๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Tirmizi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Aralık 2011, 15:43:11



Konu Başlığı: Koyun türünden erkek olanın kesilmesi daha hoştur
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Aralık 2011, 15:43:11
bölüm: 7

Koyun türünden erkek olanın kesilmesi daha hoştur



1499- Ebû Kibâş’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Medîne’ye toklu (erkek koyun) getirdim işler iyi gitmedi. Koyunlar elimde kaldı Ebû Hüreyre ile karşılaştığımda kendisine sordum şöyle dedi: Koyunlardan toklu cinsi ne güzel kurbanlıktır. Ebû Kibâş: Bunun üzerine insanlar benim tokluları kapışıp bitirdiler. (Müsned: 8859)

 Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs, babası vasıtasıyla Hilâl’in kızı Ümmü Bilâl, Câbir, Ukbe b. Âmir ve Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bir adamdan da hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih garibtir. aynı zamanda Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak ta rivâyet edilmiştir. Osman b. Vakîd; İbn Muhammed b. Ziyâd b. Abdullah b. Ömer b. Hattâb’tır. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonrakilerden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Yani koyun  türünden toklunun kurban edilmesi caizdir derler.

1500- Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) kendi keseceği kurbanlık hayvanları ashabı arasında dağıttı geriye bir oğlak kalmıştı ki Ukbe bunu Rasûlullah (s.a.v.)’e hatırlatmıştı. Rasûlullah (s.a.v.) de onu da sen kendin için kurban et buyurdular.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 7)

 Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Vekî’ der ki: “Cez’a” yedi ayı geçmiş bir yaşındaki koyun cinsidir. Ukbe b. Âmir’den değişik şekillerde de rivâyet edilen bu hadis şöyledir: Rasûlullah (s.a.v.), kendi keseceği kurbanları vekaleten kesmeleri için sahabesine dağıtmıştı da bir oğlak kalmıştı. Onun ne olacağını Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduğumda onu da sen kendine kurban kes buyurdular.

Aynı şekilde Muhammed b. Beşşâr’dan Yezîd b. Harun ve Ebû Dâvûd’tan aktararak şöyle dediler: Hişâm ed Destevâi, Yahya b. ebî Kesir’den, Bağçe’den, Abdullah b. Bedr’den, Ukbe b. Âmir’den bu hadisi böylece bize aktarmıştır.