> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sünnetin Delil Oluşu >  Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır?  (Okunma Sayısı 763 defa)
23 Mayıs 2011, 17:11:29
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Mayıs 2011, 17:11:29 »



MUHALİFLERE GÖRE SÜNNETTE ZİKREDİLEN HER ŞEY KİTAP İÇİN BİR AÇIKLAMA MIDIR?

Bunları zikretmeden önce, İmam Şafiî'nin (r.h) de ifade ettiği gibi muhaliflerle anlaşamadığımız konuyu hatırlatacağız. Bu, Ki-tab'm bahsetmediği bir hükmü tek başına ortaya koyan sünnettir. Önce bu konuyu gözönünde bulundur. Sonra Şâtibî'nin zikrettikleri­ni iyice anlayıp hüküm ver.

Şâtibî (r.a.), der ki:[808]  Bu konuda, -yani bütün sünnet, Kur'ân için bir açıklamadan ibarettir anlayışında- insanlar için birtakım is­bat yol ve yöntemleri vardır. Bunlar altı tanedir.

Birinci Yol: Bu isbat şekli gerçekten çok umûmîdir. Burada sanki Ritab'dan, sünnetle amelin sıhhatine ve ona ittibamn lüzumu­na delil çıkarmak gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu da ALLAH Teâlâ'nın: "Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, Peygambere aykırı harekette bulunur ve müzminlerin yolundan baş­kasına uyarsa, onu döndüğü sapıklıkta bırakırız. Âhirette de kendisi­ni Cehenneme sokarız,"[809]  âyetinden icmânın bir delil olduğunu çı­karmak gibidir.[810]

Şâtibî, nakledilmesini gerektirecek herhangi bir sebep yokken birtakım haberler zikrettikten sonra şöyle der: "Bu yol, sünnetle amelin gerekli olduğuna delil getirmek gibi bir şey oldu. Veya bizatihi delil getirilmiş oldu. Fakat bununla sünnette bulunan şeyler, Kitab'ın delâlet ettiği tafsili mânâlara ait ve dahil edilmiştir," Şâtibî'nin sözü burada bitti. Bir iki noktaya açıklık getirmek istiyo­ruz.

Şâtibî'nin: "Bu, istidlale (sünnet için delil getirmeye) benziyor" sözü, doğru değildir, kabul edilemez. Oradaki söz ve deliller, bizzat sünnetle amelin gerekli olduğunu isbat için ileri sürülmüştür. Bunun için sadece: "O, ancak bunun için yapılmıştır," demek gerekir. "Da­hil edildi" sözü de üzerinde anlaşamadığımız konuda bir şey ifade etmiyor. Çünkü sünnetin delil olduğunu gösteren âyetler için: "Bun­lar, sünnetle sabit olan fert hükümleri de ortaya koymuştur," dene­mez. Meselâ, "Namaz kılınız" âyeti, namazın farz olduğunu ifade et­mektedir; fakat sünnetle sabit olan namaz fiillerine ve şekline dair bir şey söylememektedir.

Sonra buradaki isbat şekli, işi tersine çevirmektedir. Buna göre Kur'ân, sünnette mevcut hükümlerin açıklayıcısı olmaktadır. Çünkü Kur'ân, sünnetin hüccet oluşuna bir delildir. Aklen bir şeye delil olan, delâlet edilen şeyin ihtiva ettiği ve ortaya koyduğu şeyleri açık­lar. Aksi olmaz.

Eğer sen, bunu kabul etmeyip: "Ancak delâlet edilen, delil olanı açıklar," dersen; sana deriz ki: Sünnette de Kur'ânla amelin vâcib olduğunu ifade eden hadisler nakledilmiştir. Senin sözüne göre Kur'ân, sünnetteki hükümler için bir açıklayıcı olmakta, müstakil hüküm bildirmesi sahih olmamaktadır. Bunu söyleyebilir misin?

İkinci Yol: Şâtibî (r.a), devamla der ki:[811] İkinci yol, ulemâ ya­nında en meşhur olanıdır. Burada sözkonusu olan sünnetler, Kur'ân'm mücmel (kısa ve kapalı) olarak zikrettiği bir hükmün nasıl uygulanacağını veya sebeplerini, şartlarını, mânilerini, ona dahil edi­len şeyleri veya bunlara benzer taraflarını açıklar. Meselâ sünnetin, namazların vakitlerini, rükû, secde ve diğer hükümlerini açıklaması gibi.

Yine zekâtın miktarım, vaktini, zekâtı verilecek malların nisa­bını, zekâta tâbi olan ve olmayan mal çeşitlerini açıklayan, orucun hükümlerini ve Kitab'da bahsedilmeyen yönlerini ortaya koyan ha­disleri burada örnek verebiliriz. Aynı şekilde hükmî ve hakikî pisliklerden temizlik, hac, hayvan boğazlama, av, eti yenen ve yenmeyen hayvan, nikâh ve bununla alâkalı olarak boşama, geri dönme, zihar, liân gibi meseleler, alış-veriş ve hükümleri, cinayetler, kısas ve ben­zeri konularda açıklamalarda bulunan hadisler de böyledir. Bütün bunlar, Kur'ân'da mücmel (kısa ve kapalı) olarak zikredilen hüküm­lerin bir açıklamasıdır. İşte, hadislerin: "Sana da insanlara kendile­rine indirileni açıklayasın diye Kur'ân'ı indirdik,"[812]  âyetinin hük­mü altına girmesi böyle olmaktadır.

Rivayet edildiğine göre İmran b. Husayn (r.a), "Bize sadece Kur'ân'dan bahset," diyen bir adama: "Sen, çok ahmak bir kimsesin. ALLAH'ın Kitabı'nda öğle namazının farzının dört rek'at olduğunu ve kıraatin açıktan yapılmayacağını bulabilir misin?" dedi. Sonra diğer namazları, zekâtı ve benzeri ibâdetleri sayarak: "ALLAH'ın Kitabı'nda bunları açıklanmış olarak bulabilir misin? ALLAH'ın Kitabı, bunları kısa ve kapalı olarak ifade etmiş, sünnet de açıklamıştır," dedi.[813]

Mutarrıf b. Abdullah'a: "Bize hadis anlatıp durmayın; ancak Kur'ân'dan bahsedin," denilince şöyle demiştir: "Vallahi biz, hadis­leri Kur'ân'ın yerine anlatmıyoruz. Bilakis hadisleri anlatmaktaki gayemiz, Kur'ân'ı en iyi bilen Hz. Peygamber (s.a.v)'in bildiklerini ve bildirdiklerini anlatmaktır."[814]

Evzâî, Hasan b. Atıyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasûlullah'a vahiy indiğinde Cebrail (a.s), onu açıklayacak sünneti de getiriyor ve O'na öğretiyordu."[815]

Evzâî demiştir ki: "(Açıklanmaya ihtiyacı olduğu için) Kur'ân, sünnetin ona muhtaç olmasından daha çok sünnete muhtaçtır."

Ibn Abdilberr, bunu şöyle yorumlar: "Evzâî, şunu anlatmak istiyor: Sünnet, Kur'ân üzerine hüküm koyar ve onun murâdını açık­lar."[816]

İmam Ahmed b. Hanbel'e: "Sünnet, Kitab üzerine hüküm ko­yucudur," sözü sorulunca: "Ben bunu söylemeye cesaret edemem; fa­kat 'Sünnet, Kitab'ı tefsir eder ve hükümlerini açıklar' derim," diye karşılık vermiştir.

Sünnetin, Kur'ân'ın bir açıklaması olduğu konusundaki bu açık­lama şekli, maksadı daha güzel anlatmakta ve ulemâ arasında da daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

Şâtibî, ikinci isbat yolunu ve yöntemini de böyle özetledi. Şimdi bir değerlendirmesini yapalım.

Kendisine deriz ki: Eğer bu anlattıklarınla, sünnetin bir kısmı, Kitab'da kısaca zikredilen hükümlerin -meselâ, namaz ve zekâtı farz kılan âyetler gibi- bir açıklamasıdır, demek istiyorsan buna katılırız.

Eğer bütün sünnetin böyle olduğunu anlatmak istiyorsan bu, henüz açıklığa kavuşturmadığın bir konudur. "Bana göre bütün bun­lar, Kur'ân'da mücmel olarak zikredilen hükümler için bir açıklama­dır" sözünle, bütün sünnet çeşitlerini kasdediyorsan bu, kabul edile­mez. Bunun isbatı da bize düşmez.

Sonuç bölümünün ikinci bahsinde, her tahsis ve nesheden nas-sın iki yönü olduğunu, bir yönden Kitab'm murâdını açıkladığını, di­ğer yönden de bu muradın dışında kendi başına bir hüküm ifade etti­ğini açıklamıştık. Diğer şart ve kayıtlarda da benzeri durum olmak­tadır. Bunu iyice düşünürsen, Şâtibî'nin sözündeki karışıklık ve ka­palılık ortaya çıkar.

İmran b. Husayn'm (r.a): "Sünnet, bu çeşit Kur'âni hükümleri açıklar" sözü, sünnetin sadece Kur'ân'ı açıklayıcı olduğunu ifade et­mez. Onun burada bu açıklamaya değinmesi, sadece verdiği misalde nıuhâtabını ikna etmek içindir. Çünkü burada aranan, sünnetin o vasfı idi.

Mutarrıf m: "Fakat biz, Kur'ân'ı bizden daha iyi bilenin sözle­rini aktarmak istiyoruz" sözü, şunu ifade eder: Kur'ân, bazen müçte-hidlerin dil, kaide ve kalıplarına göre hüküm çıkarabilecekleri bir nass zikretmeksizin bir hükmü içinde bulundurur. Bunu, bize ancak Hz. Peygamber (s.a.v) açıp ortaya koyar. Çünkü O, ALLAH Teâlâ'nm kendisine Cibril (a.s) yahut özel ilhamı vasıtasıyla öğrettiği ilimle, Kur'ân'da kendisinden başka hiçbir insanın bilemediği sırları bilir ve bildirir. Bu da bizim sahip olduğumuz görüşü isbat eder.

Şâtibî'nin bundan sonra diğer imamlardan naklettiği sözler, ke­sinlikle sünnetin sadece açıklama yapacağını ifade etmez. Bu, açık­tır.

Üçüncü Yol: Şâtibî (r.a), der ki:[817]  "Sünnetin, Kur'ân'ın bir açıklaması olduğu isbat edilirken nazar-ı dikkate alınan bir diğer yol da Kur'ân'ın genel olarak ifade ve delâlet ettiği şeylere bakmaktır.

Bunlar incelendiğinde, hemen hepsinin daha geniş ve noksansız bir şekilde sünnette mevcut olduğu görülebilecektir. Sünnette, Kur'ân'a ziyâde olarak birtakım açıklama ve şerhler yapılmışır. Şöyle ki: Kur'ân-ı Kerîm, ele geçirilmesini isteyerek dünya ve âhiretin menfaat ve maslahatlarını açıklamış, sakınılması için de her iki dünyanın tehlike ve fesadını beyân etmiştir. Daha önce geçtiği gibi maslahatlar üç kısımdır:

1-  Zarûriyyât: Din ve dünya için zarurî olan şeyler. Bunları kâmil mânâda temin eden şeyler de bu kısma girer.

2-  Hâciyyât: Din ve dünya için ihtiyaç olan ve bunları en güzel şekilde tamamlayan şeyler, hâciyyât olarak tarif edilir.

3- Tahsiniyyât: Zaruret ve ihtiyacın dışında kalıp dini ve hayatı güzelleştiren ve buna ileri seviyede hizmet eden şeyler, bu kısmı oluş­turur.

Kitâbü'l-Makâsıd'da etraflıca işlenen bu üç kısma eklenecek her­hangi bir şey yoktur. Sünnete baktığımızda, onun da üç şeyin dışın­da bir şey ortaya koymadığını görürüz. Şu halde Kitab, bu şeylerle il­gili birtakım esaslar ortaya koymuş, sünnet de Kitab'a ilâve olarak birtakım eklemelerde ve onlarla ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Araştırırsan, sünnette mevcut bütün şeylerin bu kısımlara râci ve da­hil olduğunu görürsün."

Bu, Şâtibî'nin değerlendirmesi. Biz de kendisine deriz ki: Şüp­hesiz, bu maslahatlar ve umûmî işler, Kitab'da zikredildiği gibi sün­nette de zikredilmiştir. Bir kısmı sünnette açıklandığı gibi diğer bir kısmı da Kitab'da açıklanmıştır. Her ikisi de ALLAH katından gelen ve delil olarak kullanılma yönüyle, biri diğerine eşit iki vahiydir. Bu du­rumda senin, birine asıl, diğerine açıklama deyip birisini destekleme, diğerini ihmal etme imkânın yoktur. Buna göre senin: "Şüphesiz Ki­tab, tek başına hüküm koyamaz. Çünkü bu maslahatlar, sünnette or­taya konmuş ve Kitab'da açıklanmıştır," demen caiz midir?

Bir de şu var: Bu hükümlerin, sırf Kitab'da zikredildiğini ve sünnette sadece açıklandığım kabul ettiğimizde...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 23 Mayıs 2011, 17:12:20 Gönderen: saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır?
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:08:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? rüya tabiri, Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? mekke canlı, Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? kabe canlı yayın, Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? Üç boyutlu kuran oku Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? kuran ı kerim, Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? peygamber kıssaları, Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır? ilitam ders soruları, Muhaliflere Göre Sünnette Zikredilen Herşey Kitap İçin Açıklama Mıdır?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes