> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sünnetin Delil Oluşu > Vahiy Derecesinde Olan Sünnet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vahiy Derecesinde Olan Sünnet  (Okunma Sayısı 1409 defa)
02 Haziran 2011, 19:19:55
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 02 Haziran 2011, 19:19:55 »



ALTINCI DELİL:VAHİY DERECESİNDE OLAN SÜNNETTİR

Bil ki, Rasûlullah (s.a.v)'tan sâdır olan şeyler, ya Allah'tan ge­len hükümleri tebliğ için ortaya konmuş söz ve fiillerdir veya tebliğin dışındaki davranışlarıdır.

Birinci Kısım:
Bu, kesin vahiydir. Bilindiği gibi Allah Rasûlü, bu kısımda hata ve yanılmadan korunmuştur. Hanefî âlimleri buna "vahy-i zahir" demektedirler.

Bu kısımdaki vahiy, bazen onun ilâhî vahiy olduğunu gösteren bir lafızla beraber iner veya başka türlü iner. İlahî vahiy olduğunu ifade eden lafızla birlikte gelen, ya taabbüd (kulluk) ya i'câz veya en kısa bir süreyle meydan okuma ifade eder ki bu, Kur'ân'dır.

İ'câz ve tehaddi özelliği taşımayan vahiy ise lafzının da inzal edildiğini söyleyen görüşe göre hadîs-i kudsîdir. Bunun da vahiy ol­duğunda şüphe yoktur. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v), "Rabbu'l-İzzet buyurdu ki," gibi sözlerle Allah'tan haber vermektedir. Bu da yalandan masum bir haberdir. Hz. Peygamberin haberi, Kur'ân'm Allah'ın kelâmı olduğunu gösterdiği gibi; bunun da Allah'ın kelâmı olduğunu gösterir. Hadîs-i kudsîler çoktur. Bir iki Örnek hatırlatalım:

Ebû Zerr el-Gıfârî (r.a), Rasûlullah (s.a.v)'tan, Allah Teâlâ'mn kudsî hadiste şöyle buyurduğunu rivayet eder:

"Ey kullarım! Ben, zulmü kendime haram kıldım ve onu sizin aranızda da haram yaptım. Artık birbirinize zulmetmeyin..."

Bir başka örnek:

"Ey kulum, nimetimi sana ulaştırmak için vasıta kıldığım kim­seye teşekkür etmezsen, bana şükretmiş olmazsın."[234]

İnen vahiyle birlikte, onun Allah Teâlâ'ya ait olduğunu gösteren bir söz yoksa o, hadîs-i nebevidir. Hz. Peygamber (s.a.v)'e ait hadis ve uygulamaların vahiy olduğunu, şu âyet-i kerîmeler göstermektedir :

"O (Peygamber), kendi arzusuna göre konuşmaz. O (bildikleri), kendisine vahyedilenden başkası değildir."[235]

"Ben, ancak bana vahyedilene tâbi olurum."[236]

"Allah, sana Kitab'ı ve hikmeti indirdi ve sana daha önce bilme­diklerini öğretti."[237]

Daha önce değindiğimiz gibi âyette geçen "hikmet", sünnettir.

"(Rasûlüm!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldat­ma. Şüphesiz onu toplamak (kalbinde yerleştirmek) ve onu okutmak, bize aittir. O halde, biz onu okuduğumuz zaman sen, onun okunuşu­nu takip et. Sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir."[238]

"İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıble­lerinden onları çeviren nedir?' diyecekler. De ki: 'Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir.' İşte böylece, sizin insanlı­ğa şahidler olmanız ve Rasûlün de size şahid olması için sizi mutedil bir millet kıldık. (Ey Rasûlüm), hâlen yönelmekte olduğun Kabe'yi, ancak Rasûle uyanlarla, itaatten yüz çevirenleri birbirinden ayırdet-memiz için kıble yaptık. Bu iş, Allah'ın hidâyet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah, sizin iman (ve amelinizi) asla zayi edecek değildir. Muhakkak Allah, insanlara çok merhametli ve gü­nahlarını fazlaca affedicidir."

"(Ey Muhammedi) Biz, senin yüzünün (vahiy gelmesi için) göğe doğru çevrilip durduğunu görüyoruz. Bunun için seni, razı olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü, Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey nıüslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki kendilerine kitab (ve ilim) verilenler, onun, Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah, onla­rın yaptıklarından habersiz değildir."[239]

Bu âyet-i kerîmeler, kıblenin, Beyt-i Makdis'ten (Kudüs) Kabe'ye çevrilişi esnasında nazil olmuştur. Bu, bize daha önce Beyt-i Makdis'e yönelmenin, vahiyle belirlendiğini ve emredildiğini gösteri­yor. Hz. Peygamber (s.a.v), baba ve dedelerinin kıblesi olması hase­biyle, Kabe'ye yönelmeyi şiddetle arzulamasına rağmen ilâhî emir gelmeden oraya yönelmemiş, kendisi ve ashabı, Beyt-i Makdis tarafı­na yönelmeye devam etmişlerdi. Bu, bize ayrıca onların bu devamla­rının hak ve doğru, kıble değişmeden önce bunun kendilerine vâcib olduğunu gösterir.

Böyle olmakla birlikte şunu da hatırlatalım ki, Beyt-i Makdis'e yönelme, Kur'ân âyetleriyle emredilmemiş tir. Çünkü yukarıda zik­rettiğimiz âyet-i kerîmeler, o tarafa yönelmenin sonunda gelmiştir ve sadece Kabe'ye yönelme hükmünü ortaya koymuştur.

Kur'ân'da, bize, Beyt-i Makdis'e yönelmeyi açıklayan başka bir âyet de yoktur. Bütün bunlar, Hz. Peygamber (s.a.v) ve ashabının, Kur'ân âyeti bulunmayan bir hükümle amel ettiklerini ve bu amelle­rinin kendilerine vâcib ve hak olduğunu gösterir.

"Onların bu ameli, sırf kendi akıl ve içtihadlarıyla idi," demek de doğru değildir. Çünkü bilinen bir kıbleye yönelmek ve Hz. Pey­gamber (s.a.v)Jin Beyt-i Makdis'e yönelirken Kabe'ye yönelmeye faz­laca rağbetinin bulunması bir yana, akıl, herhangi bir kıbleye yönel­menin vâcib olmasına kendi hesabıyla bir yol ve gerekçe bulamaz. Şu halde Beyt-i Makdis'e yönelmek, Kur'ân'm dışındaki bir vahiy ile ol­muştu. Hz. Peygamber (s.a.v)'in, Kur'ân'dan hariç vahiy aldığını, şu hadîs-i şerifler de göstermektedir:

Rasûlullah (s.a.v) buyurmuştur ki:

"Dikkat edin, bana, Kur'ân'la birlikte bir misli daha verildi."

"Sizden birisi koltuğuna yaslanmış olarak Allah Teâlâ'nın, sa­dece şu Kur'ân'dakileri mi haram kıldığını düşünüyor. Dikkat edin! Ben de birtakım şeyler emrettim; bazı şeyleri tavsiye, bazılarını da nehyettim. Onlar (miktar olarak) Kur'ân kadar yahut ondan daha fazladır."[240]

Beyhakî'nin, Talha b. Nudayle'den rivayet ettiği bir hadisede şöyledir: Kıtlık olup da fiyatların yükseldiği sene, Hz. Peygamber'e:

"Ya Rasûlallah, bizim için fiatlara 'narh'[241] koyunuz," denildi. Efendimiz (s.a.v):

"Allah Teâlâ, emretmediği bir uygulamayı sizlere hüküm olarak koymamı benden istemiyor. Fakat siz, Allah'ın lütf-u kereminden (si­ze genişlik vermesini) isteyiniz,"[242] buyurdu.

Rasûlullah (s.a.v), Kur'ân'da bulunmayan birtakım hükümleri açıklamış ve uygulamalar ortaya koymuştur. Bu hadis, bunların, Al­lah'ın emri ve vahyi ile olduğunu göstermektedir.

Hz. Peygamber (s.a.v)'in: "Ben, size ancak Allah'ın emrettikleri­ni emrediyor, nehyettiklerini yasaklıyorum," sözü de konumuzun de­lilidir.

Makdisî, el-Hucce adlı eserinde, Ebû Hureyre'den (r.a) Rasûlullah (s.a.v)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Gıfar'a Allah mağfiret etsin. Eslem'e selâmet versin. Bunu ben demedim, Allah söylüyor."[243]

İmam Şafiî'nin, el-Ümm'de rivayet ettiği şu hadis de Hz. Pey­gamber (s.a.v)'in Kur'ân olarak inen vahyin dışında ayrıca vahiy aldı­ğım göstermektedir:[244] Zeyd b. Hâlid el-Cünehî (r.a) anlatıyor:

Bir Arâbî, Hz. Peygamber (s.a.v)'e gelip: "Ya Rasûlallah, Al­lah'ın adıyla senden istiyorum. Bir meselem var; Allah'ın Kitabı ne diyorsa, öyle hükmet," dedi.

Arâbfnin daha dirayetli olan hasmı da: "Evet, ya Rasûlallah, Allah'ın Kitabı ile aramızda hüküm ver; ve müsaade buyur, meseleyi açıklayayım," dedi. Rasûlullah (s.a.v) izin verdi. Adam, olayı şöyle anlattı:

"Oğlum, bu adamın yanında ücretli olarak çalışıyordu. Karısı ile zina etti. Bana, oğlumun recmedileceğini söylediler. Bu sebeple kendisine fidye olarak, çalıştığı adama, yüz koyun ve bir câriye ver­dim. İlim adamlarına meseleyi sorunca, bana, oğluma yüz sopa ve bir sene sürgün cezası lâzım geldiğini ve bunun karısının da recme-dilmesi gerektiğini söylediler." Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v):

"Aranızda muhakkak Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim; verdi­ğin koyunlar ve câriye sana iade edilecek, oğluna da yüz sopa ile bir sene sürgün cezası verilecektir," dedi ve orada bulunan zâta hitaben:

"Ey Uneys, yarın bu adamın karısına git; zina ettiğini itiraf ederse recm cezasını tatbik et," diye emretti. O da ertesi gün gidip kadına sorunca kadın, suçunu itiraf etti ve kendisine recm cezasını tatbik etti.[245]

Şu hadisler de konumuza delil olmaktadır:

Allah Rasûlü (s.a.v), buyurmuştur ki: "Allah, ümmetime, îsra gecesinde elli vakit namazı emretti. Ben, Cenâb-ı Hakk'a durmadan müracaat ederek hafifletilmesini istedim. Nihayet,beş vakte indirdi."[246]

"Cebrail, bana, Beyt-i şerifin yanında iki defa imam oldu."[247]

Hz. Peygamber (s.a.v)'in kendisine sorulan sorulara hemen ce­vap vermeyip vahyi beklemesi ve Kur'ân dışında vahiy gelmesi de O'nun, değişik yollarla vahye mazhar olduğunu gösterir.

İmam Buhârî ve Müslim'in rivayet ettikleri şu hadis, buna bir örnektir. Ebû Said el-Hudrî (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v): "Si­zin için en çok korktuğum, Allah Teâlâ'nın size yerin bereketlerinden çıkaracağı şeylerdir," buyurdu. Kendisine: 'Yerin bereketleri nedir?" diye soruldu. Efendimiz (s.a.v): "Dünyanın zenginlikleridir," buyur­du. Cemaatten bir adam:

"Hayır, şer getirir mi?" diye sordu. Allah Rasûlü (s.a.v), sükût buyurdu. Ben, kendisine vahiy ineceğini düşündüm. Sonra, alnını sil­meye başladı. (Müslim'in rivayetine göre az sonra, boşanan terini silerek daldığı halden çıktı ve:

"Soru soran nerede?"buyurdu. Adam:

"Benim, buradayım," dedi. Hz. Peygamber (s.a.v):

"Şüphesiz, hayır ancak hayır getirir,"[248] buyurdu.

Rasûlullah'a (s.a.v) vahiy geldiğinde, vahyin şiddetinden ve ağırlığından kendisinden ter boşanırdı. İbn Abdilberr'in, Evzâî yo­luyla, Hasan b. Atıyye'den rivayet ettiği şu söz de bu görüşü doğru­lamaktadır: "Rasûlullah'a (s.a.v) vahiy indiğinde Cebrail (a.s), ya­nında, gelen âyeti açıklayan sünneti de getiriyordu."[249]

Ebû Dâvud ve Beyhakî, bu rivayeti şu lafızlarla tahric ve tes-bit etmişlerdir: "Cebrail (a.s), Hz. Peygamber (s.a.v)'e Kur'ân'ı indir­diği gibi sünneti de indiriyor. Kur'ân'ı öğrettiği gibi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vahiy Derecesinde Olan Sünnet
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:04:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vahiy Derecesinde Olan Sünnet rüya tabiri,Vahiy Derecesinde Olan Sünnet mekke canlı, Vahiy Derecesinde Olan Sünnet kabe canlı yayın, Vahiy Derecesinde Olan Sünnet Üç boyutlu kuran oku Vahiy Derecesinde Olan Sünnet kuran ı kerim, Vahiy Derecesinde Olan Sünnet peygamber kıssaları,Vahiy Derecesinde Olan Sünnet ilitam ders soruları, Vahiy Derecesinde Olan Sünnetönlisans arapça,
Logged
27 Ağustos 2016, 16:36:42
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 27 Ağustos 2016, 16:36:42 »

Esselamu aleyküm.Peygamber efendimizin yolunda giden ve onun sünnetine tabi kalıp allahın rahmetine kavuşan kullardan olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

27 Ağustos 2016, 19:05:34
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #2 : 27 Ağustos 2016, 19:05:34 »

Aleykum selam ..Amin cerencim ..Rabbim Cennette de Efendimize komsuneylesin ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
27 Ağustos 2016, 21:07:17
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 27 Ağustos 2016, 21:07:17 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Rabbim bizleri doğru yolda gidenlerden eylesin . Rabbim paylaşım için razı olsun.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes