๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sünnette Çocuk Eğitimi => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 08 Ekim 2010, 15:19:11



Konu Başlığı: Çocuğun Kur'an Ve Sünnet Ezberlemesi
Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Ekim 2010, 15:19:11
 
II- Çocuğun Bir Miktar Kur'an Ve Sünnet Ezberlemesi

Çocuğun itikâdi yapısını işlerken temas ettiğimiz gibi, akıl ve düşünce açısından onun olgunlaştırılmasında Kur'an ve Sünnet'in önemi tartışılmaz. Kur'an ve Sünnet, bütün ilimlerin kaynağıdır; akıl ve zekayı aydınlatır, onlara kuvvet kazandırır. Bundan dolayı en. azından çocuk, Kur'an-ı Kerim'den Amme cüzünü, sünnetten de kırk hadis ezberlemelidir. Bu kitabın sonuna çocuk için gerekli pedagojik kırk hadis koymuş bulunuyoruz.

Sahabe ve selef-i salihinin çocuklara ilk telkin ettikleri ve öğrettikleri şey Kur'an ve sünnet idi. Çünkü bunlar, çocuğun ilmî şahsiyetini oluşturan temel taşlardır. Bundan dolayı da "Siyaset" adlı kitabında İbn Sînâ der ki: "Çocuk öğrenim için müsait duruma geldiği zaman, önce ona Kur'an öğretilir ve dinin temel esasları anlatılır.

Çocukların hadis ezberine ne derece önem verdiklerini gösteren bir örnek vermek istiyoruz:

Buhârî anlatıyor: Henüz ilk mektepte iken aklıma hadis ezberi geldi. O sırada yaşımı sorana, on veya ona bastığımı söylerdim. Sonra mektepten çıktım. Dahilî ve diğer alimlere gelip gitmeye başladım. Birgün o, insanlara "Süfyan Ebu'z-Zübeyr'den, o da ibrahim'den..." diye­rek bir rivayette bulundu. Bunun üzerine ben "Ebu'z-Zübeyr, ibrahim'den rivayet etmemiştir" deyince beni kovdu. Ben ona "Eğer var­sa git aslına bak!" dedim. O da derhal gidip baktı. Sonra döndü ve "O nasıldır, yavrum?" dedi. Ben de onun ez-Zübeyr, bu ez-Zübeyr'in de Ibn Adiyy olduğunu ve ibrahim'den rivayette bulunduğunu söyledim. Bu­nun üzerine o eline kalemi aldı, defterindeki yazısını düzeltti ve "Doğru söyledin" dedi. Buhârî o esnada onbir yaşında idi. Onaltı yaşına gir­diğinde Îbnu'l-Mübarek ile Vekî'in hadis kitabını ezberledi. Bundan iki yıl sonra Kadâya's-Sahâbe ve't-Tâbiîn adlı kitabım, daha sonra da Me­dine'de Rasûlüllah'ın (s.a.v.) kabri yanında "Tarih"i yazdı.

Hâşid b. tsmaü diyor ki: Buhârî, henüz bir çocukken bizimle bir­likte Basra'nın hocalarına gider gelirdi ama duyduklarım yazıya geçirmezdi. Bu şekilde onaltı gün geçtikten sonra nihayet biz onu kınadık ve bu davranışını tenkide tabi tuttuk. Bunun üzerine o şöyle dedi: Siz benim dedikodumu yaptınız ve yazmamı isteyip durdunuz. Haydi yazdıklarınızı bana bir gösterin bakalım! Biz de onları çıkardık. Bunlar onbeşbin hadisin üzerindeydi. Buhârî onlann hepsini ezbere okudu. Nihayet biz, artık yazdıklarımızın onun hafızasında olduğuna hükmettik.[