Konu Başlığı: Anaya İyiliğin Babadan Önce Gelmesi Gönderen: Ekvan üzerinde 05 Ekim 2010, 03:27:13 E. Aralarını Uzlaştırma Gayretinden Sonra Çatışma Halinde Anaya İyiliğin Babadan Önce Gelmesi: Büyük hadis alimi İbn Hacer, söz konusu hadisi açıklarken şunları söylemektedir: İbn Battal diyor ki: Bu hadis, anaya yapılan iyiliğin, babaya yapılanın üç katı olması gerektiğini ifade eder. Çünkü ana sırasıyla; hamilelik, doğum ve emzirme güçlüğünü yaşar. Ayrıca o, tek başına bu zahmetleri çektikten sonra çocuk eğitiminde babaya ortak olur." Gerçekten şu ayeti kerime bu hususa işaret etmektedir: "Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Anası onu nice sıkıntılar çekerek taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (işte bunun için) Önce bana, sonra da ana babana şükret. Dönüş ancak banadır (diye öğüt vermişizdir)."[58] Bu yüzden yüce Allah öğüt ve tavsiye konusunda ana ile babayı eşit tutmuş, fakat tek başına yüklendiği üç zahmetli iş ve görevi sebebiyle de anayı özel olarak zikretmiştir. Kurtubî diyor ki": "Bununla verilmek istenen mesaj şudur: Ana, çocuğun yapması gereken iyiliğin en büyük payını elde eder. Hak ve iyiliklerin çakışması durumunda, baba karşısında ananın önceliği söz konusudur." Iyaz da şöyle der: "Cumhur, iyilik konusunda ananın babaya tercih edilmesi gerektiği görüşündedir, iyiliğin her ikisine de eşit oranda yapılması gerektiği görüşü de ileri sürülmüştür. Hatta bazı alimler bu görüşü İmam Mâlik'ten de nakletmiştir. Ancak doğrusu birinci görüştür." Bazı Şafiîler de ikinci görüşü benimsemiştir. Ancak Haris el-Muhâsibî'den, iyilikte ananın babaya tercih edilmesi konusunda bir icma bulunduğu nakledilmektedir. Fakat bu icma iddiası tartışılabilir. Bir defa bu konuda imam Mâlik'ten nakledilen görüş net ve açık değildir. Bunu bizzat îbn Battal ifade etmektedir: "Babam yapmamı istemekte, anam ise engellemektedir. Ne yapayım ben?" diyen birisine İmam Mâlik: "Babana itaat et, anana isyan etme! demiştir. İbn Battal diyor ki: "Bu, imam Mâlik'in, iyilik konusunda ana babanın eşit olduğu grüşünde olduğunu gösterir." Halbuki İmam Mâlik'in sözünün bu manaya delaleti açık değildir. İbn Battal diyor ki: Aynı fetva el-Leys'e sorulmuş ve şu cevabı vermiştir: "Anana itaat et.. Çünkü iyilikten onun payı üçte iki (2/3) dir. O böyle söylemekle, hadisin, ananın iki kez tekrar edildiği varyantına işaret etmişitr. "Anana iyilik et!" cümlesi, bazı hadislerde iki defa, bazılarında da üç defa tekrar edilmiştir. Her iki şekli de muteber hadis literatüründe mevcuttur. Konuyla ilgili Ebu Rimse'den gelen bir rivayet de şudur: Rasûlüllah'ın (s.a.v:) yanına vardım. Onun şöyle buyurduğunu işittim: "Anana ve babana sonra kız ve erkek kardeşine sonra da sırasıyla en yakın olana iyilik et!" "Iyaz" bazı alimler, dede ile erkek kardeş arasında tercih konusunda tereddüt etmiştir. Ancak ekser ulema, dedenin öncelik hakkının bulunduğu kanaatindedir" demektir. Bu görüşü paylaşan Şafîîler de şöyle der: iyilik hakkı sırasıyla dede, erkek kardeş, ana baba tarafından yakın olan -ki bu durumda olan sadece onlardan birisi tarafından yakın olana tercih edilir-, zevi'l-erhâm', zevi'l-erhamdan mahrem olanlar -ki bunlar mahrem olmayanlara tercih edilir-, diğer asabeler, hısımlar (evlilikle oluşan akrabalar), (köle azadından doğan) velâ hakkı olan kimse ve komşuya aittir. Ibn Battal bu sıralamanın, hemen bir defada iyiliğin ulaştırılamayacağı yerde geçerli olduğunu işaret etmektedir ki, bu açıktır, iyilik konusunda her halükârda ananın öncelik hakla bulunduğunu şu hadis açık olarak ifade etmektedir: Âişe (r.a.) diyor ki: Peygamber'e (s.a.v.): "Kadın üzerinde ençok hakkı olan insan hangisidir? " diye sordum. Peygamber (s.a.v.): "Hocasıdır, " cevabını verdi. Ben: "Ya erkek üzerinde? " deyince, o: "Anasıdır, " cevabını verdi.[59] Amr b. Şuayb'ın dedesinden rivayet edilen şu hadis de bunu desteklemektedir. Bir kadın: "Yâ Rasûlallah! Şu benim oğluma karnım (aylarca) kap oldu. Göğsüm süt tulumu, kucağım da onun için barınak oldu. Onun babası beni boşadı ve onu da benden almak istedi, " dedi. Bunun üzerine peygamber (s. a. v.): "Sen evlenmediğin sürece ona (bakmaya) daha layıksın, " buyurdu.[60 |