekatî okumayı kesti ve hocasına:

"Madem bilmiyorsun, o halde niçin insanları altadıp tehlikeye atıyorsun? " dedi. Bunun üzerine hocası onu dövdü. Sonra Seriyyü's-Sekatî:

"Hocam, cehalet ve gurur sana yetmedi de bunlara zulüm ve ezi­yet ilave etme ihtiyacı mı duydun? " dedi.

Bu anlamlı ve uyarıcı sözden sonra, hocası ondan hakkını helal et­mesini istedi ve verdiği cezadan ötürü Allah'a tevbe ederek ilim tahsi­line yöneldi. Zaman zaman hocası şöyle derdi: "Cehalet köleliğinden beni âzad eden Seriyyü's-Sekatî olmuştur. Bu tür kıssaları çokça zikret­mek, yolumuzu aydınlatacak ve bizi çocukların konuşmalarını dinlem­eye alıştıracaklar. Birgün, daha bir çocuk olan Hüseyin b. el-Fadl bir ha­lifenin yanına girmişti. Halifenin huzurunda da birçok alim vardı. Çocuk konuşmak istedi. Fakat halife onu azarladı ve:

"Bu makamda bir çocuk konuşur mu? " dedi. Bunun üzerine çocuk halifeye:

"Eğer ben bir çocuk isem, Süleyman Peygamberin Hüdhüd'ünden daha küçük değilim. Sen de Süleyman Peygamberden daha büyük değilsin. Çünkü Hüdhüd, Süleyman Peygambere:

"Ben senin bilmediğin bir şeyi bildim/görmediğin bir şeyi gördüm"[35] demişti. Ayrıca bilmi­yor musun, ziraatla ilgili bir davada[36] Süleyman Peygamber doğru hüküm ve ictihadda bulunmuştu. Eğer iş, yaşça büyüklükte olsaydı, sözkonusu davada babası Dâvud Peygamber daha uygun olurdu. (Halbuki o davada Dâvud (a.s.), oğlu Süleyman'ın içtihadını beğenerek kendi görüşünden vazgeçmişti.[37]

Ömer b. Abdilaziz hilafet makamına geçince, yeni görevini tebrik etmek için heyetler onu ziyaret etmeye geliyordu. Gelen heyetlerden bi­risi, grup adına konuşmak üzere küçük bir çocuğu sözcü olarak seçmişti. Halife Ömer çocuğa:

"Konuşmak için bunlar, yaşça senden daha büyük birisini bula­madı mı? " diye sordu. Çocuk:

"Ey mü'minlerin emiri! Eğer iş yaşın büyüklüğünde olsaydı, o za­man şu makamında senden daha yaşlı birisi olurdu. Ey mü'minlerin emiri! Bilmiyor musun, insan iki küçük uzvuyla; dili ve kalbiyle in­sandır, " cevabını verdi. Bunun üzerine halife Ömer:

"Bana nasihat et, yavrum! " dedi. Çocuk vaaz ve nasihat etti, nihayet halifeyi ağlattı.[38]

Görüldüğü gibi, büyük gönül adamları, ilim ve irfan dolu yüce şahsiyetler, çocukların nasihat ve irşadını kabul etmekte, tevazu ile on­ları dinlemekte ve onların fikirlerinden istifade ederek kendi görüş ve düşüncelerini düzeltebilmektedir. Allah Teâlâ'dan duâ ve niyazımız, bizleri de onlar gibi kılmasıdır.[39

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocukların Hukukunu Dikkate Almak
« Posted on: 25 Nisan 2024, 10:52:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocukların Hukukunu Dikkate Almak rüya tabiri,Çocukların Hukukunu Dikkate Almak mekke canlı, Çocukların Hukukunu Dikkate Almak kabe canlı yayın, Çocukların Hukukunu Dikkate Almak Üç boyutlu kuran oku Çocukların Hukukunu Dikkate Almak kuran ı kerim, Çocukların Hukukunu Dikkate Almak peygamber kıssaları,Çocukların Hukukunu Dikkate Almak ilitam ders soruları, Çocukların Hukukunu Dikkate Almakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes