> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sünnetin Delil Oluşu > Sünnetin Çeşitleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnetin Çeşitleri  (Okunma Sayısı 950 defa)
25 Mayıs 2011, 19:08:11
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 25 Mayıs 2011, 19:08:11 »



SÜNNETİN ÇEŞİTLERİ

Malumdur ki, ALLAH Teâlâ'dan gelen şeylerde bir ihtilâfın bulun­ması mümkün değildir. Kur'ân ve sünnet, tamamıyla ALLAH katından gelmiştir. Bu durumda, Rasülullah (s.a.v)'tan sahih ve sağlam bir yolla gelen sünnetin, Kitab'a muhalif bir hüküm bildirmesi mümkün değildir. Bazen lafız olarak, sanki aralarında bir zıtlık var gibi gö­rünse de aslında birinin anlatmak istediği, diğerinin aynıdır. Böyle durumlarda olan şudur: Bazen âyet ve hadisin muradı, müçtehide gizli kalmakta ve ilk anda aralarında çelişki var zannedilmektedir. Aslında böyle bir çelişki sözkonusu değildir.

İmam Şafiî'nin, er-Risâle'de zikrettiği ve çoğunluğun da bu ko­nuda kendisine uyduğu gibi sünnet, Kur'ân'daki hükümlere ve diğer meselelere delâlet etmesi bakımından üç çeşittir:

1- Bütün yönlerden Kitab'ın bildirdiği hükümlere benzer hüküm ortaya koyan sünnet. Bu tür sünnet, icmal ve beyân, kısalık ve açık­lama yönünden Kur'ân'a uyar ve onu destekler mahiyette hüküm or­taya koyar.

Meselâ: "İslâm, beş temel üzerine kurulmuştur," hadisi ile ALLAH Teâlâ'nın: "Namaz kılınız ve zekât veriniz."[741]  "Ey iman edenler! Si­ze oruç farz kılındı."  "Yol için gücü yetenlere Kabe'yi ziyaret etmesi, ALLAH'ın insanlar üzerinde bir hakkı ve emridir,"[742]  gibi mirleri, bu durumdadır. Her ikisi de namaz, zekât, oruç ve haccm farz oldu­ğunu göstermekte, fakat bu naslarda, verilen emirlerin keyfiyet ve şeklinden bahsedilmemektedir.

Âyetle hadisin aynı hükmü ortaya koymalarına bir başka Örnek: Meselâ, "Gönül hoşluğu ile vermesi dışında, hiç kimseye, bir başka müslümanın malı helâl değildir,"[743] hadisi, "Aranızda birbirinizin mallarını hırsızlık, kumar ve gasp gibi haksız sebeplerle yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını, bile bile yalan şahidliği gibi gü­nahla yemek için o malları rüşvet olarak hâkimlere vermeyin,"[744]  âyetiyle aynı hükmü bildirmektedir.

Bir başka örnek: Meselâ, "Kadınlar hakkında (onlara kötülük etmekten) ALLAH'tan korkun. Onlar, sizin yardımcılarınızdır. Onları ALLAH'ın emaneti olarak yanınıza aldınız ve ALLAH'ın adıyla ferçlerini kendinize helâl kıldınız,"[745]  hadisi, ALLAH Teâlâ'nın: "Onlarla (ka­dınlarınızla) güzel.geçinin,"[746] âyetine uygunluk arzetmektedir.

2- Kitab'da bildirilen hükümleri açıklayan sünnet. Bu tür sün­net, Kur'ân'ın mücmelini tafsil, müşkilini beyân, mutlakını takyid, genel hüküm bildireni tahsis etmek suretiyle açıklamalarda bulunur.

Meselâ, namaz ve zekâtı açıklayan, vakit, miktar ve uygulama şekli gibi âyette zikredilmeyen hususları ortaya koyan sünnetler bu­na misaldir. Yine ALLAH Teâlâ'nın: "Siyah iplikten beyaz iplik tarafı­nızca seçilip ayrılıncaya kadar yemek ve cima size helâl kılınmıştır,"[747]  âyetindeki siyah ipliğin, gece karanlığı, beyaz ipliğin de gündüzün aydınlığı yani fecrin doğması olduğunu beyân eden sünnet bu kısma örnektir.

Yine: "Altın ve gümüşü biriktirerek saklayıp onları ALLAH yolun­da harcamayanları acıklı bir azab ile müjdele,"[748]  âyetindeki azaba sebep olan biriktirmenin, onların zekâtını vermemek olduğunu açık­layan sünnet de bu kısma girer.

Yine: "Erkek ve kadın hırsızların ellerini kesiniz,"[749]  âyetinde kesilecek elin, sağ el olduğunu açıklayan sünnet ile "Yeminini bozanın bir şeye gücü yetmiyorsa, keffâreti üç gün oruç tutmaktır,"[750]  âyetindeki keffâret orucunun peşpeşe tutulacağını beyân eden sün­net ve "îman edip, imanlarına zulüm, karıştırmayanlar,"[751]  âyetindeki zulümle, şirkin kasdedildiğini belirten sünnet, hep bu kıs­ma girmektedir.

Sünnetlerin ekseriyeti bu kısma girer ve bunun için sünnet, "Kitab'ın açıklayıcısı" sıfatıyla tanınıp tarif edilmiştir.

3- Kur'ân'ın hüküm bildirmediği ve aksine bir beyânda da bu­lunmadığı konularda hüküm koyan sünnet.

Meselâ, neseb (sulb) yoluyla haram olanların, süt yoluyla da ha­ram olacağını; bir kadını, halası veya teyzesiyle birlikte nikâh altın­da bulundurmanın haram oluşunu, şuf a hakkını ve ikâmet hâlinde de rehin verilebileceğini, evli olup zina eden kadının recmedilmesi gerektiğini, Ramazan orucunu özürsüz olarak bozana keffâret gere­keceğini ve bunların dışında Kur'ân'da hakkında herhangi bir açıkla­ma bulunmayan konularda hüküm ortaya koyan ve açıklayan sün­netler bu kısma girer.[752]

el-Fikrü's-Sâmi kitabının sahibi, sünnetin bu üç kısma hasre-dilmesine karşı çıkarak demiştir ki: "Burada, bir dördüncü sünnet çeşidi daha vardır. O da cumhurun görüşüne göre; Kitab'ın bazı hü­kümlerini nesheden mütevâtir sünnet ve caiz görenlere göre âhad ha­berlerdir."

Meselâ, ALLAH Teâlâ'nın: "Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakırsa anaya, babaya ve yakınlara uygun bir şekilde ve mik­tarda vasiyyet etmesi, ALLAH'tan korkanlar üzerine bir borçtur,"[753]  âyeti, Hz. Peygamber (s.a.v)'in: "Vârise vasiyyet yoktur,"[754] hadisiyle neshedilmiştir.

Yine: "Zina eden (bekâr) kadın ve erkeğe yüz değnek vurunuz,"[755]  âyeti, "Bekâr bir kadın ve erkek zina ederlerse, yüz değnek ve bir sene sürgün cezası verilir,"[756] hadisini neshetmiştir. Buna göre bir hâkim, sadece celd (sopa) cezası uygularsa Kur'ân'a uymuş, sünnete ters düşmüş olur. Bu kısım hadis hakkında,  Hanefîlerle diğer mezhepler arasında ihtilâf vâki olmuştur.

İbnu'l-Kayyım (751/1350), İ'lâmu'l-Muvakkün adlı eserinde, bu kısma bir yenisini eklemiş ve hakkında uzun uzun bahsetmiştir.[757]  Orada vermek istediği şudur: Bazı mezheplere göre dördüncü bir kısma dahil edeceğimiz sünnet çeşidi daha vardır ki, o da Kur'ân'a muhalif hüküm ortaya koyan sünnettir. Halbuki, önce de beyân etti­ğimiz gibi sünnetin Kitab'a muhalif olması mümkün değildir ve hiç­bir müslümamn: "Bu olabilir," demesi düşünülemez.

el-Fikrü's-Sâmi adlı eser sahibinin, Ibnu*l-Kayyım'ın, Hanefî-lerle yaptığı münazarada ve Hanefîlere nisbet edilen: "Sünnet bazen Kitab'a ters düşebilir," görüşünü çürütmeye çalışırken söylediği söz­lerden anladığı bâtıldır. Çünkü Hanefîler, böyle bir şey söylememiş­lerdir. Hem onların sünnet anlayışından da böyle bir sonuç çıkarıla­maz. Bu konuyu biraz açıklayalım: Bil ki, bir nassın (âyet ve hadis) bildirdiği genel bir hükümden bazı fertleri hükmün dışına çıkararak bu nassa ek bir hüküm getirmek -eğer genel hüküm hemen peşinden getirilmişse- ittifakla tahsis olur ve bundan, hükmün herkese ait ol­madığı anlaşılır. Eğer yeni ve ek hüküm, genel hükümlerden ayrı ve daha sonra gelmişse, bunun nesh mi yoksa tahsis mi olduğu konu­sunda, Hanefîlerle diğer mezhepler arasında ihtilâf vardır. Hanefîler nesh, diğerleri tahsistir demişlerdir. Her iki grup da bu sonradan ge­len ek hükme verdikleri isme göre değerlendirme yapmışlardır. Çün­kü neshin ve tahsisin hükümleri farklıdır.

Meselâ, sahih olan görüşe göre haber-i vâhid, Kitab'ı ve mütevâtir sünneti neshetmez; ancak tahsis eder. Bir yeni ek hüküm haber-i vâhidle geldiğinde, Hanefîlerin dışındakiler: "Bu, öncekini tahsis eder, eğer haber-i vâhid genel hükme ters düşse bu, onun sıh­hatini zedelemez; o, sahih bir sünnettir" demişler, Hanefîler ise: "Tahsis etmez, çünkü zaman ve yer olarak ayrıdır; nesh de etmez, çünkü haber-i vâhiddir. Haber-i vâhid, Kitab'a ters bir şey ortaya koymaz. Kitab'a ters düştüğünde, onun sahih olmadığı kabul edilir. Böyle bir haberin, Rasûlullah (s.a.v)'a dayandırılmış bir yalan oldu­ğu ve ondan gelmediği ortaya çıkar. Çünkü Uz. Peygamber (s.a.v)'in sünneti, hiçbir zaman Kitab'a ters düşmez," demişlerdir.

Bundan anlaşılıyor ki Hanefîler, Kitab'a ters düşen bir sünnet çeşidinden bahsetmemişlerdir. Hem, onlardan böyle bir şeyin meyda­na gelmesi de düşünülemez. Böyle bir durumda Hanefî hâkim, sade­ce Kur'ân'm bildirdiği hükümle amel edip ona ters düşen sünneti terketse, Hanefîlerce bu hâkime: "Sünnete muhalefet etti," denmez. Çünkü Kur'ân'a ters düşen haber, onlara göre sahih sünnet değildir. Bu hâkim için ancak: "Kitab'a ve Rasûlullah (s.a.v)'tan gerçek olarak sâdır olan sünnete uygun hareket etti," denir. Fakat diğerlerine göre: "Sünnete muhalefet etti," denir. Çünkü bu haber, onların nazarında sahih ve kesindir. Bir de onlar, tahsis eden nassın tahsis ettiği nassa bitişik olmasını şart koşmazlar ve haber-i vâhidle tahsisi caiz görüp onunla, genel hüküm bildiren nass arasındaki çelişmeyi sadece lafız­larda kabul ederek haberin sıhhatini zedeleyecek bir durumun bu­lunmadığını savunurlar.

Yine bahsi geçen müellifin, İbn Kayyım'ın sözünden: "Hanefîlere göre mütevâtir sünnet, haber-i vâhid gibidir," şeklindeki anlayışı da bâtıl ve yanlıştır. Çünkü Hanefîler: "Eğer bu ek hükmü koyan mütevâtir sünnet olup nassın bazı hükümlerini neshetmiş ise hâkimin ona muhalefet etmesi caiz değildir," derler.

Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre bu yeni ek hüküm, üç hâl­de değerlendirilmiştir :

1- Rasûlullah (s.a.v)'tan gediği sabit olmamıştır; çünkü o, haber-i vâhiddir. Bu, Hanefîlerin görüşüdür.

2- Mütevâtir habere dayanıyorsa Önceki hükmü nesheder. Bu görüş de Hanefîlere aittir.

3- Mutlak olarak tahsis edicidir. Bu da Hanefîlerin dışındakilere aittir. Buna göre sözü edilen ilâve hüküm, sahih ve sağlam bir nakle dayanıyorsa ya nesh ya da tahsis edicidir; başka bir şey değildir.

Bütün nesh ve tahsis eden sünnetler, ya Kitab'ı beyân eder veya onun sükût ettiği konularda yeni bir hüküm ortaya koyar. Bu du­rumda hiçbir mezhebe göre: "Sünnet, Kitab'a muhalif hüküm ortaya koymuştur," denemez.

Biraz düşünüldüğünde bütün nesh ve tahsis eden sünnetlerin, iki alanda uygulandıkları görülecektir:

1- Kitab'ı açıklamada,

2- Kitab'ın sükût ettiği konularda müstakil hüküm ortaya koy­mada.

Bu iki şeklin, muhassiste (tahsis eden sünnette) nasıl meydana geldiğini kısaca açıklayalım: Tahsis eden nass, tahsis ed...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 25 Mayıs 2011, 19:09:19 Gönderen: saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnetin Çeşitleri
« Posted on: 24 Nisan 2024, 03:46:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnetin Çeşitleri rüya tabiri,Sünnetin Çeşitleri mekke canlı, Sünnetin Çeşitleri kabe canlı yayın, Sünnetin Çeşitleri Üç boyutlu kuran oku Sünnetin Çeşitleri kuran ı kerim, Sünnetin Çeşitleri peygamber kıssaları,Sünnetin Çeşitleri ilitam ders soruları, Sünnetin Çeşitleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes