๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünnette Çocuk Eğitimi => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 04 Ekim 2010, 01:35:02



Konu Başlığı: Çocukla Oynaşmak
Gönderen: Ekvan üzerinde 04 Ekim 2010, 01:35:02
F. Çocukla Oynaşmak:

Çocukla oynaşmak ve onun yanında çocuklaşmak, onun, içini açmasına ve dolayısıyla yetişmesine yardımcı olur. Muhtelif vesilelerle hatırlatıldığı üzere, Peygamber (s.a.v.), başta torunları Hasan ve Hüseyin olmak üzere sahabe çocuklarıyla oynaşmış, şakalaşmış ve yolculuk yapmıştır. Onun, her ana babayı ilgilendiren ve konunun önemini gösteren şu talimatı gerçekten de ilginçtir:

Ebû Süfyan anlatıyor: (Halife) Muâviye'nin yanına girmiştim. Sırt üstü yatmış, göğsünde bir oğlan veya kız çocuğu vardı. Ona okşayıcı sözler söylüyordu. Ben:

"Ey mü'minlerin emiri, onu kendinden uzak tut! " dedim. Bunun üzerine o;

"Ben Rasûlüllah'ın (s.a.v.) "Kimin bir çocuğu varsa, onunla eğlensin/oynaşsın" buyurduğunu işittim, " dedi.[98]

Hâlid b. Saîd'in kızı Ümmü Hâlid anlatıyor:

(Çocukken) ben babamla beraber üzerimde sarı renkli bir gömlek olduğu halde Rasûlüllah'ın (s.a.v.) yanına gelmiştim. Rasûlüllah (s.a.v.):

"Seneh, seneh (güzel, güzel) " buyurdu.

Râvi Abdullah diyor M: "Seneh" kelimesi, Habeş dilinde "güzel" mânâsına gelmektedir. Ümmü Hâlid devam ediyor: O sırada ben (Rasûlüllah'ın (s.a.v.) iki küreği arasındaki) Peygamberlik mührü (bir nevi et beni) ile oynamaya başladım. Babam beni azarladı ve bundan menetti. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.):

"Çocuğu kendi haline bırak! " buyurdu. Sonra Rasûlüllah (s.a.v.) bana üç defa:

" (Yavrum ömrün uzun olsun) gömleğini (sağlıkla giy ve) eskit! " dedi.

Râvi Abdullah, Ümmü Hâlid'in uzun zaman yaşadığını söylemiştir.[99]

Bu hadisin şerhinde İbn Hacer, "Küçük kız çocuğuna karşı söz ve davranışla şaka yapmaktan, onunla cana yakınlık ve ünsiyet kurmak anlaşılır. Öpmek de bu kabildendir" demektedir.[100]

Ebû Hüreyre'den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûllüllah (s.a.v.), torunu Hasan'a dilini çıkarır, çocuk da onun dilinin kırmızılığını görür ve buna sevinirdi.[101]

Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şu hareketi de bu noktada güzel bir örnektir: Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Rasûlüllah'ın (s.a.v.) torunu Hasan'i her zaman gözü yaşlı görürdüm. Birgün Peygamber (s.a.v.) evinden çıktı ve beni mescidde buldu. Hemen elimden tuttu ve birlikte çıktık. Benî Kaynuka'nın pazarına gelinceye kadar benimle konuşmadı. Orada bir dolaştı ve etrafa baktı. Sonra birlikte döndük ve nihayet mescide geldik. Rasûlüllah (s.a.v.) dizlerini dikerek oturdu ve:

"Küçük nerede? Çağırın bana onu, " buyurdu.

Derken Hasan koşarak geldi ve Peygamber'in (s.a.v.) kucağına kendini attı. Sonra elini Peygamber'in (s.a.v.) sakalına soktu. Peygam­ber de (s.a.v.) onun ağzını açıyor ve kendi ağzını onun ağzına koyuyor­du. Sonra da şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ben bunu seviyorum. Sen de bunu ve bunu sevenleri sev."[102]

Enes b. Mâlik (r.a) diyor ki: Rasûlüllah (s.a.v.) "Ey iki kulaklı!" diyerek beni çağırır ve benimle şakalaşırdı.[103]

Enes'den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.), Ümmü Seleme'nin kızı Zeyneb ile oynaşır ve ona birkaç defa "Zeynepcik" derdi.[104]

İbn Mes'ud (r.a) anlatıyor: Peygamber (s.a.v.) namaz kılıyordu. Secdeye vardığında, Hasan ile Hüseyin sırtına oturuyorlardı. Ashab on­lara mani olmak isteyince, bırakmaları için Rasûlüllah (s.a.v.) onlara işaret etti. Derken namazını bitirdi ve Hasan ile Hüseyin'i kucağına koyarak:

"Beni seven kimse bunları da sevsin, " buyurdu.[